bildirgec.org

istanbul film festivali hakkında tüm yazılar

Contact High (Kafa 1500) 2009

freeradical | 17 August 2010 19:58

filmi 29.istanbul film festivalinde izlemiştim.
avusturya sinemasından renkli bir yapım.

sosisli sandviç satıp ot çeken iki arkadaş,esrarengiz bir çantanın teslimatı için tehlikeli olabilecek bir yolculuğa girişir.

bu iki şapşal işi berbat edebilecek kapasitede olduğundan, işi veren mafyatik ama komik iki adam daha bunların peşinden çantayı takibe alır.

peşlerinde ki albino katil de cabasıdır.

İstanbul Film Festivali Programı Açıklandı

widfara | 10 March 2010 11:41

29. Uluslarası İstanbul Film Festivali
29. Uluslarası İstanbul Film Festivali

Daha önce bu yıl 29. kez düzenlenecek olan İstanbul Film Festivalinin, programının 9 Mart Salı günü yayınlanacağını duyurmuştuk. Dün akşam yayınlanan programa göre, bu yıl festivalin açılış filmi Radu Mihaileanu, 2010 César En İyi Müzik ödülünü alan filmi Le Concert – Paris’te Son Konser olacak. Kapanış filmi ise, ünlü yönetmen Oliver Stone‘un “Borsa: Para Asla UYumaz” isimli filmi.

Program ana başlıkları ise aşağıdaki gibi;

29. Uluslararası İstanbul Festivali

widfara | 04 March 2010 16:44

29. Uluslarası İstanbul Film Festivali
29. Uluslarası İstanbul Film Festivali

Bu yıl 29. düzenlenecek olan İstanbul Film Festivali 3-18 Nisan arasında buluşuyor izleyiciyle. Festival programı 9 Mart salı akşamı açıklanıyor. Bu yıl 29. Uluslararası İstanbul Film Festivali Altın Lale Ulusal Yarışma Jüri başkanlığını Yeşim Ustaoğlu yapıyor.

İstanbul Film Festivali geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yılda öncelikle okullarda başlıyor. Geçtiğimiz yıl festivalde de gösterilmiş olan Sunshine Cleaning isimli film İstanbul’da 15 üniversite ve 3 lisede gösterilecek. Gösterimler ile ilgili ayrıntılı bilgiye şuradanulaşabilirsiniz.

Gün Gün İstanbul Film Festivali

rebirth | 06 April 2009 20:01

İstanbul’luları sinemaya doyuracak olan, IKSV’nin düzenlediği 28. Uluslararası İstanbul Film Festivali, bilindiği gibi 4 Nisan 2009‘da başladı. 19 Nisan‘a kadar sürecek olan festival, geçen sene olduğu gibi bu sene de Festivalist gazetesinden takip edilebilecek.

Bu sene festivalde 20’ye yakın bölümde 150’yi aşkın film gösterilecek.

Festivalist‘te festivaldeki filmler, festivalin konukları, mercek altına alınan yönetmenler, festivalde filmleri gösterilen yönetmen ve oyuncularla yapılmış röportajlara, “10 Soru, 10 Cevap” gibi, festivalle ilgili mini anketlere kadar birçok başlıkta içerik bulunuyor.

Tokyo Gore Police

uuuucar | 18 February 2009 15:02

film afişi
film afişi

Kemerlerinizi bağlayın. Bol bol kan ve aksiyon görmeye hazır mısınız? İşte size muhteşem bir fantastik film. İstanbul Film Festivali (İf) dahil dünyanın pek çok yerinde ki festivallerde gösterilen bu filmin yönetmeni Yoshihiro Nishimura. Baş rolünde Ölüm Provasından da tanıdığımız Eihi Shiina, çirkin bir mutant ordusuyla savaşmak zorunda olan bir polisi canlandırıyor. Gelecek bir dönemde (filmin öngörüsü) Tokyo Polis teşkilatı özelleştirilir ve adı;Tokyo Gore Police olur. Polis gücü yeni mutant türüyle ne yapacağını bir türlü bilemez, her türlü yarayı bir silaha çeviren mühendisler sokaklarda terör estirmektedirler. Bir mühendisi durdurmanın tek yolu sırtındaki anahtarı parçalamaktan geçmektedir ve bunu yamakta hiç de kolay değildir.

Harakiri hakkında reklamlar,bilek kesmeye yarayan şirin falçata reklamları, bol bol kan, bol bol efekt, garip aksesuarlar ve dolayısıyla bol bol sosyal hayata dair eleştiriler.Bu film de çalışan ekip daha önce de The Machine Girl ü çekerek dünyada önemli bir kpnuma gelmişlerdi zaten.
Film için:

Frank Gehry’nin Çizimleri/Sketches of Frank Gehry

lovesredcloud | 09 July 2008 15:15

Sketches of Frank Gehry, 2005
Yönetmenliğini geçtiğimiz ay kaybettiğimiz Sydney Pollack’ın üstlendiği başarılı uzun metrajlı belgesel. bu belgesel yönetmenin son filmi.
Filmde dostu ve dünyaca ünlü mimar Frank Gehry’yi konu alıyor. Film Pollock’un kelimeleriyle “ticari dünyada farklı bir şey yaratmak için bir dilim mekan” arayan iki profesyonelin arasında geçen uzun bir sohbet niteliğinde.
Film süresince Gehry’nin tasarım sürecini, çizimlerinin nasıl binalara dönüştüğünü izliyoruz.
Bu belgeseli bu sene istanbul film festivalinde izleme şansına sahip olmuştuk. şayet izlememiş olanlar için istanbul modern’in düzenlediği Tasarımın Üç Hali dizisinin 3. ayağının gösterildiği şu günlerde temmuz ayı boyunca gösterimde olacak.

Uçurtmayı Vurmasınlar (1989)

heavybear | 16 June 2008 16:07

Daha küçücük bir çocukken tanışmıştı parmaklıklar ardında yaşamayla. Ne çayırlıkları biliyor ne de gökyüzünü iyice görebiliyordu. Annesinin işlediği suçtan mecburen Küçük Barış da mahkum olmuştu. Daha ne olduğunu anlamadan, çocukluğunu yaşayamadan kapalı kapılar arkasına hapsedilmişti. Diğer tüm mahkumlarla konuşsa da İnci Ablası onun en yakın arkadaşıydı. Bilmediği, öğrenmek istediği her şeyi ona sorar öğrenirdi. Birlikte yere çizdikleri uçurtmaları gökyüzünde uçururlardı. Kimi zaman da hayal ettikleri bu uçurtmalar onları özgürlüklerine kavuştururdu. Zaten en nihayetinde Küçük Barış’ın İnci Ablası bir gün özgürlüğüne kavuştuğunda uçurtmasıyla tekrar onu hatırlamaya gelecektir. Hem özgürlüğün hem de umudun sembolü olarak..

Özel Tim – Tropa De Elite (2007) – Eleştiri

pillidarko | 06 May 2008 19:02

Rio de Janeiro oldukça karışık bir yer. Tepelerde kurulmuş mahalleleri uyuşturucu çeteleri yönetiyor. Her köşe başında eli kalaşnikoflu çocuklar nöbet bekliyor. Polis bu çetelere fazla müdahale edemiyor çünkü mahallelere giren polisler hemen belirlenip, ‘etkisiz’ hale getiriliyor. Tabi bunlar bize Tropa de Elite ve City Of God gibi filmlerde sunulan gerçekler. Her iki filmin en önemli özelliği olayları anlatırken kendi ülkelerinin kurumlarına leke sürmekten kaçınmamaları ve her gruba aynı mesafeden bakmaları. Yani bu filmlerde iyi adam kötü adam yok. Sadece engellenemez bir kaos ortamı var.

Tropa De Elite’de filme adını veren Elit Takım, Özel Tim oradaki adıyla BOPE’de işten ayrılmak üzere olan Kaptan Nascimento‘nun gözünden yaşanan karmaşa anlatılıyor. Film daha en baştan yaşananların gerçek bir olaydan alındığını söylerken, olayla ilgili ifade verenlerin iddiasına göre hepsinin gerçekten yaşanmış olduğunu vurgulayarak ‘gerçeklik’ sorununu çözmüş oluyor.