bildirgec.org

güzellik hakkında tüm yazılar

YALAN AŞK

cellatlina | 07 September 2009 19:47

Evde uyanıyorum ve banyoya yüzümü yıkamaya gitmeye yelteniyorum. Tam o anda bir eksiklik hissediyorum. Kulağımda… Hemen müzikçalara yönleniyorum ve gözümde uykunun izleri olduğu halde evvela müziğin sabaha dolmasını sağlıyorum.

Yüzümü yıkayıp aynaya bakıyorum. Gözlerimde, şişliklerde, dudaklarımın renginde bir güzellik arıyorum. Aynadakine bakan ben değilmişim gibi, ayndaki bir heykelmiş de onu izleyen bir seyirciymişim gibi bakıyorum aynaya.

Çok kısa bir müddet bakıyorum ama her sabah aklımdan bu geçiyor, eminim. Hani bazı şeylerin aklınızdan geçtiğini o anda kavrayamazsınız ya, sonradan öyle düşünmüş olduğunuzu anlarsınız.

Rüya

livendie | 05 September 2009 11:14

Hemen arkasından Metro’dan indim. Sıraselviler ile İstiklal’in kesiştiği noktada, İtalyan bir kadını takip ediyordum. Sıcaktı; kadın saçlarını at kuyruğu yapmış, güzel boynunu sergiliyordu. Bir an gözlerimi ensesine yapışmış buldum. Utanç içinde başımı önüme eğdim. Panikliyor ve kızardığımı hissediyordum, ama bacaklarım peşisıra yürümeye devam ediyordu. Ne işim vardı benim burada? Uyan. Olmaz. Bu rüya bitmeden olmaz. Bir daha görmeye cesaret edemem. Hep birlikte Sıraselviler’i seçtik.

Florine Stettheimer
Florine Stettheimer

Birbirine karışmış müzik sesleri geliyordu. Kulağıma gelen her ses, burnuma değen her koku, gördüğüm herkes sisteme göbeğinden bağlıydı. Ama burada düzen bozucu bir durum vardı elbette; ben hepsinin rüya olduğunun farkındaydım. Bu yüzden susuyor, ve belli etmemeye çalışıyordum. Sol tarafta bir binaya girdi. Arkasından ben. Merdivenleri çıkarken, her basamakta gözlerim biraz daha açıldı, ve sonunda uyandım.

“İstersen okuma!”; Sınava hazırlanan herkese…

aydinkalayci | 04 September 2009 00:05

Asgari okuyan asgari ücrete talim eder. (“Okuyun ve Zenginleşin” isimli kitaptan)

Yeni YGS, LYS sınavlarında uzun paragraflardan oluşan Türkçe ve Edebiyat soruları özellikle kitap okumayan öğrencilerin çözebileceği sorular olmasa gerek. Bu durum sadece Üniversiteye hazırlanan lise son ve mezun öğrenciler için mi geçerli sadece… İlköğretim 6. 7. ve 8. Sınıflarda okuyan öğrencilerin girdiği SBS sınavlarına ne demeli… Çocuklar özellikle bu sene (yani 2008-2009 dönemi SBS sınavlarına giren öğrenciler) uzun Türkçe paragraf sorularından epeyce terlediler yani. Bu durum burada bitmiyor yine… Üniversite bitirmiş gençlerimiz işe girmek, malum KPSS ya da yüksek lisans yapmak için ALES gibi sınavlara giriyorlar. O sınavlarda da paragraf sorularının ne kadar uzun olduğu, zati bilinen bir durum…

Portfolio’nuz için 14 İpucu

JaAaa | 24 August 2009 17:03

Son zamanlarda sosyal ortamlarda da artan rekabetler ve bu işe yeni girenler için sektörde tanınma ve güven büyük önem arz etmekte.Bu da kişisel web siteleri –portfolio– oluşturmak için büyük bir neden.İşte tam bu noktada portfolionuzun nasıl olması gerektiğini ve bir kaç ipucunu yazacağım.

1. Kolay iletişim
Sitenizin üzerinden insanların size kolayca ulaşabilmelerini sağlayın.
2. Kim olduğunuz?
Kim olduğunuz hakkında açık ve samimi olun.Yaptığınız işleri ve halen yapmakta olduğunuz işleri yazın.
3. Görsellik
Yaptığınız işleri uzun uzadıya anlatmayın.Başlıca bilgileri verin ve işinizin -en iyi- görüntüsünü paylaşın.

Hayat Musikîsi

universideli | 12 August 2009 12:11

İnsan, zaman akıp geçtikçe değil, hayatın özüne dair sırları çözdükçe olgunlaşır. Sır hazinedir. Hazine, yeryüzüne serpilmiş tohumlardır. Her tohum güzellikle açılır ve açılan her tohumda sırra ait ayrı bir hazine vardır. Herkes için farklı güzellikte olduğu kadar, açıklıkta da farklı derecelerdedir tohumların her biri. Kimine her tohum güzel iken, kimi için çirkinliğin tâ kendisidir. Hayata olgunlaştıkça güzel bakar insan ve güzel baktıkça olgunlaşır birer tohum gibi. Güzellik olur, güzellik görür ve güzel göreceklere birer tohum olur âdeta.

Hayat, bir oyun ve oyalanmadan ibaret imiş. Bu oyunda insan, güzelliklere bakıp şarkılara dönüşsün diye, aşk ile dönen notalar gibi beyaz. Sus işaretinde susmasını bilemediğinde harmoniyi bozarak bestekârı kızdıran ve vermesi gerektiği sesi veremediğinde sessizliğe haksızlık edip isyankâr olan bir nota…

ben bu yaz bronzlaşmak kendimle uzlaşmak !!

| 30 July 2009 17:42

Eski zamanlarda asillik göstergesi olan beyaz ten günümüzde bronzlaşma olarak yerini aldı. Köleler ya da köylüler işleri yapar üst tabaka güneş yüzü görmediği için bembeyaz kalırdı. Ne kadar beyazsa o kadar makbul.. Günümüzde de tatil yaptığımızın göstergesi amele yanığı olmayan bronz bir ten =)
Gerçi bunu çok abartmış durumdayız. Televizyonu ne zaman açsam tabiri caizse sanki tüp patlamış da oradan kaçmış spikerler ve mankenler görüyorum. Magazin programları zaten mayo ve bikini defilesi. Gel de bu ortamda beyaz kal şimdi 🙂
Gerçi bronzlaşmayı seçmeyen bir azınlık da var. Yaz kış beyaz olan Candan Erçetin gibi… Ama çoğunluk bronz kalmak için ya güneşten ya da solaryumdan faydalanmaktadır. Yarar zarar ilişkisinin çok iyi irdelenmesi gerekiyor bu anlamda. Bir miktar güneş ışığı kemiklerimiz için gerekli olan D vitamini kaynağı. Kışa karşı bağışıklık sistemimizi güçlendiren bir faktör. Ayrıca güneş ışığının insana mutluluk verdiğide malumunuz.

Testiyi Doldurup Kaçma Zamanı

vatanda | 24 July 2009 13:15

Günümüzde çevremizde ve ülkemizde olanları okudukça,izledikçe artık buralarda yaşanmaz diyorum sürekli. Eskileri özlüyorum belkide. Mumkun muddet en kısa sürede bir 50-100 milyar toplayıp. birde kendime ait ufak bir ev ufak bir bahçe diyorum sürekli. Kimse ile uğraşmayacağım neden yattın neden kalktın ne yaptın diye sorguya çekilmeyeceğimi. Eşimle cocuğumla birlikte yaşayacağım bir yer diyorum sürekli. Küçük bir ahır bir kümes diyorum 2 inek 10-15 tavuk diyorum. Bahçede bir sera organik ürünler yetiştireceğimi. 3-5 adet meyve bahçesi Kendim ailem ve çevreme vereceğim, meyve ve sebzeler yetiştireceğim, elimin toprağa değeceği. Çoğu insan hayal diyecek bana. Çoğu insan rüya görüyorsun diyecek. Ama neden diyeceğim bende. Dünyanın stresi derdi neden. Nedir bir insanın doyması için gerekli olan? Ben söyleyeyim yarım ekmek 1 baş soğan 🙂 Biraz da su 🙂 Yüreğinde sevgi,mutluluk,huzur olduktan sonra. Ailenin ihtiyacını karşıladıktan sonra ne gerekir ki. Bu yukarda saydığım ufak bahçe,Ahır,kümes ve ağaçlarla bunlara fazlası ile sahip oluyoruz zaten. Neden daha çok para neden daha çok imkan istiyoruz ki. Sürekli uğraşıyoruz Sürekli bir şeyler istiyoruz ? Hiç soruyormuyuz kendimize az da olsa bir gelir olduktan sonra ne gerekir ki. Zaten yukarıda saydığım şeyler varken inanın çok zengin bile olunabilir. İlla bir şirkete yada bir dükkana sahip olmak gerekmiyor yada çok fazla bir paraya. Şimdi 50-100 milyar çok denebilir ama inanın aslında yaşamımızı incelersek az bile. kendime bakıyorum 3-4 yılda elde edeceğim bir miktar. Bu parayı buluncada hayallerimi gerçekleştirmeye başlayacağım. Belki yolu düşen birisi düzcede misafirim olur. Hepinize sevgiler saygılar iyi günler.

ANTALYA (kırkgöz)

akoni | 23 April 2009 11:01

Her çiçeğe bir anlam yüklenir. Nilüfer çiçeği yenilenmeyi sembolize eder. Antalya’nın kırkgöz su kaynaklarında açan bu nadide Nilüferler de , umarım güzel günlerin habercisi olur.

Kırkgöz sadece doğal güzelliği ile değil, tarihi zenginlikleriyle de dikkat çeken bir bölge. Antalya’nın giriş kapısı olarak adlandırılabilecek Burdur yolu üzerindeki kırkgöz kaynaklarının hemen yanında tarihi kırkgöz Han bulunuyor. II. Gıyaseddin Keyhüsrev Bin Keykubat tarafından (1236-1246) yapılmış.