bir cevabı bulurken yitirilen hevessintaptaze sabahın geceden kalan şarapneliköhne teknelerde sevişen gözlerin leşi sen misinböyle mi oturur adama bir sevdanın kanlı yeleğibatık bir tırnak oldu geceme sesinsakın bir daha içime terini üfleme sepserinzorbaca yeminlerini de göğsüme serpiştirmebu yeminler duman eder adamı kesin
yorumlar
orası kesin
sevdayı kanlı yelek olarak tasvir etmişsiniz nedense yakıştıramadım ben sevdaya bu tasviri…ama olsun her zamanki gibi mefkud tadı bambaşka:))
“meyd in mefkud”: “hokka mola”.
alââ…
yazarın tasvirleri hep sizin yakıştırabilirliğinizle örtüşemez ve böyle bir beklenti tamamen en başından bir çok şeyi gözden geçirmeniz gerektiğinin açık göstergesi bence. tabiki siz sevdaya başka gözle bakacaksınız, o başka gözle, ve hatta sizin hiç bakmadığınız ve hatta hatta kendisinin bile o güne kadar hiç bakmadığı şekilde bakacak, o yüzden yazan kişi; o, siz de okuyansınız. herşeyi sizin gördüğünüz, hissettiğiniz, tasvir etmekten hoşlandığınız şekilde yazsaydı hoşlanır mıydınız? şimdi birinin de çıkıp; -ay ay ne iğrenç batık tırnaktan bahsediyor hem kesin ayak tırnağıdır demesine benzer bu…aslına bakılırsa bütün bu çabam bu yazılanı beğendiğimden değil. hatta şu anda kafam daha çok beğenmediğimi anlatacak kelimelerle dolu ama bu benim ay şurası olmamış demek veya yazara yol göstermek gibi bir kendini bilmezliğe girişme hakkımın olduğunu göstermez.
“okur/occure” BE_GOODIE,bir “okur” olarak ağırlıkta olan hissiyatınız “beğenmeme” yönünde olmasına rağmen zahmet edip satırlarca yorum eklemişsiniz.bu, teşekkürü hak eden kaliteli bir yaklaşım.teşekkürler…bu, beğenmeme hissiniz, yazdıklarımı “yetersiz” bulduğunuz anlamındadır yoksa “has” şairleri okur ve de beğenirken mefkud’unkileri mi “balon” bulurusunuz?bir de, onlarca miir içinden, “hah, işte bu olmuş”mertebesinde bir ya da birkaç dizem olmuş mudur hiç?olmadıysa, “daha çok çalışmak lazım”…samimi katkınıza, samimi sorularımdır.izah için tekrar teşekkürler…
ay şurası olmamış tarzı bir yaklaşım içinde olmadım olmamam da…Yazara yol göstermek gibi kendini bilmezlik yaptığımı söylemeniz ise bana çok ağır geldi. Böyle birşeyle itham etmeniz için benim söylediğimi nasıl anladığınızı anlamaya çalışıyor ama hala bu kadar kesin bir yargıya nasıl vardığınızı anlayamıyorum.Şair şiiri istediği gibi yazar, tasvir eder, okur kendi bakış açısı ile belki de şairin demek istemediğini alır, okurun ve şairin aynı şeyleri düşünmesi mümkün müdür?Yaptığım yoruma böyle bir tepki alacağımı düşünmemiştim, üzüldüm.. Söylemek istediğim biraz öncede dediğim gibi kendi bakış açımı yansıtmaktı sadece..Yine de bir musibet bin nasihattan iyidir diyip, söylediklerinizi kulağıma küpe yapıyorum…
Okur istediği gibi yorumlar, tırnağım da dolama çıkmıştır, tırnağım çekilmiştir, tırnak demesi bana acı verir okudukça, kelimenin sen deki anlamı çiçektir bende ki böcektir..Fabrikasyon değiliz..Farklı hayatlarımız var..Bizi demleyebiliyorsa bir şiir ne ala..Linet e haksızlık yapmayalım..Teşekkürler Mefkud, bu şiirde bir velet-i Mefkud luk var sanki..
@linet aslında bu yorumu yazdıktan sonra ya şimdi çok ciddiye alıp sinirlenmez umarım diye düşündüğüm oldu evet belki o yorumun bütün o kelimelerin hepsinin haketmiyordu. ben, yorumunuzu okuyunca azcık ucundan da olsa şaire yol göstermeyi kendine hak gören insanlara duyduğum kıllık bir çığ gibi büyümüş ve sizin üstünüze devrilmiş kantarın topu kaçmış kısaca aslında genel olarak şikayetim tam olarak tamamiyle size değil bu tip insanlaraydı siz belki de haklı olarak cevap verme ihtiyacı duymuşsunuz. pardon umarım hatamı ifade edebilmişimdir.@mefkud: sizin de belirtmekten kaçınmadığınız üzere şimdi bu durumda sözkonusu etmekten rahatsız olmayacağım evet üretene yaratana çok saygı duyuyor ve mümkün olduğunca özgür bırakılmasından yanayımdır. bilmiyorum belki kendim de kendimce şarkı yapıp söz yazmaya çabaladığım için de olabilir. benim beğenmemem sadece kendi dar açımdan bakıp görebildiklerimden dolayı olabilir kısaca sizi hiç etkilesin istemem saygı kavramıyla içiçe bir anda sorduğunuz için cevap vereyim dedim; bu tekrarlıyorum benim nacizane fikrimdir ben aşk şarkılarından veya aşk şiiirlerine genel olarak uyuzum bunun birçok sebebi var en önemlisi aşkın tasfirinin yazpılabileceğine ve bunun bir şiir veya şarkıya sığdırılabileceğine fazla inanamıyorum. evet hiç mi güzel aşk şarkısı veya şiiri yok derseniz tabiki hiç yok değil var ama zannedilenden çok az sayıda. hatta şu detayı da ekleyeyim bir çok insan için hayatlarının en etkileyici aşk şarkıları, o şarkıyı yapanın çoğunlukla karşı cinse duyduğu aşktan bahsetmediği şarkılardır. ama çoğu insan ilk bakışta hemen onu bir aşk şarkısı olarak algılar konuya hemen bir örnek olabilsin diye mesela lou reed in perfect day kimilerine göre mükemmel bir aşk şarkısı gibi gelse de lou amca orada kesinlikle bir kadından bahsetmemektedir.neyse dönelim konuya; çoğu hep aynı şeyden hep bir eksiklikten hep benzer acılardan özlemden bahsediyor ve benim de en dayanamadığım tarafı hep aynı kelimelerden oluşuyorlar bu şiirler ve şarkılar evet belki aşıkken, aşk bütün dengemizi alt üst etmişken bize çok anlamlı gelebiliyor ama ben aşk şarkısına veya şiirine şarkı, şiir demem;, aşktan nefret ederken de beni etkilemeyi başaramıyorsa.. bu söylediklerim kesinlikle sizin yazdıklarınız üzere detaylandırılan sebepler değiller aslında dediğim gibi benim genel aşka olan çekememezliğim, rahatsızlığımdan kaynaklıdır biraz daha açıklayıcı olsun diye ekleyeyim; hani ucuz aşk romanları vardı hala var mı bilmiyorum kapakları hep aynı düzenlenmiş sadece detaylar farklı olacak şekilde beyaz olurlardı. elinde ucuz bir aşk romanı ile güneşlenen bir kız gördüğünüzde neler düşünürsünüz ?umarım güzel aşklar yaşar ve güzel aşk şiirleri yazar ve aşkınızdan bütün bunları sorgulamayacak kadar mutlu olursunuz.
@be_goodie; ortada hata yok dediğim gibi yanlış anlaşılmak yada kendimi yanlış dile getirmekdi beni üzen, neyse hiç değilse bir vesile ile bu tip insanlara hislerinizi dile getirmenize sebep oldum:)) Cevap verdiğiniz için ayrıca teşekkür ederim:)Diğer düşüncelerinize kısmen katılıyorum, şöyle ki; dediğiniz gibi birçok şarkı karşı cinse duyulan aşk ile yazılmamıştır. Bildiğim bir örneği vermek istiyorum, ikinci bahar (Sezen Aksu) bu şarkıyı lohusa iken bebeğine duyduğu hisler ile yazmıştır.Hep aynı kelimelerden oluşuyor demişsiniz aşk mutsuz ise aşktır demişler, dolayısıyla da özlem, acı, ayrılık, hasret kelimeleri ile sınırlı kalıyor bu şarkı sözleri.. Düşünmüşümdür neden insanın kimyasını bozan bu duygu farklı bir şekilde şarkılara yansımıyor diye, içiniz kıpır kıpırken bağırarak söyleyebileceğiniz bir aşk şarkısı bilen var mı?Mefkudun şiirlerine gelince (kendisi miir diyor) işte beni çarpan hiç duymadığım kelimelerin, tasvirlerin, benzetmelerin olmasıdır. Kelimeleri bölerek, parçalayarak farklı anlamlar yüklemesidir.Sabah sabah çenem düştü, herkese günaydın diyeyim birde….
“ve anladım ki bir kez daha hatamıve anladım ki bir kez daha talihsizliğimi:bulanık boktan bir sudur aşkinsanın kendisini görmek için eğildiği”kıymetli BE_GOODIE,zahmet edip satırlar dolusu bir izah yapmışsınız.ellerinize sağlık!yazdıklarınızı anladım. anlıyorum. fikirlerinizi samimi bir şekilde paylaşmanızdan ötürü memnun oldum.girişteki dört dizeyi size ithaf ediyorum.keşke ben yazabilmiş olsaydım demeyi de ihmal etmeyerek tabii…iskender över’indir…şunu da eklemem gerek: aşk’a ben de inanmam.sulu zırtlak aşk meşk şiirlerinden hiç hazzetmem.hayatı ha babam sorgularken, aşk da kim oluyor ki,sorgulamayayım!sorgulamayanın aklına şaşayım!benim yazdıklarım kırık, kırılmış, parçalanmış, eksik bir ruhun kendini tamamlama çabalarıdır.kâh tasavvuftan beslenir, kâh modernizmden…mike portnoy’un baget darbeleriyle kendinden geçerken, niyazi sayın’ın neyine üflediği nefesle gözleri nemlenir…insanı, kâinatı sorgular. mikrokozmos ile makrokozmos terazisinde sek sek oynar…miirleri onun psikiyatrist yatağıdır.o yatakta akar kendine, ötekine…ama o, kesinlikle “aşk şiiri” yazmak istemez.yazıyorsa, bir yerlerinden sızıyordur.yazıyorsa, aşk yoktur.neyse.poetik meseleler bunlar.zahmet edip fikirlerinizi samimiyetle paylaştığınıziçin tekrar teşekkür ederim.
@be_goodie çoğu kimsenin algılamak ile ilgilenemeyeceği kadar samimi bir yaşam biçimidir. bu samimiyet bazen pozitif bazen negatif şekilde olabilir. birilerin birşeylerin hakkında iyi birşeyler söylemeye hakkımız var da aynı şeyler veya kişiler için kötü bir şey söylemenin ayıp olması ne kadar samimi bir ortam yaratabilir tartışılır. be_goodie nin yeri gelip yüzüne karşı sivri konuştuğu kişilerden çok azı, be_goodieye laf yetiştirmeye çalışmaktan kafasını kaldırıp, o konuda kendisi gibi düşünenler arasında bile kendisine be_goodie kadar samimi davranan kimsenin olmadığını görebilmiştir. kısaca be_goodie her zaman fazlasıyla samimidir. o yüzden samimi fikir paylaşımı için be_goodiye değil, be_goodienin başa bela samimiyetinin bu şekilde hayat bulabilmesini sağladığınız için kendi kendinize belki biraz da linete teşekkür edebilirsiniz.