Yüksel yolda yavaş adımlarla, sakin bir gün geçirmişti ve eve gidiyor olmanın mutluluğuyla dalgın dalgın yürüyordu. Evine yaklaştığının bile farkında değildi. Ama bu dalgınlığı bozan bir şey oldu. Yanında yürüyen adamı fark etti. Adamı fark etti etmesine de adam pek tekin birine benzemiyordu. Adam uzun siyah paltolu, siyah fötr şapkalı, siyah güneş gözlüklü,uzun boylu,iri cüsseli biriydi.Tam filmlerdeki seri katillerin tipinde bir adamdı.İyice panik olmuştu ve adamdan kurtulmak için evinin olduğu sokaktan değil de bir alt sokaktan yürümeye karar verdi ve adımlarını sıklaştırdı. Yüksel hızlandı paltolu adam hızlandı. Yüksel yavaşladı paltolu adam yavaşladı. Bu böyle olmayacaktı. Adamın onunla bir alıp veremediği olmalıydı. Yoksa hiç tanımadığı biri neden böyle saçma bir şey yapsın ki? Galiba durup adamla konuşmak galiba en iyisi olacaktı. Zaten adamı atlatamayacağı belliydi. Adamla konuşmak için durdu adam da durdu. Ve bir an birbirlerine baktılar. Yüksel konuşmaya çekindi önce ama hemen toparladı ve sordu:“Pardon tanışıyor muyuz?”“Tanışmamız mı gerekirdi?”“Gerekirdi.”“Neden?”“Çünkü 15 dakikadır yanımda yürüyorsunuz ve yanımdan ayrılmaya niyetiniz yok gibi.”“Yanınızda yürüdüğüm falan yok, size öyle geldi sanırım. Şimdi müsaadenizle…”Yüksel afallamıştı. Çünkü adam ters yöne dönmüş ve Yüksel’in evine doğru yürüyordu. Afallamanın yerini daha büyük bir panik almıştı şimdi. Yüksel de adamın arkasında yürümeye başladı. Hızlandılar. Ve adam, cüssesinden beklenmeyecek bir şekilde koşmaya başladı… Yüksel de koşmaya başladı evine doğru ama adam kadar hızlı koşamıyordu. Adam bir an durakladı etrafına bakındı ve yeniden koşmaya başladı. Adam gittikçe hızlanıyordu ama Yüksel’in nefesi kesilmeye başlamıştı bile. Nefesi daraldıkça içinden küfretmeye başladı,sigara içen tüm arkadaşlarına ve sigara üreticisi firmalara…Nasıl da keyifle başlamıştı sigaraya. Artık erkek olmuştu, sigara ve alkol kullanmasını bilmesi gerekiyordu. Hem öğrendikten sonra doğru düzgün kullanmayacaktı ki…Sadece arkadaş ortamlarında bir iki sigara içer, iki kadehi de yuvarlayıverirdi.Sanki her gün dışarı mı çıkıyordu?Alkol konusunda yanılmamıştı,sadece arkadaş ortamlarında içiyordu ama sigara…Sigara onun düşündüğü gibi değildi. Sigarayı bir kez içti,ikinci içişinde nasılsa bir daha içmeyeceğim dedi.Ve böylece sigaraya başladı ve bırakamadı,tiryaki olmuştu.Ama şimdi sigara onun kaderiyle oynuyordu.Hiç başlamamış olmayı diledi ve derin bir soluk alıp adamın peşinden daha hızlı koşmaya başladı…Devamı gelecek bölümde 🙂
yorumlar
iyi ya da kötü yorumda bulunacak kimse yok mu yahu?
tuzlu baluk ye , yok yaff boklu baluk ye süper güzel yaparlar Van gölünde …
geçmiş olsun thing 🙂
Ahlat’a geç Thing ordan. Ahlat taşıyla yapılmış yüzlerce yıllık mimari güzellikleri incele. Sonra Erciş üzeri Van’a.. Van kalesinden kenti ve gölü izle. Edremit’e gidip orda bir bahçede meyve ye. Sonra edremit kalesine çık ve akşamcılarla rakı iç, güneşin Tatvan’dan batışını izle.Yaşa işte anasını satiim. Ben bu Ankara güneşi altında sadece hayalini kurabiliyorum çünkü şu an için..
ben keyifle okudum..devamında neler olacak bakalım..
Van gölü sodalı bir sudur. 1 ay o suya girip güneşlendim mi saçlar sapsarı olur. Göl kenarındaki çocukların saçları hep sarıdır Van’da.
Thing Van Ağrı çevresinde özelikle turistlerin yaşadığı bir sorundur senin yaşadığın. bölge halkı havasına suyuna alışkın olduğu için pek etkilenmez ama yabancılar serumsuz çıkmaz oralardan.Bkz: biz burada yabancıları pek sevmeyiz.
pandyspania nın hesabını kim sildi ?Bir adım öne çıksın.
evet ne oleo! kim sildi ??????
kendisi silmiştir belki
<blockquote>federaller bildiriyo ;pandinin sezonu açıldı kendüsü denizlerde kendinden başka kimse hesabını silemez .Tamam.</blockquote><blockquote>An itibari ile titreşen 3G dokunmatik telinden bildiriyo…Deniz süper,hava mükemmel ,kizlar paluk paluk muş</blockquote>Tamam.Pandi.Hayranlaruna duyuruyom.
geçmiş olsun thing dikkat et kendine . gezin burnundan gelmesin
<a href=”http://www.hafif.org/yazi/yuksel-in-sirri-2″>Yüksel’in Sırrı-2</a>Şimdi Hafif’te 🙂