bildirgec.org

kızgın hakkında tüm yazılar

Athena

bartman | 24 January 2004 03:01

Sertap Erenerin eurovisionda birinci olmasından sonra kerameti ingilizce şarkıda sanıp bu yılda aynı mantıkla ingilizce şarkıya karar verildi. İngilizce yada Türkçe olması önemli değil zaten yeteri kadar tartışıldı ama şarkı hem çok kötü hem de ingilizce olunca insan kızmadan edemiyor. Ben linkleri vereyim biribirinden kötü (bence ) 3 parça. Rezil oluruz bunlarla 1 2 3 Altta ki günlüklerde de değinildi ama Athena’nın bonuscard faciasını da hatırlatmak isterim

Yazıklar Olsun Mazhar-Fuat-Özkan !

pHx-hafif | 23 January 2004 23:57

Aslına bakarsanız bahsi geçecek reklamı bugün izlemedim.

Geçen hafta bir sinemanın ön dayatma reklam kuşağında gösterdiler.

Çocukken oynadığım oyuncakların kırıldığını hissettim. Birileri benden habersiz uçurtmalarımı sattı, hem de en sevdiklerimi.

Herşey satılıktı bu ülkede, bunu öğreneli uzun yıllar oluyordu, ama para sayma makinelerinin güllerin içine konulacağını tahmin edememişti gözlerim.

ya af çıkarsa..

slayess-hafif | 16 January 2004 21:01

Ya af çıkarsa şimdi duyyoruz af çıkıcakmış diyorlar.Peki ya af çıkarsa ve onca suçlu daha önce yasandığı gibi çıkar ve insanlara teker teker zarar verirlerse.İnsan tekrar herkese ikinci şams verilmelimi diye düşünmüyor değil.

Galatasaray da bitti…

khan23 | 05 January 2004 00:37

Galatasaray bitmiştir! Evet, Galatasaray da bitti şimdi… Fatih Terim ise çoktan bitmişti zaten… Türkiye’nin belli bir geleneğe bağlı, liseden gelme, en önemli kulübü olan Galatasaray, futbolda Türkiye’de son 15 yılın en başarılı takımına sahip olmasına karşın bu yıl başarısızdır. Tabii ki her kulüp hep başarılı olacak diye bir şart yoktur, bu kadar uzun bir süre yaşanılan başarıların ardından başarısızlığın da gelmesi normaldir. Ama dün son 15 yılın tamamında büyük bir hırsla ve kazanma isteğiyle terinin son damlasına kadar mücadele eden “Büyük Kaptan”ı Bülent Korkmaz’ı takımdan sezon ortasında gönderme kararı almasıyla Galatasaray geleneğinin ve etiğinin de artık yok edildiğini görmüş olduk. Diğer futbolcuların- Arif, Hakan ve Baliç- gönderilmesini çok önemli bulmuyorum, ama Galatasaray’ı 2000 Mayıs ayı sonunda daha fazla ün ve para için bırakmış bir antrenörün “Kaptan”ı göndermesine katlanamıyorum. Aynı antrenör, futbolcu ve kaptanlık yaparken Galatasaray’ın 14 yıl şampiyonluk yaşayamayarak en kötü zamanlarını yaşamasına sebep olmuşken takımdan kovulmamıştı. Kendisine yapılmamış bu davranışı, bu şekilde davranılmayı hak etmeyen kaptanına da yapmamalıydı. O “kaptan” ki Galatasaray’da oynadığı uzun süre içerisinde 8 Şampiyonluk, 1 UEFA, 1 Süper ve 4 Türkiye Kupalarını Galatasaray’ın kazanmasında büyük bir rol oynamıştı. Fatih Terim, silkin ve kendine gel, uyan…

iran’da deprem

frannyglass | 26 December 2003 20:16

iran’ın bam kenti depremde en büyük yıkıma uğrayan yer, binlerce ölü var deniyor, ama atv’nin gerizekalı ve cahil enkıroman’i ile shwtv’nin gerizekalı ve cahil enkırowoman’ı hiç merak etmemişler, açıp bakmamışlar, öküz gibi “bem” şehri diyorlar. Acayip kızdım ne saçma sanki diğer öküzlüklerinin yanında bu bişeymiş gibi. Şu güzelliği günlüğüme kaydedeyim bari de uğraştığıma değsin: mut çölünün toprağından yapılma olağanüstü güzel kalesi ve surlarının çevrelediği 6 km karelik bir alana yayılmış kerpiç kentinin yüzde 90’ını da yerle bir olmuş.

elektronik mühendisliğinin kaçınılmaz tecavüzü

coder | 15 December 2003 23:21

bi gün daha bitti-gitti yine. hey gidi “idealist” zamanlarım..bi pazartesi boşa gidecektide ben kendimi cezalandırmayacaktım! zamanla sisteme adapte olan bi bakteri türüyüzdür belki diğer boyuttakiler için. hayatım boyunca hiçbir zaman “bir parayla bir tavla zarını aynı anda atıpta 3 veya tura gelmesi ihtimalini” hesaplamayacağım! merak etmeyeceğim, hatta yüksek makamlara gelirsem bunu yapmayı yasakliycam. ama moral durumumu, Olasılık Teorisi dersi sınavının sonuçlarına endekslemek mecburiyetindeyim. yine ama iyi bi dostum, sevdiğim olcak, onun hatırına “Chebishev” ile muhatab olcam ve bu o kadar koymayacak. ey sevgili ! gel ve sevginle beni, hayatı sorgulamayı istemeyecek kadar uyuştur. beni meşgul et, sorular sor. adımı an ve beni yok olmaktan kurtar(Evanescene)…….

Dönerci

bartman | 01 December 2003 07:35

– Burda yer yok üst kata çıkalım – Biraz bekleyelim bi yer boşalır otururuz -Olm niye bekleyecez çıkalım işte yukarı. Ben çıkıyorum. – Bekle Merdivenlerdeyken… -Yukarı çıkamazsınız -Niye -Bayansız çıkılmaz – Ne diyosun sen ya bara mı giriyoruz. Burası dönerci – Kural öyle – Ne kuralı ya yemek yiyecem ben disco mu burası? Aşağıdakiler bana bakıp gülüyor neye güldüklerini anlamadım. Arkadaş bekleyelim felan diyor biraz utanmış. Neyden utandığını anlamadım. Dışarı çıktım başka yere gidecem. – Biz bi kez oturmuştuk kaldırdılar o yüzden gelmek istemedim. Öyle daha kötü oluyor. – Sen de kalk deyince kalktın demek ! Arkadaştan da soğudum Samsun’dan da. Bi daha gitmeyeyim diyorum ama her tatilde gidiyorum.

Kanlı Cumartesi

llus | 16 November 2003 22:33

“İnsandık biz , bilmeli ve alışmalıydık böyle olaylara. Ne acı, ne lanet şey bu!!!” departmanından…

Dün sabah saatlerim çalmadan uyandım.Cumartesi tembelliği yapıp önce sahilde biraz yürüyüp ofise gittim. Kahvemi aldım, sigaramı yakıp güzel bir winamp list hazırladım. Sonra ajanslardan İstanbul’da patlama haberi geçmeye başladı. Tek satırlık son dakika gelişmesiydi. Ama sürekli ayrıntılar gelmeye başladı. Ölü ve yaralı sayısı yükseliyordu. Bir yandan doğalgaz patlaması olabilir diye düşünürken daha sonra tüm bu patlamaların bir saldırı olduğu ortaya çıktı. Ajans resimleri elimize ulaşmaya başladı. Her birine baktığımda yaşadığım dünyaya olan korkumu bir kez daha anımsadım. Gelen haberleri yazmaya başladım. Evet, bugun benim işimdi. Ne biçim bir işim vardı benim? Ölü sayısı arttıkça yazacaktım üstelik birde utanmadan enkaz ve parçalanmış insan bedenlerinin resimlerini düzeltip habere yetiştirmeliydim. Kan aranıyordu, hastaneler “hasta getirmeyin” diye anons yaptırıyordu, insanlar yakınlarını kaybetmişti, acının ve gözyaşının resimleri bilgisayarıma indikçe onlara sadece mouse’un imleciyle dokunabiliyordum. Ne acı bir işti bu?