bildirgec.org

anne hakkında tüm yazılar

yazıl-amayan mektup

astral | 21 May 2010 13:31

Bu sabah istemese de ruhsuz halini oynamaya devam ederek çıktı evden. Oysa baş ucuna bir not, belki kısa bir mektup yazmayı düşündü. İçinde olanları…

Belki söylemediklerini ya da çok az söylediklerini; öyle az ki; yok sayılanları hatta…

Bir öpücük niyetine birkaç satır yazmak istedi, o uyurken, uykusunun huzurlu kokusu tüm evi doldurmuşken; belki bu kadar duygusal olmak istemedi, belki nedenini hiç bilemedi.

Ama yazmadı.

Ayak uçlarına basarak çıktı kapıdan. O an çekip gitmenin ne kolay olduğunu düşündü. Hayatından ya da hayatlardan çıkıp gitmenin ne kolay olduğunu.

Anneler Günü Kampanyaları hediye indirim taksit alışveriş seçenekleri

NLPMaster | 06 May 2010 10:51

Anneler günü geliyor.
Dünyaya gelmemiz ve büyümemiz için binbir emek veren annelerimizin bugününde onalara hangi anneler günü hediyesi alayım diye düşünenler pek çok seçenek ile karşılaşıyor.
Anneler günü banka kredi kartı indirim ucuzluk bonus kazan kampanyaları birbiri ile yarışıyor.
Anneler günü Pırlanta kazan bonus kazan para kazan indirim kazan kampanyaları ilginizi çekiyorsa işte tüm anneler günü kampanyaları
Vikipedia Anneler günü
Mayıs Kampanyaları

TEMİZLİK(!)

il mare | 04 May 2010 16:16

süprüntüler de süslenir
süprüntüler de süslenir

İki odalı bir evde temizlik var ; küçük hacimli çok sayıdaki halı, kamburlaşmış ve henüz yeni göğsünden ameliyat olmuş bir kadın tarafından balkonun kenarlarına seriliyor teker teker, annesine yardım olsun diye. Bir başka annesinin kuzusu, eski model,çok sesli bir elektrik süpürgesini çalıştırmış, aynı zamanda yüksek yaşına rağmen bir şeylerin ucundan tutmak isteyen annesinin ağır işiten kulaklarına yüksek desibeller yollayarak,süpürgenin sesiyle başıbozuk bir ahenk içerisinde azarlarını savuruyordu, elindeki boyundan çok kısa sopa zımbırtısı ile.

çocuklara ,evlat edinmeye, yaşama dair

taha3045 | 29 March 2010 15:15

“Risk Altında ve Korunması Gereken Çocuklar Uluslararası Sempozyumu” Bu yıl da yapılacak,TBMM Başkanlığı himayesinde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri kapsamında gerçekleşecek tarih:4-26 Nisan 2010 yer:Ankara

Bu yılın sempozyum konusu:Güvenli Çevre – Güvenli Okul.

Çocukların uyuşturucu, şiddet, fuhuş gibi zararlı alışkanlıklardan korunmasını amaçlayan sempozyumda sivil toplum kuruluşlarından ,akademisyenlerden, uzmanlardan yüksek katılım bekleniyor.

mavi gözlü insanları sevmiyorum

lavinya76 | 22 March 2010 12:56

Babacığım;

Sen o sarışın Alman kadının peşine takılıp gideli tam 8 yıl geçti. Artık saçma sapan hediyeler gönderme diye yazıyorum bu mektubu. Çünkü gönderdiğin elbiselere sığamayacak kadar büyüdüm baba.

Sen son halimi hatırladığından ne kadar büyüdüğümü tahmin edemiyor olabilirsin ama ben sensiz bir zamanı tükettiğimi duvarlara attığım çentiklerden biliyorum. Önceleri eğlenceli gelmişti bir filmde görmüştüm bunu. Ama duvarda tek çizgilik yer kalmadığından beri canım hiçbir yeri çizmek falan istemiyor.

ÇAY YAPALIM MI?

il mare | 11 March 2010 09:41

“Çay yapalım mı?”

Hayat…
Ailece yenen bir yemekten sonra,sofrayı toplarken mutfakta buluştuğun annenin ağzından dökülen kutsal iki kelimelik soru cümlesi:

“Çay yapalım mı?”

Cevabın değişmeyeceğini bilerek gene de üzerine uzun uzun düşündüğüm soru. Sen de sorarken, alacağın cevabın değişmeyeceğinden emin olarak çok şey düşünüyor musun anneciğim?
Ben ağzıma dayayacağım her sıcak yudumda ;daha sıcak ellerini avuçlarımla sıkarken hissedeceğim sıcak kalbinden akan sıcak duyguyu ,beraberinde izlediğimiz dizinin repliklerine verdiğin tepkilerin aynılığını ama bende her seferinde uyandıran ve bu akşam da uyandıracak olan tonlarca farklı hissiyatı, belki de dizinin en heyecanlı yerinde kardeşimin okuldaki durumuyla ilgili şevkatlice yönelttiğin soruyla en varmış gibi gözüküp aslında en başka yerlerde olduğun halleri, gözlerinin dalgınlığını,sesinin çaresizliğini,kokunun tekliğini ve saflığını tekrar tekrar,bu akşam da yaşayacağımı düşünürken ve düşündükçe içim sıcacık olurken; sen de yarın beni bir başka eve yollamayacak olmanın rahatlığını,kimseye hesap ve haber vermeden ellerimi hiç bırakmayacakmışcasına sıkıca tutmanın keyfini,başka hiç kimseye sana ait olduğumdan daha fazla ait olmadığımı bilişinin verdiği beni içine içine sokası duyguyu, elinin tersi ile yanağımı okşarkenki tazeliği peşin peşin götürüyor musun dudaklarına, ince belli bir çay bardağıyla…???
Seni bilmem ama anneciğim, ben, sen her “çay yapalım mı” diye sorduğunda, içime tarifsiz bir huzur doluyor. Televizyonun karşısında ellerimizde buharı tüten bardaklar, üzerindeki mavi sabahlığa sarındığım an gözümün önüne geliyor, omzunu gıdıklayan kıvırcık saçlarından salınan koku seni bıraksam da beni bırakmayacağını içerime haykırıyor…Gevşiyorum suratımı yalayan buharla,rahatlıyorum.
Dizinin replikleri arasında olduğunu sanırken, annemin kanatları altında kayboluyorum.

Sümük Avcıları

admin | 01 February 2010 12:11

“Üç buçuk yaşındaki bir kızla başa çıkmak ne kadar zor olabilir ki?” diyorum kendime. Benim hayat tecrübem ona on basar, bir. Yapılmaması gereken şeylerde kararlılığımın üstüne yoktur, ikii. Ne çok disiplin ne de çok gevşeklik anlayışıyla hareketi düstur edinmişim, üüüç. Ne olursa olsun onu hep seveceğim ve sevdiğimi de sık sık söylüyorum, etti mi dört! Etti. Gayet iyi değil mi? Evet. Peki bütün bunlar üç buçuk yaşındaki bir kızın burnunu silmeye yeter mi? Hayıııırrrr!

Fortis Ben de Ben de

simetra | 20 January 2010 13:10

Topluma destek olmayı ve toplumsal sorunların çözümüne katkıda bulunmayı önceliklerinden biri kabul eden Fortis, Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) ile birlikte ülkemizin ciddi bir sorununu hedef alan yeni bir kurumsal sosyal sorumluluk projesini hayata geçirmiş.

Ben de Ben de Projesi, erken çocukluk eğitimi konusunda bilinç oluşturmak ve ülkemizdeki tüm çocukların kaliteli bir okul öncesi eğitim hizmetinden yararlanabilmesini hedefliyor.

GÖLGE

mavilikler | 19 January 2010 10:59

Yorgundum. Açtım. Üşüyordum. Bir an önce eve atmak istiyordum kendimi. Kapıdan içeri dalmak, sıcağa kavuşmak… Hem dışsal, hem içsel olarak doya doya ısınmak istiyordum.

Mutfaktan gelen hoş kokuları derin derin içime çekerek salondaki koltuğa uzanmak ve yarı baygın bir halde kumandayı elime alıp TV kanalları arasında dolanmak istiyordum.

Mutfaktan bana yöneltilen sorulara, bu yarı uyur vaziyette, bulutların üzerindeymişçesine çok uzaklardan yarımyamalak karşılıklar vermek; mutfaktaki kadının cevaplarla çok da ilgilenmediğini, esas maksadının mutfakla salon arasındaki mesafeden bana ulaşmak olduğunu bilmenin rahatlığıyla, kelimelere önem vermeden, öylesine, sadece konuşmuş olmak için konuşmak istiyordum onunla.

Bebeğimin ilk yılı

simsir tarak | 13 January 2010 12:01

Giriş

6 milyar insanın 6 milyar hikâyesinden sadece biri olacak bu hatırat da ortak sevinçlerimizi, kaygılarımızı, heyecanlarımızı, telaşlarımızı,acemiliklerimizi bulacaksınız. Hamileliğimden itibaren internet dünyasında çeşitli yazıları, blogları, okudum çok da faydalandım. Belki benim yazılarımdan da faydalananlar olabilir niyetiyle bebeğimin ilk yılın da başımızdan geçenleri sizlerle paylaşıyorum.
Dolayısı ile bu yazıyı teşhis ve tedavi için kullanmayınız.

Hatıratın kahramanları: Hülya (ben), Fatih (eşim), Yiğit ( Büyük oğlum), Emir(Yeni doğan)

Yiğit hayatıma girdikten sonra hiçbir bebeği onun kadar sevmeyeceğimi düşünerek ikinci bebek fikrinden uzaklaştım.Annem bu durum için ” her çocuğun sevgisi başka “derdi. Bunu çok politik bulurdum. Şimdi yaşayınca anlıyor ve en içten duygularımla katılıyorum. Meğer annelerin yürekleri iki karıncık iki kulakçıkdan oluşmazmış, çocukları,sevdikleri kadar gözlüymüş

Her neyse 35 yaşına geldiğimde treni kaçırmayalım sonra pişman olmayalım telkinleri ile hayatımızı yeniden düzenlemeye koyulduk. Herkese şunu tavsiye ederim 35 den önce çocuk planlamanızı bitirin hamilelik boyunca “35 yaşla gelen riskleri “dinlerken çok korkuyorsunuz. Bu nedenle bebeğin benim olup olmadığını kesin anlayıncaya (4 aylık hamileliğe kadar) ailemden kimseyle paylaşmadım.

1. ve 2. ay tanışma ve pratik

Doğum öncesinde anlaşma yaptım ben bebeğe bakacağım yardım için gelenler ben ne istersem onu yapacaklar. Yani ütü, çamaşır, temizlik, misafir ağırlama vb. öyle bebeği kucağına alıp topu bana atmak yok.
Normal doğum olsun diye 8 saat uğraştıktan sonra Emir ile kavuşmamız yine de sezaryenle oldu.
35 yaşındayım doğumdan sonra kolay kilo veremem diye hamileliğim boyunca 8 kilo aldım. Ancak 5 kilo göbek hala bende duruyor.Emir’i çok kıskanıyorum kimse onu ellemesin ona dokunmasın istiyorum. Elimde olsa kedilerin yaptığı gibi kuyruğumun altına saklayacağım.
Üstelik de olmadığı kadar büyüyen göğüslerimden utanıyorum. Değerli göbeğim gitti yerine değerli göğüslerim geldi. Bir damla süt gelsin diye ılık su masajları, meme ucu çıkarma operasyonları geçiriyorum. Ama biliyorum ki ağız denen süt Emir için çok faydalı, hiç heba etmiyorum.
İlk dışkısını sabırsızlıkla bekliyoruz. Boşaltım sistem boş sanıyorduk ama değilmiş. Tabi bu arada bende sıkı yürüyüşler yapıyorum. Benimde gazımı atmam çok önemli. Bakkal teyze doğum yaptığımın 3. günü beni görünce “git yat çabuk nazar değer” dedi.
Ben de “doğum yaptığım daha anlaşılmıyor” ki diye yanıtladım. Apartmanın etrafında her gün biraz daha uzun dolaşıyorum.
Çay, kahve içmek istiyorum artık. Ancak sadece sütlü çay ile idare ediyorum. Günde 3 litre su içiyorum.