Arıza filmlerin yönetmeni Michel Gondry‘nin üçüncü filmi “Eternal Sunshine of the Spotless Mind“, modern zamanın bilimkurgu’dan uzak bir bilimkurgu ve “You can erase someone from your mind. Getting them out of your heart is another story” (birini aklından silebilirsin ama kalbinden silmek başka hikaye) mottosuyla da dibine kadar bir aşk filmi. İkisinin nasıl biraraya geldiğini sormayın, filmi izleyin yeter.Jim Carrey, Kate Winslet, Tom Wilkinson, Kirsten Dunst, Elijah Wood ve Mark Ruffalo‘yu kadrosunda barındıran film, Joel Barish‘in “ufacık bir işaret gördüğü her kadına aşık olan adam” Clementine Krucinzsky‘ye aşkını anlatıyor.Clementine ile mutlu bir beraberliği olan Joel, ilişkisinin artık “sıkıcı çiftlerin ilişkilerine” benzediğini görür ve ilişki de kötüye gitmeye başlar. Son noktasında Clementine Joel’u terkeder ve Joel’a dair hafızasında ne varsa sildirir.

Joel ise misilleme yapmak isterken, aslında ne kadar büyük bir hata yaptığını anlar ama iş işten geçmiştir (geçmiş midir?).Joel’un hafızası silinirken, biz de seyirci olarak Joel’un zihninde dolaşırız. Hatıralarına, utancına (hide me in your humiliation) çocukluğuna ve daha nelere…Michel Gondry’yi diğer yönetmenlerden ayıran şey ise, bakış açısı ve muazzam kurgusu. Bjork‘un, Massive Attack‘ın, Chemical Brothers‘ın ve daha kimlerin kliplerini çekmiş olan yönetmen Eternal Sunshine of the Spotless Mind’dan daha önce Human Nature ve One Day‘i, sonra ise Block Party ve The Science of Sleep‘in yönetmen koltuğunda gördük.Şimdilerde yeni filmi Be Kind Rewind‘da Jack Black‘i yönetmiş haliyle sinemalarda.Filmin senaristinin de Charlie Kaufman (Adaptation, Being John Malkovich) söylemeden geçmeyelim.