Penceremde güneş. Bulutların arasından kendini inşaa eden. inadına -belki-. Devam ediyor dedirten, inadına. Oysa inat yüzünden bu şarkının bu denli koyması ve koyacak olması. Güneşin inadı da ne? Onun inadı başka: Onun ki başka. O devam ediyoruz, ‘Kaldır kafanı ey hat!’ diyenlerden…Devam ediyorum, planlarla. Gaianın köküne köklerimi gömmek üzere hayallerim/ tasarımlarımla, yürüyorum. Onunla olacaktı tüm bunlar ama olmadı ne yapalım.Yazılar yazdım, buraya koyamayacağım kadar gerçek, şak diye açan gerçekleri, satırlar: Bende kalacak onlar. Kalsın. Kalan onca şeyden sonra bir yazı/ bin yazı kalmış çok mu?Telefonumda ‘AŞK’ diye kayıtlı. O çıktı, giden gitti diye adını değiştirmedim. Göreyim, AŞK böyle birşeydi işte Sayın Leyla-Leyla; aldın kırık hatıralarını/ yaralarının yenilerini koydun sepete; bulaşma. O yüzden değiştirmiyorum. Değiştirmeyeceğim de. Aşk o’ydu. Tekrar bulaşmaya gerek var mı? Herşeyin sallanmasıysa şayet hayatında, gördüm. Dibine kadar hissetmekse, budur. Eee?Hem ben hep herşeyin sonuna ‘Eee?’ diye içlenendim, onunla geçmişti. Şimdi bunları başkasıyla yaşamanın gereği var mı?Mucizenin kendisiydi. ‘Erkekler mi, o ne?’ dediğim ve bunu dünyaya haykırdığım anda bütün laflarımı ağzıma ağzıma tıktırandı. Bundan sonra aynı ciddiyetime kimse inanmayacak. Ben de.Ben heyecanlı, duygulu kadın; aşktan vazgeçmem için seni yaşamam gerekiyormuş. Belki hiç bulaşmamam için, bu denli etkili birşey gerkiyormuş. Aşk oydu işte. Bu herkese duyacağın birşey değil. Ne yaparsan yap, kendini öyle hissedemezsin. Olmaz. Sadece hissetmektir. Dünya sanki o’dur. Onda başlar, onda biter. Bunu hadi hissedeyim deyince hissedemezsin.Kendine küstüğün anlar var mıdır, üstadım? Bazen ben kendimden kaçıyorum. Hayallarimden, Gaia’ya köklerimi salmaktan vazgeçiyorum; hatta hiç tınlamıyorum. Böylesi değişken ruh, ben!

gabriel wickbol
gabriel wickbol

Cioran diyor ki, ‘Bir virgül uğruna ölünebilecek bir dünya düşlüyorum.‘ Uğruna diyebileceğin kavramlar ne kadar çoksa hayatın o denli renklii ve kıvamlı, şahsı münahasır insan sen!
Öyle olur ki, yaydığın enerji hiç öenmli olmaz. Bu hayata ‘yalnız’ devamının kabulüne çalışır benliğin, nasıl çalışılırsa.İnsanlar çok enteresan, illa senin yalnız kalmanı istemezler. Habire birileriyle tanıştırma, organizasyon yapma girişimlerini anlamlı bulamıyorum. Benim tercihim, bir rahat bırakın diyorum, kime diyorum. ‘Hı, hı…’ yorumunu duyuyorum sadece.Meraklı yolcular sokağında ‘Karanlılar bitti, herşey eskidendi’ derken, bir ses duyarsın; tutarsız ve eskide kalan. Ne gereği vardı bunun dersin ama duyarsın işte.Zaman sallanır mı? Sallanırmış. Güneş hem gülermiş -bulutların arasından- hem anlatırmış, usul bakışlarıyla. Benim anlatamadığım onca şey var ki… Ne çok anlattım derken, ‘hiç’ söylememişim oysa. Annem yanımdaymış ben hiç yakınlaşamamışım. En çok içimi akıttığım sırada dahi duvarlarımı yine de bırakmamışım. Sonra da duvarlarını bırakamayan ve duvarlarıyla yaşamaya alışmış insanlara laf saydırmışım. Kafamı yastığımın altına gömmek istemişim, dünyadan kaçmak için; aslında güçllü olan ruhtan bir o kadar uzak olanmışım, bilmişim. Çelişki bundanmış.Zamansız, apansız -belki de tam zamanıdır ve zamansız olan birşey yoktur- bir his duyarsın. Değişik bir farkındalık. Neden olduğu daha kuşkuludur ama hissedersin o kadar. Ruhunun ortasında seni yönlendiren bir farkındalıktır. Gaia’yı ve evreni görme şeklini değiştiren bir farkındalıktır. Havanın yanağına dokunup çekilmesini hissedersin. Sessiz bir sakinlik çöker üzerine. Anlarsın. Nasıl bir anlamaktır bu? Değiştirendir: Algın değişir. Bir başka odaya geçersin ve başka resimler vardır orada, başka bir müzik, başka tılsımların okyanusu olduğu yerler vardır.
Demek ki böyle bir olgunluğa gelmişsindir. İçin olmuştur. Olmak hiç bitmeyecek, oldum deyip çekilmek değil bu lakin farkındalığın bir aşaması. Kaçışlarını azaltan bir durak belki. Korkularının önüne set çeken içsel bir bilgi. Bir düğmeye basılıp, ‘Dan!’ diye duyduğun ve karşında gördüğün ekranda gördüklerini farklı anlgılamanı sağlayan bir iksir.(Yasal Haklar: Kaynak gösterilsin ya da gösterilmesin, hangi dilde olursa olsun içeriğin bir kısmı ya da tamamının kullanılması yasaktır. Bu yazının yasal hakları www.hafif.org ve Astral’a aittir. Bu madde, altında yazmıyor olsa dahi, Astral’ın tüm yazıları için geçerlidir.)