bildirgec.org

köy hakkında tüm yazılar

YAŞAMDAN KISSALAR – YAŞATMAYA HİSSELER – 2

firatocal | 07 July 2010 23:59


Ntv ve 4 / 4 lük belgeseller … Bu ay ntv kanalının belgesel kuşaklarını kaçırmamanızı tavsiye ederim.. The Cove ve Food Inc.orjinal isimleriyle karşımıza çıkacak olan Koy ve Gıda Ltd. belgeselleri , yıla damgasını vuran ve büyük ses getiren yapımlar… Koy , yerel japon balıkçıların yunusları avlarken nasıl insanlık dışı hareketlere kalkıştıklarını belgesi olan bir başyapıt… Gıda Ltd. ise , gıda sektöründe hangi alengirli cengiz oyunlarının döndüğünü anlamamıza ve bu sayede yeme içme alışkanlıklarımızı bir kez daha gözden geçirmemize katkı sağlayan ibretlik bir belgesel…

Fıkra

sinjob | 10 June 2010 14:41

Bir köyün lideri ölür ve ahali yeni lider seçmek için köy meydanında toplanır.Bu köye lider olmanın bazı şartları vardır,bunlar:

  • bir şişe rakıyı susuz içmeli
  • hemen ardından tüfeği omzuna alıp,dağdaki herkesin korktuğu büyük ayıyı öldürmeli
  • son olarak da,köyün en yaşlı kadını ile birlikte olmalı.

Adaylar içinde ilk şartı sağlayana tüfeği verirler ve dağa yollarlar.Saatler geçer ama aday ortada yoktur.”Ayı bunu öldürdü kesin”,derler ve yeni lider adayı düşünürlerken dağdan birinin geldiğini farkederler.Bakarlar ki lider adayı dağdan dönüyor.Köy meydanına varır,ahaliye yan yan bakar ve sorar:

”Nerde Lan Benim Vuracağım Karı?”

Düğün

Kuduz maymun | 17 February 2010 09:19

Hava karardıktan sonra kalkmak aklına geldi. İleride tarlalar uzanıyor. Sağ yanında ayazma, yüksek otlar. Yolun aşağısından, derenin mezarlık yanı tarafından çıngırak sesleri geliyor. Havlamalar. Ezan çoktan okundu. Bir kalkacak oldu, bir kalkmayacak. Bir şey de hazırlamadı daha. Ne desin gidince. Ertesi gün Anafor’un kahvesinde duyulur artık. Gündüz vakti; Şevki’nin oğluyla Yakup’un yanına kıçın kıçın yanaştığı. Yanaştığı değil. Bilmiyorlar onu bilmiyorlar. Korkak değil. Adam aslında adam. Ama gösteremiyor. Selam verdi. Almazlar. Almasınlar. Aldılar ama bu sefer. ‘Aleykümselam Çopur. Gelsene be ne duruyon’ Gitmeyecek. Çağırdılar diye gitmek mi lazım. Babası olmasa daha iyi ya. Babası var. Çok kızıyor. Babası görmese arkadaşlarını. ‘Ben sana gitme demedim mi o deyyusların yanına!’ Turan’ın kahvede yakalandı geçende. Ümmühan’ın torunuyla bakkalın oğlu da var aralarında.

NEFESİ TÜRKÜ KOKAN YARİM

kahvekokusu | 05 November 2009 14:34

Biri vardı… Uzak dağ köylerinin serinletici poyrazıydı nefesi… Başım her derde düştüğünde derdin derdimdir, demesini sevdim.
İğde ve çam ağaçlarının rayihası dolarken havaya, ben onun kokusunu duyardım kaç kilometre öteden…

Gözleri gözlerime değdiğinde ruhum muydu eriyen? Ben O’nda eriyip O’nunla birleşmeyi sevdim…
Korkmazdım O yanımdayken engebelerden, uçurumlardan, derin mavilerden…
Aşkıyla hemhal olmuş kalbime güveni de sunmasını sevdim…

Gelecekte Kalmış Bir Geçmiş: Amishler

ahmetyahya | 07 September 2009 11:51

Asırlardır kimsenin alışık olmadığı bir öyküyü yaşıyor bu insanlar. Yeme içmelerinden giyim kuşamlarına bütün bir kasaba halinde halen ortaçağı yaşıyorlar. Hem de modern dünyanın tüm kuşatıcılığına, zorlamasına ve tehditkâr tutumuna rağmen. Düşünün bir defa; hangimiz cep telefonsuz, televizyonsuz, arabasız bir dünyayı hayal edebiliyor? Bütün bunlar sadece yüz ve ya yüz elli yıllık bir geçmişe sahip olsalar da hayatlarımızda öyle yer etmişler ki sanki bin yıldır bizimleler. Ancak bu insanlar için durum hiç de öyle değil.

Amerika’da Pennsylvania eyaletinde Lancaster adlı bir kasabada yaşıyorlar. Ancak iki binli yılları değil bin altı yüzlü yılları. Elektrikli aletler, motorlu araçlar, devletin sunduğu tüm imkânlar; her şey ama her şey onlar için bir lüks sayılıyor. Yaklaşık üç yüz yıl önce Avrupa’dan buraya göçmüşler. Geldiklerinde sayıları üç bin kadarmış, şimdi ise iki yüz binin üstünde bir nüfusları var. Bunca yıldır inançlarından ve geleneklerinden kurulu düzenlerini asla değiştirmemişler ve bugün dünyaya teknoloji ihraç eden Amerika’da ortaçağın hayat şartlarıyla yaşıyorlar.

BEN YİNE GİDEMEDİM

haberhaberhaber | 13 July 2009 09:53

Yazın tam ortası kavurucu sıcaklar başladı.Hafif yazarları biliyorum bir çoğunuz tatildesiniz.Kiminiz maddi durumunuza göre ya beş yıldızlı otellerde ya da deniz kenarındasınız.Köy kökenli olanlarınızsa köylerinize gittiniz,füfür püfür ağaç altında tatilin tadını çıkarıyorsunuz.
Maddi imkansızlıklar yüzünden tatile gidemedim.Benim bir köyümde yok yani köy kökenli değilim.
Geçenlerde kızımla olan konuşmamızı aktarmak istiyorum.
Kızım çıkan kısmetlerin arasında köylü olursa birinci tercihim o olacak.
Neden anne?
Kızım ne güzel işte yazları köye gider yeşilliklerin kurtların kuşların tadını çıkarırız.
Birde deniz kenarında köy olursa off yemede yanında yat.
Kızımda gelen cevap aynen şöyle oldu
Anne bende senin gibi düşünüyorum ama yeşillik kurt kuş olduğu için değil.
Neden?
Herkesin fikri başka başka olabilir ama bence köylü gibi misafirper,alçak gönüllü,saf temiz,çalışkan kim olabilir.
Haydi hayırlısı Rabbim herkesin çocuğuna hayırlı ve de benim çocuğuma hayırlı ve köylü kısmet nasip etsin.

sizin yönetmeniniz kim?

kahramancayirli | 30 January 2009 13:17

çok genç çok usta...
çok genç çok usta…

2002 yılında çektiği signs (işaretler)’a tek kelimeyle bayılmıştım. 2004 yazdığı the village (köy)’ı ise anlamamıştım, arkadaşımın filmin peşinden yaptığı yaklaşık yirmi dakikalık açıklamadan sonra anlayabilmiştim filmin vermek istediği mesajları. son olarak 2008 yapımı the happening (mistik olay)’ı da izleyince shyamalan’ın genç bir usta olduğuna hükmettim. psikolojik gerilim filmi, mistik olay ama yine filmin konusundan dahi söz etmek istemem zira konu hakkında kuracağım her cümle filmin büyüsünü eksiltebilir. yönetmen 1970 hindistan doğumlu, birçok yönetmen onun yaşındayken ilk filmini çekemezken 1992’de praying with anger ile başlayan yolculuğu 1998’de wide awake, ertesi yıl the sixth sense (altıncı his), 2000’de unbreakable ile devam etti. velhasıl üretken bir sinemacı var karşımızda. 2006da çekilen lady in the water’ın da adını analım burada. lafı çok dolandırmayalım bu türün genç bir ustasıyla karşı karşıyayız, bize kalansa peşinden filmlerini izlemek, keyif almak. kurduğu atmosfer, oyuncu yönetimi, görsel detaylar hepsi çıtanın üstünde, hepsi iyi. atlanmamalı.

kayınvalidemin sandığı

nazokiraze | 24 December 2008 10:28

Şimdi zaman değişti hiçbirşey eskisi gibi değil ne kadınlar kadın ne kızlar kız… Kadınların hepsi herşeyi otomatik yapıyor
-Ne yaptın hayatım nasılsın?
-ay sorma çamaşır yıkadım, bulaşık, yemek

Dügmeye basmayı bile kaydadeger işten sayan yeni nesil kadınlarıyız. Odun taşımayı, su kaynatmayı, halı yıkamayı, yorgan kaplamayı bilmeyiz biz. Bilenin de kıymetini hiç bilmeyiz.

Evlenirken çeyizler bile değişti, nerde dantel takımları, kanaviçeler, yatak takımları, raf örtüleri, saten yorganlar, yün yataklar, havlu kenarları…

Gez, Çek, Gönder!

feveran | 08 December 2008 14:24

Treklens.com Gez, Çek, Paylaş!

Çok güzel bir fotoğraf paylaşım sitesi. Sade tasarımına aldanmayın, profesyonellere göre bir site aslında. Sitenin amacı tüm dünyadaki fotoğrafçıların özellikle de gezi fotoğraflarını mekan ve zaman bilgilerini belirterek sergilemesi. fotoğraflara puan ve yorum ekleyebiliyorsunuz.

Workshops özelliği ile, izin verilmiş fotoğrafları bilgisayarınıza indirip modifiye edilmiş halini cevap olarak atabiliyorsunuz. Resim gönderirken size bu ayar soruluyor.

Site ingilizce başta olmak üzere yaygın dünya dillerinde de gezilebilir. Maalesef Türkçe yok! Sitenin tek beyenmediğim yanı 14 saat de bir dosya gönderebilmeniz! ama yine de tavsiye ederim. Kendi şehrinizin hatta sokaklarınızın fotolarını bulabilirsiniz, bulamazsanız siz atın dimi?
önizleme resmi