bildirgec.org

clicia x kaç yaşındasın sen bir insan 20’de sosyaist değilse kalpsiz 40’na geldiğinde hala sosyalistse beyinsizdir.Bak şimdi şöyle bir örnek veriyim sen ana fikiri çıkar bir yerlerde devlet şantiye kuruyor oraya bir bekçi alıyor bekçi orda bekçiyi kim denetleyecek bir tane şantiye şefi alıyor.Bunların maaşını kim verecek bir veznedar yollanıyor veznedarı kim denetleyecek bir muhasebe müdürü atanıyor e bunları kim denetleyecek genel müdür alınıyor.Genel müdürü kim denetleyecek her ay bunları denetleyecek bir müfetiş atanıyor bunlar nerden yemek yiyecek bir aşçı atanıyor atanıyorda atanıyor..Daha çivi çakılmaış şantiyeye 40personel alınıyor………Sonuç ortadaHem bu adam ülkene geliyormu sende bunu açık ihale usulü satıyormusun parayı bu herif veriyormu sen yabancılara türkiyede mal edinebilme hakkı vermişmisin bu adam vergisini ödüyormu hertürlü sen bundan sonra hiç bir şey söyleyemezsin kaldık ki adam için pek önemli değil bugün buraya yatırım yapmazsa yarın başka yere yatırım yapacak şunu unutmaki globalleşen dünyada sermayede globaldir.İsviçreye bak bütün dünyanın parası orda bir kişi diyormu bizi kullanıyorlar bütün black paralar burda diye değiştirin bu sosyalist ekonomi anlayışını globalleşin.Sana şöyle söyleyim dünyada şu anda en büyük dış sermayenin döndüğü yer neresi o maonun bir zamanlar komünist olan Çini……Ülkede para yok dönmüyor likitide rasyosu yerlerde başka türlü sok bakalım ülkeye parada göreyim seni fikrin zikrini öğrenelim nasıl finansman sağlayacaksın nerde ne şekil yatırımın var hadi onu bırak o yatırımları yapacak para nerde müspet bilimlerde tamamda ekonomiden ikinci sefer sınıfta kaldın

ya bu konuyu neden başından değilde kıçından alıyorsunuz türkiyede bulunan hani sözde yabancılara peşkeş çekilen firmalar sanki gazprom gibi yıllarca update edilmiş firmalarmı hayır bunların amortisman maliyetleri ayukka çıkdığı ve yenilenmelerinin çok büyük paralara mal olduğu gelir gider anilizinden sonra satışa çıkarılıyor.Öyle bir lanse ediyorsunuz ki durumu sanki bunların hepsi birer altın yumurtlayan tavuk devlette keriz gibi eli bıcakla bekliyor.Bir direm bal yiyeceğim diye bir çuval keçiboynuzu çiğnenmez.Bu işletmelerin devlete getirisi ne önce bunlara bakılmalıdır.Netice olarak, bu kadar geniş bir kamu sektörüne sahip olmanın belli maliyetleri de mevcuttur. Bunlar: (1) İsraf / savurganlık /etkinsizlik (2) kamu açıkları ve enflasyon ile borçlanma malî displinsizlik (3) dolayısıyla ekonomik istikrarsızlık (4) rant ekonomisi ve yolsuzluk (5) ekonomik özgürlüklerin zedelenmesi ve piyasanın küçültülmesi ile (6) kalkınmanın/büyümenin yavaşlaması (7) yoksulluk ve geri kalmışlık. Türkiye özgürlük, kalkınma ve refah istiyorsa; konsolide kamu sektörünü yeniden yapılandırmalıdır. Burada dikkat edilmesi gereken husus, kamu sektörünün yeniden yapılandırılmasına sadece faydacı/kalkınmacı bir göz ile bakmak yerine, ağırlığın ekonomik özgürlüklere verilmesidir.Lütfen vatan milet sakarya yapmadan önce birazcık global düşününüz kamu sektörü kavramı dikkate alındığında; şu kurumların kapsandığını gözlemekteyiz:1 Genel bütçeli idareler2 Katma bütçeli idareler3 Fonlar ve bağlı işletmeler4 Özerk bütçeli idareler: KİT’ler5 Özel bütçeli idareler ve bağlı işletmeler: Yerel yönetimler ve bağlı kamu teşebbüsleri6 Sosyal güvenlik kuruluşları ve bağlı işletmeler ile fonlar: Oteller ve İşsizlik fonu gibi.7 Bağımsız bütçeli idareler ve bağlı işletmeler: ÖİB, TRT, MTA, MPM, TAEK, TSE, SPK, TODAİE8 Döner bütçeli idareler ve bağlı işletmeler9 İlgili kuruluşlar: Spor Federasyonları, Anadolu Ajansı, Vakıflar Bankası, vs.10 Kamu vakıfları ve bağlı işletmeler11 Kamu dernekleri ve bağlı işletmeler12 Birlikler ve bağlı işletmeler13 Talih oyunları işletmeleri: Loto, Spor-Toto, Milli Piyango14 Kamu personeli özel emeklilik sandıkları ve bağlı işletmeler: OYAK İlksan, Polsan vs.15 Tasarruf mevduatını koruma fonu ve bağlı bankalar ve bunların iştirakleri16 Çeşitli regülasyon kurumları, BDDK, Rekabet Kurumu, RTÜK, EPDK vs.17 Merkez Bankası ve Banknot Matbaası18 Kamuya ait A.Ş.’ ler ve/veya özel A.Ş.’lerdeki kamu payları: Emlak Konut, Altın hisse uygulaması, özelleştirme kapsamındaki paylar vs.Bunların yanında, hukuken kamu kurumu olan meslek odaları ile kısmen vergilerle finanse edilen vakıf üniversiteleri gibi; yukarıda sayılanların dışında tutulmuş veya unutulmuş kuruluşlar da mevcuttur. Yukarıda ifade edilen kamu hizmetinin tanımının olmaması nedeniyle, kamu sektörünün sınırının bulunmadığı gerçeği ile bu sayılan kamu kurumlarının varlığı örtüşmektedir. Nitekim 2000 yılı için GSMH’nın % 70’i civarında tahmin edilen kamu sektörü hesaplamasına sadece büyüklükleri açıklanan beş büyük kurum ile döner sermayeler: K. Bütçe + KİT’ker + Mahalli İdareler + Sosyal Güvenlik Kuruluşları + Fonlar + Döner Sermayeler, dahil edilmişti. Yukarıdaki onsekiz + kurumun katılması halinde; kamu sektörünün büyüklüğünün nereye varacağı fikri ürkütücü olduğu kadar, iktisadi sistemimiz açısından da kaygı verici bir durumdur.yani kitlerde küçülerek hem kısa vadade devlete gerekli olan likidite hem de mevcutlarla hareket kabiliyetini artırark ekonomiye bir ivime kazandırmadır amaç vatan millet sakarya artık toprakla değil ekonmiyle yapılıyor geçti o top tüfek günleri ……dipnot:clicia x seninle alıp veremediğim yok ama ekonomiden hala çakmıyorsun ordan burdan link vererek olmuyor bu işler verdiğin örneğe bak putin ve kremlin rusyada devlet en büyük mafyadır aynı devlet ülkeden abrahamoviç,rasnik vb zenginleri elinde sopayla kovmuştur.Tüm yatırmlarına el konmuştur çünkü putin bunlara değil bunların putine ihtiyaçları vardır.Bunlar putinle hiç bir ortaklığı yoktur.Kaldıki putin devlet terbiyesinde yetişmiş şu anda dünyadaki en büyük liderdir.Çok büyük bir halk oyuyla başa gelmiş şimdi halkın yüzde 80 gibi büyük bir bölümünün güvenini kazanmıştır.Rusya bir zamanların süper gücüdür radikal kararlar alıcak devlet alt yapısı mevcuttur bu yüzden rusya ve türkiye çok farklı iki dünyadır.

Demek öyle düşünüyorsun bayan cliciax peki günümüz ekonomisinde kitler yönünden siz nasıl yapıcı değişikler yapardınız bunu anlatırmısınız kendinizi bir ekonomiden sorumlu devlet bakanı gibi düşünün sonra karar verin çok merak ediyorum bu konuda icraatlarınız ne olurdu…

özelleştirme kalkınmanın, gelişmenin artık piyasa ekonomisinin devlet müdahalesinden arınmış kendikendine dengeye gelecek yapısıyla sağlanabileceği yaklaşımı tüm dünyada ekonomikprogramların temelini oluşturmuştur. Bütünleşme, küresel ekonomi gibi söylemler, mitler,ithal ikamesine dayalı sanayileşme stratejilerinin girdiği krizin de bir sonucu olarak iyimserkarşılanmış ve gerçekten kalkınmanın, gelişmenin tek yolu olarak görülmeye başlanmıştır.1 İletişim tekelinin kaldırıldığı, sektörün rekabete açıldığı ve Telekom’un özelleştirildiği bir Türkiye’de hem faturalar ucuzlayarak dünya ortalamasına yaklaşacak hem de hizmet hızı ve kalitesi yükselecek…bunun örnekleri ortadadır.Şu istediği zaman telefonunu dinler istediği zaman keser falan savlarınada sadece gülüyorum bu tür anlaşmalar hukuki kurallarla bağlıdır.Banka senin parana istediği zaman el koyabiliyormu bu aynen öyle bir şey…….1993 başlarında Türkiye’nin toplam dış borçları yaklaşık 26 milyar dolardı. Aynı tarihlerde Telekom’a 35-40 milyar dolar piyasa değeri biçiliyordu. O tarihlerde yapılacak hızlı bir özelleştirmeyle Türkiye’nin dış borçlarının tamamından kurtulması, iletişim sektörüne rekabet getirmesi, Türk halkına rekabetçi ortamda daha ucuza iletişim hizmetlerinden yararlanabilme imkânı sunması mümkündü. Telekom’un özelleştirilmesine engel olunmasının bedelinin üç önemli ayağından söz edilebilir. lki, aradan geçen 10-12 yıllık dönemde dış borçlarımız kabarıp 80 milyar doları aşarken, dış borç kıskacına giren ülke dış güçlerin baskısıyla iç ve dış politikada manevra kabiliyetini kaybederken, Türk Telekom’un o günkü 35-40 milyar dolarlık piyasa değerinin on yılda neredeyse onda birine düşmesidir. Telekom’un 1993’teki satış geliri dış borcun % 127’sini karşılayabilecek durumdaydı. O halde 1993’te Telekom’un satılması devlet borçlarının tamamından kurtulmaya olanak tanıyordu; özelleştirmeyi geciktirerek, talebin dorukta olduğu dönemde bu satışı yaptırmayarak Türkiye büyük fırsatı kaçırmış oldu. en temel nedeni Türkiye’de gerek kamuoyuna gerekse bürokrasiye egemen olan katı devletçi, aşırı merkeziyetçi, planlamacı, piyasaya güvenmeyen, kolektivist zihniyettir.yani sen ve senin gibiler clicia x2 özelleştirme “devletin küçültülmesi” projesidir. I. Dünya Savaşı ile başlayıp 1929 ‘Dünya Bunalımı’yla kalıcı hale gelen, 2. Dünya Savaşı sonrasında daha da yaygınlaşan; devlete ekonomide merkezi bir konum, planlamacı, müdahaleci, üretici ve yeniden dağıtıcı bir rol biçen gerek sosyalist gerekse Keynesçi politikaların 1970’lerde tıkanması sonucunda bütün dünya yeni arayışlara yönelmiştir. Harcamaları gelirlerle finanse edilemeyecek kadar şişmiş, iktisadî hayatın her alanına kollarını uzatmış, o haliyle de hiçbir işlevini etkin biçimde yerine getiremez duruma düşmüş “hantal devlet”in yeniden etkinleştirilmesi, enflasyon doğuran kamu açıklarının kapatılabilmesi ve ekonominin özel sektör öncülüğünde yeniden organize edilebilmesi için düşünülen çarelerden biri olarak özelleştirme öne çıkmıştır.3 Gerçek piyasa ekonomisine geçişin olmazsa olmaz adımlarından birini oluşturan özelleştirmeye ve piyasaları rekabete açmaya direnmek, süreci engellemek veya yavaşlatmak son tahlilde rant mekanizmalarını ve haksız kazanç kapılarını açık tutmak, verimsizliği sürdürmek, kaynak israfını ve milletin malını etkili ve yetkili bir zümreye yağmalatmayı devam ettirmek demektir. Dolayısıyla ülkeye hizmet ve devletin malını yağmalattırmamak adına özelleştirmeye direnmenin hiçbir ikna edici tarafı yoktur. Devletini ve milletini seven insanların en başta yapması gereken Türk milletinin dünya kalitesinde bir hizmet almasını, ödediği faturanın ucuzlamasını, cebindeki parayı rant dağıtım mekanizmalarına kaptırmamasını sağlamaktır. “Millî güvenlik” argümanlarının da ikna edici bir yanı yoktur.4 Her şeye rağmen yabancı sermayeden çekinenlerin bilmesi gereken, özelleştirme ile gelen yabancı sermayenin abartılacak kadar büyük olmadığıdır. Zaten Türkiye’ye 80 yılda giren yabancı sermaye miktarının Hollanda’ya bir yılda giren yabancı sermeye tutarı kadar bile olmadığını düşünürsek, bu konuda çok da fazla korkulacak şey olmadığını söyleyebiliriz.5 Kârlı kuruluşları özelleştirmek akıl kârı mı?Özelleştirme ile hedeflenen kârlılık değil etkinliktir. Bir kamu kuruluşu piyasalarda tekel konumdadır. Kötü yönetilmesine, kaynakları israf etmesine rağmen kâr ediyor olabilir. Ya da kamu kuruluşu yılda 5 TL kâr elde ediyor; ama muadili özel sektör kuruluşu 15 TL kâr ediyorsa kamu kuruluşunu kârlı mı saymalıyız? Belki de gerçekten çok yetenekli ve çok dürüst bir yönetim başa gelmiştir. Kamu kuruluşunu iyi yönetiyor, kaynakları etkin kullanıyordur. Bu durum bile özelleştirmeme için mazeret değildir. Çünkü mevcut durum tesadüfidir. Kamu kuruluşunun doğası gereği sürekli bu nitelikte bir yönetimi başa getirmesi mümkün değildir.6 TÜPRAŞ’ı stratejik olarak addedenlerin savı sanırım şu: Bu şirketi alanlar yarın, örneğin bir savaş halinde bize uçak benzini vermezse ne yaparız? Benim cevaplarım: 1- El koyarız. Yine eskisi gibi çalıştırırız. Nasılsa satın alan adam tesisi sırtına yükleyip bir yere götürecek hali yok. 2- Başka rafinerisi olan ülkeler (sanırım dünyadaki her ülkede rafineri yok) ne yaparsa onu yaparız. Yani satın alırız. (İran can düşmanı İsrail’den silah alabiliyorsa parayı veren, her yerden her şeyi alabilir sanırım). Zaten TÜPRAŞ işlediği petrolün neredeyse tamamını ithal ediyor. Bu durumda strateji uzmanlarının Türkiye Cumhuriyeti’nin yurtdışındapetrol kuyusu işletmesini savunmaları da akıllıca olmaz mı? Bu yüzden ‘stratejik kuruluş’ kavramını öne sürmenin özelleştirmeye karşı olanların uydurduğu bir strateji olduğunu düşünmeden edemiyorum.7 Birçok siyasetçi kamu kuruluşları üzerinden kendilerine, yakınlarına ve yandaşlarına menfaat sağlıyor. Kamu bankaları aracılığıyla rantlar aktarılıyor. Koalisyon dönemlerinde koalisyon partileri arasında kamu bankalarının kontrolünü almak için kavgalar çıkıyor. Özelleştirmeden menfaatleri zarar görenler sadece politikacılarla sınırlı değil. Sendikalar da özelleştirmeyi istemiyor. Türkiye’de sendikacılık kamu ağırlıklı. Sanayi sektöründe kamu kesiminde sendikalaşma oranı % 90 iken bu oran özel kesimde % 40 civarında. Özelleştirme ile sendikalar büyük bir güç kaybına uğrayacaklarını tahmin ediyorlar. Bir de bu kuruluşlarda çalışanlar var. Kamu kuruluşlarının önemli bir kısmında çeşitli nedenlerle istihdam fazlası var. Bunların maliyeti kamunun üzerine yıkılıyor. Ancak mülkiyet değişince özel sektörün bu maliyeti kamunun üzerine yıkması mümkün değil. Dolayısıyla, halihazırda çalışanların bir kısmı özelleştirme ile işini kaybedecek. Piyangonun kendisine çıkabileceğini düşünen çalışanlar da özelleştirmeye karşı çıkıyorlar. Bunların dışında ideolojik olarak özelleştirmenin yararlı olmayacağını düşünenler var. Bu gruplar bir araya gelince çok güçlü bir özelleştirme karşıtı cephe oluşuyor.Bunlarında en büyük kozu vatan millet sakarya gazı verip önemli yerlerde bu tür spekülasyonlar oluşturuyorlar sizde bir bok bilmediğiniz için sadece bu gaza geliyorsunuz bırakalım bunları işimize bakalım koçlarve clicia x ahkam kesmekte milleti vatan hainliyle suçlamakta ama hiç bir şey üretemeden sadece eleştirmekte üstünüze adam tanımıyorum.

bak şimdi kendi soyal hayatınız baz alarak başkalarının sosyal hayatına tüme varıma gitmek sadece sizin gibi genetik hiçlere mahsus bayan kominist ve diğerleri sizin gibi koministlerin milliyetçiliğide pek bir komik oluyor yahu neyse artık sizlerden fazla kalmadıda rahatladı millet sizin zihniyetiniz bu hallere getirdi milleti devleti herşeyi devletten bekleme hiç bir bok üretememe o çok sevdiğiniz savunduğunuz kitler ve onların başında sizin zihniyetten adamlarla devlette borç ayukka çıktı. Ve şimdi artık biz geldik biz çağın ekonomik düşüncesini savunan biz çağa ayak uydurmak uydurtmak için geldik artık çok koyu muhafazakarlar bile değişiyor bir siz değişemediniz batsıcalar sizin gibilerin anlamsız muhalefetleri yüzünden bir türlü tutar yakalıyamıyoruz ekonomide körü körüne vatan aşkıylasizn hrat dinki öldürenlerden,malatya olaylarını çıkaranlardan hiç bir farkınız yok bu iş böyle yapılıyor kabul etsenizde etmenizde suyun başında duranlara ta ki suyun başına geçene kadar verceksin haracını eşkıyalık eskide kaldı uyanın şimdi sana ve annene gelelim dyeceğim ama terbiyem senin gibi aşağalık ve eşkiya olmama izin vermiyor.Bal gib anladınız siz bayan cilcia x ve ona çanak tutan akoni yağdanlığı…..

ya sen benim yazdıklarımı anlamıyorsun ya ben kendimi tam ifade edemiyorum ya sen benim söylediğim her zaman doğru diyorsun sana zamanında ne yapılacak diye sordum ekonomi bakanı olduğum zaman söylerim dedin bir şeyler söylüyorsun ama bunların nasıl yapılacağını bilmiyorsun salla babam salla şöyle böyle yapılmalı diye yapılmalıda dediklerin nasıl yapılmalı çözüm yolu üret ben burda kriz ekonomisine çözüm üretiyorum sen bana güllük gülüstanlık ülkelerden örnek veriyorsun o yaşadığın ülke zamanında benim söylediklerimi yaptığı için oralarda önce borç ödemenin yolunu bulalım ekonomiyi rahatlatalım sonra başlar zaten yavaş yavaş yatırımlar sihirli değnek değil ki bu ol dediği zaman oluversin hariçten gazel okumak avrupalarda amerikalar burda böyle yapılıyor demek kolay gel bakalım ülkeye sen nasıl konuşacaksın piyasalardan haberin yok biz piyasa analizlerinin doğrultusunda yapılabilceklerin ve yapılmayacakların konusunda fikir sahibi olduğumuz için böyle konuşuyoruz. Dediğin işleri yapacak bir siyasi taban yok sen neden bahsediyorsun realiteye davet ediyorum seni eldekini avuçtakini değerlendir önce ülkene bak sonra dünyaya bak onlardan olmazsak bizede bu dünyada ekmek yok zaman masaya vurma zamanı değil delikanlılık zamanı hiç değil ekmeğimize bakma zamanı ilk önce sen sıkı giyin önünü kış tut bırak sonra yaz gelsin

tur ucuzu icraati savunmak zorunda hissetmiyor, cunku sistem cok guzel oturmus.

bak ne güzel söylüyorsun biz hep böylemi gitsin diyoruz düz yola çıktımı illa alacağız rölantiye ama kaynak yaratmadan olmaz olamaz dediklerin sistem oturtmanın bir maliyeti var,bir kamoyu bilinci,bir otokontrolü olması lazım sen ve senin gibi milliyetçi geçinenler hala ülkende fiş almazsak ne kadar olurun pazarlığını yapa durun biz ekonomiyi elbet düzelticeğiz esnaflığımızı yapacağız inşallahama öyle ama böyle en azından ben yapıcağım ve yapıyorumda her yıl ülkeme binlerce turist getirerek peki sen ne yapıyorsun bakalım ülken için ne faydan dokunuyor ülkende bile çalışmıyorsun bırak şimdi ordan aldığım bilimi buraya getireceğim martavalını nereye vergi ödüyorsun alın terini nereye akıtıyorsun bana ondan bahset sıkmayınca kaçın yurt dışına değilmi