Kim demiş özgür olmadığımızı?Birilerine nazaran özgür oldukça biz,hep özgür olacağız;ve elbette çok daha az özgür olacağız hep bir şeylerden.Ama önemli olan,daha az özgür hissederken,gene de özgür olduğunu bilmek olsa gerek.Şu ufuklardan asilliğe bürünmüş, efendilik taslayan;sakinlik çığlıkları attığı kadar yeri geldiğinde, önüne set koyup yol arkadaşı iken potansiyel maktule boyanan dalgalara acımasızca pervanelerini savuracak kadar da delikanlı; ve sahiplenici,rakı beyazı bir bulutun altında kendini daha da ulaşılmaz yapan bir gemiye göre elbette özgürlüğüm, ben bir karınca misali,taşımaya çalıştığım lokmam kadar.Fakat fazla özgürüm işte kalıplı saç modellerinin yanında ,daha yeni rüzgarda kuruttuğum dalgalı saçlarımla;bir bisiklet pedalında.Ya da fazla özgürüm boyalı suratlara nazaran dudağımın,gözlerimin,elmacık kemiklerimin kendi renklerinin naralarıyla.Ne bileyim;çalmayan telefonumla çok fazla özgürüm,telefon sirenlerinin insan hayatlarını kurtardıkları yerlerin mütaalalarında.Konuşmak zorunda olunulan bir başka insana karşı takınılan sentetik ses tonlarının ve mimiklerin yanında,kendimi dağıtma özgürlüğümle,özgürüm.Hiç tanımadığım bir hemtürümle konuşurken bile,doğallığı bir ege şivesiyle tekrar içime çekecek kadar özgürüm; kulağımda dalgaların sesine karışan hafif bir müzikle bir pedala yüklenmişken,gene hiç tanımadığım bir çift yaşlanmış gözden aldığım bir tebessümü istiflediklerimin yanına katacak kadar özgürüm ben.Kısa kollu fosforlu bluzümle güneşin altında saatlerce kalıp,kollarımda tecelli olacak güneşin hatırasını saklamak istemeyecek kadar, giydiğim kolsuzlarla, özgürüm ve de sadığım ben.En sevdiğim güneşe ihanet etmeyecek kadar sevgiliyim ben,kimseye ihanet edemeyecek kadar kadar sevgiyim.Aslında hep uzağında olduğum yosun kokulu gerçeklerin öyle ortasındayım,yanımdaki balıkçının misinası kadar öyle ince ve hafifim ki şu zamanlar, bu hafiflik göz kapaklarımdaki mazim ağırlığınca tonlarca yükü aldı götürdü sanki,zorlanmadan açabiliyorum artık gözlerimi;yani aslında ben,sabahın ilk ışıklarıyla istemeden ve güneşe söverek gözlerini açanların yanında , burada şevkle henüz bakire ışıklara reveransımı yapmak için kalkmak isteyecek kadar; gözlerimi çevremdeki nimetlerden kapayarak uzaklaştırdığım her anı,hayatımın en ciddi kayıbı sayacak kadar çok fazla özgürüm.Bunları düşünüp hissettiğim sürece aslında,şimdiki heveslerime hevessizliklerim göz koymadıkça,güneşle rüzgarın sevişmeleri beni heyecanlandırdığınca ve onların sonu gelmeyen ölümsüz çocuklarını ben her seferinde seve seve nüfusuma geçirdikçe, biliyorum ki özgürlüğüm ahrette dahi sürecek, ama daha yapay ama daha gerçek.Duyuyor musunuz?Şimdi gidip kendime sadece damla sakızlı bir dondurma alacağım.Bir süre dilimi değdirmeyip güneşime ikramda bulunacağım,sonra da onun dağıttıklarını toparlayıp sakızlarımın damlalarını bir düzene sokacağım.Yokolması pahasına,dondurmamda güneşimi ağırlayacak kadar özgürüm işte, ötesi yok.
yorumlar
Bence ilmare hafifin gördüğü en iyi bayan yazarlardandır, belki de en iyisidir.
il mare yazı gerçekten muhteşem olmuş çok beğendim.(noktalamaların arasına boşluk koysan daha iyi olmaz mı?)
Evet evet evet ruzgar deniz ozgurluk
Bende mütalaalarında kalmak istemiyorum,yok olması pahasına!Kısa kollu fosforlu bluzumla. ( ama benim öyle bir bluzum yok!:(
ey özgürlük…
girişte 6 kere özgür kullanılmış, sıkıldım devamını okumadım, muhtemelen devamında da pek çok kez kullanılmıştır.
Onnupro,ne yapmışsın öyle,çok teşekkür ederim ve beğenileri için herkese ve düzeltmeleri için ayrıca Dolce’ye…
Evet, devamını iyi ki okumamışsın:)
ne yalan söyliyeyim okumadım sahidende
s(ctrl+f=özgür)=19(etiket dahil)
bak pişman olmaman için sayı çıkardım sana:)
Olmazsa olmaz…TAKVİMDEKİ DENİZHasreti denizlerin,Denizler kadar derin.Ve o kadar bucaksız.Ta karşımda yapraksızKullanılmış bir takvim.Üzerinde bir resim;Azgın, sonsuz birdeniz.Kaygısız, düşüncesiz,Çalkanıyor boşluktaResimdeyse bir nokta;Yana yatmış bir gemi,Kaybettiği alemiArıyor deryalarda.Bu resim rüyalardaGibi aklımı çeldi,Bana sahici geldi.Geçtim kendi kendimden,Yüzüme o resimden,Köpükler vurdu sandım.Duymuş gibi tıkandım,Ciğerimde bir yosun.Artık beni kim tutsun.Denizler oldu tasam,Yakar onu bulmazsamBeni bu hasret dedimVarırım elbet dedim.Bir ömür geze gezeTakvimdeki denize.Ne var bana ne olduOdama nasıl dolduBirden bire bu meltemVe dalgalandı perdemHavalandı kağıtlar.Odamda kıyamet var.Ah yolculuk yolculukNe kadar baygın solukO gün bizde betbenizVe ne titrek kalbimiz.Ve eşyamız ne küskün.Yola çıktığımız günBir sıraya dizilmişGözyaşlarını silmiş,Bakarlar sinsi sinsiNiçin o anda hepsiBir kuş gibi hafiflerArkandan geleyim derNiçin o güne kadarDilsiz duran ne kadarEşya varsa dirilirYolumuza serpilirUfak böcükler gibiGezer onların kalbiÜstünde döşemeninGizli bir didişmeninSaati çalar o anBirden bakar ki insanHerşey karmakarışık.Ayırmak olmaz artıkBir kalbi bir taraktanVe kalb ağlayaraktanÇekilir geri geriTerkeder bu mahşeri.Bu mahşerin içindenO gün ben de geçtim ben,Nem varsa evim, anam,Çocukluğum, hatııram,Ve ne sevdalar serdeBıraktım gerilerdeKaçar gibi yangından.Rüzgarların ardındanBaktım da süzgün süzgünKurşun yükünü gönlünTüy gibi hafiflettim.Denize hicret ettim.Necip Fazıl Kısakürek
ne yalan söyliyeyim okumadım sahidende
Tebrikler Ilmare
yazıyı beğendim.fosforlu bluz vedamla sakızı vebakire ışıklardan sonra.( tüm ihanetler bluz giyer damla sakızlıdır ve her ihanet bakiredir ışığının haricinde. )
Çok teşekkür ederim Sevde ve Aerc; ihanet,damla sakızı,bluz ve bakire dörtlüsünün yeni oluşumu da sevdim..
MAVİ MAVİYDİ GÖKYÜZÜMavi, maviydi gökyüzüBulutlar beyaz, beyazdıBoşluğu ve üzüntüsüİçinde ne garip yazdı…Garip, güzel, sonra mahzunIşıkla yağmur beraber,Bir türkü ki gamlı, uzun,Ve sen gülünce açan güller,Beyaz, beyazdı bulutlar,Gölgeler buğulu, derin;Ah o hiç dinmeyen rüzgârVe uykusu çiçeklerin.Mor aydınlıkta bir çınarVeya kestane dibinde;Mahmur süzülen bakışlarİkindi saatlerinde…Birden gülümseyen yüzünSabahların aynasındaVe beni çıldırtan hüzünİki bakış arasında.Ahmet Hamdi Tanpınar
NE İÇİNDEYİM ZAMANINNe içindeyim zamanınNe de büsbütün dışında;Yekpare geniş bir anınParçalanmış akışında,Bir garip rüya rengiyleUyumuş gibi her şekil,Rüzgarda uçan tüy bileBenim kadar hafif değil.Başım sukutu öğütenUçsuz, bucaksız değirmen;Içim muradıma ermişAbasız, postsuz bir derviş;Koku bende bir sarmaşıkOlmuş dünya sezmekteyim,Mavi, masmavi bir ışıkOrtasında yüzmekteyimA.H.T
gerçekler nerde, hüzünler çoğalmış..aşk için kurduğum düşlerin yerini,kocaman yanılgılar almış.geriye dönemem, ölümden beterdir yenilgiler.Gözyaşlarım birer birer, uykularımda toplanmış.gece oldu, sözüm bitti, uykum geldi, yatağım boş, üşüyorum, nerdesin?tükendim artık, sen yoktun, hiç olmadın, ben ağladım, sen güldün, nerdeyim?sevgiler nerde, gerçekler yalanmış.aşk için kurduğum düşlerin yerini,Kocaman yanılgılar almış.günleri geçiremem, kalbimden düşer sevişmeler.gidişlerim birer birer, özleminde çoğalır.gece oldu, sözüm bitti, uykum geldi, yatağım boş, üşüyorum, nerdesin?tükendim artık, sen yoktun, hiç olmadın, ben ağladım, sen güldün, nerdeyim?
Ben de ağladım..
Üvey zemheri gözler üveyYer gök dört duvarsa ağır ağırDüşmedim dahaAğır dar sokak vurgunlarıKaldırın düşenleri ağır ağırDüşmedim dahaAyaz vur vuracaksanHiç utanmadanEy talih sen deDön döneceksenGecen günün beni neden tanımadıElin kolun beni nasıl saramadıO bendeki canı henüz yoramadıÇabuk sön yetim yıldızDal derinlereKıyamet sen deKop kopacaksan
Kop kopacaksann,umrumda değil..
iyi ki varsın,iyi ki sevmişim senihem aldın, hem çaldınhelal sanayok istemem diyen gönlümçöle bile razı şimdiyanlış yola giden bendimlütfen dön gelben yazdım kadere hüznü perişanısonu gelmez yine de bitemez ümitlerama yoksa bahçemin eski şanısebebi koparılan çiçekler
alla alla….
Beste ve güfte size mi ait bu sanat eserlerinde ,sir sinyor maskadı de la latino?
İyi ki okumadın yazıyı Mascalzone Latino..D
okumadım cidden
Biliyorum, okusaydın bu kadar ahkam kesmezdin herhalde,ondan dedim…
iyi demişin
Dört duvar arasına kapanmaz kiSendeki özgür ruhÖlünce parçalanmaz kiBendeki özgür ruhSevişe sevişe azalmaz kiTendeki özgür ruhKopyalayarak çoğalmaz kiGendeki özgür ruh
buraya en çok yazılarını okumak için giriyorum
özgür ruh iyi durdu..Sontren, şereflendiriyorsun:))
hoş muş
TAM ZAMANINDA YAŞAMAKYemek de boş, içmek de,Hatta yeri gelmeden sevişmek de….Tam zamanında öpmelisin mesela güzel gözlünü,Tam zamanında söylemelisin sevdiğiniGözlerinin içine baka baka.Bisikletinin gidonunuTam zamanında çevirmelisinDüşmemek için.Tam zamanında frene basmalı,Tam zamanında yola koyulmalısın.Tam zamanında okşamalısın başınıO üzüm gözlü çocuğunHıçkırıklar tam dizilmişken boğazına,Tam ağlamak üzereyken.Tam zamanında koymalısın elini omzunaEn sevdiğin dostunun babası öldüğünde.Tam zamanında tutmalısın düşerkenÜç yaşındaki sehpaya tutunan çocuk.Tam zamanında acımalı yüreğinAfyon’da Hasan Ağabey’ in evi yıkılınca başınaEvsiz kalınca çoluk çocukKi uzatasın elini bir parça.Tam zamanında açmalısın kapınıHayatına girmek isteyenlere.Tam zamanında çıkarmalısınSevginden şımarmaya başlayanları.Tam zamanında affetmelisin kardeşiniBiliyorsan yüreğinde kötülük olmadığınıSeni gecenin üçünde arayıp daKafasının iyi olduğunu söylediğinde.Tam zamanında öğretmelisin oğlunaGerekiyorsa yumruk atmayıTam burnunun üstüneTiksinmeden pisliğinden,Yukarı mahallenin sümüklü bebesiMisketlerini zorla almaya çalışırsa.Tam zamanında bağırmalısınAcıyınca bir yerin.Tam zamanında gülmelisinKemal Sunal küfür edince filmin bir yerinde.Tam zamanında yatmalısınYola çıkacaksan ertesi günVe arabayı kullanan sensenSana emanetse çoluk çocukVe kendin.Tam zamanında bırakmalısın içmeyiSon kadeh bozacaksa seniVe üzeceksen birileriniErtesi gün hatırlamayacaksan.Tam zamanında ayrılmalısın misafirliklerden.Tam zamanında konuşmalıTam zamanında şarkı söylemeliTam zamanında susmalısın.Tam zamanında terk etmelisin gerekiyorsaAnnenin babanın evini,Tam zamanında başka bir şehre gidipAyaklarının üzerinde durmaya çalışmalısın.Tam zamanında dönmelisin memleketine.Tam zamanında için titremeli,Tam zamanında aşık olmalıDeli gibi sevmelisin güzel gözlünü.Tam zamanında toplamalısın oltanıBelki de seni şampiyon yapacakEn büyük balığı kaçırmadan.Tam zamanında yaşlandığını hissetmeliTam zamanında ölmelisinIskalamak istemiyorsan hayatı.Haydi şimdi kalk bakalımSilkin şöyle birAt üzerinden hayatın yorgunluğunu,Vakit zannettiğinden daha azHaydi kalk bakalım,Şimdi YAŞAMAK ZAMANI…..Can YÜCEL
Eğer öksüz kalırsa bu ölümüne sevdaSussun rüzgar, solsun güneşBitsin bu rüya.Eğer gönüllerde sevgiye yer yoksaAşktan söz etmeyi bırak dalgalaraBir çivit mavisi renkle yazılsınSenden hikayemiz bu kara sevdaAramıza çizildi bu mavi duvarBakıp bakıp sevdalı kıyılar ağlarDünya bölündü ortasında ikimizSevdamı saklıyor kalbimdeki denizEğer bu sevdaya sahip çıkmıyorsa dünyaSussun rüzgar, solsun güneşBitsin bu rüya.Eğer gönüllerde sevgiye yer yoksaAşktan söz etmeyi bırak dalgalaraBir çivit mavisi renkle yazılsınSenden hikayemiz bu kara sevda