Yüzünde yansıyan her ne kadar iç kanamasal dönemlerinden alıntı olsa da… Yaşamadığın hazzın şaşkın ifadesidir. Beklentisel mutluluktan çok; zaman ayarı gecikmiş patlayan bombanın, gözlerine batan şarapnel parçasından başka bir şey değildir. Bu müfredata uygunsuz cephane aslını inkar eden egonun savaşı kazanmasıyla son bulacak…Sıkıştı nefesim asansör boşluğunda…İlkler ve sonları ışık hızında bitirirken, erken büyümenin zararları dudaklarımdan kalbime tekme atıyordu. Hala çocuktum seninleyken; yamalı cümlelerim vardı kurmayı beceremediğim ve senin anlayış gösterdiğin… Zamansal eğrilerle geri dönüş tuşunu ararken, an’lık ziyafet cehennemden daha sıcaktı. Belki kan akışım ilk defa normale dönüyordu. Ama ben anormal şekilsizlikte yaşam döngüsü devinimine teslim olmuştum… Belki de uyandığımda kendimden nefret edecektim ama olsun. Kulaklarımda tüm kadınlar beni konuşuyordu. Ukala, kendini beğenmiş, bıktım diğer kadınlarını anlatmandan…Zaman her zamanki gibi finiş noktasında bayrak kaldırmıştı.Ve yere ilk adım atışımda sanki bir bebek heyecanı taşıyorum. İlk defa yürümeyi öğrenen, ıngaa çelişkilerinde memesel ziyafetlere düşkün; ahlaksız bebekliğim. Senle o an’lara dönüştüm…Uzun zamandır saçmalamayı özlemiştim mazur görün…
yorumlar
Evet dostum bazen saçmalamak da iyi, belki çevrende herkes bundan sikayetçi ama bazen egoist davranmak gerekiyor. Bu dünya tuhaf, mutluluk arayışı için de olup önünden geçip gidiyoruz boşluğun…Düstügüm de hızlı bir şekil de kalkmak kimseye belli etmemek yada düştüm olan oldu yavaş yavaş kalkmak hangisi tercih edilmeli, düşmek yani çevrence komik duruma düşmek ama bir gün gelip güldüğün insanın durumuna sen de düşeceksin.Evet ben de gülüyorum kimi zaman, zamansız vakitler de o zaman sen delisin diyorlar ben de yeni mi anladın deyip geçiştiriyorum hayatı ve seni… saygılaryine mi saçmaladım :))
güzel saçmalamışsın :)özlemişiz saçmalamalarını :))
🙂
Hala çocuktum seninleyken; yamalı cümlelerim vardı kurmayı beceremediğim ve senin anlayış gösterdiğin… çok hoşuma gitti. Ben saçmaladığını düşünmüyorum.Belki bu sen değilsin ama yaratığın ruh hali güzel. Teşekkürler.
… en azından finiş noktasın da kaldırıyor buna da sevinmek gerekiyor öyle değil mi ?Bir çok insan finiş noktasını bile göremiyor maalesef sadece noktayı görüp, karanlığa gömülüyorsunDünya’da insan sıfatı ile bulunan herkes kendi dünya’sın da yalnız dır. Sessizliği dinle…
daha gök yüzünden kurbagalari yagdirmadan kendini sacmalamis sayma….aman diyim carpilirsin…:-)))
Yorumlarınız için sağolun arkadaşlar…
devilorangel,sen diye hitap ettiğin her kimse, saçmalamak dediğin bu içtenliğe cevap verir umarım…
“Zaman her zamanki gibi finiş noktasında bayrak kaldırmıştı.”Bu cümleye sevinmek yanlış olur. Tam tersine üzülmeli. Yine yine yine geç kalmış olmanın ifadesi bu bana göre. Tükenilen noktada ancak zaman izin veriyor olana. Yapacak birşey kalmadığı anda. Ya çok erken oluyor ya da çok geç.
Düşüncelerin erken boşalımı, zamansızlıkta tatmini engelliyor…O yüzdendir ki zamanın kaldırdığı bayrak aslında şeytanın bakirliğini bozuyor.Öngörgüsüz alelacele boşalışlar (düşünce olarak) insanı kısa süreli mutlu etsede uzun vadede canını sıkıyor.
yine sen misin düşlerime gelen , yoksa ben mi görmeye yattım bilmeden? şu zavallı kalp mi sevdi seni, kıvrımlarının düğümlerine dolaşmış beynim mi? git desem gider misin gel diyince gittiğin kadar?
Kurulan düş’ler dokunmadıysa gözlerine, gitmekle kalmak arasında atmıyorsa kalbin; gri değilse gökyüzü için gibi…İnsanlar gitmez senden sadece sen gidersin kendinden… O yüzden kendine gel demeli insan gittiği kadar…
Arsız çocukluğum ve arsız kimsesizliğim, ne çok ben var uzanıpta tutunamadığım. Aptallığımda takılıp kalarak, kendi kıvrımlarında kaybolan yitik zekalar gibi yorgunluğun. Adını soramıyorum, adını söyleyemiyorsun bu gün. zamanı soramıyorum, dakikalarda kayıpsın bu gün. neden sonra ruh aynama dönüp baktığımda yaralı seni görüyorum, bilmiyorum…Acıda bile kararsız kalan bir yarınım var iklim sınırlarımda, ucu bucağı belli olmayan dehlizlerde yaralı, düşmeye son vermediğim. yaşamı kılcal damalarımdan süzerken, parmak uçlarımda sızıp kalıyor bakışların ve ben bu yüzden damlayan dakikalara bürünüyorum bir bir.faili meçhul bir cinayet gibi yansızlığım, geceden arta kalan bir renk isyanı var, bu benim halsizliğim.bilmiyorum, bilmiyorum, bilmiyorum bu yüzden anlamıyorum.bunca saçmalığa rağmen bütün anlamları anlamsızlığımda tüketip öyle varıyorum sabaha.sızmış bakışlarını ayyaşlığın hissizliğinden sıyırıp almak istiyorum yarınlara. bakıyor izliyorum, o kadar güzel uzanmışsın ki parmak uçlarıma, o kadar güzel kapanmış ki gözlerin göz kapaklarına, kıyıp uyandıramıyorum yarına.sabah yakın, zaman karanlık, belliki bütün kekremsi acılar yitik. kirpik uçlarımdan ışık olup sızıyorum, köpek ayaklarıma. isyan sanılmasın diye karanlığa havlamıyor sadece hırlıyorum.birazdan sabah olacak,birazdan sabah olacak,birazdan sabah olacak,ve ben parmak uçlarında tutunduğum bakışlarında ölürken, yeni zamanı gecenin insan olan halinde yitirip, hırlamalarımda susturacağım.birazdan sabah olacak,birazdan sabah olacak,birazdan sabah olacak,ve ben ahmak zekamı hançerlerle kefenleyeceğim, son kullanma tarihi geçmiş anlamsızlığımla…biliyorum birazdan sabah olacak, ve ben gülümsüyorum dudakların ıssızlığında…
@ďëẄĨŁ Θř ąŅფєլsen buna saçmalamak mı diyorsun?Bol bol saçmala öyleyse, biz buradayız, seni anlayacak tüm de(a)li’ler!..beynine sağlık
Saçmala be arkadaşım bu da bir şeymi?Biz ne saçmalıklara şahit olduk.
Da(e)li
SN: BESTLOSER’aKefenimde kanla doğmuştum sen bana dokunurken… Kim ağlamıştı tanrımı yoksa sen mi?Kim kimi kendinden eksilterek yaratmış ve kim susuyordu hala.Ruhum başımda gölgemi oluştururken; ben ayaklarımı kesiyordum konuşmamak için.O kadar özentisiz bir doğummuş ki bu! Yüzümü unutmuşlar çizmeyi belki de o yüzden maskesizim hala.
DevilorAngel, sen hep sacmala kardesim..Yazi cok güzel olmus.. Ulan ben de söyle bi sacmalayabilsem)))