bildirgec.org

mahkum hakkında tüm yazılar

Acaip-Tuhaf Hoteller

thomasguven | 13 September 2010 15:19

7 acaip hotel
Ne zaman tatile çıksanız kalmak için güzel bir otele ihtiyacınız olur. Çoğu insan sıradan normal otelleri tercih eder ancak daha sonra o otellerin çoğu insana aynı duyguyu hissettirir. Eğer geleneksel otellerden sıkıldıysanız ve değişiklik hissettirecek bir hotelde kalmak isterseniz İşte size 7 acaip hotel.
1. Köpek Havlaması Hotel –Dog Bark Park Inn

Eğer Idaho daki Cottonwood bölgesini ziyaret ediyorsanız(orasıda neresi dediğinizi duyar gibiyim) devasa av köpeği şeklinde yapılmış Dog Bark Park Inn kalabileceğiniz bir yer. Odalar köpek şeklinde dekorasyon yapılmış ve misafirlere köpek şekilli kurabiyeler ikram ediliyor.

evlerden uzak yerler

nazokiraze | 15 January 2010 13:41

Thames Nehri kıyısında turistlerin ilgisini çeken Londra Kulesi (Beyaz Kule) pek çok esaret,idam ve işkenceye sahne olmuş tarihi bir yapıdır.

VI. Henry’in kapatılıp öldürüldüğü (Güller Savaşı),Anne Boleyn’den Birinci Elizabeth‘e,dokuz günlük kraliçe Leydi Jane Grey‘e pek çok tarihe mal olmuş kişiler bu kuleye kapatıldı, kimileri başını kaybetti kimileri kurtularak saltanatına devam etti. Efsanelere göre onbirinci yüzyılda yapılan kulenin harcına kanlar karışmıştır, kesik baş veya hayalet hikayeleri Londra Kulesi ile özdeşleşmiştir.İngiliz deyimi olan kuleye gödermek, hapise yollamak demek oluyor. Hükümdarlar ve soyluların idamı genellikle kule içinde yapılırdı, halktan kişiler kule dışına layık görülürdü.

BU DA GEÇECEK Mİ?

kahvekokusu | 02 November 2009 15:16

Nefesinle can bulup, sesinle can verecek bir tek cümlenin iki dudağının arasından dökülüp bana gelmesini öyle çok bekledim ki… Kaç saattir sürüyor bu intizar ya da kaç gündür, saymadım… Batan güneş, işte bir gün daha bitti haberini alay edercesine fısıldarken kulağıma, her sabah yeni bir umut ekleyip bir önceki güne, bekliyorum aynı musaberet ile… Belki bugün diye…

Kahvaltımı sensiz yapıyorum… Tadı tuzu yok hayatın… Çayım hep acılara demliyor kendini ve hep boğazımda bir düğüm…

suç ve ceza.

taha3045 | 16 April 2009 16:22

Biraz geçmişten bahsediyorum, nezarethanelerin henüz çok insani olmadığı, göz altı süresi, bedava baro avukatı, kamera sistemi gibi yeniliklerin uygulamaya geçtiği ama henüz her polis merkezinde uygulanmadıgı dönemlerden.

Oturulacak yer olmayan,buz gibi ama her saniye dolup taşan hiç boş kalmayan nezarethanelerden. Nezarethane ne kadar kötüyse içi o kadar dolu, yankesicisi,kapkaççısı, sarhoşu,hapçısı tıka basa dolu. Kadınlarla erkekler bir araya konmuyor, kadınlar Dolapdere’nin, Kasımpaşa’nın, Hacı Hüsrev’in yankesicileri, hapçıları onlar biraz daha iyi durumda yakınları battaniyelerine kadar getiriyor, gece sabaha kadar yiyip ,içip şarkılar söyleyerek yatıyorlar. Erkek gözaltındakiler sürekli ayakta, kimi öksürüyor kimi sigara istiyor …Alışamamıştım nezarethanelere, hapishane yine insanca ama burası dört duvar taş diyordum. Ama göza almışlar orada kalmayı, duvarlara yazılar kazınmış hala gözümün önünde, kimisi sevgilisinin adını, kimi kendi adını, kimisi kimbilir kaç kere gelmiş her gelişinde tarih atmış. Kemerlerine kadar alıyoruz bu duvarları neyle kazıyor bunlar şaşırıyor insan. Duvarlar da kanla bile yazılar var, bazısı komik bazısı kızdırıyor bazısı güldürüyor.

felon – suç çıkmazı

nazokiraze | 12 January 2009 10:58

Bu yıl en beğendiğim filmlerden biri Felon. Ülkemizde Mahkum veya Suç Çıkmazı olarak izlenen film, izleyicilerden iyi not alan yapımlardan biri.

Kız arkadaşı ve oğlu ile mutlu yaşayan bir adamın bir şanssızlık sonucu hapishaneye düşmesi ve oranın acımasız şartlarına göre yaşamasını anlatan filmde; hapishane dövüşleri, terör estiren gardiyanlar, en kanlı katillerin iç dünyası ve hapishanenin dışardan görünmeyen yüzü anlatılıyor.

Zerâfet İstanbul’du…

GRAFTONCUN | 05 August 2008 09:54

• Güzel bir o kadar alımlı, pozitif elektriği ile girdiği ortamda tüm nazarları üzerine çeken mağrur ve kırılgan, utangaç bakışları ile başka bakışlarla çarpışmamak için gözünü yerden nadiren kaldırıyor. Kariyeri ve âdab-ı muâşeret paralelindeki tavırları ile kendini çoktan ispatlamış..
• Uzun zaman olmuştu, kalabalık bir ortama girmeyeli. Yakın arkadaşının ısrarlarına duyarsız kalamadı. Birlikte dışarı çıkacak ve hava alacaklardı. Zûl geliyordu, kabuğunda sıyrılmak, insanlarla bir arada olmak. ”O” odasında yalnız ağlamayı seviyordu. Gözyaşları mahremiydi, el sürdürmezdi. Gururu icâzet vermedi. Ağlamak zayıflık diye öğretilmişti, hiç zayıflık yapmadı öğretileni iyi öğrenmiş ama bedellerini de ödemişti. Zayıf değilsen ya da kendini zayıf hissettiğin anlarını paylaşmazsan gözyaşlarını kuru bir mendille silmeye mahkûmsundur. İşte bu yüzden sırf bu yüzden “O”’nun gözyaşını silen hiç olmadı…
• Vakit gelmişti, zûl geldiğini hissettirmeden güzel bir gece yaşamak istiyordu. Ortama girdiklerinde nazarlar ona dokunmuştu, süzüyordu inceden inceye…

BEN MAHKUMA MAHKUM

usttire | 24 June 2008 11:36

...

Anam toprak
Anam ecele mahkum
Babam hapiste ben yanında
Babam mahkum
Ben mahkuma mahkum
Yakışmadı baba bu sana
Benim kaderime yakışmadığı gibi…
Anam masum
Babam haksız
Bense kayıp…