bildirgec.org

imparatorluk hakkında tüm yazılar

kleopatra’yı nasıl bilirdiniz?

gulsey | 27 April 2009 14:09

Günümüze gelişine kadar çeşitli tasvirlerle geldi karşımıza Kleopatra, kaç keşit insan bin çeşit söz söyledi. Erkekleri parmagında oynatacak kadar aşifte de dendi, çok kötü kalpli oldugu da,Dante ‘ye göre lüks düşkünü,Pascal’a göre dünyanın çehresi değişirebilecek biri, filmlere göre entrikacı, zehir uzmanı ve şevhet düşkünü bir kadın.Hatta yaptıgı süt banyolarına kadar kulaktan kulaga anlatılır durur. Hatta son dönem yapılan açıklamalara göre Onun nemfoman oldugu bile söylendi. Yılanla değil şarapla zehirlendi gi de yapılan açıklamalar arasında .Mısır halkı durmadan topraklarına Roma’lı aşıklar getiren kraliçelerinden memnun mudur peki?

Muro’yu vursunlar mı, yoksa Atatürk vatan haini miydi?

khun | 31 August 2008 17:51

Bence Yiğit Bulut yanılıyor, devletin Muro filmini engellemesi gerektiğini düşünerek.

Çocukların Muroculuk oynaması, sadece yeni sonuçlar doğuracak bir sonuçtur.
Her nasılsa başla(tıl)mış bir akım, engelemesi mümkün olan noktayı henüz geçmemiş bile olsa
engellenmemelidir. Dış desteği kesin olan hatta dışarıdan başlatıldığı belli bir hareketle
mücadele, engelleme girişimleriyle yapılabilemez. Tabii ki filmden bahsetmiyorum.
Bu ülkedeki neredeyse her evden bir şehit verilmişse artık biraz da psikoloji gibi sosyoloji
gibi çatışma dinamiği prensipleri gibi daha nitelikli yöntemleri devreye sokmak gerekmez mi?
Akımı yönlendirmek, kanalize etmek, enerjisini dağıtmak, sıradanlaştırmak, marjinalleştirmek,
genel çerçeve içindeki sıradan bir dinamik haline getirmek akılcı bir yöntem olmaz mı?

Tarih başkenti Sultanahmet

srkncntrk | 28 August 2008 12:44

Sultanahmet, dünya medeniyetinin başladığı bir meydandır. İstanbul dördüncü asırdan beri bir dünya başkentidir. Bu dünya başkentine birçok medeniyetler sahiplik yapmış ve eserler bırakmışlardır. Öyleki yerüstünde olduğu kadar yeraltındada bir çok gizli eserler vardır, bunlardan bir taneside tabiat harikası olan yerebatan sarayıdır. Yerebatan sarnıcının etrafına birtakım suistimaller sonucu birçok yüksek yapılar yapıldı. Oysa Roma İmparatorluğu döneminde buranın korunması için buraya hiçbir inşa yapılmamış, at meydanı olarak kullanılmıştı. Osmanlı’da burayı at meydanı olarak kullanmış, bu sayede bu yapılar hiç zarar görmemişti. Günümüzde ise buraya oteller yapılmak istenmekte, sanki sultanahmet adliye binası yeterince görüntü kirliliği yaratmıyomuş gibi.

İnkalar da Yazmış: Khipu

woofwoof | 24 April 2007 15:50

İnka Muhasebecisi
İnka Muhasebecisi

İnkalar yazısı olmayan tek büyük uygarlık damgasından kurtuldu! İnkaların khipu denilen düğümlü sicim demetleri, yanlızca bir hafıza yardımcısı ya da hesap makinası değil, aynı zamanda üç boyutlu bir yazı diliymiş.

Khipular, 0,5 – 0,7 cm kalınlığında bir ana sicim üzerine daha ince sicimler ve bazen onlara da daha daha ince sicimler tutturularak oluşturulmuş. Bu ince sicimlerden 1500 farklı çeşit var. Hepsi farklı anlamlar ifade ediyor. Bu güne kadar yapılan araştırmalarda bu sicimlerin hesaplama yapmak, muhasebe kayıtlarını tutmak için kullanıldığı ortaya çıkarıldı. Hatta khipuların bilgisayar mantığının temeli olan ikili tercihler sistemi olduğu görüşünü savunanlar da var.

KÜÇÜLÜYORUZ!…

koza 68 | 24 November 2006 15:27

Devletler, tarih sahnesi içindeki oyunculara benzerler…
Dağılmaya, ya da ölüme yaklaştığınız da, diğer karakterler cesedinizi yağmalarlar…

Washington Post’un 01/aralık/1996 tarihli sayısında, John Keegan imzasıyla , ABD eski savunma bakanının yazdığı bir kitaptan alıntı yapılarak şöyle denmiş;
“Bugünkü Rusya onuru kırılmış bir güçtür”…
Yazı, Osmanlı Türkiye’si ile birlikte, tarihte büyüklükten küçülmeye en süratle düşmüş ikinci ülke olarak, dağılan SSCB den sonra, sahnede yerini alan Rusya’yı gösteriyor…Türkiye ve Rusya…Kaderleri birbirlerine benzeyen iki komşu…
Her ikisinin de belini kıran emperyalist ve Kapitalist güçler…Rusya toparlanacaktır ve eski mirasını kimseye yedirmeme peşinde önemli adımlar da atıyor…
Bize gelince ; İmparatorluk parçalandıktan sonra, bir daha kendimize gelemedik…Hiçbir zaman İmparatorluk mirasçısı bir ülke gibi yaşayamadık…Daha düne kadar eyaletlerimiz olan topraklarda kurulan “muz” cumhuriyetleri bile bize babalanıyorlar…
Neyse, olan olmuş diyebilir miyiz? Kanımıza dokunmaz mı?…
Son yaşananlara bakın;
Türkiye Cumhuriyetinin Bakanı Sn.Babacan, devleti temsilen gittiği ülkede üstü aranmak isteniyor!…Türk Milletinin onur ve şerefi ile oynanıyor…Bakan Babacan “ yanlış anlama var” diyerek olayı örtmeye çalışıyor… Ne iyi ne hoş!…
Genel Kurmay ikinci başkanı org. Saygun ABD ziyareti sırasında, Beyaz Sarayın girişinde x-ray cihazından geçirilmek isteniyor!… Org.Saygun, bu yakışıksız hareketi içine sidiremiyor, protesto amacıyla ülkeye geri dönüyor…
Yani ,Türk Milletinin,şerefi.onuru,haysiyeti sadece askerler tarafından korunuyor…
Fransa’nın tutumu ortada…Malum yasanın meclisten geçmesinden önce, Lyon belediyesinin 2004 yılında kent merkezinin orta yerinde “ Ermeni soykırımı” için yaptırdığı anıta ne demeli?…Bu sayede “ soykırım” iddialarını tanıyan diğer ülkeleri de sayalım;
İtalya,Rusya,Kanada,Yunanistan,Arjantin,İsveç,İsviçre,Belçika,Polonya…Bu ülkelerin hepsi ile diplomatik ilişkilerimiz var. Ama bizi takan yok!
08.11.2006 tarihli sabah gazetesinin haberine göre; Uydularımızı kiralayan CIA , meğerse komşu İran’ın elektronik posta ve benzeri haberleşmelerini izliyormuş!!!… Buna karşın İran’dan şu diplomatik girişim geliyor, ” Kendi imkan ve kabiliyetlerinizi bize karşı kullandırmanız kabul edilemez” Bunun adı diplomatik bir skandaldır ve düşmanlıktır. Komşunuza karşı yapılmıştır bilerek ya da bilmeyerek..
Kendimize saygımızı yitirmekle kalmayıp,komşularımızın da olmayan güvenlerini pekiştiriyoruz ve galiba giderek “ küçülüyoruz”…