bildirgec.org

umut hakkında tüm yazılar

Umutsuzluğun tavan yaptığı an

darjeeling | 23 November 2007 10:39

Şimdi renkli bir kare resmimiz var önümde. Sen gülen gözlerinle bakıyorsun. Benim aklım sende. Gören mutlu olduğumuzu kolayca anlar…
Tam o anda,
‘Mazi kalbimde yaradır
bahtım saçlarımdan karadır’ diyor şarkının sözleri. Bak şu işe aklıma sen geliyorsun hemen. Sanki çıkıyormuşsun gibi zaman zaman.. Sanki deminden beri resmimize bakmıyormuş gibi..Ama sevgi herşey değil dimi? Biri bir zamanlar böyle birşey demişti. Zor beğenen insanlara yaranmak zordur. Her bir ayrıntı, yanlışlık, eksiklik, ihmalkarlık mutsuz eder bu insanları. Sürekli tetikte olmak gerek dimi böyle kişilerle birlikteysen? İşte bu yüzden sevgi herşey demek değildir. Aklı sendeymiş, kalbi sendeymiş, nereye kadar?
Sevgi ,sevgi nereye kadar?
Bu şarkı herkese gelsin..
‘Aşk eski bir yalan, Adem’le Havva’dan kalan’..

Aşkı bekleyiş

darjeeling | 07 November 2007 13:28

Sarı yapraklar ağaçların dallarından ayrılalı çok oldu. Hatta yağmurlar süpürdü onları caddelerden aşağı. Ondan sonra da çöpçüler koyuldular işe..
Şimdi aylardan Kasım.. Aralık var bir de..
Kaybetmeye alışık insanoğlunun bir parçasıyım ben de. Senin gidişinden belli değil mi bu?
Gittin gideli hava daha bir soğudu sanki. Kar da yağar yakında. Benim yine kulaklarım kızarır, burnum donar, incecik bedenimle rüzgarda savrulurum kesin. Bir rüzgarın beni uçurup götürebileceğini düşünüp korkarım. Bu soğuk hava da evimde olmayı, senin de yanımda olmanı isterim.
Zaman mevhumu içinde bir yerler de dururuz , anılarımız başka bir yerde.. Unutmayız , kavuşacağımız güne dek eminim onlar bize güç vereceklerdir.
Beni mutlu eden ise; yaprakların daha dallardan kopmadığı , hatta onun öncesinde sıcaklığın içimizi ısıttığı bir sonraki mevsimi birlikte görecek olmamız..
Hayal etmek güzeldir..

Bir sükûnetin bitişi ve başlaması arasında ki her şey…

plakton | 25 October 2007 09:25

fırtına denizinin ortasındaki sükûnetsin
fırtına denizinin ortasındaki sükûnetsin

Herkesin bir hikâyesi vardır. Sizin, benim diğerlerinin. Herkesin hikâyesi kendince iyidir, kötüdür, çoktur, yalnızdır, zordur, umutsuzdur. Ben sadece sonuncudan umuttan bahsetmek istiyorum.

Umut zordur. Hemen bir sözcükle doğar. Mutluluk verir içinde durduğu yüreğe. Zordur yaşatmak bilir bunu mantık. Mantık ne kadar engellemeye çalışsa da umut filizlenmeye başladı mı yürekte, karşısında durması güçleşir. Kontrol edilmek istemez. Yâda yürek onu kontrol etmek istemez. Ama mantık bilir işte. Büyümesi için ne kadar çok şey gerekli ise, ölmesi için o kadar azı yeterlidir.

umudu google’da aramak

odo | 24 October 2007 11:37

google zitgeistadını vediği sistem ile belli aralıklarla arama istatistiklerini paylaşıyor. eylül 2007 istatistiklerinin türkiyekısmında ilginç sonuçlar var.

google’dan talep ettiğimiz ikinci “dilek” umut olmuş. gerçekten de buna çok ihtiyacımız var ama google’dan medet umulur mu? o başka…

bunu dışında, mirc’i mırç diye aramışız. listeye giren tek üniversite gaziantep üniversitesi. kr var üçüncü sırada, ne demekse? ayrıca, grup yorum gibi en muhalif müzik gruplarından biri de girmiş liteye.

susma

siirimsi | 19 October 2007 14:38

sen sustukça
sen sustukça

Susma,

Sen konuştukça cennet kokusu kaplar dünyayı… Kuşlarım kanat çırpar, yelken açar martılar denizler üstünde çığlık çığlığa… Sesinle baharlanır toprak, yeşillenir baharlandıkca umutlar… Uyanır karıncalar uykudan… Dizelenir yollara sıra sıra, öbek öbek yağar düşlerim. Yağmur gibi, sel gibi sesinle, ıslanırım… Islandıkça büyür içimdeki yaslı çocukluğum…

Susma,

Sen konuştukça dünya adalet çiçekleriyle beslenir… Kolu kırılmış sevdalar, bağrı yanık şarkılar, ayrılıktan dem vuramaz artık… Dirilir yaşama direncim… Her kıtasında sevinç, her cümlende huzur melodileri güzelleştirir geceyi… Gündüzden kaçamaz olurum, kucak açarım aydınlığına… Can bildiğim bütün canlar feda olur yolunda…

Belki

plakton | 17 October 2007 19:58

Tüm duvarlara rağmen.....
Tüm duvarlara rağmen…..

Akşamsefasının vakti çoktan geçti. Bir sonbahar akşamına puslu bir ikindi zamanı kaldı… Ağaçlar eski zamanlardan kalma anılarını döküyor üzgünce… Koyu bulutlardan yere düşmeye hazırlanan yağmur damlalarının kokusunu duyuyorum… Farkına bile varmadan bir nefes hızında ezgiler dökülüyor dudaklarımdan. Yalnızca biraz… Biraz üşüyorum.

Çarşının başından sonuna tenhalığı nedense ilk defa içime dokunuyor bugün. İçim… İçim acıyor her nefesimde. Bulutlardan bana bakan damlalara inat parka oturuyorum. Çoğunu tanıyorum. Gözlerinden doğanlara çok benzeyenleri de. Birazdan inmeye başlarlar bulutlardan. Kokuları korkularımı bastırıyorken… Birazdan.
Bugünlerde gecelerin daha uzun olduğunu öğrendim. Bitmek bilmiyor artık karanlık. Bir de boş odalara daha çok üşündüğünü. Her şeyim aynıydı aslında. Sana anlatacaklarımı biriktiriyorum sadece içimde… Düz ve eğik ama hep sevdalı harflerle… Yazmakla bitiremediğim sessizliklerimi döküyordum kelimelere… Sensizken işte…

DUVARLAR YIKILMAK İÇİN_DİR

siirimsi | 04 October 2007 12:52

duvarlar yıkılmak için_dir
duvarlar yıkılmak için_dir

DUVARLARI YIKALIM MI?

Duvarlar yıkılmak içindir.Verilen sözler tutulmamak

için,Sevdalar unutmak, umutlar kırılmak için…Bütün

ışıklar karanlığı gizlemek için. Doğrular yalanları,

gerçekler olmazları var kılmak içindir. Yaşamak

ölümü paylaşmak içinse ,nefes almak da vermek

içindir.

Bütün duvarları kendimiz örer, kapatırız insanlarla,

sevdiklerimizle aramızda. Hatırlıyorum da küçükken

Gecenin sabaha yakın olan kısmı

plakton | 18 September 2007 08:57

Hava kurşun gibi ağır…
Yağmur arsız…
Anılar ıslak, anılar yorgun…
Caddeler ıslak dışarıda.

Umutlar bekler meçhul bir faniyi. Kıyıda köşede gizlenen, yaşarken yaşamını sessizce içinden, Keşkeleri bitmiş, sankileri ile yaşayan bir faniyi…

Hoyratça harcanmış bir zaman var hayatımda. Yaşama ait ne varsa içimde, sırtımda taşıyorum geceleri. Pejmürde, yırtık pırtık ruhumla.

Çığlıklar dolarken bu kentin sokaklarına, duyan oldu mu fani sesimi acaba? Yoksa söylenecek söz kalmamış mıydı? … İçimden mi kuruyordum cümlelerimi artık?