bildirgec.org

kate winslet hakkında tüm yazılar

Romance & Cigarettes (2005)

queennothing | 30 June 2009 16:14

1992 yapımı “Mac” ve 1998 çıkışlı “Illuminata“nın 1957, Brooklyn doğumlu yönetmeni John Turturro‘nun yazıp, yönettiği “Romance & Cigarettes“, komedi altyapılı bir müzikal drama.
Nick Muder, karısı Kitty ve üç kızıyla, sıradan bir aile tablosunu yansıtmaktadır. Karısıyla sıradanlaşan cinsel hayatı ve kızlarının ayrı sorun ve istekleri, orta yaş bunalımındaki Nick’i bunaltmış, yeni bir heyecan arayışına yönlendirmektedir. Demir işçiciliği yapan Nick, tam bu sırada karşısına çıkan kızıl saçlı Tula’ya tutulur. Genç kadının kızıl saçları ve çekici vücudu, Nick’i aradığı heyecandan fazlasına götürmüş, evden ve ailesinden uzaklaşmasına sebep olmuştur. Tula’yla ‘yasak ilişki’ye giren Nick, ‘kocalık’ ve ‘babalık’ sıfatlarından uzaklaşmış, eve uğradığı zamanlar tamamen ilgisiz bir adam olmuştur.
Kocasının bu ilgisizliğini farkeden Kitty, Tula’yı öğrenir ve yıkılır. Artık ne ailesi, ne de düzenli bir hayatı kalmamıştır.

Nick’in evlilik sorunlarına sebep olan genç Tula ise, doyumsuz bir kadındır ve Nick’in boşanıp, kendisiyle evlenmesini ister. Evini ve herşeyden önemlisi, ailesini özleyen Nick ise, Tula’ya olan tutkusu ve ailesine olan bağlılığı arasında bir seçim yapmak zorunda kalacaktır.

6 sezonu tamamlayan “The Sopranos” dizisinin başoyuncusu James Gandolfini ve Oscar Ödüllü aktris Susan Sarandon‘un başrollerini paylaştığı filmde, ‘Tula‘ karakteriyle Kate Winslet de yer alıyor. Ayrıca, New Yorklu aktör Steve Buscemi, Oscar Ödüllü aktör Christopher Walken, 1964 doğumlu Mary-Louise Parker ve ünlü pop yıldızı Mandy Moore da filmde yer alıyor.

Geoffrey RUSH / Oyuncu Değil Büyücü

sahaf1976 | 24 June 2009 13:19

Oyunculuk serüvenine Brisbane’de bulunan Queensland Tiyatro Ortaklığı’nda başlayan ve Queensland Üniversitesi’nin sanat bölümünden mezun olan Geoffrey Rush, 06 Haziran 1951 yılında Queensland’ın Toowoomba kasabasında Roy Rush ve Merle Rush’ın oğlu olarak dünyaya geldi. 1970’lerin sonlarına doğru, öğrencilik yıllarında o vakitler henüz Braveheart ya da Cehennem Silahı gibi filmlerle kendi seyircisini oluşturmamış olan Mel Gibson ile Avustralya’da ev arkadaşı olan Rush, Samuel Becket‘in “ Godo’yu Beklerken” isimli tiyatro oyununda birlikte rol aldığı Gibson’un da kendisi kadar parasız olması sebebiyle mobilya alacak para bulamayıp yerlerde kartonların üzerinde uyumuştu.

İngiltere’de Londra ve Fransa’da Paris şehirlerinde tiyatro eğitimi alan aktör, ilk kez 1981’de “Hoodwink” te rol almış, ardından bunu 1982 yılındaki “ Starstruck ” izlemişti. 1996 yılında çekilen “ Shine ”ın yapımcıları, filme gerekli finansmanı sağlamak için gişesi olan ünlü bir isim arıyorlardı. Bu durum başlangıçta Rush’un şansını azaltmış olsa da o, rolü almayı başarmıştı. ve filmdeki rolüyle Altın Küre’de “ En İyi Erkek Oyuncu ” ödülüne layık görülmüştü.

Kate Winslet

queennothing | 04 June 2009 15:26

5 Ekim 1975, İngiltere doğumlu Kate Elizabeth Winslet, 1939 doğumlu aktör Roger Winslet ve Sally Bridges Winslet‘in evliliklerinden olan ikinci çocuktu. Oyuncu Anna Winslet ve yine oyuncu olan Beth Winslet ile en son doğan Joss Winslet, henüz çocukken Kate’in sinemaya olan ilgisini yükseklerde tutmuştu. 1986 yılında İngiltere’de bulunan Redroofs Theatre School‘da oyunculuk dersleri alan Winslet, ilk deneyimini ünlü eserlerin uyarlandığı tiyatrolarda ve TV reklamlarında kazandı.
1991 yılında “Shrinks” adlı TV dizisinin bir kaç bölümünde figüran olarak yer aldı. Aynı yıl 6 bölümlük ömrü olan bilim-kurgu dizisi “Dark Season“un 6 bölümünde ‘Reet‘ karakterini canlandırdı. Sette, dizinin iki bölümünde rol alan Stephen Tredre ile tanışan Winslet, Tredre ile birlikte olmaya başladı.

1992 yılında Diarmuid Lawrence‘nin yönetmenliğini yaptığı “Anglo Saxon Attitudes“de ‘Caroline Jenington‘ karakterini canlandırdı. Aynı yıl 2 sezonluk “Get Back” adlı komedi serisinin 1. sezonunun ilk bölümü, 2. bölümü ve 7. bölümünde yer aldı. 1 yıl sonra, 23 sezonu tamamlayan dizi “Casualty“nin 7. sezon, 21. bölümünde yer aldı.
1994 yılında Winslet’in ilk sinema filmi “Heavenly Creatures” vizyona girdi. Peter Jackson‘un yönetmenliğini yaptığı film, ‘En İyi Senaryo’ dalında Oscar adayı oldu. Filmde ‘Juliet Hulme‘ karakterini canlandıran Winslet, Yeni Zelandalı aktris Melanie Lynskey‘le başrolde yer alıyordu. 1995 yılında Michael Gottlieb‘in yönetmenliğini üstlendiği fantastik film “A Kid in King Arthur’s Court“ta ‘Prenses Sarah‘ karakterini canlandıran Winslet, aynı yıl Tayvanlı yönetmen Ang Lee‘nin yönetmenliğini üstlendiği “Sense and Sensibility“de Emma Thompson, Alan Rickman ve Hugh Grant birlikte başrolde yer aldı. Winslet, henüz 20 yaşındayken ‘En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu’ dalında ilk Oscar adaylığını da kazanmış oldu.

Kısa ve Acılı Marki de Sade : ”Quills (Düşlerin Efendisi)”

gorcun | 03 June 2009 12:50

Quills
Quills

Sadizmin isim babası ve fikirleriyle kavramın oluşmasını sağlayan Fransız aristokrat düşünür ve yazar Marquis de Sade’in son zamanlarını anlatan film Quills(Düşlerin Efendisi) 2000 yılında Philip Kaufman tarafından çekilmiş. Topluma göre ”hastalıklı” düşüncelere sahip olduğundan bir akıl hastanesine hapsedilen Marquis de Sade (Geoffrey Rush) pornografik hikayeler yazan bir yazardır.
Eserlerindeki ahlaksız ve sert üslubu yüzünden yazıları yasaklanmıştır. Akıl hastanesinde görev yapan güzel çamaşırcı kız Madeleine (Kate Winslet) Marquis de Sade’ tan etkilenir ve yazılarını alıp saklar. Hastanede yayılan yazılar herkes tarafından okunur ve olay duyulduğunda İmparator Napolyon (Ron Cook) üstesinden gelmesi için Dr. Royer Collard’ı (Michael Caine) akıl hastanesine yollar.

Quills
Quills

İşkenceci ceza yöntemleriyle ünlü doktorun akıl hastanesine gelmesi hem hastanenin hemde Marquis De Sade’ın sonunu getirecektir. Kadrosuyla ilgi çeken film düşünce özgürlüğü açısından da önemli şeyler söyler. Adı geçenler dışında Joaquin Phoenix, Patrick Malahide, Amelia Warner, Stephen Moyer gibi oyuncularda filmde yer alır. Geoffrey Rush’ın gerçek hayattaki eşi Jane Menelaus, filmde de Marquis de Sade’in eşi rolündedir.
Filmde okunan hikayeler Marquis de Sade’a değil senaryo yazarı Doug Wright’a aittir. Film en iyi aktör (Geoffrey Rush), en iyi sanat yönetmenliğ ve en iyi kostüm olmak üzere 3 dalda Oscar adaylığına seçilmiştir.

Genç erkek ve olgun kadın aşkı

FEYZAN | 24 April 2009 18:08

Geçenlerde, Haşmet Babaoğlu köşe yazısında, halen sinemalarda oynayan ‘Okuyucu ‘ filminden söz ediyordu.Bu film bir kitap uyarlamasıymış.Bernhard Schlink adlı bir yazarın ‘the reader’ adlı kitabından senaryolaştırılmış.Haşmet bu kitabı okumuş ve çok sevdiği bir kitapmış, filmi de en az kitabı kadar etkili olmuş, tavsiye ediyorum, filme gidin minvalinde bir yazı yazmıştı.
Kitaplar senaryolaştırılırken kendinden çok şey kaybeder. Ben bu yüzden sevmem okuduğum bir kitabın senaryolaşmasını.Birde ben mesela kahramanları, başka türlü hayalimde canlandırmışımdır da, ondan sonra o filmde kim oynamışsa hep o gelir aklıma.
Ama Haşmet gidin dedi, biz de gittik. Film hakikaten muhteşemdi özellikle kendisine bu filmdeki performansıyla Oscar kazandıran Kate Winslet çok çok iyiydi. Sinemadan çıktığımızda kocam bana midesine bir şey oturduğunu, bu filme nerden de geldiğimizi sordu. Hakikaten de, çok etkileyici bir konusu olan, bambaşka bir filmdi.
Ben bu gün sadece filmin başında yaşanan, 15 yaşındaki bir delikanlıyla, 40 yaşlarında ki bir kadının aşkını konu edeceğim. Biraz araştırdı, erkekler, genç birer delikanlıyken eğer böyle bir ilişki yaşamışlarsa ileride ki hayatlarında, bu ilişkiden sitayişle ve özlemle, derin duygularla bahsediyorlar. Benim eski bir arkadaşım var mesela, 19 yaşındayken 29 yaşında ki bir kadınla bir ilişki yaşamış. Ondan hala sevgiyle, özlemle ve o kadın onun gibi bir çömezi seçmiş olduğu için, birazda övünerek bahseder.

Revolutionary Road

queennothing | 24 February 2009 17:36

1997 yapımı “Titanic” filminden sonra ilk kez biraraya gelen Kate Winslet ve Leonardo Di Caprio, 2008’in en çok konuşulan filmlerinden biri olan “Revolutionary Road” ile oldukça iddialı görünüyor.

Frank ve April, Amerika‘da yaşayan iki çocuklu bir çifttir. Yaşadığı basmakalıp hayatı değiştirmeye; belirlenen tüm kalıp ve alışkanlıkları yıkarak, hayallerinin peşinden gitmek isteyen April, Paris‘e taşınmak ister.

The Reader – Okuyucu

aygen | 17 February 2009 14:37

the reader
the reader

2009 Akademi Ödülleri’nde 5 adaylığı olan The Reader, bir Stephen Daldry filmidir. Daha önce ilk filmi Billy Elliot ile 2000 yılında, The Hours filmiyle de 2002 yılında aday olan ama Oscar sevincin yaşayamayan İngiliz yönetmen ne yazık ki 2009 Altın Küre ödüllerinden de eli boş döndü. Filmi Bernhard Schlink romanından sinemaya David Hare uyarladı. Hanna Schmitz rolü için seçilen Nichole Kidman, hamileliği nedeniyle filmden ayrılınca Kate Winslet rolü üstlendi ve gerek cüretkar sahnelerde gerekse mahkeme sahnesinde gösterdiği performansla Altın Küre kazandı. Altıncı kez aday olduğu Akademi Ödüllerinin de en güçlü adayı. Filmin erkek oyuncuları genç yetenek David Kross ve yılların oyuncusu Schindler’s List ,The English Patient ,Red Dragon gibi başarılı filmlerden tanıdığımız Ralph Fiennes.

the reader
the reader

Türkiye’de 6 martta vizyona girecek filmin konusu ;
1958 yılı Almanya’sında okul çıkışı eve gitmekte olan 15 yaşındaki Michael Berg hastalanır, evine gitmesi için ona yardım eden 36 yaşındaki kadına karşı minnet duyar ve iyileşince ona teşekkür etmeye gider. Aralarında fiziksel bir ilişki başlar. Kontrolü kadının elinde olan birbirlerini tanımaya anlamaya izin vermeyen, kadının öğretici, genç oğlanın öğrenci olduğu sadece cinsellikten ibaret bir ilişkidir bu. Önce her okul çıkışını sonra yaz mevsiminin gelmesiyle her gününü kadının yanında geçirmeye başlayan genç, kadına tutkuyla bağlanmıştır. Hanna’nın çocuktan kendisine kitap okumasını istemesiyle aralarındaki ilişki yeni bir boyut kazanır. Artık Michael okuyucu, Hanna ise dinleyicidir. Kitap okumak birinci sıraya cinsellik ise ikinci sıraya yerleşmiştir. Sadece adını bildiği, kitaplar okuduğu ve seviştiği kadına aşık olan genç, evin dışında da beraber vakit geçirebilecekleri hafta sonu şehir dışı gezileri bile planlar. Ama bu rüya günler tramvayda kondüktör olarak çalışan Hanna’nın ofise terfi etmesiyle son bulur. Ofiste çalışmak istemeyen Hanna, gence haber bile vermeden ortadan kaybolur.

BAFTA ödülleri dağıtıldı

ekimdusu | 09 February 2009 17:18

Penélope Cruz, Mickey Rourke, Kate Winslet, Terry Gilliam
Penélope Cruz, Mickey Rourke, Kate Winslet, Terry Gilliam

İngiliz sinema ve televizyon sanatları akademisi(BAFTA) ödülleri dağıtıldı. Altın Küre’ye damgasını vuran, aynı şekilde 11 dalda Oscar’a aday gösterilen Slumdog Millionaire filmi toplamda 7 ödül alarak BAFTA’ya da damgasını vurdu. Londra’da Royal Opera House’da dağıtılan ödüllerde Carl Foreman özel ödül ise İngiliz sinemacı Steve McQueen’e verildi. Heath Leadger geleneği bozmayarak en iyi yardımcı oyuncu ödülünü alarak şaşırtmadı. Ödül töreni fotoğraflarını buradan bulabilirsiniz.

Bütün ödüller ve kazananların listesi:
En iyi film: Slumdog Millionaire
En göze çarpan İngiliz Filmi: Man On Wire
En iyi erkek oyuncu: Mickey Rourke
En iyi kadın oyuncu: Kate Winslet
En iyi yardımcı erkek oyuncu: Heath Ledger
En iyi yardımcı kadın oyuncu: Penélope Cruz
En iyi yönetmen:Slumdog Millionaire – Danny Boyle
En iyi özgün senaryo: In Bruges

Eternal Sunshine of the Spotless Mind

fckmeimfamous | 12 June 2008 15:41

Arıza filmlerin yönetmeni Michel Gondry‘nin üçüncü filmi “Eternal Sunshine of the Spotless Mind“, modern zamanın bilimkurgu’dan uzak bir bilimkurgu ve “You can erase someone from your mind. Getting them out of your heart is another story” (birini aklından silebilirsin ama kalbinden silmek başka hikaye) mottosuyla da dibine kadar bir aşk filmi. İkisinin nasıl biraraya geldiğini sormayın, filmi izleyin yeter.
Jim Carrey, Kate Winslet, Tom Wilkinson, Kirsten Dunst, Elijah Wood ve Mark Ruffalo‘yu kadrosunda barındıran film, Joel Barish‘in “ufacık bir işaret gördüğü her kadına aşık olan adam” Clementine Krucinzsky‘ye aşkını anlatıyor.
Clementine ile mutlu bir beraberliği olan Joel, ilişkisinin artık “sıkıcı çiftlerin ilişkilerine” benzediğini görür ve ilişki de kötüye gitmeye başlar. Son noktasında Clementine Joel’u terkeder ve Joel’a dair hafızasında ne varsa sildirir.