Kimilerine göre tarihin yetiştirdiği ender zekalardan biri… Kimilerine göre ise vahşetin ve barbarlığın insan halindeki görüntüsü…Elbette I.Dünya Savaşı’nın onbaşısı, II.Dünya Savaşı’nın mimarı olan Adolf Hitler’den bahsediyorum.1889 yılında Avusturya’nın Branau kasabasında dünyaya gelen Hitler, memur emeklisi bir çiftçinin ve ev hanımı bir kadının oğludur. Hayatın sillesini daha 13 yaşında amansız bir hastalık yüzünden babasını, 16 yaşında da aynı hastalıktan annesini kaybederek yedi. Orta öğrenimini bitirmeden çok iyi çizim ve resim yaptığı için Viyana Güzel Sanatlar Akademisi’ne gitmeye karar verdi. Sarsılmaz bir iradeyle geldiği Viyana’da ne yapacağını bilmiyordu. Resimde ne kadar yetenekli olsa da Akademi sınavında başalılı olamadı. Bu haber onu yıldırım gibi çarpmıştı. Bütün hayallerinin yıkıldığını zannediyordu. Fakat bir iki gün sonra akademiyi unuttu ve kendini bir mimar olarak görmeye başladı. Ancak bu iş o kadar da kolay olmayacaktı. Hitler mimarlık için gerekli olan temel eğitimi almamıştı.O yıllarda hem işçi olarak çalışıyor hem de mimarlık sınavı için kitaplar okuyordu. Sonunda Viyana Sanayi Mektebi’ne yazıldı. Fakat bu ne herşeyin sonu ne de başıydı…1914 yılında I.Dünya Savaşı patlak verince gönüllü birliklerle birlikte savaşa katıldı. Hitler’in içinde olan vatan sevgisi herhalde hiçbir Almanda yoktur. Çünkü ulusu için yapmadığı şey kalmamıştır. Cephede iken olan ilginç bir olayı sizle paylaşmak istiyorum.I.Dünya Savaşı’nın bir cephesinde Hitler onbaşı rütbesiyle siperde beklemektedir. O sırada içindeki bir ses ona siperden çıkmasını ve yandaki sipere geçmesini söyler. Hitler önce bunun sadece bir histen ibaret olduğunu düşünür. Fakat sonra merakına yenik düşer ve yandaki sipere geçer. Birkaç dakika sonra sipere hava taarruzu başlar ve siperden hiç kimse sağ kurtulamaz.Hitler, kendi gözleriyle gördüğü bu olay sonrası kendinin ölümsüz olduğunu düşünmeye başlar ve bir süre sonra kendisinin kutsanmış kabul eder. Bu olay, bundan sonra yapacağı işlerin ana nedenidir. Kendinin ölmeyeceğini bilen bir kişi neler yapabilir bir düşünün… Aslında çok düşünmenize de gerek yok. Sadece Hitlerin yaptıklarına bakın yeter…Hitler, Almanya savaştan yenik çıkınca bütün suçu yöneticilere yükler ve ayrılıkçı gruplarla birlikte birkaç kez yönetimi devirmeye çalışır. Fakat başarılı olamaz ve hapise atılır. Hapisteyken ünlü “Mein Kampf” yani “Kavgam” adlı kitabı yazar.Yönetime girmesi için öncelikle bir partiye girmesi gerektiğinin bilincindedir. Bu parti Alman İşçi Partisi’nden başkası değildir. Partiye katıldıktan sonra hemen ilk toplantıda kendini fark ettirir. Çünkü kendisinde üstün bir hitabet becerisi vardı. Daha sonraki toplantılarda partinin başkanı olur ve seçimlere girer. İlk seçimlerde pek bir başarısı olmamasına rağmen ikinci seçimlerde ana muhalefeti ele geçirdi ve üçüncü seçimlerde de Almanya’nın en çok oy alan partisi olmayı başardı.Parlementoya girince ilk işi halkının kendinin üstün ırk olduğunu kabul etmesini sağlamak oldu. Hep bu yönde propaganda yapan Hitler, kısa bir süre sonra Almanların taptığı bir adam olmayı başarmıştı. Çünkü yıllardır Almanya’nın önünü kesen Versay Antlaşması’nı reddetmiş, iktidara geldiğinde yaklaşık 6 milyon olan işsiz sayısını neredeyse sıfıra indirmiş, tüm Almanların birliği için Avusturya, Polanya ve Çekoslavakya’yı işgal etmişti. Halk böyle bir lidere nasıl bağlanmazdı…