bildirgec.org

özlem hakkında tüm yazılar

Söyle Niye

karuma76 | 05 August 2010 12:27

Niye içim daralıyor, bunalıyorum?
Niye canım sıkılıyor, ağlamak istiyorum?
Niye kalbim hızlanıyor, çare bulamıyorum?
Neden, neye, kime bu özlem?

Niye başkası değil de ben?
Niye başkası değil de sen?
Niye başkaları değil de biz?
Ne zaman yaşanacak büyük sevgimiz?

Niye aklımda, kalbimde sen varsın?
Niye gerçekte, hayalde sen varsın?
Niye karanlıklardaki umudum, ışığımsın?
Sen heryerdesin, peki niye yanımda değilsin?

Niye?Niye?Niye?Niye? Söyle niye?

O ağacın altında
O ağacın altında

Yüreğimi yakıp gidiyorsun!

| 22 July 2010 09:54

Umurumda değil tarih,
Bir anda silinmiş, bir ruh kalmış ortada.
Bir ruh ki, nerede doğduğu belli olmayan.

Umurumda değil kaldırımda yalnız yürümek.
Yürümek benim olmayan bir eve doğru,
bir kışlaya hastaneye gider gibi yürümek…

Umurumda değil hangi suratların ortasında
tutsak bir aslan gibi dikilip kaldığım.
sevilmişim, sevmişim, sevmişler, umurumda değil…

Av köpeklerinin en kurnazı gelip arasa,
bulamaz bana ait izleri, bana ait ne varsa.
kütük haline getirilmiş bir ağaçtan başka…

Şimdi kendimi savurup gideceğim,
umurumda değilsin, desem de,
“bil ki, kötü bir yazarın, yüreğini yakıp gidiyorsun!”

SİNEK İLACI ARABALARI VE AKŞAM ÜZERİLERİMİZ

il mare | 19 July 2010 11:10

Akşam üzerilerimiz.Bulutlarla randevulaştığımız vakitlerimiz.

Kulaklarımızın tek bir sese odaklandığı,sanki koca bir mahalleyi süpürebilecek koca bir elektrik süpürgesinin çıkardığı uğultulu sesi beklediğimiz vakitlerdi. Vuuuvvvvv,vuuuuvvvvvv.

Bu sesin birkaç çift kulağa çalınmasıyla, ‘geliyorrrr,geliyorrr’ çığlıklarımızın, mahallenin yaşlı amca ve teyzelerini,ders çalışan ablalarını,ağabeylerini, ama en çok da zehirleneceğimizden korkan ebeveynlerimizi sövdürdüğümüz zamanlardı.

yüreğinin götürdüğü yere gitti…

lavinya76 | 20 June 2010 11:02

Ne zaman anne diyecek olsam aynı anda babam düşer aklıma… Ne zaman annemi aramak için bir hamlede bulunsa işaret parmağım geri kalanlar uzanır istemsizce babamın numarasına… Aramam, arayamam…

Herkes özel numaradan ayrıldığı sevgilisini arar birkaç saniye sesini duymak için, bense babamı… söyleyecek önemli bir şeyim yoksa konuşmam, konuşamam….

İçimi kaplayan duman sağanak yağışlara dönüşür de bir türlü güneş açmaz ruhumda…
Ben kendi güneşimi doğuramam…

Yüreğimin çırpınışlarını duyabilseydin eğer korkardın can çekişlerinden!!

Leb i Nar | 20 April 2010 13:00

Zamanın bir yerinde kalmıştı unutulmuşluğum. Yüreğine hasretim çöktüğünde çalmıştın tekrardan kapımı. Hiçbir şey yaşanmamış, sanki deli bir fırtınanın iki ayrı uç noktaya savuran o kavgayı eden biz değilmişiz gibi konuşmaya başlamıştın.. Susmuştum bende seninle, eskiye dair ne varsa içimde susturmuştum.. Korkmuştuk belki ikimizde yeniden buluşmayla tekrar yaşanabilecek anlamsız bir ayrılığın yaşanmasından.. Büyük bir heyecanla “özlemişim seni deli kız” dedin.. Bir kaç defa tekrarladığın bu söze benden de bir cevap bekledin.. Sustum yine.. İçimde olan onca suskunluğun arasında bu sözlerde saklamıştı kendini.. sadece bana fısıldıyordu yüreğim özlediğini.. Özledim diyordu, özledim, senin tahmin edemeyeceğinden daha fazla, belki de senin beni özlediğinden daha fazla özledim seni.. Ama söyletmez ki içimdeki suskunluk. Korkar senden, yaşananlardan belkide yaşanacaklardan.. Kavuşmak ister ya ellerimiz, uzanmaz benimkiler çekinir ayrılıklardan.. Bu yüzden buluşmaz gözlerim gözlerinle; Bu yüzden söylemez dilim özlemleri ve bu yüzden kaçarım senden.. Bu yüzden yüreğim çığlıklarla can çekişir bedenimde ..

Ah, sevgili !

pillibebekkuyuda | 16 April 2010 14:08

Lanet ektim bahçeme yine
Tırnaklarım çamur.
Ruhumun yalnızlığı ile demleme çayım,
Zifiri karanlık kokusu ile harmanlanmış
Felçli gözyaşım.
Git içimden, bedenimi aldığın günden beri,
Sana köle, her an ım.
Ah sevgili, atılan her kahkahada
İçimi eziyor,
Bu gözler başkasına bakmayacak,
diyen, dilin.
Şimdi o başkası benim..
Acizliğimle kirleniyor her yanım,
Yıkadıkça eriyor,
Senden arınamayan ruhum.
Bak yine terledim,
Bir fenayım bugün,
Sen geldin diye.
Sancım var yine,
Doğurmadığım yerde.

Ya canımı al,
Ya git içimden..

bakkal amca, bakkal amca

taha3045 | 24 March 2010 12:26

Kahvaltımı hazırlamak için kalktım yumurta çırptım iki tane ,içine beyaz peynir koyarak omlet kıvamına gelmeden bir iki kere çırpıp öyle tavaya koyunca ayrıca tepsiye peynir koyma zahmetinde bulunmayabilirsiniz. Zeytinlerden siyah olanını seçtim, yeşil zeytin sevmem pek, neyse zeytin olursa tepsi de peynirin gönlü kırılır, beni almadı der hem zeytin de yalnız kalır, onlar iki yakın dostlar en nihayetinde ketçap ve mayanoz gibi.(Annesi hasta olduğu için eşim iki gündür yok ve ben kahvaltımı kendim hazırlıyorum vay canına)

Anneme uğradım dün mahallemizin eski bakkalı ölmüş ne kadar üzüldüm. Tam bir bakkaldı o bakkalın tamı yarımı olur mu demeyin, mavi uzun gömlek giyen, cebinde sürekli küçük bir defter ve kalem taşıyan bakkallardan.Hani leblebi tozu satan bakkallardan. Ne çok üzüldüm mahsustan sakız alıp para üstü bozuk yoktu diye sakız verdiler diye annemleri az mı kandırırdım. Bir kere para düşürünce gidip ne kadar sataşmıştım bana istediklerimi versin diye Allah rahmet eylesin, son yıllarını her işini süpermarketlere kaptıran mahalle bakkallar gibi söylenerek geçirdi, ama biz her bayram onun elini öptük, o bizim hep bakkal amcamızdı.

SESİM SANA ULAŞMAK İÇİN ENGELLERİ AŞMAK ZORUNDA

sonbahar kizili | 06 March 2010 18:03

www.forumvadisi.com/
www.forumvadisi.com/

Şimdi uzaklardasın… Sesim sana ulaşmak için engelleri aşmak zorunda…
Hiç itirazım olmadı omzuma kaldıramayacağım kadar ağır yüklerin bindirilmesine… Hiç sesim çıkmadı hayatımla ilgili kararları başkalarının vermesine. Küçüksün dediler, henüz çok küçük… Bir de baktım ki bana ait olmayan bir ömrü bırakıyorum geride. Yanlış seçimler yapıp yanlış kararlar vermişim ait olmadığım bir yerde…

Şimdi bütün yanlışlarımı silip, düzeltmek istesem bir şeyleri biliyorum ki imkânsız. Bütün yanlışlarımın karşına koysam seni yanlışlar doğrularımı götürüyor yine…

YOKSUN…

sonbahar kizili | 06 March 2010 16:58

sevdaseli.net
sevdaseli.net

Şimdi neredesin bilmiyorum
Orada saat kaç bilmiyorum
Ben yine sensiz,
Benim yine uykusuz gözlerim
Sen uyuyor musun bilmiyorum.
Alışamadım sensizliğe
Alışamadım yokluğuna
Yalnız kaldım yalnızlığımla
Sen alıştın mı bensizliğe bilmiyorum.
Cevap vermiyor telefonun
Israrla çaldırıyorum
“Alo” diyen sesin geliyor kulaklarıma
Yokluğuna dayanamıyorum
Alışamıyorum hasretine
Sensiz kaldım bu şehirde
Sen bensiz ne haldesin bilmiyorum.
Hep gitmek istiyordun gittin işte
Mutlu musun acaba şimdi
Yalnızım yine, sensizim bu gece de
Yoksun, yoksun, yoksun işte…

külleri de söyler miydi ” Aşk Aşk” diye…

kharis | 03 March 2010 16:19

bir çocuk gibi
korkuyorum dikenden
en çok da gül’den
tuttuğumda kanatıyor ama nefesim kesiliyor
çocuk gibi canım yanıyor
ağlıyorum her defasında
hem cemre düşmüş gönlüme
hem kışları yaşamaktayım kendi yüreğimde.
hem filizlenen dallarım var
hem üşüyorum.
bilindik buzdan kaleler mi
toprağın ilk yeşermesi mi bilmiyorum
ama
paketinin içinden ilk defa çıkan bembeyaz bir seccade gibi eğilmek secde etmek istiyor bir yanı yüreğimin
bir yanı da bembeyaz yeri kalmayan müsvedde bir defter gibi yakmak istiyor
belkide yakılmak…
külleri de söyler miydi aşk aşk diye ??
küllerim de söyler miydi aşk aşk diye??