bildirgec.org

gerçek hakkında tüm yazılar

Uzak şehirlerde tanıdık hayatlar…

arseli33 | 14 January 2008 00:25

Şehirlerce, kilometrelerce uzağımda olan, tanıdık bir hayatın perdelerini aralıyorum sessizce.İnsanlar geçiyor aramızdan, gözyaşlarımızı giydiriyoruz sitemlerimize, yollar hep ayrılığa çıkıyor.Yüreğimizin sancısını yazıyoruz, gecelerce.
Geçmişteki kapanmaz izler, altında hüzün yatan cümlelere dönüştüğünde, uzak şehirlerdeki tanıdık hayatın güçlü sözleriyle süslüyorum yarınlarımı.
Onca hayalkırıklığını bu zamana kadar yüreğinde barındırmış, o güçlü sözlerin sahibi bir ” merhaba” ile tutuyor yüreğimdeki dost elini.
”Kendim” diye ifade edebileceğim ne varsa, içine sığdırmış hepsini.Kendimi görüyorum onda, kendimi buluyorum, kendim oluyorum.
Güveni hissediyorum, paylaştıkça çoğalan mutluluklar hüznün içine bir zehir gibi işliyor.İncitmekten korkar sözcüklerini seziyorum, iyilikle beslenen kalbini görüyorum.
Yolların ötesinden yazıyorum sana, dost!
İyiki varsın ve benim hayatımdasın…

myspace güzelleri

| 22 December 2007 20:32

http://www.officialdatingresource.com/dating/beware-the-dreaded-myspace-angles-pics/

kendimi bilemedim.

absence of mind | 16 December 2007 05:36

Ayna oluyor yüzün bana. Yüzümün izlerini aynada gördüm bugün. kir lekesi yer etmiş.
Oysa ne zamandır bakamıyordum yüzüne korkumdan..

Bunca acının içinde kafiye tutturma çabam ne komik..Şair ver bakalım acıma şuradan bir uyak..
Uyuyakta sonra bir uyanak.
Büyük aç kızım ağzını, yuttuğun yalanlar tahriş etmiş mi içini ona bakacağım..ahh yoksa bu tükürdüğün kan, tüm o yalanların rengimi.

Yalana dolana meyil ettin, dolana dolana yalana, ucunu kaçırdın gerçeğin.
Hatırlar mısın masumiyetini su çiçeğinin…Şimdi kir izleri onları da kapatmış.

‘ACI GERÇEK BU ÖMRÜMÜZ BİR SU GEÇİYOR YILLAR’

derin9 | 12 December 2007 23:46

Sadece nefes alıyor olmak tek yaptığım…Oysa dışarıda gürül gürül akıp giden bir yaşam var.Mavi, yeşil, huzurun ve mutlu düşlerin yaşandığı.Ama benim bugün düş kurmaya gücüm yok.
Yaşamla ölüm arasındaki ince çizgi. Yaşıyor olmak ama öleceğini hissetmek….Bilmem kaç yılına ait, bilmem kimin yaptığı istatistiklere göre akciğer kanseri erkekler içinde en çok görülen ve en öldürücü hastalık. Kurtulma şansı, %15 en ve çok iyi ihtimal en kötüsünü okumayı canım istemedi bile. Aslında bugün canım hiçbirşey istemedi.Çok sevdiğim bardak başına tek şekerli çayım bile beni mutlu etmedi.
Oysa mutlu olmak gerek der benim olmaz olası felsefem.Herşeyden mutlu olacak bir sonuç çıkar der….
Söyle bakalım hayatımın felsefesi, ne yapayım? Allahım çok şükür bende değil onda çıktı diye sevineyim mi? Bende de olabilirdi hadi ben önemli değil sevdiklerimde olsaydı yı düşünerek Daha çok sevineyim???Birgün ölme ihtimalini düşündünmü Sedat CAN ?
Belki senin için kolay o ihtimali kaldırmak.
Yeter artık…Çektim incindim,acıdı yüreğim üç kuruşun peşinde bir lokma ekmek için habire koş.Bu dünya nereye kadar.Koskoca Sultan Süleymana bile kalmamış bana mı?kalacak?Öyle yada böyle bir borcumuz var ve bu borcu bilerek geldik. Ölümlü dünya.Hem gerçek hayat orası. Çok çekenlerin yeri,Yüce yaratıcı bu dünyada acıya göğüs gerenleri seçermiş orada rahat ve huzur duyması için der inandığımız dinden gelen huzurla eyvallah dersin….
Ya bu ihtimali çocukların düşündüyse…..??
Biri 8 diğeri 12 yaşında…12 yaşında erkek bir bilsen sana ne çok ihtiyacı var.Belki götüremeyecektin sağlıklı olsanda bir maça veya balık tutmaya ama sırtını şöyle bir sıvazlamanın nelere bedel olabileceğini…
Onlar bu ihtimali yaşadımı acaba? Seni dağ gibi babalarının yok oluşunu hayalledilermi? Küçücük yürekleri kaldırabildimi bunu….Dağ gibi Sedat CAN.Her kaybediş bir son.Bir şey daha eksilir ellerinizin arasından kayıp gider.Tutmak için canını bile verirsin ama nafile…UMUT öyle yeşil ki öyle güzel ki,o umutla duayla yapılamayacak birşey yoktur.
Bugün bütün dakikalarda sana dua ettim.Sana ve seni sevenlere.Ve inan dua etmekten başka birşey gelmiyor elimden…Sedat CAN. İşçi emeklisi-malulen-44 yaşında.Evli 2 çocuk babasıAkciğer Kanseri

Estore’dan Gerçeğe Dönüşen Hayaller

nzright | 12 December 2007 19:20

www.estore.com.tr
www.estore.com.tr

Alışverişti indirimdi hediyeydi yılbaşıydı derken; online alışveriş sitesi estore hem hediye hem de yılbaşı eğlencesini bir arada sunan bir etkinlik başlatmış. “estore yılbaşı hediyeleri” uygulamasını yükleyip arkadaşlarınıza gönderiyorsunuz; yolladığınız hediyeler 1Ocak sabahı açılıyor ve bazıları gerçeğe dönüşüyor ! Nekadar çok yollarsanız, gerçeğe dönüştürme gücünüz o kadar artacak denilen kampanyada hayallerinizin gerçeğe dönüşmesi dileğiyle.. iyi şanslar !

Dağınık Tuhaf Yazı

pilli pati | 12 December 2007 09:36

speed of light
speed of light


Kiminin işi bulut saymaktır. Kimininki ise bahar çiçeklerinin tomurcuklarını patlatacakları zamanı beklemek… Kimi izler bir salyangozun gezintisindeki ince salınımı, kimi ise karıncalarla iletişim psikolojisi üzerine sessiz sohbetlere dalar.

Onlar kar tanesinin türlü şekillerini karelere alıp sonsuzluk kütüphanesine depolayanlardır. Bazıları insanın kanını donduran bekleyişlerle, insan vücudunun açık havaya maruz kalmış, suda ya da toprak altındaki halinin doğaya karışma sürecini günlük tutar gibi not ederler. Kimisi köpekbalıklarının neden kanser olmadıklarını anlamaya çalışır, kimi ise balinaların neden baş aşağı uykulara daldıklarını…

Gece Ve Gündüz

xcrescentx | 06 December 2007 18:16

Gece ve gündüz… Siyahla beyaz gibidir. Gece siyahtır, gündüz ise beyaz… Beyaz yalandır, siyah ise gerçektir sanılanın aksine…

Gündüz ben dahil çoğu kişi maskenin altına saklanmıştır. Ne kadarı gerçektir ayırt etmek zor. Gündüz maskeli balo zamanıdır adeta. Oysaki gece öylemidir. Sadece sessizlik, siz ve belki yanan sigaranın sessizliği yaran çıtırdaması vardır. Gece; insanın kendisiyle konuşma zamanıdır. İşte bu yüzden gece siyahtır gerçekler gibi. Yalan söyleyemezsiniz mutluluk oyunu oynayamazsınız. İçinizdeki o melankoli ortaya çıkar ve ele geçirir benliğinizi. İşte gece hesaplaşma zamanıdır. Hayal zamanıdır. Düşünürsünüz yanlışlarınızı. Yaptığınız için azarlarsınız kendinizi ama zamanı gelip düzeltme şansınız olduğunda aynı yanlışları yaparsınız. O zaman anlarsınız işte onlar sizin zaaflarınızdır. Düzeltme şansınız yoktur. Düzeltebiliyorsanız artık kendi duygularınızdan, kendinizden şüphe etme zamanıdır. Sizi siz yapan zaaflarınızdır. Zaaflarınızdan kurtulmaktan korkmalısınız her ne kadar istemeseniz de çünkü onlar sizin duygularınızdır. Gerçekler siyahtır…

PALİNDROM HAYALLER

| 19 November 2007 16:30

belediye başkanının yaptığı her işi dev afişlerle halka duyurmasına karşılık, şehirde yaşayanlardan da;
bez afişlere kocaman bir “teşekkür ederiz sayın başkanım” afişi beklediği hissine kapıldığı bir iş gününe başlarken bay M,
büyükşehir belediyesinin macaristan’dan ithal ettiği yanık lastik kokulu körüklü otobüsünde kadınların, kızların çantalarını sağ omuzlarından sol omuzlarına geçirerek erkeklerin “sürtünme” katsayılarını asgari seviyede tutma debelenmelerine utanarak tanıklık ederken elindeki şeyh gâlib divânı’nı ağır ağır okumaya
çalışıp aç erkeklerin anlık penis trophy eylemlerine tahammül göstermeye uğraşırken, yirmili yaşlarının sonuna yaklaştığını sandığı bir kadının ağzından dökülen kelimelerle elindeki divân’ı otobüsün çamurlu zeminine düşürdü:
hay sokiim şiirine!

gerçekçi çocuk! imkansızı istiyor…

odo | 19 November 2007 08:42

hayal ettiğinden de büyüksün sen çocuk!
hayal ettiğinden de büyüksün sen çocuk!

kim çekmiş bilmiyorum. nerede çekilmiş onu da bilmiyorum.
tekrar tekrar dönüp baktığım, uzun uzun seyredaldığım bu fotoğrafı paylaşmak istedim.

micheal haneke‘nin kara ütopya sayabileceğimiz “kurdun günü filminde, insanlığın kurtuluşu için kendisini ateşe atan bir çocuk vardı.
işte o çocuğu son anda kurtaran bekçi (hatırladığım kadarıyla) :
“bunu denedin! sen kendini o ateşe atmayı denedin! işte bu bize yeter! demek ki insanlığın sonu henüz gelmedi…” diyordu.

bu çocuk için neredeyse aynı şeyleri hissediyorum.