zaman gazetesine abone biri olarak, bu gazetenin belli bir görüşü yansıtmaktan ziyade belli bir amaca hizmet ettiği söylenebilir.gazete çıkaran ekibin profesyonelliğini dünya çapında aldığı ödüllerden biliyoruz. (zaman sitesinin ara bölümüne girerek “ödül” yazın, epey ödül aldığını görüceksiniz.)amaç ise; ülkenin önündeki bazı aktörlerin sözlerini ve iicraatlerini haber yaparak, yaşadıkları çelişki veya değişik durumları göz önüne çıkarmak gibi geliyor bana.günü kurtarma derdi olmadan hareket ediyorlar.ilginç araştırmalar yapıyorlar, sansasyonel haber yapmıyorlar, yazılmayanı yazıyorlar.bazılarının düşündüğü gibi cemaat gazetesi olabilir, buna diyeceğim yok.ama bundan ziyade haberlerin içeriğine eğilmek gerektiğini düşünüyorum…ayrıca tiraj olarak şu an birinci sırada yer almakdadır.bu gazete çoğunlukla abone sistemiyle çalışmaktadır, bu yöntem tüm dünyada büyük gazetelerin başvurduğu temel yöntemdir.tiraj hakkında genel kanı belli adreslerden birçok abone olması şeklindedir.bu kanı o kadar çok ilerlemiş olacak ki, yaklaşık 5-7 ay önce gazete dağıtıcısı elinde bir abone formuyla çıkageldi, doldurmam gereken bu belge; mükerrer abonenin önüne geçmek için gazeteciler birliği tarafından hazırlanmış bir belgeymiş, yani adamlarda kıllanmış demek ki.fiyatının pahalılığı dışında bence en iyi gazete…yazıdan rahatsız olanlardan peşinen özür dileyerek bir tavsiyede bulunmak istiyorum;lütfen ahkam yazmayın…
yorumlar
kimsenin ahkam yazdığı yok zaten :)ne zannetin zaman dan bahsedince millet ahkam yazmak için üşüşecek 100 lerle ifade edilen yorumlara mı ulaşacak…zaman güzel gazete takdir ederim ancak 1 milyon bile satsa burdaki gibi ilgisiz kalacaktır…malum einştayn demiş önyargıyı parçalamak atomu parçalamaktan zordur…
gaz kokusu geliyor burdan 🙂
advertorial kokan bir yazı
Denedim, olmuyor. Satır aralarına öyle tütsülemişler ki yorumları.
anlamadığım bir şey var!herkes buraya birşeyler yazmakta serbest değil mi?yani ben şimdi buraya bu yazıyı yazdım, yok gaz, yok ahkam yazılmaz falan.bana ne isterse kimse yazmasın. ben yazarım.benim hayalhanem bunlarla dolu, eleştirin ama insafla eleştirin, deyin ki şurası şöle burası böyle, veya hiç kaale almayın, ama nefrette etmeyin.dünya renklerinden bir renkte benim, sana göre kötü olabilirim ama benimle anlam kazanır tüm renkler, ben yoksam anlaşılmaz değer…
Sorularım1.Hangi büyük gazeteler abonelikle satılıyor?2.Yıllarca bedava dağıtılmadı mı? (Ben şahidim)3.Taraflı olduğu sizin tarafınızdan bile kabul edilen bir gazete nasıl habercilik sayılır da ödül alır?4.Elindeki haberleri bekletip bekletip spekülasyon yaptığı yalan mı?5.Bazı haberler var ki, hile ve şer ile ele geçirildiği, ahlak kurallarına aykırı yöntemlerle yazıldığı kesin. Kabul ediyor musunuz?6.Hep aynı konuları dile getirecek, aynı ahkamları yazacak kadar sizi saplantılı olmaya iten nedir?7.Fettullah Gülen cemaatinin maddi gücü nerden gelmektedir de ulusal bir gazete çıkarmaktadır?Bu takıntılı, hep aynı konuları dile getiren, hatta yazdığı ayrı ayrı ahkamlara bile aynı linkleri koyacak kadar sistematik olarak spekülasyon yapmaya çalışan, gerçek düşüncelerini sakladığı sanıp da bizi aptal yerine koymaya çalışan tavrınız bana çok antipatik geliyor. İnsanların size yazacakları ahkamlara bile önceden hazırlık yaptığınız, anında cevapları döşediğiniz ne kadar bariz. Lütfen değişin. Kısaca:Atma Recep din kardeşiyiz!
Bırak bedava dağıtılmayı tanıdığım cemaatçilerin evine 4 tane zaman giriyordu.
Aldığı ödüller habercilikte değil dizaynda diye hatırlıyorum.
Vatikan a.s. nin fikir desteğinde Alamancı paraları ile.
Ha birde bankaları vardı.
dallas ya da civar eyaletlerde bitmek bilmeyen bir tedavi (!?)gülen, pardon, gören bir zatın günlüğü diyelim bunamaza, yine pardon, zaman’a…türkiye cumhuriyeti’ni kurabilmek için o devrin şartları neyi gerektiyorsa ve bir dönüşümün, devrimin sancılı atmosferinde millet “yapma”nın devlet adamlığını dehaylabütünleyen beyni şöyle dememiş miydi: beni türk doktorlarına emanet ediniz.abd’li doktorların anti-ulusalcı “cia”KLAVİN (calvin) tedavisipost-halifelik ruhunu ateşlendirir. batna ve beyne sıkıntı verir. bu tedavi de bitmez.nerede “değiştim artık”cılar varsa, nerede “sol”a küfredipabd kapitalizmine/liberalizmine iman edip nedamet getiren varsa, hepsi zaman’da ısıtmaya başlamışlardır üşüyen beyinlerini.yazılarını takip ettiğim birkaç yazarın orada yazıyor oluşlarına hayıflanırım, o kadar.bu, o “kazata”nın güdümlü post-halifenin sesi olduğu gerçeğini maalesef değiştirmez.
buraya; zaman’a ödül diye yazın, ödüllerle ilgili haberler burada.hem dizayn ile ilgili ödüller gazeteye ait olmuyor mu?bir zamanlar bedavaya dağıtıldığı doğru olabilir ama şu an dediğim gibi gazeteciler birliğinin broşürü doldurularak kayda geçen ve bayilerden satılan gazeteler tiraja dahil ediliyor.onun dışında değirmenin suyu meselesi yıllardır söylenen bir mesele, burdan, şurdan, bir de burada var belki ilginizi çeker.aynı ahkamları yazmaya beni iten saplantı, sizlerin aynı konulara aynı ahkamları yazmanızdır. size göre bunlar tamamen suçlu, tehlikeli birer yaratık sanki.yıllarca kendi cemaatini yetiştirmek için çabalamış durmuş, kendi eğitim felsefesini dünyaya aşılamaya çalışan, bunu yaparken hem din hem millet şuuruyla hareket eden, şimdiye kadar aksine çok şey söylenmiş olup ama hiçbiri ispatlanamayan bir kişidir fethullah gülen…şimdi başımızda olanların bile fazla değil 5-10 sene önce neler söyledikleri ortaya çıkıyor, ya fethullah gülen belki 30 yıldır vaazlar ve konferanslar veriyor, hangi konuşması suç teşkil edecek nitelikte.yorumlarınız için teşekkürler…
zulcenaheyn, rumuzunun manasını biliyorsundur umarım :)bilmeyenler olabilir zannıyla yazayım:* batıni ve zahiri ilimlerde üstat olan.* her iki tarafa da yaranan.nee, sen bana “her iki tarafa da yaranıyorsun” mu diyorsunbre yezit, demeden önce önyargılarını vestiyere bırak sakince.sanal bir şahsiyete iki üç yazısını okuyup da hakaret edecekhamlığa gönül indirecek değiliz evelallah!madem ki, bu rumuzu seçtin ve madem ki zaman’a methiyeler derledin, derlemektesin “zaman”ın “batıni” yanınanüfuz etme noktasında oldukça ürkek ve yanlı bir görüşgeliştirdiğini, objektif değerlendirmelerden uzakta cemaatçibir zihniyetle hadiseyi ele aldığını söylemek zorundayım.farklı okumalara açmalısın zihnini.yoksa önyargılarımızın beşiğini sabah akşam sallar dururuz.
zaman gazatesi ve cumhurıyet gazetesi magazin kokmayan gazetelerdir..bende abonesiyim ve ciddiyetle okunacak gazetedir. sataşmazlar çamur haber yapmazlar..ve asla magazin gazeteleri ile aynı rafda satılamayan bır gazete..her yıl en ıyı tasarım ve haber kurgusu alan gazete..
@mefkud, yaranma kelimesini iyi uydurmuşsun.
gerçek manası…
mahlasımın manasını içerimde taşıdığım noktasında iddiam yoktur, sadece takma bir ad…
Zaman ve Cumhuriyet arasında dağlar kadar fark vardır her ne kadar magazinle alakaları olmaması gibi bir ortak özelliği olmalarına rağmen. Hafif’ te aratırsanız bir tek Zaman gazetesinin övüldüğü ve bu övgüye karşı gelen yorumlar yazılan başlıklar mevcuttur ama Cumhuriyet’ e bir tek saldırı yapılır geçen sene bomba atıldığı gibi. Zaman gazetesi Cumhuriyet mitingini küçük başlık ve meblağlarla duyurur, hatta yapılan mitingin abartılmaması gerektiğini gereken köşeyazılarına, yazarların küçümseyen yazılarına rastlarsınız ama Cumhuriyet yazarlarına içi küfür dolu mektuplar yazılır, bkn. İlhan Selçuk’ a yazılan iltifat dolu(!) elektronik postalar…Zaman gazetesi beleş dağıtılan gazeteler arasında bir numaradır, Carrefour indirimli ürünlerinin reklamı gibi birgün kapınızın kulpuna sıkıştırılmış görebilirsiniz…Doğrudur yazılmayanı yadıkları ama izin verin o da olsun yaklaşık 5 milyar dolar bütçeden kaymağını alan bir gazete haber olarak iyi beslenir tabi arada kendi görüşünü de iyi besler. Ben zamanı bir össye hazırlanırken aldım. O da beleşeydi her zaman olduğu gibi. İyi öss eki veriyordu hakkını vereyim. Bu arada artık abonelik şeklinde dağıtıldığını söyleyen arkadaşımız daha geçen gazetenin standının kurulup (doğrudan pazarlama) üsküdar da dağıtıldığını söylesem ne der acaba? Ya da özel ders verdiğim öğrencinin kapısına neden 1 değil de 4 tane bırakıldığı…Bu hafif’ te zamanın övüldüğü ikinci yazı ve yazının yazıldığı kadar bu sitede özgürlük varsa benim de yorum yazacak kadar özgürlüğüm var…
azizim zülcenaheyn, her ne kadar burası sanal bir alemolsa da ve bizler de bu alemin kaypaklığında el üstünde kaydırmaca, klavyede uydurmaca oynasak gibi algılansa dabendenizde “uydurma” diye bir durum yoktur. bulamazsın.kısacası uydurmak tabiatıma mugayirdir.no haşhaş, no uydurmation!dikkatini vererek oku, olmaz mı?arapça bir sıfat olan rumuzunu otopsiye alıyorum:(“zu” sahip, harf-i tarif el– ve cenaheyn “iki kanat” ilezü’l-cenaheyn)a) “iki kanatlı” mecazi: zahiri ve batıni ilimlerde üstat olan kimse.b) iki tarafa da yaranan, iki yüzlü kimse.c) zooloji – çift kanatlılar.çağrışım yoluyla şu kelimeyi de bilgine sunayım:zülvecheyn.iki yüzlü, iki taraflı, iki tarafı da kullanılabilen manasındadır.matematik iliminde “iki düzlemli” manasını işaret eder.”zülcenaheyn olamaz zahid-i pindarperestperde-i zanda nühüfte kalır iman kanadı”devletle…
Tabiki sayılır ama bir değeri yoktur. Gazetenin amacı grafikerlik değildir.
Tekerleme yazmaya mı çalışıyorsun?
Şu eğitim felsefesini biraz aç. Eğitimci olarak değerlendirmek isterim.
Pardon ama bu vatandaş neyden yargılanmıştı? Niye gitmişdi amerikaya? Ah hastalık değil mi. Geçmiş olsun
Yok o Amerika’ ya gitmedi abisi, hicret etti Amerika’ ya…
@buddhala beyzaman gazetesi, bence de cumhuriyet gazetesi ile karşılaştırılmamalı. burda, ilginç birşeyler yazıyor. google.com’a tekzip+cumhuriyet yazınca epey birşey çıkıyor, aynısı zaman ile de deneyebilirsiniz.hayatını yalan ve din ile uğraşmaya adamış olan bu ilan selçuk kişisinin hayatının son demlerinde bir meczup tarafından öldürülürse kahraman olur ona yanarım…bir zamanlar beleş dağıtıldığı doğru, şimdi pek kalmadı diye düşünüyorum.haber kaynaklarının iyi olması ve bütçesinin yüksek olması okurları için güzel, bunda şikayet edicek bir şey yok. hem zaman tiraj savaşındaki rakipleri olan sabah ve hürriyetten daha pahalı…senin özgürlüğün hepimizin özgürlüğü, yorum yapma özgürlüğümüz hiçbir zaman engellenmesin…@mefkud beyedebiyat ve osmanlıca noktasındaki bilginiz takdire şayan. lakin bu kelime için iki tarafa yaranmak gibi bir mana söz konusu değil, fakat zatımla ilgili böyle bir yorumda bulunuyorsanız ona diyeceğim yok.@darkfrozen (bey/hanım?)*grafik, estetik, okunabilirlik bir gazete için çok önemlidir ve bence içerik ile ilgili ödüllerden daha önemlidir.*tekerleme yazmıyorum. anladın sen onu!*eğitim felsefesini anlatmak uzun sürer, sen öğrenmek istiyorsan, şuraya ve buraya bak.*yargılandı doğru, peki davanın sonunu ve gelişimini biliyor musun? lütfen öğren tabi istersen.yorumlarınıza teşekkürler…
zülcenaheyn bey,iltifatlar için teşekkürler… sanal/reel şahsınıza hakaret etmem mümkün değildir.her iki tarafa da yaranan anlamını uydurmadım, iyice tarayın szölükleri, bu anlamı da olduğunu göreceksiniz.sağlıcakla…
ya zülü kasma işte ya bak yemiyor insanlar işte, sen aboneymişsin biletleri cebindeymiş ballı lokma taklısı aman hadi hayırlısıymış ya geç bunları allah biliyorya senin şu salihine kavuşup bu yarı menapoz halinden kurtulabilmeni o kadar istiyorum ki gerçekten. ya sen bizi salak mı zannediyorsun? ben salağım siz neden salak değilsiniz mi demeye çalılşıyorsun? evet herkes buraya istediğini yazıyor ve sonra yine diğerleri de kendi istediklerini yazıyorlar bu durumu herhangi biri kendi savunması haline getirmeye çalışıyorsa belirli bir moronluk kapasitesi sergiliyor demektir. sonra bir yerlerde -ben de bi rengim beni sevmeyebilirsiniz ama ben olmazsan diğer renklerin anlamı kalmaz demişsin hay allah iyiliğini versin emi ulen sen rengarenk olsan ne yazar? sen gelmeden önce biz burada siyahbeyaz mıydık zannediyorsun zülüüü sen nediyon yaaa? şimdi gelmiş resmen iktidar yalakası olan bir gazetenin ne kadar şahane bir gazete olduğundan bahsediyorsun bu durumda hade leen jokerimi kullanıyorum hadee leeeeeeeeeen!!! ayrıca fethullah güven tam bir pisliktir! onun okullarında veya yurtlarında beynin yıkanmışsa tabi onun ne kadar saygın biri olduğunu düşünebilirsin ama bu da gerçeği değiştirmez. bakın dikkat çekmek istiyorum son dönemde hafif-org yoğun bir fethullahçı saldırısı altındadır…
hay mefkud allah iyiliğini versin senin bu tanımlarına göre bu zülü yanardöner bir şeymiş hatta aklıma (ismi galiba faşo ağaydı ama emin değilim) bir kemal sunal filminden alınan bir replik geldi; -.bne gibin puşt gibin bişey..orkid firması da nasıl türkiye bayan voleybol ve basketbol takımlarına sponsor olurken türkiyenin modern kadınına verdiği desteği gösteriyorsa aynen türkiyenin tutucu kesim kadınları için de zülcenaheyn diye bir model çıkartsa onun da iki kanadı olduğundan hem gece için hem gündüz için de yazdılar mı altında e dediğine göre tam da süper olacakmış yani haberimiz yokmuş. bence acap satabilecek bir model kesin orkide götürüp bir toplantı ayarlamayı düşünüyorum.ya onu bunu bırakın hafife dönem dönem belirli kitlelerden resmen saldırı veya ele geçirme halini alabilecek katılımlar olmaktadır. herhangi bir tarafın parçası olacağınıza kendiniz olun yeri geldiğinde fikrinizi belirtin ama bir tarafın adamı olarak varolacağınıza kendiniz olup ileri geri konuşun içinizden geliyorsa bağırın çağırın hakaret bile edecekseniz edin ama adam olun! neyseniz onu gösterin! gelin ciğerimi yiyin. buraya gelip bir fethullahçı yayını olan zaman gazetesini senelerce sabahları daire veya apartman kapılarına asılı gördüğümüz bu gazeteyi överek karşımıza çıktıktan bir de en aptalcası ben üyeyim dedikten sonra ben de bir rengim beni sevmeyebilirsiniz ama ben olmazsam diger renklerin anlamı kalmaz diyemezsin çünkü başından beri kendi rengiyle etrafı boyamaya kalkışan sensin. sen neden diğer heryeri kendi rengine boyamaya kalkıyorsun demezler mi adama. salakları bile severim ama sıkışınca salak rölü yapanlar tiksindirir bu bünyeyi.
fethullah reklam icin kac para veriyo zulcaheyn?
hayır o para almıyor üstüne bir de abonelik ücreti veriyo zaman gazetesi için.. ya yıllardır bedava dağıtılan kağıt parçası gitmiş acaip tasarım ödülleri almış bunlar da kendilerini bir bok sanmışlar ulen sanki uçak yapıyorlar da tasarım ödülü alınca seviniyorlar allah bilir o ödülü veren otorite bozuntusunun çıkış noktası yine kendileridir. onu bunu bırak zülü bakın yukarıda ne demiş tasarım önemli bişeydir hatta içerikten bile önemlidir demiş içerik zülü içerik sen hiç erik yedin mi zülü tasarımı ne acaiptir değil mi ama tadını beğenmezsen bir daha yer misin? zülücüüm anlat paylaş bizimle yani ben eriğin tadını sevmem ama alet ne menem bişeydir ya bir tasarım bir tasarım, tasarımına bayılıyorum da ondan yiyorum diyen birisini duydun mu zülüüüü? zülüü sen içeriği de eriği de boşver seni yiyolar haberin yok zülü bak bu sefer yemedi, zaman gazetesini başkalarının yazmadığını yazan bir gazete olarak göstererek yazılmış neredeyse advertorial şeklinde bir yazı allah yine iyiliğini versin zülüüü senin. artık başka bir sefere. fethullah propagandası tutar mı tutmaz mı bilemiyorum, zannetmiyorum da ama ne olacağı belli olmaz hemen vazgeçme propagandaya devam. yaptığın propaganda da gidiyor gidiyor camilerde salya sümük vaaz vererek, devletin yönetim kademelerini ele geçirebilmek her koltuğa kendi adamlarını oturtmak (çünkü yönetimdeki bir iki koltuğa adamını yerleştirip diğerlerini beklemeden harekete geçerse başarılı olamaz o yüzden hepsini bütün koltukları ele geçirene kadar) için hiç renk vermeden, sakin sakin, belli etmeden adeta bir örümceğin sinsi sabırıyla beklemek gerektiğinden bahseden takkeli, ülkeye gelemeyen birine dayanıyor ve tabi haliyle şimdilik bu propaganda yemiyor.işin diğer yanında ise zaten bu akp nin engellenemez yükselişinde de fethuş amcanın büyük desteğinin etkileri yatsınamaz. trajiktirki bu nuryüzlü amcanın zamanında formülünü verdiği sinsi mi sinsi örümcek sabrının malesef işe yaradığı da ortada.
Deja vu gibi. Durup durup, zaman gazetesini tartışıyoruz.
bazı şeyler parayla ölçülmez biliyorsun. C-ix…burada ne yazılar defalarca yazılıyor, bu çok mu?
yaa sen hep bir şeyler anlamıyorsun nasıl oluyor yaa bunda bir şey var. millet sana anlatmaktan sıkılmadı ama sende anlaya gayret sıfır. sen böyle durumlar da okulda ki öğrencilerine ne yapıyorsun?biz de böyle arkadaşım ben sana bidaha tekrar edeyim işte böyle zaman gazetesi okursan anlayışın zora girer deniyor kısaca.bide milletin yorumlarına bence de sence sence de bence deyip polemik yapacaksan biz sana nasıl anlatacaz.yada sende farkındasın ortaya koyduğun bir şey yok aslında hep bizce
ben birşey ortaya koymuyorum zaten, herkesin yaptığı gibi bir yazı yazıyorum.ama yazdıklarım bazılarının yaralarını kaşıyo galiba, bazılarının da ilgisin bazılarının da tepkisini çekiyor. bunlar çala-klavye yazıyorlar, savunma hattında ben.tezat; yazımı eleştiren yok, herkes argümanla uğraşıyor.birileri, şunun sexi videosu, şunun kılı, şunun sapı diye yazıyor, ona laf yok. ama zaman denince, samanyolu, fethullah gülen, said nursi denince, bay Pavlov’un deneyinde ki gibi bazılarının ağzı sulanı veriyor.bana birşey anlatmayın, önce hiç elinize alıp değerlendirmediğiniz birşeyi eleştiren kendi beyinlerinize birşeyler anlatın. sonra gelin konuşalım…
Tamam bugünki zaman gazetesini ele alalım. Diğer gazeteler ana sayfada bu çoşkuyu kutlarken koca puntolarla, 19 mayısla ilgili ekler verirken bizim zaman gazetesi bir tasarım harikası örneği olarak 4 cm. 10 cm ebatında ana sayfada mikroskobik ölçütlerde 19 mayıs ı kutluyor. Hadi onu da geçtim, burda dönem dönem olarak be_goodie nin dediği gibi said nursi, zaman ve feto propagandası yapılmakta. Birşeyi bir kez yaparsın, diğerleri neden tekrar tekrar? Sen Nikola Tesla’ nın iki kez övüldüğü yazı gördün müzulcenaheyn? Ki Nikola Tesla ile bu zatları karşılaştırmam bile! Nerden geliyor bu hırs, takıntı ve reklam duygusu? Paralı mı çalışıyorsun merak ettim, çünkü aldığın paradan daha fazlasını verip susmanı isteyeceğim! Lakin siz para karşılığında herşeyi yaparsınız. Hayatının son dönemleri diye bahsettiğin İlhan Selçuk köşesinde belirttiği üzere KAMU SAĞLIĞINA ve MİLLİ SERVETE ZARAR VERSE BİLE BERGAMA’ DA, milli park ilan edilen KAZ DAĞI’ NDA ABD ve KANADALI ALTIN AVCILARININ TAŞERONLUĞUNU YAPAN FETO’NUN MÜRİTLERİNDEN KURULU KOZA MADENCİLİK Kanadalı el Doragold adına dünyanın en kaliteli zeytinlerinin yetiştiği ve zeytinyağının üretildiği Kaz Dağı’ nda akp hükümetinden aldığı yargı ve karar gücüyle söz dinlemiyor yoluna devam ediyor. Bu dediği yalan diye adı geçen bölgelerde belediye başkanı ve halk gösteriler düzenliyor. İşin ucu her zaman olduğu gibi Amerka’ ya hicret etmiş olan müritlerini salya sümük ağlayıp kandıran Feto’ da. Para da ÇOK ÖVÜNDÜĞÜN Feto’ da. İşin kötüsü ne biliyor musun? İlhan Selçuk’ tan son dönemleri diye bahsedip ardından öldürülürse diye konuşman! Tedirgin oldum, böyle birşey planlanıyor mu, bilgilendir bizi zulcenaheyn! Son bir senede olanları gördük, malatya, cumhuriyetin bahçesine, önün atılan bombalar… Siz de fikir ayrılığında bulunduğunuz kişileri öldürmek Feto’ nun ağlarken verdiği bir buyru galiba? Sıradaki öldürülüceklerden haberin var mı yoksa…
tarife;yazı; 300 dolar (dolarla çalışıyoz malum hoca amerikadan gönderiyo)yorum; 20 dolarbaşka yazıya yorum; 10 dolarfazlasını verirsen anlaşırız.nikola tesla hakkında iki kere yazı yazılmamış olabilir, çünkü o yazı yazılınca birçok kişi; aaaaaaa böle biri mi vardı? dedi. ama malum şahıs ve malum yayınları herkes tanıyor. hem 10 kerede yazarıjm kime ne?
bununla ilgili şunu tavsiye ediyorum…
demiştim bir ara…
Başlıkla ters değil mi?yazılmayanı yazan gazete
malum zatın ajansı geçmiş; diğer ajanslardan ses yok gibi görünüyor. bugün, yeni şafak ve zaman gazetelerinde yazı bugün. haaaaa neden mi yazdım? @buddhala bey bugünkü gazeteyi ele alalım demiş ya, onun çün.
darkfrozen çok komik ya aslında ben de zat-ı muhteremin o tasarım ve içerik kıyaslamasından bahsetmiştim ama sen alıntı malıntı tribine girmişsin yanar döner olmuş, güzel olmuş. ayrıca zaman gazetesinin iktidar yalakası, taraflı ve belirli bir zümrenin sponsorluğunda yine belirli bir kişinin yayın kuruluşu olduğunu belirtmekle nasıl bir yarası kaşınmış hale düşülüyor? tabi bu da bünyede haklı bir merak nüksettiriyor..
Bozacının şahidi şıracıKendisini eleştirenlere Pavlovun deneyinden gönderme yapıp köpek diyecek kadar nazik olan @zül kendisine şahit olarak İzmir Büyükşehir Belediye binasından her cuma takunya ile yürüyerek Hisarönü Camine takunya ile yürüyerek gösteriş yapan, Kordondaki publarda bira içilmesin diye otoban yapmay a çalışıpta İzmirin sandığa gömdüğü Özfaturayı göstermiş. İnsan laf anlatırken sıkılıyor bunlara. Bunalttın bizi be.
Zulcenaheyn ne sorularıma cevap vermiş ne de Zaman’ ın 19 mayıs’ ta A. Necdet Sezer ilgili olumsuz haberi 19 mayıs’ tan daha önemliymiş gibi daha büyük alanda anasayfadan duyurmasına dikkat çektiğimin farkına varmış. Kimler çalakalem, kimler Pavlov’ un ağzı sulanmış deneği belli oluyor. Kimler Zaman gazetesini gözümüze sokuyor belli oluyor. Dert yandığın şeyleri, başkalarına sen yapıyorsun Zulcenaheyn. Gözüme sokulan herşeye karşıyım deyip, Zaman gazetesini gözümüze sokuyorsun. Şu sitede Nikola Tesla’ yı geçtim, Milliyet ya da Hürriyet ile ilgili bir yazı var mı senin yazdığın gibi? Zaman’ ın övüldüğü başka yazı yokmuş gibi niye ayrı bi başlık açıyorsun; açamazsın demiyorum, özel bir ilgi ve yeni bir tartışma ortamı oluşturmak kokusu alıyorum sadece. Sonra yuvarlamaya başlıyorsun zaten, şu kadar para alıyorum, yazılmayanı yazan gazete diye başlık atarken, yapılmayan tasarımı yapan gazeteye getiriyorsun lafı. Pavlov’ un deneği gibi köşede İlhan Selçuk adını duyar duymaz hemen atağa geçiyor ama benim yazdığım AMERİKA-KANADA-FETO-KOZA-ALTIN-KAZ DAĞI-BERGAMA-ÇEVRE-MİLLİ PARK-KÜLTÜREL ZENGİNLİK-SATILMIŞLIK bağıntısını es geçiyorsun, İlhan Selçuk’ un da belirttiği. Bir senedir üyeyim hiçbir gazeteyi öven yazı yazmadım. Ve bir senede sadece Zaman’ ın övüldüğü yazılar gördüm, tabi yorumları ortada. Sen de bilmiyorum kaç günlük üyesin, yeni aramıza katıldın hoş geldin ama, yazdığın yazıların anahtar kelimeleri hep aynı yahu, bıktık valla. Ben de bıktım, sana bol zamanlı günler…
kendime yazıma yorum yazmak hoşuma gitmiyor, herkese cevap vermek de istemiyorum, biraz birikince dayanamıyorum.sondan başlarsak, isim yazmıyacağım herkes alacağını alsın; demek ki bu gazete hakkında yazılması gereken, tartışılacak yönleri olan, türkiyede en çok satan, yazılmayanı yazan, tasarlanmayanı tasarlayan, gösterilmeyen tepkilere maruz kalan, çağdışı hiçbir söylemi olmamasına rağmen gericilikle itham edilen bir gazete.neden söylemin şuraya varıyor; neden yazıyorsun, cumhuriyet gazetesi ile ilgili yazılar yazsam da aynısını söyliyecek misin? söylemiyeceksin. çünkü, garezin var bu gazeteye, öss ekini almışsın ama gazetesini sevmiyorsun.pavlow meselesi, klasik koşullanmaya örnek oluşturması açısından söylenmiştir, yani zaman denince sevmediğiniz veya nefret ettiğiniz için hemen karşıt görüş oluşturma isteği duyuyorsunuz.fakat yinede ahkam da geçen pavlow beyin, burada yorum yazan arkadaşlara köpek hakareti içerdiği düşüncesi sizde oluştuysa, özür dilemek isterim, kastım böyle değildi.izmir’de uzun yıllar yaşamış birisi olarak, yüksel çakmur’un da, burhan özfatura’nın da, ahmet piriştina’nın da, izmir için neler yaptığını çok iyi biliyorum, tüm izmirliler de biliyor.onu sandığa gömen zihniyet, senin de yazdığın gibi, icraatlerinden çok yaşam tarzına bakarak, dindar bir profil oluşturmasından mütevellit, izmirin din(islam) ile ilgisi olmayan kısımının seçimde üstün gelmesindendir. sende biliyorsun ki, belediyecilik de bile yurdum insanları çalışana değil de siyasi partilere göre oyunu kullanmakta(çoğunluğu diyelim).ben sizin gözünüze ne sokmuşum; siz alıyorsunuz benim yazımı kendi gözünüze sokuyorsunuz, şimdi başka yazılara yorum yaan fakat bu yazıyı yorumlamayan birçok arkadaş var, işte onlar demek ki bu yazı ilgilerini çekmiyor, adamlar yazmıyor, ama siz habire döşeniyorsunuz, ben size zorla mı okutturuyom canım bu yazıyı? okumazsan okuma, yani senin ilgini çekmiyorsa kaale alma.mesela; euqon, lorien, zez, zen, suphi, çilek daha aklıma gelmeyen belki buraya yorum yazabilecek kadar online olan, belki benim ağzımın payını verebileceğini düşünen bir sürü arkadaş var belki okuyorlar ama kaale almıyorlar ve onların gözüne sokmamış oluyorum yazılarımı, ama şimdi siz hem yazıyor hem sızlanıyorsunuz?kusura bakmayın.
zaman nasıl alıyor bu tirajı peki?abonelik sistemi ile… bir “abi” geliyor elinde küçük bir adres pusulası koçanı gibi bir şeyle bir gün ve hatır kullanarak,zor kullanarak,en olmadık yerde en kıramayacağın kişilerin yanında adresini telefonunu yazıyor ve süreç başlıyor… ondan sonra istesen de çıkman zor oluyor… ha çıkma talebindemi bulundun? Mossad sorgulasa daha iyi… telefonda abi diye hitap edip her seyin başına veya sonuna yerli yersiz “hayırlı” ibaresini ekleyen ampul bakışlı kardeşlerimiz ile bayağı bi cebelleşmen gerekiyor… işlerini düzgün yapmayan basın emekçileri gazeteni düzenli getirmiyor,getirsede apartman boşluğuna atıyor… genelde pazar günleri gelmiyor… para almaya kafalarına göre geliyorlar ve ayın en son gününde 2 aylık bedeli bir kerede istiyorlar…vs vs vsama bizim evde ne oluyor? kapıcı dumural enfeksiyon geçiriyor… çöpü almaya geldiğinde zaman gazetesi ve küçük rakı şişesi… cevap ise hazır :- hayata geniş bir açıdan bakıyorum ben…sonuç itibarı ile gazetedir,seveni vardır sevmeyeni vardır… ama zorla abone edilenler sevmiyor ve zamancılar bunu hala anlamıyorlar…
derler ya!yerden göğe kadar haklısın.bende geçenlerde aboneliğimi iptal ettim, bir süre bay,den alıcam. dağıtıcı kıl etti, ekleri getirme diyorum abi hediyemizdir para kesilmeyek diyor. istemiyorum. ailem, arkadaşım, sporvizyon lazım değil bana. hem ücreti de pahalı bir gazete…
dağıtıcı deme bana… bölge sorumlusu(!) (ne demekse?) hiç deme…adam gibi basarsın gazeteni ve koyarsın rafa… alan alır… isteyen bulur seni abone olur…hayır şuda var…seni gıyabında abone yapıyorlar ve sen işe uyanıp bölge sorumlusuna ulaşana kadar bayağı bi zaman geçiyor… bu arada gerek apartmanda gerekse de belkide devletin resmi kayıtlarında “fetocancı” olarak gözüküyorsun… işmi şimdi bu?
abonelik sisteminin olması gerektiğine inanıyorum ama biraz daha profesyonelce…fişleme gırla zaten. abone olurken bunu göze almak lazım, peşin peşin…
ben abone olmadım ki zulce kardeşim… “abi” soysuzu doldurmuş benim adıma vermiş… bi sabah bi baktım ahanda zaman gazetesi… hayırlı zamanlar olduk aynen…bu nedenle de tiksiniyorum onların bu şark kurnazı namzeti olupda aslında beyinlerinin sığlığında karaya oturan anti-kurumsal zihniyetlerinden
zulce, yorum yazmadık diye kızmışsın, kaale almıyor kabul etmişsin ama değil.kendi açımdan şöyle açıklayayım.bilmediğim, anlamadığım konuda ahkam kesmek istemiyorum.en azından biraz fikrim olmalı.bir de polemiğe girmek istemediğim şeyler var, o noktada yorum yazmıyorum.ya da ilgilenmediğim bir konuysa yazmıyorum.zaman gazetesini 1 kere bile okumadım.okumak da istemem.belki yanlış ama istemiyorum işte, önyargı deseniz bile böyle.o yüzden de yazıya hiç bakmadım bile.şimdi gezinirken bir okuyayım, bakalım hafif ekibi ne diyor bu konuya dedim, aa baktım zulce kardeşimiz kızmış.inan niyet kötü değil.anlaştık mı?seninle görüşlerimiz son derece farklı ama sen her zaman tartışmaya açık davrandığın için saygım vardır. başka yazılarında görüşmek üzere:)