bildirgec.org

almanya hakkında tüm yazılar

Willkommen in Deutschland (2011)

queennothing | 09 October 2011 00:05

Almanya doğumlu bir Türk olan Yasemin Şamdereli, çalışmak maksadıyla Tunceli’den Almanya’ya göç eden bir ailenin kızıdır. Şamdereli’nin yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Willkommen in Deutschland” (Almanya’ya Hoşgeldiniz), ülkemizde 14 Ekim 2011 tarihinde gösterime girecek. Senaryosu Yasemin ile kardeşi Nesrin Şamdereli tarafından yazılan filmde Fatih Öğün Yardım, Vedat Erincin, Demet Gül, Petra Schmidt-Schaller gibi isimler rol alıyor. Orjinal süresi 110 dakika olan film, Almanya ve Türkiye’de çekildi. Çalışmak için Almanya’ya göç eden bir Türk ailesinin fertlerinin yaşadıklarını konu edinen film, vatan – millet sevgisine, sadakat ve aitlik hissine, dışlanmışlık ve arada kalmışlık duygusuna da yer veriyor.

Bir Avusturya Vatandaşı – Adolf Hitler

cybersh0t | 26 April 2011 13:01

Kimilerine göre tarihin yetiştirdiği ender zekalardan biri… Kimilerine göre ise vahşetin ve barbarlığın insan halindeki görüntüsü…

Elbette I.Dünya Savaşı’nın onbaşısı, II.Dünya Savaşı’nın mimarı olan Adolf Hitler’den bahsediyorum.

1889 yılında Avusturya’nın Branau kasabasında dünyaya gelen Hitler, memur emeklisi bir çiftçinin ve ev hanımı bir kadının oğludur. Hayatın sillesini daha 13 yaşında amansız bir hastalık yüzünden babasını, 16 yaşında da aynı hastalıktan annesini kaybederek yedi. Orta öğrenimini bitirmeden çok iyi çizim ve resim yaptığı için Viyana Güzel Sanatlar Akademisi’ne gitmeye karar verdi. Sarsılmaz bir iradeyle geldiği Viyana’da ne yapacağını bilmiyordu. Resimde ne kadar yetenekli olsa da Akademi sınavında başalılı olamadı. Bu haber onu yıldırım gibi çarpmıştı. Bütün hayallerinin yıkıldığını zannediyordu. Fakat bir iki gün sonra akademiyi unuttu ve kendini bir mimar olarak görmeye başladı. Ancak bu iş o kadar da kolay olmayacaktı. Hitler mimarlık için gerekli olan temel eğitimi almamıştı.

Kurz Und Schmerzlos (1998)

majurani | 03 January 2011 10:02

Ödül avcısı Fatih Akın’ın 1998 yapımı ilk filmidir Türkçe adıyla Kısa ve Acısız. Her yıl İsviçre’nin Locarno şehrinde düzenlenen Locarno Uluslararası Film Festivali’nin 51.’sinde özel ödül alan Kurz und Shcmerzlos’un baş rollerinde Mehmet Kurtuluş, Adam Bousdoukos ve Aleksandar Jovanovicvar. Fatih Akın’ın “uğurum” dediği İdil Üner’in de yan rollerden birini üstlendiği filmde, Akın’ın kendisi, erkek kardeşi, babası, annesi ve eşi de küçük roller üstlenmiş.

Film Hamburg’da geçiyor. Hapishaneden yeni çıkan ve suç dünyasından artık uzak durmaya karar veren Gabriel – Cebrail’in (Mehmet Kurtuluş) en yakın arkadaşları da kendisi gibi göçmendir.

16. Türkiye – Almanya Film Festivali

queennothing | 21 August 2010 13:23

Bu senenin Mart ayında 15.si düzenlenen Türkiye/ Almanya Film Festivali, 2011’de 16. yaşını kutlayacak. Almanya, Nürnberg’de yapılacak olan ve Türk filmlerinin yarışacağı festival, 17 – 27 Mart tarihleri arasında gerçekleşecek. Almanya ile aramızdaki kültür birliğini sağlamak maksadıyla düzenlenen festivalde Uzun Metraj Film Yarışması, Kısa Metraj Film Yarışması, yarışma dışında kalan filmler ve yine yarışma dışında kalan belgesel filmlerin gösterimi yapılacak. Festivale/ yarışmaya son katılım tarihi 15 Aralık.

Picasso’nun Savaşa Karşı Savaşı: Guernica

24black mamba24 | 16 August 2010 13:37

Pablo Picasso
Pablo Picasso

İç savaşın İspanya’yı kasıp kavurduğu günlerde, sanayide gelişmiş ülkeler, sanat gösterileri yapmak ve sanayi, tarım gibi çeşitli alanlarda ürettikleri ürünleri pazarlamak amacıyla, büyük bir dünya fuarı düzenleme hazırlığı içindeydiler.

1937 yılında düzenlenecek olan bu uluslararası serginin yedincisi Paris’te düzenlenecekti. İspanya Halk Cephesi Hükümeti sorumluları da, o sıralarda Fransa’da ve Paris’te yaşayan pek çok ünlü İspanyol sanatçıdan sergiye katılmalarını istediler. Picasso da bu sanatçılar arasındaydı. Ondan, İspanya Pavyonu için bir duvar resmi yapması isteniyordu. Picasso bu isteği kabul etmiş ve hazırlıklara başlamıştı. Konuyu henüz netleştirmemişti, ta ki tarihe kara bir leke olarak geçen 26 Nisan 1937 gününe dek. Almanya‘da Hitler yönetiminin başa geçmesi, birçok ülkede olduğu gibi, İspanya’nın da kaderini etkilemişti. 1933 yılında İspanya’da kurulan sağ koalisyon hükümetine Faşist İtalya ve Nazi Almanyası büyük destek veriyordu. Bu yönetime karşı, halk ayaklanmalar başlatmıştı.

Francisco Franco
Francisco Franco

Ayaklanmaların ve grevlerin doruk noktasına vardığı 4 Ekim 1934’te, General Franco’nun emriyle askerler halkın üzerine saldırdı. Beş bin işçi öldü, kırk bin kişi tutuklandı ve bu yöntemlerle direniş bastırılmaya çalışıldı. İspanya’nın demokratik güçleri “Barış, Özgürlük ve Yaşam Koşullarının Düzeltilmesi” istemiyle toplanarak Halk Cephesi’ni kurdular. Sol partilerin oluşturduğu Halk Cephesi, 1936 seçimlerini kazandı. Buna karşın sağcı partiler Milliyetçi cephede birleşti. Milliyetçi Cephe’nin kışkırttığı subaylar darbe hazırlığına girişti. Sonuçta binlerce insanın yaşamını yitireceği iç savaş başladı.

Nazi Almanyası, İspanya’da savaşmak ve eğitim yapmak amacıyla General Hugo Sperrle komutasında, 25.000 dolaylarında asker, subay ve özellikle pilot gönderdi. Ayrıca en az 546 milyon altın mark ile çok sayıda ağır bombardıman ve keşif-taktik uçakları yolladı. Bu parasal yardımın, 381 milyonu bu ordunun, çekirdek bölümünü oluşturan “Legion Condor” adlı yeni tip bir hava gücünün örgütlenmesine ayrıldı. Yeni silahlar Bask Bölgesi’nin en eski ve kutsal kenti Guernica‘da denenecekti.

FASCHING Mİ YOKSA LAS FALLAS MI ?

firatocal | 08 July 2010 19:11

Dünya Kupası ‘nda heyecan ve eğlence dolu bir gece daha beni bekliyor.. İçim kıpır kıpır … Tüm günlük işlerimi halledip , kafamda hiç bir pürüz bırakmadan , hayatın tüm gereksiz hay huylarından arınmış bir şekilde , keyfin ve lezzetin Nirvanasına varmak üzere oturacağım püfür püfür klimalı locamın başına… Başlığımdan da anlaşıldığı üzere bu gece taraf olmak için kafam biraz karışık…

Las Fallas Karnavalı ' nın dev heykelleri
Las Fallas Karnavalı ‘ nın dev heykelleri

Ruhumda İspanyolların Las Fallas Karnaval ateşini mi yaksam , yoksa Almanların Fasching ateşini mi ?.. Bin bir türlü karar veremiyorum… Bir kaç gündür soruyorum bunu kendime.. Her ikisi için de geçerli sebeplerim var..

Dünya Kupası’nın izlenmesi gereken 10 genç yeteneği

denizkar | 10 June 2010 15:13

Eğer takımları istenen performansı gösteremezse Fabio Capello ve Dunga, Theo Walcott ve Neymar’ı kadrolarına dahil etmedikleri için çok pişman olabilirler.

Genç oyuncular geleneksel olarak Dünya Kupası tarihinde büyük patlamalar yapmışlardır. 1958 yılında Pele ve 1990 yılında Paul Gascoigne en ünlü iki örnek olabilir. Uzun ve yorucu sezonun ardından kendini kanıtlama hırsı ile dolu genç yetenekler kupadaki gerçek farkı yaratabilirler.

Ağaşıda adı geçen genç yeteneklerin seçiminde uygulanan kriter oyuncuların 23 yaş veya altında olmaları ve zaten halihazırda kendilerini dünya yıldızı olarak göstermemiş olmalarıdır. Bu yüzden, Lionel Messi, Cesc Fabregas ve Nani gibi zaten hepimizin bildiği yıldızlardan tekrar bahsedilmemiştir.

Ayrıca yazının sonunda bazı mutlaka bahsedilmesi gereken diğer isimleri de bulabilirsiniz.

Mesut Özil – Almanya, 21

Mesut Özil
Mesut Özil

Werder Bremen’in oyun kurucusu Mesut Özil için Lionel Messi veya Cristiano Ronaldo kadar başarılı olabilecek bir potansiyele sahip olduğunu söylemek hiçte abartılı bir yorum olmaz. Geçen yıl Almanya 21 yaş altı milli takımını zafere taşıyan en önemli oyuncu olarak dikkatleri çekti. Geçtiğimiz sezon Bundesliga’da 19 asist ile göz dolduran bir performans sergiledi. Mesut Özil, Jogi Loew’in kadrosundaki kilit atak oyuncularından biri ve kendine güvenenleri hayal kırıklığına uğratmayacağa benziyor.