18 yaşında gencecik bir berber sadece eşcinsel olduğu için artık yaşamıyor. “Öteki” ne katlanamayan, tahammülsüz, ilkel şiddet bu kez, üstelik geleneksel gay onur yürüyüşü hazırlığı içinde olan Liverpool’da gerçekleşti.Geçen Temmuz ayında arkadaşının büyükannesinin evindeki bir parti sonrasında vahşice saldırıya uğrayan Michael Causer‘in kanlar içindeki bedeni bir çöp yığını gibi sokağa atılmış halde bulunmuştu.Cuma günü ise jüri, sanıklardan Gavin Alker hakkında beraat kararını açıklayınca Causer’in ailesi ve arkadaşları hayal kırıklığına uğradı.Mahkemeye daha önce sunulmuş olan raporda, Gaven Alker’ın yumruklanıp, tekmelenen ve kafasına ağır bir kitapla vurulan Causer’a daha sonra “seni ibne”, “küçük ibne hakediyor” bilgisi yer almasına rağmen jürinin verdiği bu karar aslında cinsiyet ayrımcılığının ve homofobinin jüriyi de nasıl esir aldığının göstergesi.Stormbreak isimli araştırma kurumunun raporuna göre, Liverpool’daki lezbiyen, gay, biseksüel, travesti, transseksüellerin yüzde 60’ı homofobik saldırıya maruz kalıyor ve bu oran aynı araştırmaya göre Başkent Londra’dakinden yüzde 12 daha fazla.Aslında tüm veriler özellikle Avrupa’da giderek daha çok mevzi kazanılan cinsel özgürlük alanında tam bir yanılsama yaşandığının da göstergesi. Toplumsal Cinsiyet‘e dair ürettiği politikikalarla birlikte, anamalcı sistem; her zaman ve her azınlıkla ilgili olarak, cinsel özgürlüklere de, insani bir pencereden değil; kar zarar hesapları üzerinden baktığını böylelikle deşifre etmiş oluyor.Tüm eşitlik ve özgürlük söylemlerinin sistem açısından asıl anlamı tamamen kar etme derdiyle ilgili. Örneğin milyonlarca eşcinsel ve transseksüel, Güney Amerika’nın en büyük şehri Sao Paulo’nun merkezinde eşcinsel düşmanlığı ve cinsel ayrımcılığı kınamak amacıyla toplandıklarında, 12’ncisi yapılan eşcinsel yürüyüşünün ekonomiye katkısı ile ilgili beklenti; 330 bin turist ve 115 milyon dolardı.