bildirgec.org

insan hakları hakkında tüm yazılar

Sistem ve Kendin Olabilmek

mahadeva51 | 12 December 2010 20:32

Özgür bir insan olmak ;insanın hakettiği gibi yaşamasıdır.Nelerdir özgür bir insanın hakları ?Herkesin bildiği birçok tanım var bu konuda ama kavramlarla,özelliklede sadece tanım olarak kalan şeylerden bahsetmek istemiyorum.İnsanın kendi yaşantısına yön verebilmesi gerekir.Ama günümüzde bu pekde mümkün değildir.Yaşadığımız dünyada kapitalizm hakimdir.Bir çok yönüylede herkesin eleştirdiği bir sistemdir.Bugüne kadar başka bir altenatifide üretilememiştir.

Şunu sorabilirsiniz ‘Konuyla kapitalizmin ne ilgisi var?’.Dünyamızda savaşlar,açlık,yoksulluk gibi sıralayabileceğimiz ve daha birçoğunu ekleyebileceğimiz konuların hepsinin altında yatan nedenler ekonomiktir ve kapitalizmle ilişkilidir.Bireysel olarakda hayatımıza yön verdiğimiz zamanlarda karşılaştığımız koşullar da yine ekonomiyle ilişkilidir ve sistemle bağlantılıdır.Sistemin dişlileri şunlardır;İnsan hakları,demokrasi,hukuk.Bu kavramlar her ne kadar kavram olarak doğru görünsede aslında oyunun bir parçasıdır.Aslında herşey açıktır.Sonuçlar bellidir bunlar sadece kılıfıdır.Bu dişliler sizi yok eder bambaşka bir insan olarak varolursunuz.Özetle kendiniz değil sistemin istediği insan olursunuz.Şu anda bulunduğum kafa yapısına nasıl geldim bu gerçekten ben miyim ?

Demokrat Fransa Bu mudur ???

firatocal | 09 August 2010 10:15

Sırtındaki bebeğiyle yerlerde sürüklenen ve tekme tokat dövülen kadınlar… Göz kırpmadan kontrolsüz güç uygulanarak ezilen Afrikalı göçmenler…

Demokrasinin anavatanı olarak bilinen Fransa ‘ dan insan manzaraları bunlar… İrkçı tutumlarıyla , insanın kanını donduran görüntüleriyle çok farklı bir Fransa resmi…

Romantik çiftlerin elele tutuşup eiffel kulesi ‘ ne karşı ren nehri ‘ nin durgun sularında gezdiği çiftler yerini , yerden yere vurulan zavallı insan manzaralarına bırakmış…

Sünnet suç sayılabilir mi?

kaankisisi | 18 June 2009 14:28

Daha önceki iki yazımızda, sünnet ismi verilen operasyonun İslam dininde yerinin olup olmadığını sorgulamış, daha sonra ise sünnet operasyonunun İslam’ a nasıl yerleştiğini bulmaya çalışmıştık.

Ancak sünneti sadece dinsel / geleneksel açıdan ele almak yetersiz. Sünnetin sonuçta tıbbi bir operasyon olduğu düşünülürse, hukuki ve tıbbi boyutlarını da irdelemek gerekir kanaatindeyim.

İnternette ufak bir araştırma yaparak, sünnetin tıp açısından fayda ve zararlarını, bu konuda yapılan çalışma ve öne sürülen fikirleri, yüzeysel olarak da olsa inceleme şansımız var. Kimi uzmanlar sünnetin penis derisi altında oluşacak bakterilerin neden olduğu enfeksiyonları önlediğini, kimileri penis kanseri gibi hastalıklara engel olduğu, kimileri erken boşalmaya sebep olduğunu, kimileri ise tam tersi erken boşalmayı engellediğini öne sürerken, küçük yaşta geçirilen bu tip bir cerrahi müdahelenin psikolojiyi etkileyip etkilemediğini tartışan uzmanlar da var.

İnsan Hakları Gerçekten İnsan Hakkı mı?

ozanTi | 08 January 2009 16:05

İnsan hakları evrensel bildirgesi dilimizden düşmez.İnsan hakları naralarıyla yeri göğü inletiriz. Gelişmiş, sanayileşmiş medeniyetin beşiği, SÖZDE DEMOKRASİ dersi veren ülkelerin taklitçiliğini yapmaktan öteye geçemeyen ; sahte gülücüklü insanlık anlayışımızla kasıla kasıla sokaklarda gezeriz. Bu ülke, insan hakları naralarının ne kadar çok atılabileceği kadar zengin; bir o kadar da insan haklarını ihlal edebilecek kadar fakir ve uygulama yoksunuyuz. Ve kendi insanımıza kendi ülkemizde sahip çıkamayacak kadar da farkında değiliz. Oysaki insanlarımız zaten dünyanın dört bir yanında sahipsiz kalıyorlar , bizimse ruhumuz bile duymuyor. Bakın bakalım; dünyanın herhangi bir yerinde sahipsiz bir Yahudi görebilir misiniz? Mümkün değil çünkü onlar birinci sınıf insanlardır. Kendini aydın sayan sözde aydınlarımız, sizinde içinde dahil olduğunuz, bizim insanımızın insan yerine dahi konmadığını anlamak bu kadar zor olmasa gerek değil mi? Gerçi sizler hepsini biliyorsunuz da anlamak işinize gelmiyor.

İNSAN BİLMECESİ…

| 19 December 2008 18:51

İnsan nasıl bir bilmecedir ki hala oluşumu net ve kesin olarak çözülememiştir. Yüzyıllardır hatta milyon yıldır çözüme kavuşamamış bir bilmecedir. Dünyadaki tüm canlılar içinde önemli ve ayrıcalıklı bir varlık olan insan, en büyük ayrıcalığı ile gelişmiş zihni, dil ayrıcalığı ile konuşma yeteneğinin oluşturduğu kültürü ve biyolojik özellikleriyle kendisini diğer canlılardan ayırır. ama en nihayetinde hayvanlar âleminin en üst üyesidir. Nitekim bilim adamları insanı, memeli hayvanların en gelişmiş grubu olan primatlar (Primates) takımı içinde maymunlarla birlikte eşleştirerek, sınıflandırmışlardır. dallara tutunarak ve ağaçtan ağaca atlayarak yaşayan bu hayvanlar, zamanla bir takım değişiklikler geçirmeye başlamış. bu hareketler esnasında uzaklığı daha iyi kestirebilmeleri için, gözler yüzün ön kısmına doğru yaklaşmış. İnsanın en yakın akrabası olan maymun, ağaçlardan iner ve birkaç adım atmasını öğrenir. derken bilim adamlarının teorileri ortaya çıkar. (BKZ. EVRİM)
Dryopithecus cinsi olarak adlandırılan 22 yıllık ilk insanımsı maymun fosilleri, Doğu Afrika’da bulunmuştur. Hindistan’da bulunan insana ait en eski fosil ise 16 milyon yıllıktır.