bildirgec.org

köy hakkında tüm yazılar

Taşra

nevdalist | 30 May 2007 11:31

Ferdi Tayfur’un bir dönem çok tutulan hadi köyümüze geri dönelim şarkısını hatırlayanlar olacaktır. Uzun zamandır köy, kent ve edebiyat gibi kavramlara takmış bir vaziyetteyim. Bunun birinci sebebi Tanıl Bora’nın Taşraya Bakmak isimli kitabı. Bir kitap okudum ve hayatım değişti, demeyeceğim; korkmayın. Sadece taşrada doğup, büyümüş biri olarak düşüncelerimi yazacağım. Çünkü Türkiye bir taşradır.

Taşra nedir? Yaşadığımız bu koca şehirde neresi taşra, neresi şehirdir. Mesela Bağcılar taşra mıdır? Ya da neden taşrayı sadece ekonomik bir durumu vurgulamak için kullanır olduk. Mesela taşrada zengin yok mudur? Zenginse neden taşra da oturur. Bu soruları kendim cevaplamak ve unutmamak için soruyorum. Çünkü genelde yazarken de cevap soruyu getiriyor.

ORDA BİR KÖY VAR UZAKTA

miyazaki | 14 May 2007 21:49

şoray uzun yoldayı seyredıyordum yurdum insanı için.bir şeyi farkettim. gülen tüm köylü kadınların ; teyzelerim nınelerım gençlerin hepsi gülerken ağızlarını ellerı ıle örtüyorlar.bu kendı halınde yaşayan bır çok şeyden haberi olmayan yürakleri içine girilince yangın yeri gıbı olan,saf temiz yurdum insanı o kadar mütevazi ki herkesten önce öğrenmiş nezaket kurallarını. gülerken dişindekı çürüğü,olmayan dişlerini,ağzından gelebılecek kötü kokuları yansıtmamak için tarlada çapa çapalarken nasırlaşmış elleri ile örtüyor ağzını…

ONLARDAN YANAYIM

siyuu | 14 May 2007 16:18

Uzun zamandır içimi sıkıyor. İki kelam etsem, gerçi kim dinler, kim anlar diyorum.Ankara’da, İstanbul’da, Manisa’da ve en son İzmir’de büyük ama gerçekten büyük katılımlı mitingler düzenlendi. Ortak haykırış laiklik, Cumhuriyetin kazanımları üzerineydi. Kitleler, AKP’nin iktidardan inmesini, inmesi için büyük bir güç haline geldiklerini ifade ettiler. AKP’yi ve onun temsil ettiği düşüncenin gizli bir İslami ajandasının olduğunu ortaya koyarak, laikliğin tehlikede olduğunu, hatta giderek bir karşı devrim tehdidi olduğunu haykırdılar. Kitleye baktığınızda, kalabalıkları oluşturan insanların toplumun her kesiminden olduğu anlaşılmakta. Bir bakıma şüphe ve endişeler de anlaşılabilir. Erbakan ve kadrosunun geçmişi de ortadayken, hiç tehlike yok denemez. (Buraya kadar birçok yerde yazılan çililen şeylerin özetine değindim)

Yurdumun Köy Okulları Yardım Bekliyor!

bildigimiz son sey | 12 April 2007 16:23

Güzelli Köyü ilköğretim okulu bir yardım kampanyası başlattı ve bu kampanya meyvelerini verdi.

Bitlis‘in Güroymak içlesine bağlı olan bu köyde, pek çoğumuzun da tahmin edeceği gibi yetersizlikler hakim. Bu yüzden ilköğretim okulu müdürü Mehmet Yalçın bir blog hazırlayarak yardıma ihtiyaçları olduğunu yazdı. Kampanya’da en başta olan ihtiyaç bir kütüphane, dolayısıyla kitaptı. Daha sonra da genel olarak kırtasiye vs geliyordu.

KİM DAHA ZEKİ?

please | 11 April 2007 17:05

kim daha zeki?kim daha kurnaz? genellikle kendi bölgelerine bağlı olan insanlar(ki çoğu kiişi)kendi yörelerindeki insanların daha akıllı olduğunu düşünüp,ispatlama peşindelerdir.sizce öylemei kim daha zeki?

KES,KOPYALA,YAPIŞTIR!..

koza 68 | 23 November 2006 11:58

Çetin Altan ; yanılmıyorsam 70’li yıllarda Milliyet gazetesinde “Taş” isimli sütununda köşe yazıları yazmaktaydı…O sıralarda ben ilk okul çağlarında falandım, rahmetli babam , Çetin beyin sürekli okuyucularındandı ve her fırsatta hayranlığını belirtmekten geri durmazdı…Bazı alışkanlıklar babadan oğula geçiyor elbette…Bende lise ve üniversite yıllarımda üstadı okumaya başladım…Köşe yazılarını , kitaplarını…

Okuyanlarınız bilirler , Sn.Altan Uzun bir süreden beri Türkiyenin geri kalmışlığını ve sosyal çalkantılarını “Mesleksiz “ ve “hazineden geçinen” yığınlara bağlıyor…Hatta üstad bazı yazılarında “ Bazılarımıza çok marjinal gelen “Neden bizim köylerimizde tenis kortları yok?”
“Neden mahallerimizde oda orkestraları bulunmaz” diye hayıflanıp, bütün bu güzelliklerden mahrum kalmamızı “ hazineden geçinen”asalaklara ve “mesleksiz” yığınların yol açtığı tahribata bağlıyor…
Üstadı yakından tanıma şansını geçen yıl yakaladım…
Bağdat caddesinde yakın bir arkadaşımın işlettiği “via gelatto” isimli kafeteryaya eşi ile birlikte gelmişti…Yanına gittim utana sıkıla kendimi tanıttım, onlar dondurmalarını yerken havadan sudan konuştuk…Caddede kısa yürüyüşlere çıkıyorlarmış, caddenin geçmişini konuştuk. Yazılarından çocukluk yıllarının Erenköy’de
geçtiğini biliyordum, sohbeti uzatmayı denedim ama olmadı. .Dondurmalarını bitirir bitirmez kalktılar…Onlar gittikten sonra üstadın köşe yazıların da, ısrarla üzerinde durduğu konuları düşünmüştüm…
Gerçekten de; Bir milletin hayatını kopyalayıp, yapıştırmak mümkün olsaydı aşagıdaki yanlışları yeniden tekrarlarmıydık dersiniz?.

Bira Kutularını Takip Et…

ahmetkucukoglu | 03 November 2006 12:12

Geçen köyün birisine ziyarete gidecem. Köyde oturan arkadaşımı aradım. Nasıl gelebilirim bana yolu tarif edermisin dedim. Adam bana ne dedi biliyormusunuz.
Ana caddeye çık yol boyunca sapmadan bira kutularını takip et bizim köyü bulursun dedi. Gülmekten yıkıldım yae. O köyde bulunan herkes içki içermiş. Yol boyunca biraları içip içip yol kenarlarına atarlarmış. Arkadaş bana o yüzden bira kutularını takip et demiş.

Ejderomurgası Pirinç Terasları

menguzar | 14 September 2006 18:51

Teraslama nedir hepimiz hayat bilgisi derslerimizden biliyoruz.

“Tarıma elverişli olmayan yamaçlarda erozyonu önlemek için kat kat teraslama yapılır”

Hepimizin şuncacık kafalarının içinde farklı canlanan bu “teraslama” hadisesi, arada şehirlerarası yolculuklar yapanlarımız, teraslamanın gerçekten yapıldığı bölgelerde yaşayanlarımız ve ansiklopedi karıştıranlarımız hariç hepimiz için çok kısa sürede unutulacak, belki de yıllarca tekrar yüzeye çıkmayacak bir gizem unsuru olmuştu.

BBG Köyü: Muhtar dediğin böyle olur…

uparlayan | 23 August 2006 06:28

Bu köyde 7 gün 24 saat gözetleniyorsunuz. Köyün her yerinde kamera var. Balıkesir Edremit’in turistik beldesi Akçay’a bağlı Kızılkeçili köyü de yaklaşık üç aydır kameralarla gözetleniyor. Köy meydanındaki kahvehane, muhtarlığın önü ve köyün dört ana girişindeki kameralar köye girip çıkanı, köyde neler olup bittiğini muhtarlıktaki ana bilgisayara aktarıyor. Bilgisayar da bu görüntüleri muhtar odasındaki kameralara yönlendiriyor. 3 milyon 200 bin YTL’ye mal olan kameralar, Kızılkeçili’deki arsa ve evlerin fiyatını artırmış. Köyün muhtarı Osman Nuri Akçay, bu sayede köye kim girdi, ne yapıyor her şeyden haberdar.

Türk McDonalds (taşra sürümü)

bildigimiz son sey | 19 August 2006 12:40

McDonalds
McDonalds

Aslında bu resmi ilk gördüğümde hiç kimsenin böyle bir yerin Türkiye‘de var olabileceğini kabul edeceği aklıma gelmemişti. En azından Bİzler Türkiye’de böyle bir McDonald’s bayiliğinin olmadığını ve olamayacağını adımız gibi biliriz. Gelin görün ki, Türkiye aşığı Peru‘lu bir arkadaşıma espri olsun diye “İşte Türk McDonald’s. Nasıl, beğendin mi?” diye sorduğumda, (aslında herşeye gülen bu zat) sadece “ilginç” deyince bir problem olduğunu sezmiştim.