Yemek için yaşamak yada yaşamak için yemek . Ne farkeder her iki yolla da damak zevki ön planda değil mi? İnsan ne kadar kemerleri sıksa boğazından kesemiyor, insan nefsi başka hiç bir şeye benzemez çünkü, o yüzden insanoğlu hep sevdiği, istedigi şeyleri yemek istiyor.Herkesin damak zevki bambaşka elbette mesela kızım daha evvel bahsettiğim gibi vejeteryandır (bana göre agzının tadını bilmiyor) ben etoburum. Bazı lezzetlerden bahsetmek istedim , ölmeden evvel mutlaka yenmeli, bol bol olmasa da arada yenilmeli, tadına bakılmalı, hüpletilmeli.Her insanın seveceği lezzetler oldugunu düşünüyorum.İşte iki beni benden alan tat.

pavurya
pavurya

Pavurya bacağı mesela bana göre dünyanın en lezzetli şeyidir. üç-dört pavurya bacağı yiyen insan ekmeksiz tıka basa doyar bence.Afrodizyak etkisi bir kenara lezzeti baştan çıkarıcıdır.Pavurya bacağı önünüze pembe pembe geldiginde insanın tabaga saldırası gelir.Bu iri yengeç türünün bazıları 6 kilogramdan bile ağır olabiliyormuş.Haşlanmış pavurya yerine kızarmış pavurya bacağını tercih ediyorum ben ama her ikiside mutlaka yenilesi bir deniz harikasıdır.Evime yakın oldugu için Samatya’da yiyorum , buranın havası hiçbir yerde yok,boğazda bile bu tadı alamıyorum sanki. Hem yakın hem ucuz diye belki 🙂 Ama uzak yere her canın istedigi yerde horaaa diye gitmek daha zor burada yürüyerek beş dakika diyedir belki.Vazgeçilmez bulduğum bir diğer lezzet ise hamsili pilavdır . Daha önce yememiş insanın ıyk dedigi ama tadınca çarpıldıgı (bizzat çok şahit oldum) bir özel yemektir hamsili pilav. Bizim burada meşhur Laz Dürümcü lokantasındaki teyzenin hamsili pilavını kim tatsa bırakamıyormuş. Lütfen pilavla hamsi olur mu denmesin, hamsili pilav yedikten sonra bu zamana kadar boşa yaşamışım diyor insan.( Ana tarafından Karadeniz’liyim ama mıhlama yemedim o da çok güzelmiş denemek lazım) Daha evvel bir yazımın içeriginde yer verdiğim için çok uzun uzadıya yazmayacagım hamsili pilavı.Pavurya haşlama ve tava dışında değişik şekillerde de hazırlanıyor( hiç yemedim) Fransız usülü pavurya çorbasında çekicle ezilen pavurya bir tülbente konarak( Fransa’da da tülbentle mi yapılır bilmem) pişiriliyormuş. Burada değişik yoldan yapılan pavurya çorbası var.Pavurya Içli Domatesler ise bir çeşit dolma izlenimini veriyor.Mayıs ayı pavuryanın tam yenileceği zaman henüz karidesten yapılan çiğ köfteyi, kılıç balığı pastırması tatmamış olsakta( bizim burada yok yahu ) en azından bu ayda yenen pavurya, karides yiyin. Yaz geldi balıklar pazarlardan kalktı deyip vüdunuzu denizin muhteşem besinlerinden mahrum bırakmayın. Balık her zaman var, yeterki insan yemek istesin.Pavuryayı unutmayın ara sıcakların en güzeli o.