mimar sinan üniversitesi rektörlük seçimleri yapıdı bir süre önce. diğer üniversitelerden farklı olarak 20 mart 2006’da emeklilik gerekçesiyle ayrılan vildan alptekin yerine seçim yapıldı. ancak yasaya göre o tarihten itibren altı ay içinde, vekalet süresince seçim yapılması gerekirken yök’ün tavsiyesiyle seçim 9 ekim 2006’da gerçekleşmiş ve sonuç şöyle olmuştur:Prof. Yalçın Karayağız (103)Prof. Onur Altan (94)Prof. Rahmi Aksungur (86)Prof. Halit Yasa Ersoy (4)Prof. Ferit Özşen (1)Prof. Suphi Saatçi (1)sekiz ay geciken seçimin sonunda rektör adayları mulakata çağırılmış. yök bu adaylarla sadece onar dakika konuştuktan sonra cumhurbaşkanına rapor vermişlerdir. bu rapor sonucu üçüncü sıradaki Prof. Rahmi Aksungur rektör olarak atanmıştır.şimdi buyaya kadar normal aslında. bana ters gelse de anlayabiliyorum. benim anlayamadığım nokta şu; yök bu konuda hiç bir açıklama yapmamıştır. yani nasıl olur da tamamı üniversite üyelerinden oluşan bir (toplumu eğiten, çağdaş, aydın, akıllı , vs. olması gereken/beklenen) topluluğun bilinçli olarak verdiği oyları saymazsın, sanki siz karar verebilecek bir kurum değilsin dercesine üçüncü adaya kadar eleme yaparsın. ve bunun ardından bu konuya ilişkin hiç bir açıklama yapmazsın. demokratik seçimle ilk sıraya oturmuş olan kişileri de bir şaibenin altına sokarsın.
yorumlar
MSÜ yapısı itibariyle marjinal bir okul(du). ve öğretim üyeleride kendine yakışan bir rektör seçmiş. Yalçın Karayağız bildiğim kadarıyla devlet dolayısıyla yök den çok öğrencilerin yanında olan bir profesör.Son rektör Vildan Alptekin’in okulun ruhundan uzak uygulamalarına karşı çıkmış, karşı çıktığını da diğer karşıt görüşlülerden farklı olarak her fırsatta göstermiştir. bunun en basit örneği Rektörlüğün okulun kapısına koyduğu turnikelerden geçmeyip üzerinden atlamıştır (her geçişinde).Bitirirken hurikinin anlamadığı şeyi de belirtiyim. YÖK kendi dümen suyunda gitmeyecek rektörü MSÜ de istemedi.
MSÜ’lü olarak, Rahmi Hocayı harcamayın derim. Kendisi idarecilikten ziyade öğrencilere babacan yaklaşan çok hoş bir insandır. Derslerini dinlemekse ayrı bir zevktir. Tabi kendini sanat söyleşilerine kaptırtığında hemen o ortamdan sıvışmak gerekir. Çünkü; bugün sanat için ne yaptın diye bir soruyla karşılabilinir
Ah MSÜ lü nevdalist. İdarecilikten ziyade başka özellikleri olan hocanın rektör seçilmesine nasıl gönlün razı olabiliyor. Bu okulun acilen aktif ateş gibi bir idareciye ihtiyacı yok mu?Bu okulun kütüphanesinin J-store gibi ülkedeki iyi kötü bütün üniversitelerin üye olduğu sitelere üyeliği yok. bu okul sahibi olduğu Tophane-i Amire’yi doğru dürüst kullanamıyor. Okulun milyonlarca dolarlık bütçesinin ne yazık ki babacanlıkla yönetilebileceğine inanmıyorum.
Söylediklerine katılıyorum. Ama daha çok oy alan yalçın karayağız’ın iyi idareci olduğunu nerden bileceğiz?Vildan Alptekin’in popülist yaklaşımlar dışında, yaptığı herhangi olumlu bir şey duymadım. Ki! Eski kız öğrencilerine “keşke herkes mini etek giyinse, ülkemizin modern yüzünü gösterse dediği”, okul koridorlarında gezen dedikodulardandı. etekle oluyorsa modernleşme buyursun kendisi giysin.YÖK’ün açıklama yapması durumuna gelince; atamayı cumhurbaşkanlığı yapıyor ve sezer daha önceki tartışmalı rektör atamaları da dahil hiç bir açıklama yapmıyor. Burada ilginç olan rektörlerin mülakata çağrılması. Böyle bir şeyi ilk defa duyuyorum.
Küçük bir not daha çok oy almasının sebebi de resim bölümündeki öğretim elemanı vs. sayısının heykel bölümünden daha fazla olmasıdır. Bu tarz oylamalarda herkes kendi profuna oy verirr
bu yazı rahmi beyin şahsına yazılmış bir yazı değil ki. ben burda başka birşey demek istiyorum. x kişisi olabilir seçilen ancak x kişisini seçen insanlar bu ülkenin başta gelen 120 yıllık bir kurumunda görev yapan hocalardır. nasıl olur da siz seçim yapma becerisinde değilsiniz der gibi birinci değil, ikinci değil üçüncü sıradaki bir z kişisini önerirsiniz ve bu konuda yök olarak hiçbir açıklama yapmaz ve bu x ve y kişilerini şaibe altında bırakırsınız. ayrıca rahmi bey de uzun süre msü dekanlığı yapmıştır ancak onun da okul için bir şey yaptığını, okula bir yenilik getirdiğini de görmedik. bu yazının da rahmi beyi harcamakla bir ilgisi olmadığı aşikar. burda harcanan biri varsa o da yalçın karayağızdır.
Şunu yeniden anlatayım arkadaşlar! Evet, YÖK antidemokratiktir.Rektör seçimlerinde YÖK en çok oy alan 3 adayı cumhurbaşkanlığına sunar ve atamayı cumhurbaşkanı yapar. Yani Rahmi Hoca’yı Sezer atamıştır. YÖK ile bir alakası yoktur. YÖK’ün en çok oy alan 3 isim önermesi YÖK tüzüğünde yazar, yasa böyle. YÖK kendi kafasına göre isim öneremez. En çok oy alanları önerir.Üstelik Sezer sadece MSÜ’de değil, 6 üniversite de daha aynı şeyi yapmış. En çok oy alanları değil, diğerlerini atamış. Ben komplo teorisi yaparak, Sezer’e MİT’ten bilgi geldiğini ve ona göre atama yaptığını düşünüyorum. Yani MİT hepimizi fişlediği gibi rektörleri de fişliyor. Bu yüzden de bir açıklama yapılmıyor.NOT: Yahu komplo teorisi değil ki bu, gerçekkk
biraz aptal muamelesi çekmişsinin ama biz de bunları biliyoruz doğal olarak. yökün nerdiği adaylar hakkında yorumlarının eklenmediğini düşünüyorsanız biraz safsınız derim. ayrıca diğer üniversitelerde de bu durumların olduğunu okuyoruz ama msü daha yakın olduğum bir kurum olduğu için msü’yü örnek olarak verdim. bu başka okullar için de geçerlidir. sonuçta ana fikir değişmiyor değil mi?
Yeniden anlattığın için sağol. anladığım kadarıyla antidemokratik yök ün uygulamalarına karşısın ama Mit in olumsuz rapor verdiği aday yerine istihbarata göre uygun olan adayın seçimine karşı değilsin. Yalçın hocayı tanıyan bilir. Rektör seçilmemesinin tek nedeni giderek sıradan bir üniversite olma yolunda giden okulu akademi yıllarına döndürmek istemesidir. YÖK yada MİT fark etmez cumhurbaşkanımız yanlış yönlendirme ile MSÜ ye kötülük yaptı. Rahmi Aksungur’un şahsına hiçbir lafım olamaz ama Yalçın Karayağız çok iyi bir rektör olabilirdi.
Rahmi Hoca’nın avukatı gibi oldum, o yüzden aman banane kim seçilirse seçilsin diyeceğim.Ki ben hangi rektör seçilirse seçilsin bir şeyleri değiştiremeyeceğine inanıyorum. Çünkü devlet ve vakıf üniversitelerinin yapısını ve işleyişini anti demokratik buluyorum. Bunun için herşeyden önce YÖK kalkmalı.MİT’in ya da herhangi bir kurumun bizi fişlemesine karşıyım. Ben olan durumu anlattım, böyle olsun demedim.
ben böyle düşünmüyorum. kısa vadede önemsiz görünen şeyler uzun vadede çok önemli olabilir. msüde okuyan biriyseniz belki şunu hatırlarsınız eskiden bir geleneğin temsilcileri sergisi yapılırdı tophane-i amirade. hocaların işleri falan görülürdü. bir heykelci olduğunuzu düşünerek söylüylüyorum. okuldan mezun olduğunuzda tophane-i amirede heykelleriniz sergilense, mezunlar sergileri yapılsa yıllık sizin kendinizi ifade etmeniz ve piyasaya yaklaşmanız için önemli bir etkinlik olmaz mıydı. sanat kadar ülkemizde destek ve itibar görmeyen bir alan daha yoktur kanaatimce.her yıl düzenlenen geleneksel bir sergi bir okul için çok küçük bir mesele olabilir, hatta böyle birşey uygulansa okul için bir fark olarak bile görünmeyebilir ancak bu tip bir destek alan öğrenciler, mezunlar ve sanatçılar için önemli bir fark yaratabilir bu durum. evet okulda hiç bir şey değiştirmez rektörün kim olduğu belki ama bir öğrencinin hayatına olumlu bir etki dahi yapması bence büyük bir iş olurdu. ben bu açıdan bakıyorum rektörün kim olduğuna.
MSN’nin üvey evlat muamelesi çektiği bir bölümdenim. Yani fen-edebiyattan. Her okulda dönen iktidar savaşları bizim okulda daha çoktur. Çünkü parsa daha büyük. Mezunlar derneği ve rektörlük bu yüzden kavgalıdır. Bütün rektörler ve hocalar dışarda nasıl isim yaparım? Adım nasıl duyulur? Resmimi nasıl daha pahalı satarım derdindeler.Hala, okulda yılbaşı partisi yapmakla ayrıcalıklı olunacağını zannediyorlar. Oysa ayrıcalıklı olmak özgür, bağımsız bireyler yetiştirme de yatar
öğrenci konseyi için yapılan seçimler de genelde son günlerde duyurulur, terso bir zamana denk getirilir.böyle bir okuldan bahsediyoruz yani…
tamam haklısınız ama sanıyormusunuz ki demokratik oylama sistemi çok sağlıklıdır .demokrasi olmadanda olmaz elbet ona mecburuz.lakin msü demokrasisine göre yani çoğunluğun verdiği oyla (ki çoğunluk her zaman kötü oy verir) hele bu çoğunluk okulun şu halinden çıkacak çoğunluksa. şu durumda yalçın karayağızın 1.çıkması beni hiç şaşırtmadı.bu meseleyi açmanın tam da yeridir.bu arada şu görüşe de katıldığımı belirteyim, en çok oy alan kişi rektör olmadığı için devlet kendi demokrasi anlayışını yerine getirmemiştir.ya da devletin demokrasi anlayışı buymuş.
yök kardeşim, yök böyle olmaz…