anayasa çıktı fekat henüz bu konu ile ilgili kanunlar hazırlanmadı be yaaaaawww. yök başkanının aceleciği yüzünden rektörlerle öğrenciler yüz yüze geldi. ama hükümet her şeyi alelacele yapmaya alıştı bir kez… her neyse anayasada belirlenen bu hüküm kanun yönetmelik ve yönergelerle belirlenmediği sürece LÖK diye uygulamaya geçilemez. bunu idrak etmek için hukukçu olmaya gerek yok. aklın yolu bir. fekat YÖK başkanı hiç YÖKten yine ortalığı karıştırdı. kendisi emrine uymayan rektörlere kızıyor ve suç işliyorlar diyor ama mevcut duruma göre kendisinin böyle bir emir vermeye yetkisinin olmadığı gerçeği de gözden kaçmamalı. tuhaf bir işbilmezlik var dikkat ettininz mi? bu makama gelmiş bir insanın birikimli ve donanımlı olması gerekmez mi? kanal 7 ye baktım akşam biraz. orada da tipine baktığınızda dolu zannettiğiniz ama konuşmaya başlayınca bomboş olduğu anlaşılan bir zat-ı muhterem çıkmış rektörlere sesleniyor. yaptığınız suç emirlere riayet etmemek sonuçta sizin başınıza dert açacak vs vs. diye atıp tutuyor. usül yol yordam bilmeden ağzı olan konuşuyor. vatandaş ise kendi çıkarı doğrultusunda konuşanın sözüne değer veriyor. detay bilmese de olur. yalnız burada enteresan şey MHP nin AKP ye inanıpta yola çıkması ve yolda kalması… sanırım bu iyi bir ders olmuştur gendülerüne…
aslında bu konuda en mantıklı yanıt türbanlı kızlardan geldi herhalde. sabah üniversite kapılarında durdurulan türbanlı kızlar başlarını açıp derse girdi ve muhabirlere ‘acelemiz yok o kanun çıkacak biz de türbanla gireceğiz ‘ dediler. yök başkanı ayrı rektörler ayrı tellerden konuşup zaten olayı daha da çıkmazlara sokmaya devam ediyor. evet ha gayret ortalığı biraz daha karıştıralım.
“Devlet organları ve idari makamları, bütün işlemlerinde ve her türlü kamu hizmetlerinden yararlanılmasında kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır. “
Anayasa 42. maddesi:
” Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yüksek öğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanımının sınırları kanunla belirlenir. “
YÖK Kanunu’nun ünlü ‘ Ek 17’nci maddesi:
” Yürürlükteki kanunlara aykırı olmamak kaydı ile yükseköğretim kurumlarında kılık ve kıyafet serbesttir. “
Şimdi atıfsama de bulunulan neydi, Anayasa mahkemesini 1991 tarihli içtihatı. Danıştayın 1987’li tarihli içtihatı, avrupa insan hakları mahkemesi kararı (ayrıca bu kadar öneri niteliğinde olup “toplumun BÜYÜK bir kesiminde tehdit algılaması yaratıyorsa yasakLANABİLİR” deniliyor. Tesev’in yaptırdığı 2006 yılı tarihli araştırmaya göre toplumda destek bulma oranı %70 -ilkini 2002 yapmışlardı oran %40’idi-, meclisde oran ise %80’dir. “Büyük” kelimesi nasılalgılanıyor ise…)Yasalar değiştiğine göre içtihatlarda hangi maddeye atıfsamada bulunulacak sorması, ayıp. Mahkeme içtihatları değişen ANAyasa ile güdük kalmaktadır. Eğer mahkemeler Anayasa’nın 7. maddesine göre yasama hakkı,
“Türk milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi’nindir. Bu yetki devredilemez.”
, ilkesini deler ise meşruiyetnii sorguya açar. Meclis bir karar ve sorumluluk almıştır, eğer bu sorumluluk iptal edilirse türkiye bir hukuk ve demokrasi ülkesi değil; oligarşi ülkesi konumuna gelir.Ayrıca, Anayasa’nın “kanunsuz emir” başlıklı 137. maddesine göre,
“Kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle çalışmakta olan kimse, üstünden aldığı emri, yönetmelik, tüzük, kanun veya Anayasa hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Ancak, üstü emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, emir yerine getirilir; bu halde, emri yerine getiren sorumlu olmaz.”
denilmektedir. Ancak, maddenin ikinci fıkrası daha açık bir şey söylemektedir:
“Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz.”
Yani hukuk devletinde rektörler cezaii yaptırım alması gerekmekte, savcılar bununla ilgili soruşturma açması beklenmesi, idare hukukunun gereklerindendir. Ama geçen gün 2000 tane ataması yapılan idare hukuçusunda sadece 10’unun hukuk fakültesi mezunu; hiçbirinin uzmanlık alanı idare hukuku olmadığı gözönüne alınınca nasıl bir sistem çarklıları yaratıldığı açıktır.(esefle kınıyorum..)Yani bu kadar hukukun zorlanması da, pes… Ayrıca da
“Anayasa mahkemesinin kararı bekliyeceğiz”
diyenler ise hukuk devletinde curüm işlemiş olurlar. Mesela bahsi geçen iddialardan biri de, yürülükteki kanunlar ile çeliştiği iddiası ki; aksi yönbde uygulamalardan bahsedebiliriz. 1985’te yürürlüğe giren “Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun”a göre, çekin karşılıksız çıkması halinde belli şartlarla, hapis cezası öngörülmekteydi. 2001 yılında Anayasa’nın 38. maddesinde değişiklik yapıldığı zaman, kanunda hapis cezası bulunmaktaydı. Hatta bu hapis cezası 2003 yılına kadar kanunda yer almaya devam etti. Ancak, 2001 anayasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesinden itibaren, çekle ilgili kanunda yer almasına rağmen, hapis cezaları uygulanmadı; yani anayasa değişikliği doğrudan uygulandı. Zaten başka bir ihtimali düşünmek de mümkün değildir.Yasama yetkisi başka bir organa aktardıkları, seçimle gelmiş idarenin dışında bir içazet makamı konusuna yükselmiş bir anayasa mahkemesi bahsedilmekte. Bunu neye dayanarakmı söylüyorum;Açıklayayım, Anayasa mahkemesinin yürürlükteki kanunları durdurma yani yürütmeyi durdurma hakkı yoktur, ama kendisi bu güne kadar 50’den fazla kez yürürlükteki kanunları durdurmuş ve iptal etmiştir. Bizim demokrasi mi yoksa oligarşi mi olduğumuz fikrini okuyanlara bırakıyorum.Hamiş: Sayın Lorienn, cahilliğiniz paçanızdan akmakta, toplumu yanlış yönlendirmketesiniz. İnfial yaratan, hüküm altında bırakan sözleriniz var; sizi iddialarınız ispatlamaya çağırıyorum.
“muhalif demokrat ” isimli account’un fake olması muhtemel olsa da, bence adını sen alman vülger materyalizminden aparma “militarist demokrat” yap, o zaman tam olur..
okuyan olarak fikrimi beyan ediyorum: bugüne kadar oligarşik statüko “bu memlekette bizim istediğimizden başka bişi olmaz” kuralını kaide haline getirmişti, bundan sonra istisna olacak gibi görünüyo. demokraaaasi anlamayışları çok açığa düştü, fikrüdandiklerini bi türlü toparlayamıyorlar.
Efendiler, olmayan sanal bir yasağı kaldırmanın bu kadar zor olacağını kimse düşünmemişti ama burası Türkiye. Burada hukuk guguktur, hikayedir. Aynı cümle bugün farklı, yarın farklı anlamda yorumlanır. (bkz. 367 Efsanesi)Ayrıca benim güzel ülkem hiç bir zaman demokratik, hiç bir zaman hukuk devleti falan olmamıştır. Her zaman seçkin bir zümre memleketimi yönetmiştir. Osmanlıdan tek farkımız orada yönetenler belli idi, burada yönetenler belli değil. Bir de istediğin zaman devrilebilen hükümet diye birşey vermişler milleti eline. Ancak son 10 yıldır devletin iç dinamikleri değişmektedir. Bu bağlamda bir demokrasi hâyâli, umudu hâlâ mevcuttur.[Bunlar fake bir php scripti tarafından yazılmıştır. Ancak “militarist demokrat” gibi müthiş anlamsız bir iddia karşısında en yüksek tekniklerin kullanıldığı script algoritması bile çökmüştür.]
ÖNCE TERBİYENİ TAKIN… ÇOK ŞEY BİLİYOR GİBİ GÖRÜNEBİLİRSİN AMA GÖRGÜSÜZSÜN. SENİN GİBİLERİYLE BAŞA ÇIKILAMAZ. ELİNDE BİR KAÇ MADDEYLE HIR GÜR ÇIKARMA… ASIL SENDEN CAHİLLİK AKIYOR. EĞİTİMLİ OLSAYDIN BÖYLE ÇİRKİN BULAŞMAZDIN….
Cumhurbaşkanlığı sadece veto edilen düzenlemelerle ilgili açıklama yapmasına karşın, türban için verdiği onayla ilgili olarak da açıklama yapan Gül, “Değişikliklerin anayasada zaten var olan hükümleri daha ayrıntılı bir şekilde tavzih (açıklamak) ve teyit (onaylamak) etmek suretiyle kanun önünde eşitlik ilkesini ve eğitim ve öğrenim hakkını güçlendirmeyi hedeflediği anlaşılmıştır” dedi.Hukukçular, değişikliklerin türbanın üniversiteye girmesi için yeterli olup olmayacağı ve Gül’ün açıklaması konusunda şunları söyledi:# Prof. Dr. Ülkü Azrak: İdare, hiçbir zaman önünde bir kanun varsa bunu atlayarak anayasa hükmünü uygulayamaz. Hatta, idare, o kanunu anayasaya aykırı görse bile ihmal edemez. Üniversitelerin anayasa değişiklikleriyle türbana izin verme olanağı yoktur.Hatta YÖK de, bir genelgeyle ya da yönetmelikle böyle bir talimat veremez. Mutlaka kanunda değişiklik yapılması gerekir. Cumhurbaşkanı’nın beyanı, bizim görüşümüzden uzak değil. Anayasa Mahkemesi bu görüş doğrultusunda ‘değişen bir şey yok’ kararı verebilir.# Prof. Dr. Ergun Özbudun: Bir ek kanun çıkmadıkça, üniversitelerde farklı uygulamalar yaşanabilir. Aslında doğrudan kılık ve kıyafetle ilgili bir düzenleme yapılmadı. Sayın Cumhurbaşkanı da kaygıları giderecek bir yasa çıkartılması gereğine işaret ediyor.# Doç. Dr. Serap Yazıcı: Bence değişiklikler, üniversiteye türbanla girilmesi için yeterli değil. Kendiliğinden böyle bir sonuç doğurmaz. Cumhurbaşkanı’nın ifadelerinin de bu görüşlere paralel olduğunu sanıyorum.KAYNAK 1KAYNAK 2
” Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yüksek öğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanımının sınırları kanunla belirlenir. “ O zaman ben hakkımı kullanmak istiyorum, yarın Boğaziçi Üniversitesine gidip Bilgisayar Mühendisliğine kayıt yaptırıyorum, hani o okul kapıları açtı ya bana ne diyecekler al işte madde, benim okumak istememi neden engellemeye çalışıyorsun?Hani nerede benim ÖSS ye girme zorunluluğum?Hukuk denen cismi bir kez bile okumamış, Borçlar ve Anayasa hukuku kitabı sayfalarında dolaşmamış insanlar basar tabi yorumu. Tabi sizin okuduğunuz hukuk dicle kenarında ki mecurr ile mefur un zıtlaşmaları ise başka…
Milliyet’e güvenemiyorum, gerçekten son günlerde tam 6 haberi manipüle ederek sundular, 2’sinde ağız değiştirdiler; 4 tanesini görmezden gelip, unuttular.
“42. madde, serbestliği tanımlamaktadır. Anayasa Mahkemesi’nin 42. maddedeki yeni hükmü göz ardı etmesi ya da yok farz etmesi mümkün değil. Anayasa Mahkemesi, kararını yeni değişikliğe göre vermeli.”
“Başörtüsü yasağının uygulanmasında dayanak olarak gösterilen Anayasa Mahkemesi’nin 1991 yılındaki kararına değinmek gerekir. Yasağın dayanağı olan bu kararda, anayasa hükümlerinin bağlayıcılığı ve doğrudan uygulanma kabiliyeti de izah edilmektedir.”
“1991’deki kararında, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun ek 17. maddesini yorumlarken, madde metninde yer alan “yürürlükteki kanunlar” ibaresi hakkında çok net, okuma yazma bilen herkesin anlayabileceği bir şekilde açıklamalar yapmaktadır. Anayasa Mahkemesi’ne göre, “yürürlükteki kanunlar” ibaresi öncelikle anayasayı ifade etmektedir; zira anayasa da yürürlükteki kanunlardan biridir. “Yürürlükteki kanunlar” denildiğinde, bundan, öncelikle anayasayı anlamamız gerekir.”
“Bunun gibi pek çok kararda, anayasanın yürürlükteki kanunlardan biri olduğu, tartışılmaz bir şekilde ifade edilmektedir. Zaten hukukçuların bu konuda en küçük bir tereddüdü olamaz.”
“Yeni Anayasa, 1991 kararını ortadan kaldırdı”
“Buna göre, yükseköğrenim hakkının kullanımı, ancak, “kanunla” ve “açıkça yazılı” olmak şartlarıyla kısıtlanabilecektir. Başka türlü ifade edecek olursak, yeni anayasa hükmüne göre, önceki durumdan farklı olarak, yükseköğrenim hakkının kısıtlanması iki şarta bağlanmıştır: 1) Kısıtlama sadece kanunla yapılabilir. 2) Kısıtlama için çıkartılan kanun hükmü yorumla anlaşılacak şekilde, dolaylı olarak değil, açık bir şekilde ve doğrudan kısıtlama getirmelidir. “
“Başörtüsü yasağına dair uygulama, kanuna değil Anayasa Mahkemesi kararına dayandırılmaktadır. Bu karar da, bir açık kanun hükmü gösterilerek değil, çok dolaylı yollardan getirilmiş bir yorumla verilmiştir.”
“İşte, 42. maddenin yeni hali, yükseköğrenim hakkının sadece “kanunla” kısıtlanabileceğini belirtirken, Anayasa Mahkemesi kararına dayandırılan kısıtlayıcı uygulamanın dayanağını ortadan kaldırmaktadır. Yükseköğrenim hakkının kısıtlanması, Anayasa Mahkemesi kararıyla olamaz; ancak kanunla olabilir”
Hamiş: Yani pes diyorum, kanunu yazdım oraya işte. Yürürlükteki “kanunlara aykırı” sözü nasıl algılanıyor ki, yürürlükte hiçbir “yasağın” devamını niteliği koruyacak kanunu bulunmamakta; ayrıca anayasa’da “42” madde ile yasaklamaların “kanunlar” sayesinde getirilebileceğini belirterek, bu sorumluluğu meclise vermektedir. 1991 tarihli içtihat güdük kalmakta, sürügiden uygulamalar değiştirilmekte herhangi bir kısıtlamanın meclis ile getirilecebileceğini belirtmekte.Herhalde Alev Alatlı’nın dediği;
“biz de entelijansiya relativistiktir (görecelikli), kısaca adamına göre muamele yapılmaktadır”
Ben bu metinleri okuyaraktan ve kararları inceleyerekten yasağa bakmaktayım, eğer benim herhangi bir zeka kıtlığım yoksa; her şey çok açıktır. Aslında güdük duran anayasa değil, mevcuttaki anayasa mahkemesi kararıdır. Bunlar üzerinden size cehalet yaftası yapıştırmaktayım; şahsi bir husumetim yoktur.
“İşte, 42. maddenin yeni hali, yükseköğrenim hakkının sadece “kanunla” kısıtlanabileceğini belirtirken, Anayasa Mahkemesi kararına dayandırılan kısıtlayıcı uygulamanın dayanağını ortadan kaldırmaktadır. Yükseköğrenim hakkının kısıtlanması, Anayasa Mahkemesi kararıyla olamaz; ancak kanunla olabilir”Diyorsun, peki ÖSS ile girilecektir diye bir kanun maddesi var mı? Peki ben şimdi kanunlar üstünlüğüne göre anayasa daha güçlüdür, bu maddeye göre yarın boğaziçine gidip kayıt yaptırabilirim dediğimde ne diyeceksin?Bu maddeyi çıkaranlara sesleniyorum : “Bastınız b… ayağınızı çıkaramıyorsunuz. Şimdi de kafa karıştırma taktiklerini uygulamaya çalışın, sizin kavganız Kemalist Devrimle, o ilk 5 maddeyi değiştiremedikçe hiç bir hedefiniz tutmayacak”.
doğan medyası yalancıdır, bu doğru. haber yamultma, saptırma, yönlendirme konusunda uzmandırlar bu daha doğru. ciner medyasıda az diildir yane, boynuz kulaa geçer hesabına döner bu iş. altaylıfatihin yalanını daha yeni yakaladık yaw.o kızlarda o üniversitelere girecek, eğitimlerine devam edecek. rektorikbükücüler, hukukbükücüler, haberbükücüler boşuna uğraşıyorlar. avatar hepisinin tozunu atar falla, himen bile gelmiş “güç bende artık” deyu ortalıklarda dolanıyo yaw!
ÖSS kanun hükmünde kararname ile düzenlenmiştir. Eşit haklar müeyyidesinden hareket eder, “ilber ortaylı” nın dediği gibi
“bir çok eksikliği bulunmasına rağmen, dünya sayılı eşitlik müeyyidesine uygun olarak öğrenci alan sistemdir; belki de en sağlıklı işleyendir”
Demogoji yapma yahu; borçlar hukuku ile ne alakası var olanların, herşeyin açıktır. Aynı “insanoğlunun gelişimi gittikçe hızlanıyor” bildirisinde yaptığın gibi tetikçilik yapıyorsun. Hukuk cisim değil, metindir. Adetler ve göreneklere uygun olarak düzenlenir, her doğan çocuk bunu kabul etmiş sayılır.
@agentforistanbul;Zihinsel tahayyüllerini kendine sakla, ben müneccim değilim; zihin okuyucu hiç değilim. Eğer unsurların desteklediği “algı”larınla bile konuşabilirim -gölgelr savaşında benzese de-, ama tahayyüllerinle ne hukuk ne de ben ilgilenirim….ok !
ok mok değil; algım bana ait deyinde rahatlayın Kemalist devrim zoruma gidiyor tüm etkilerini bu ülkeden silmeye çalışıyorum benim macım bu; ne o abilerden misin yoksa? her dediğine hee diyenler yok karşınızda Borçlar kanunun da butlan ifadesi geçer oku ister aydınlanırsın. Hukuk bir cisimdir, metinlerin etkisi yaptırım yetkisi yoktur. Hukuk denen cisim kağıda yazılı sözlerden ibart değildir. aklında cisimleştirmezsen ne hukuğu anlarsın ne de yargılayabilirsin.
Lorienn cahillik paçalarından akıyor demiştim ama sen acaip bir şeymişsin hemşerim. Nasıl bütün bunları “kemalist” devrim ile bağlantılandırdın, nasıl bir muhakeme yeteği kullandın; nasıl apokaliptik bir misyon biçtin “inkilap” kanunlarına, benim muhayyilem almıyor. Ayrıca “benim”, “ötekileştirdiğin” fraksiyonun bir savunucusu olduğumu nasıl çıkarttın ?, helal olsun. Nesnellik ile objektifliği arasında ki farkın, farkına anlayabildin mi gerçekten merak ediyorum. Yoksa senin için bütün bilgi; Stauss dediği “kabile toplumu” misali
“bütün doğrular ve gerçekler kabile de yaşanır, onun haricinde ki herşey yanlıştır”
sözünden mülhem; “identite”-“kimlik” sorunları mı yaşıyorsun ki ? bunun herhangi bir franksiyonun ulvi görevi algılamanda mental bunalımlar geçirdiğini gösteriyor; sosyal bir olgu, beraber yaşadığımız insanların bir sorunu…. Ve ben sadece bunun çarpıtıldığını; değiştirilen anayasanın bile, anayasa savunucu rolünü kendine biçmiş kişilerce uygulanmadığına dikkat çektim…..Hamiş: Hukuk cisimleştirildiği için araçsallaştırılıyor. Kavramları tartışıp bir ortayol bir konsessüs bile bulunamıyor. Bir sathı müdafaa tarzında kontürde ne rantabl ise, o harekete geçiliyor. “Doğru” zihinlerde netleştirilmiş ve bir metin cisimleştirilip, kült haline sokulmadan da tartışılabilir, uygulanabilir.
bu soldan dönme kendini kemalist zanneden leninistlerin sovyet devriminden kalma bi devrim özlemleri olduğu için, geyiklere dağbalığı deyu adlandırıp açlıktan kurtulan amerikan yerlileri gibi atatürkün yaptığı inkılaplara devrim adını takıp sahip çıkmaya çalışıyorlar. sonrada karşıdevrimciler bastı 4bir tarafımızı deyu etrafı velveleye veriyorlar. halbukim ortada ne bi devrim var, nede karşıdevrimci, bunlar hep radikal solcuların palavraları. atatürk milletin ve devletin ihtiyacı olduğunu düşündüğü inkılaplarını zamana yayarak yaptı, laaaaiklik dediğimiz olgu taaaa 1937 de kanunlarda yerini bulmuştur misal olaraktan.bi diğer noktada kafamıza uymayan herkesi hemmen damgalamak, mümkünse fetullahçı olaraktan. bölece daha konuşamadan lafı ağzına tıkar, işini bitiririz şeklinde bişi var herhal. böle mevzulara boşişler müdürlüğü bakıyo bu civarlarda.son olaraktan bilmemne sosyalist parti patırtısı bi üniversitenin önünde başlamış bağırıp çığırmaya. yaw insan hiç olmazsa o üniversitenin öğrencilerini kullanır, dışardan adam-kız taşıyaraktan provakasyon denememeleri gülünç kaçıyo yoldaşlar!
yuh artık bre…. ben bu siteyi bırakıyorum, bir daha burada yazıda yayımlamıyacağım, bu ne yahu….oligarşiden aristokrasiye ve bizde ki hastalıklı bürokrasi anlayışına betimleyen yazılar yazacaktım ama yeter be, giderim açarım mis gibi bir blog olur biter. Adamın anasına küfür ediyor be, ne kıymeti kaldı ki benim dediklerimin……
editör-moderatör kısmı “rabbena,hep bana hep bana” dediği sürece bu işlerden kurtulmak zor. netcafe yılda bir girip küfür etmende bayaa bi ilginç yane, ne bitmez kuyruk acısıymış bu böle. yapmaz ya, şimdi bu adam gelip senin mekanında senin yaptığını yapsa güzelmi olacak yane!
evet ampouble bence de bu siteyi bırakmalısın çünkü ne yazdığını bilmiyorsun. nasıl mı?
Lorienn cahillik paçalarından akıyor demiştim ama sen acaip bir şeymişsin hemşerim. Nasıl bütün bunları “kemalist” devrim ile bağlantılandırdın, nasıl bir muhakeme yeteği kullandın; nasıl apokaliptik bir misyon biçtin “inkilap” kanunlarına, benim muhayyilem almıyor.
yukarıda böyle bir bağlantı kurduğumu hatırlamıyorum. millete laf yetiştireceğim diye heyecan yapıyorsun sanırım. iyi oku bu bir.
Hamiş: Sayın Lorienn, cahilliğiniz paçanızdan akmakta, toplumu yanlış yönlendirmketesiniz. İnfial yaratan, hüküm altında bırakan sözleriniz var; sizi iddialarınız ispatlamaya çağırıyorum.
aman ne mutlu bana toplumu yönlendirebiliyorsam, bu da iki.sizin gibi kaz yanmasın diye hukuk profesörü numaraları çekeceğime halkın bildiği dilden ve sağduyu ile yazarım bin katlı iyi. buralarda harcanma. değerli fikirlerini ve birikimlerini başka platformlarda sunmalısın. çünkü sana ihtiyacı olan çoook embesil var. biz kendi kulvarımızda yürürüz sen merak etme. niye saldırgan tutum takındığını anlamadım. medenice tartışma dururken. ben senin yerinde olsaydım lorien cahil vs demek yerine lorieni kazanırdım. ıııı ıhh… yanlış taktik. ötekiler (lost gibi ayol) dediğiniz an hırçınlaşıp agresifleşiyorsunuz. tanıdık gelen tavırlar. demek sistem aynı sistem. hamur aynı maya ile yapılmış. hmmmmmmmmm.. size sonsuza kadar susma tedavisi uygulamalıyız… buyrun dinlenmeye. şşşşşşşşşştt öfke yok. öfke kötülüklerin anasıdır benim hukuk bilir arkadaşım. adın neydi ampul diyesim geldi. cahilim bağışla dilim dönmüyor :). sağlıcakla kal…
Loli takma bu tarz kafaları. Nereye gittikleri belli değil. Haklarında hayırlısı. Bindikleri dalı kesiyorlar. Okumuş olmak, adam olmak manasında değildir. adam olmak çok özel bir durum. kimi nasibini alıyor kimi ahkam kesiyor işte. Bırak konuşsunlar, açılsınlar. İyi bir şey yaptıklarını düşünüyorlar yazık. Onlarda iyi insanlar kuşkusuz. Ama fikirleri, çok seviyorum dedikleri ülkelerini nasıl bir yere götürüyor kestiremiyor demek ki. Ne yapsın o da bir can. O da bir insan. Biri bir gün hadlerini bildirecek. İşte o zaman bu kadar cüretkar laflar savurabilecekler mi oraya buraya! Bence eski sessiz ezik günlerine dönecekler…
takanlar belli, ben takmıyorum. türbanı da taktılar Canım Ata’mada taktılar. habere bak. detay okudunmu hiç. bu yazıya ait olan konuyu oku. yakışıyor mu benim ülkeme. nasıl taktiktir bunlar. nasıl beyinlerdir bunlar. böylesi numaralara prim verenlere ne diyeyim. akılsız kadınlar… oynatmayın baş örtünüzle…. yarın birgün saçınızı başınızı yolacaksınız… yolacaksınız ve işte o zaman açmak isteyeceksiniz o kafaları… ama kellik yüzünden yine örtünmek zorunda kalacaksınız. ehli namus kızlarım kadınlarım. kimse sizin saçınız üzerinden siyaset veya fantezi yapmasın.(anlamıyorlar anacım boşa aslında bu sözler) cidden ha… başını örtersin adam örtü üzerinden siyaset yapar, açarsın fantezi yapar (ben bilmem vallahi siz söylüyorsunuz bunları.) hani karşı cinse saç boyun gösterince kuduz olmuşa dönüp hemen orada şey oluyorlar demek ki, desenize nefisleri köreltmek yerine kadınları kapatmak daha etkin bir çözüm. ne kadar iradesiz bir kulmuş bu erkek cinsi. Allah katında ayıpları günahları daha büyük bunların. ramazanda oruç tutup nefsini körlemeyi biliyor da başı açık bir kadın görünce bunu beceremiyor anlamadım gitti. siz gerçek beyefendiler sizleri tenzih ederim. yazdıklarım kendilerini bilir. hepsi aynı model zaten. bakınca anlaşılıyor. kafaları dışarıdan belli oluyor. kadınlarla konuşurken gözlerini kaçırırlar suç işliyormuşcasına. karşılarındaki ile ilgili ne kadar kötü şeyler geçiyorsa akıllarından gidip evdeki gariban kadına baskı yapıp örterler orasını burasını. neden? çünkü kişi kendi gibi bilirmiş işi…. bay ampul hukuki terimler kullanamadım yine kusura bakmayın. yazdıklarımın konuyla da ilgisi olmadığını söylemeyin ne olursunuz. yazarın linkine gidip sizde bir kaç taktik alın çok hoş doğrusu. yamuk olmadan hak almak pek tatlı gelmiyor sanırım bazılarına…. saygılarımla…
kanaatimce @belguzaar farkında olarak veya olmayarak mevzunun temelindeki dinamitin fitilini ateşledi. hadi hayırlısı diyelim.
Biri bir gün hadlerini bildirecek. İşte o zaman bu kadar cüretkar laflar savurabilecekler mi oraya buraya! Bence eski sessiz ezik günlerine dönecekler…
siz diyin 1 ben diyeyim bin1 megavat kuvvetindeki atom bombası bu etkiyi çıkaramaz herhal. bugüne kadar hep had bildirerek, kaba kuvvetle işlerinizi hallettiğinizi, idareye hakim olmaya çalıştığınızı böle itiraf etmeniz çok güzel oldu. lakin o günler sona erdi gibi görünüyo buradan. ne zamana kadar diktatörlüğünüzü sürdürmeye çalışacağınızı merak etmiyorda diilim yane. neyseki atatürk cumhuriyeti, devleti ve milleti bana ve türk gençliğine emanet etti. yedirmem diktatör heveslisi manyaklara bu devleti ve milleti. hem ne dimiş böyyük türk düşünürü silahlıbatı diktatör adayımız: araplardan nefret ederim emme türk baas partisi kurma fikrini araplardan çaldım.@Ampouble, takma kafana böle ufak tefek şeyleri. o gördüğün, sana kaçırdığını sölediğim zamanlardan kalma bi alışkanlık. moderatörlere anaavrat azgidip uzgitmeden böle şeyleri görmez ve silmezler. takma kafana bunları, yazmana devam et, okuyan bulunur nasıl olsa.
dünyada ilk 500e giremeselerde accayip başarılı üniversitelerimiz var yane. “korkak ulusalcıların hrant dink suikastı” filmini olaydan önce çekme kabiliyetini gösteren accayip öğrencilerimiz varmış. dün bi provakasyon deneyememesi yapmışlar aynı mekandada, ordan şeyettiydim.ne bereketli günmüş yarabbim, ahanda üniversitenin biri yasakları az bulmuş olacakki kapsama alanını genişletmeye karar virmiş. gül allah gül, hemide göbeğini kaşıyaraktan yane!
Bu tip resimlerle kadınları başörtüsüne özendirdiğinin farkındamısın Clicia. Erkekler eşlerini başörtüsüne yönlendirmeye çalışacak aynı zamanda. Çok çekici bir kadın..
Yok ben kaşığımın kırılmasına razıyım, geri adım atıyorum. Çok kötü oldum gerçeği öğrendiğim anda. Resmi koymadan önce izahatta bulunsanıza Clica hanım.(“Kaşığın kırılması” konusunda spekülatif yorumlara gerek yoktur. Lafın gelişi kullanılan bir ifadedir. İlginç metaforlara ilham alınacak bir ifade söz konusu değildir.)
Sayın @lorieenn;Neyi anlamadığınızı, ben anlamadım desem.. Ben ilk parafdaki sözleri @agentforistanbul’a söyledim. Size söylemedim efendim.
“ok mok değil; algım bana ait deyinde rahatlayın Kemalist devrim zoruma gidiyor tüm etkilerini bu ülkeden silmeye çalışıyorum benim macım bu; ne o abilerden misin yoksa? her dediğine hee diyenler yok karşınızda Borçlar kanunun da butlan ifadesi geçer oku ister aydınlanırsın. Hukuk bir cisimdir, metinlerin etkisi yaptırım yetkisi yoktur. Hukuk denen cisim kağıda yazılı sözlerden ibart değildir. aklında cisimleştirmezsen ne hukuğu anlarsın ne de yargılayabilirsin”
şu parafta yazılan sözler için dedim, benim yazığım anayasa metinlerinden nasıl böyle bir çıkarsama bulunulabilir ki…..Sayn Lorienn size veya herhangi bir mevcut üyeye karşı husumetin yok….Ayrıca sizin şu yorumunuz benim bütün çok ama çok şaşırtmıştır, o yüzden şedid bir dil kullandım.”anayasa çıktı fekat henüz bu konu ile ilgili kanunlar hazırlanmadı be yaaaaawww.”Böyle bir ifade nasıl hangi mesnete dayanarak söylediniz. Anayasa’nın yürürlükte ki bir kanun olarak kabul edilmesi hukukçular arasında tartışma götürmez bir gerçektir. Anayasa’nın değişen ifadelerini ortaya getirdim, anayasa değişikliği olan maddelerin kanun değişikliğe gerek kalmadan uygulandığına örnek maddeleri yazdım. Hukuk yorum açısından ele alınması korku verici bir durumdur, sonu bizi faşizme götürür.Ata’yla uğraşma tabiri çirkin bir ifadedir, bunu da ispatlamanızı istemekteyim. Eğer aparma yaparsak, hukukta iddia sahibi iddiasını ispatlamakla sorumludur. Delilleri toplamakla yükümlüdür.Ben sizi cahillikle yaftalamamın sebebi budur ve hala “kanun” değişikliklerinin gerektiği iddiasını ispatlamamanız açıkça belirttiğim gibi toplumu yanlış yönlendirir. Konuya uzak kişiler bu sözlere inanabilir.Hamiş: Bırakma sözü siziv için değil küfür edenler içindir…
Birtakim impotent kart horozlarla bakir oglanciklar gelmisler burada toplu ahkam masturbasyonu yapiyorlar. Aralarina giren kadinlara “konusma hot hut cahilsin” demeye curet edecek kadar kalas magandalar guruhusunuz.Bu sado mazo bez fetisi zirvasini bogazimizdan soktunuz, biz de KUSACAGIZ. Sistem bu ARAPLASTIRMAYI asla kabul etmeyecek bundan emin olun.
ser-hus, ben hayatimda ac da kaldim, parasiz da kaldim okurken, ama 400 DOLARA kapanmadim. Kimse sobama komur, tencereme makarna koymadi. Inanc ticareti dururken ucuzluk edebiyati yapmak bana dusmez.
clicia tencerene kapak koyayim senin, duymussun bi yerden kapanana 400 dolar veriyorlar her sakalliyi deden zannediyorsun. Farzedelimki her kapanana 400 dolar veriyorlar, bunun basortusunu universite de yasaklamayla ne alakasi var? yasaklayinca sozde din ticaretinin onune gecmis mi sayilacaksin, analitik dusuncenin ilk sarti orneklerden yola cikarak genel bir yargiya varilamayacagidir, duydugun bir kac ornekten yola cikarak vardigin yargilar bile senin ne kadar ucuz bir edebiyat yaptigini gosterir.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
en güzelide “yargı kararlarını çiğnememek için anayasayı uygulamamak uygundur” rektorik fetvasıydı. genç siviller iyi çalışıyo maşşallah, darısı horul horul uyuyan sözde kemalist özde diktatöristlerin başına.
icimiz kan aglaya aglaya amfide ders dinleyecegiz, ey zeus bilim yuvalarini sen kimlere birakiyorsun…bize yardim eyle ey zeus…
zeus aradım ben tatile çıkmış uzun bi süreliğine. Ebedîî hayatta yardım edecekmiş sana zeus. böyle fani işlerle beni uğraştırmasın serhus diyor.
anayasa çıktı fekat henüz bu konu ile ilgili kanunlar hazırlanmadı be yaaaaawww. yök başkanının aceleciği yüzünden rektörlerle öğrenciler yüz yüze geldi. ama hükümet her şeyi alelacele yapmaya alıştı bir kez… her neyse anayasada belirlenen bu hüküm kanun yönetmelik ve yönergelerle belirlenmediği sürece LÖK diye uygulamaya geçilemez. bunu idrak etmek için hukukçu olmaya gerek yok. aklın yolu bir. fekat YÖK başkanı hiç YÖKten yine ortalığı karıştırdı. kendisi emrine uymayan rektörlere kızıyor ve suç işliyorlar diyor ama mevcut duruma göre kendisinin böyle bir emir vermeye yetkisinin olmadığı gerçeği de gözden kaçmamalı. tuhaf bir işbilmezlik var dikkat ettininz mi? bu makama gelmiş bir insanın birikimli ve donanımlı olması gerekmez mi? kanal 7 ye baktım akşam biraz. orada da tipine baktığınızda dolu zannettiğiniz ama konuşmaya başlayınca bomboş olduğu anlaşılan bir zat-ı muhterem çıkmış rektörlere sesleniyor. yaptığınız suç emirlere riayet etmemek sonuçta sizin başınıza dert açacak vs vs. diye atıp tutuyor. usül yol yordam bilmeden ağzı olan konuşuyor. vatandaş ise kendi çıkarı doğrultusunda konuşanın sözüne değer veriyor. detay bilmese de olur. yalnız burada enteresan şey MHP nin AKP ye inanıpta yola çıkması ve yolda kalması… sanırım bu iyi bir ders olmuştur gendülerüne…
aslında bu konuda en mantıklı yanıt türbanlı kızlardan geldi herhalde. sabah üniversite kapılarında durdurulan türbanlı kızlar başlarını açıp derse girdi ve muhabirlere ‘acelemiz yok o kanun çıkacak biz de türbanla gireceğiz ‘ dediler. yök başkanı ayrı rektörler ayrı tellerden konuşup zaten olayı daha da çıkmazlara sokmaya devam ediyor. evet ha gayret ortalığı biraz daha karıştıralım.
Anayasa 10. maddesi:
Anayasa 42. maddesi:
YÖK Kanunu’nun ünlü ‘ Ek 17’nci maddesi:
Şimdi atıfsama de bulunulan neydi, Anayasa mahkemesini 1991 tarihli içtihatı. Danıştayın 1987’li tarihli içtihatı, avrupa insan hakları mahkemesi kararı (ayrıca bu kadar öneri niteliğinde olup “toplumun BÜYÜK bir kesiminde tehdit algılaması yaratıyorsa yasakLANABİLİR” deniliyor. Tesev’in yaptırdığı 2006 yılı tarihli araştırmaya göre toplumda destek bulma oranı %70 -ilkini 2002 yapmışlardı oran %40’idi-, meclisde oran ise %80’dir. “Büyük” kelimesi nasılalgılanıyor ise…)Yasalar değiştiğine göre içtihatlarda hangi maddeye atıfsamada bulunulacak sorması, ayıp. Mahkeme içtihatları değişen ANAyasa ile güdük kalmaktadır. Eğer mahkemeler Anayasa’nın 7. maddesine göre yasama hakkı,
, ilkesini deler ise meşruiyetnii sorguya açar. Meclis bir karar ve sorumluluk almıştır, eğer bu sorumluluk iptal edilirse türkiye bir hukuk ve demokrasi ülkesi değil; oligarşi ülkesi konumuna gelir.Ayrıca, Anayasa’nın “kanunsuz emir” başlıklı 137. maddesine göre,
denilmektedir. Ancak, maddenin ikinci fıkrası daha açık bir şey söylemektedir:
Yani hukuk devletinde rektörler cezaii yaptırım alması gerekmekte, savcılar bununla ilgili soruşturma açması beklenmesi, idare hukukunun gereklerindendir. Ama geçen gün 2000 tane ataması yapılan idare hukuçusunda sadece 10’unun hukuk fakültesi mezunu; hiçbirinin uzmanlık alanı idare hukuku olmadığı gözönüne alınınca nasıl bir sistem çarklıları yaratıldığı açıktır.(esefle kınıyorum..)Yani bu kadar hukukun zorlanması da, pes… Ayrıca da
diyenler ise hukuk devletinde curüm işlemiş olurlar. Mesela bahsi geçen iddialardan biri de, yürülükteki kanunlar ile çeliştiği iddiası ki; aksi yönbde uygulamalardan bahsedebiliriz. 1985’te yürürlüğe giren “Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun”a göre, çekin karşılıksız çıkması halinde belli şartlarla, hapis cezası öngörülmekteydi. 2001 yılında Anayasa’nın 38. maddesinde değişiklik yapıldığı zaman, kanunda hapis cezası bulunmaktaydı. Hatta bu hapis cezası 2003 yılına kadar kanunda yer almaya devam etti. Ancak, 2001 anayasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesinden itibaren, çekle ilgili kanunda yer almasına rağmen, hapis cezaları uygulanmadı; yani anayasa değişikliği doğrudan uygulandı. Zaten başka bir ihtimali düşünmek de mümkün değildir.Yasama yetkisi başka bir organa aktardıkları, seçimle gelmiş idarenin dışında bir içazet makamı konusuna yükselmiş bir anayasa mahkemesi bahsedilmekte. Bunu neye dayanarakmı söylüyorum;Açıklayayım, Anayasa mahkemesinin yürürlükteki kanunları durdurma yani yürütmeyi durdurma hakkı yoktur, ama kendisi bu güne kadar 50’den fazla kez yürürlükteki kanunları durdurmuş ve iptal etmiştir. Bizim demokrasi mi yoksa oligarşi mi olduğumuz fikrini okuyanlara bırakıyorum.Hamiş: Sayın Lorienn, cahilliğiniz paçanızdan akmakta, toplumu yanlış yönlendirmketesiniz. İnfial yaratan, hüküm altında bırakan sözleriniz var; sizi iddialarınız ispatlamaya çağırıyorum.
ampouble: tebrikler sağlam çalışma
“muhalif demokrat ” isimli account’un fake olması muhtemel olsa da, bence adını sen alman vülger materyalizminden aparma “militarist demokrat” yap, o zaman tam olur..
okuyan olarak fikrimi beyan ediyorum: bugüne kadar oligarşik statüko “bu memlekette bizim istediğimizden başka bişi olmaz” kuralını kaide haline getirmişti, bundan sonra istisna olacak gibi görünüyo. demokraaaasi anlamayışları çok açığa düştü, fikrüdandiklerini bi türlü toparlayamıyorlar.
Efendiler, olmayan sanal bir yasağı kaldırmanın bu kadar zor olacağını kimse düşünmemişti ama burası Türkiye. Burada hukuk guguktur, hikayedir. Aynı cümle bugün farklı, yarın farklı anlamda yorumlanır. (bkz. 367 Efsanesi)Ayrıca benim güzel ülkem hiç bir zaman demokratik, hiç bir zaman hukuk devleti falan olmamıştır. Her zaman seçkin bir zümre memleketimi yönetmiştir. Osmanlıdan tek farkımız orada yönetenler belli idi, burada yönetenler belli değil. Bir de istediğin zaman devrilebilen hükümet diye birşey vermişler milleti eline. Ancak son 10 yıldır devletin iç dinamikleri değişmektedir. Bu bağlamda bir demokrasi hâyâli, umudu hâlâ mevcuttur.[Bunlar fake bir php scripti tarafından yazılmıştır. Ancak “militarist demokrat” gibi müthiş anlamsız bir iddia karşısında en yüksek tekniklerin kullanıldığı script algoritması bile çökmüştür.]
türkiye’de bu iddia gündeme getirildi. Hem de eski yargıtay başsavcısı tarafından, sabih kanadoğlu tarafından…
ÖNCE TERBİYENİ TAKIN… ÇOK ŞEY BİLİYOR GİBİ GÖRÜNEBİLİRSİN AMA GÖRGÜSÜZSÜN. SENİN GİBİLERİYLE BAŞA ÇIKILAMAZ. ELİNDE BİR KAÇ MADDEYLE HIR GÜR ÇIKARMA… ASIL SENDEN CAHİLLİK AKIYOR. EĞİTİMLİ OLSAYDIN BÖYLE ÇİRKİN BULAŞMAZDIN….
Cumhurbaşkanlığı sadece veto edilen düzenlemelerle ilgili açıklama yapmasına karşın, türban için verdiği onayla ilgili olarak da açıklama yapan Gül, “Değişikliklerin anayasada zaten var olan hükümleri daha ayrıntılı bir şekilde tavzih (açıklamak) ve teyit (onaylamak) etmek suretiyle kanun önünde eşitlik ilkesini ve eğitim ve öğrenim hakkını güçlendirmeyi hedeflediği anlaşılmıştır” dedi.Hukukçular, değişikliklerin türbanın üniversiteye girmesi için yeterli olup olmayacağı ve Gül’ün açıklaması konusunda şunları söyledi:# Prof. Dr. Ülkü Azrak: İdare, hiçbir zaman önünde bir kanun varsa bunu atlayarak anayasa hükmünü uygulayamaz. Hatta, idare, o kanunu anayasaya aykırı görse bile ihmal edemez. Üniversitelerin anayasa değişiklikleriyle türbana izin verme olanağı yoktur.Hatta YÖK de, bir genelgeyle ya da yönetmelikle böyle bir talimat veremez. Mutlaka kanunda değişiklik yapılması gerekir. Cumhurbaşkanı’nın beyanı, bizim görüşümüzden uzak değil. Anayasa Mahkemesi bu görüş doğrultusunda ‘değişen bir şey yok’ kararı verebilir.# Prof. Dr. Ergun Özbudun: Bir ek kanun çıkmadıkça, üniversitelerde farklı uygulamalar yaşanabilir. Aslında doğrudan kılık ve kıyafetle ilgili bir düzenleme yapılmadı. Sayın Cumhurbaşkanı da kaygıları giderecek bir yasa çıkartılması gereğine işaret ediyor.# Doç. Dr. Serap Yazıcı: Bence değişiklikler, üniversiteye türbanla girilmesi için yeterli değil. Kendiliğinden böyle bir sonuç doğurmaz. Cumhurbaşkanı’nın ifadelerinin de bu görüşlere paralel olduğunu sanıyorum.KAYNAK 1KAYNAK 2
” Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yüksek öğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanımının sınırları kanunla belirlenir. “ O zaman ben hakkımı kullanmak istiyorum, yarın Boğaziçi Üniversitesine gidip Bilgisayar Mühendisliğine kayıt yaptırıyorum, hani o okul kapıları açtı ya bana ne diyecekler al işte madde, benim okumak istememi neden engellemeye çalışıyorsun?Hani nerede benim ÖSS ye girme zorunluluğum?Hukuk denen cismi bir kez bile okumamış, Borçlar ve Anayasa hukuku kitabı sayfalarında dolaşmamış insanlar basar tabi yorumu. Tabi sizin okuduğunuz hukuk dicle kenarında ki mecurr ile mefur un zıtlaşmaları ise başka…
Milliyet’e güvenemiyorum, gerçekten son günlerde tam 6 haberi manipüle ederek sundular, 2’sinde ağız değiştirdiler; 4 tanesini görmezden gelip, unuttular.
–kaynak–
Hamiş: Yani pes diyorum, kanunu yazdım oraya işte. Yürürlükteki “kanunlara aykırı” sözü nasıl algılanıyor ki, yürürlükte hiçbir “yasağın” devamını niteliği koruyacak kanunu bulunmamakta; ayrıca anayasa’da “42” madde ile yasaklamaların “kanunlar” sayesinde getirilebileceğini belirterek, bu sorumluluğu meclise vermektedir. 1991 tarihli içtihat güdük kalmakta, sürügiden uygulamalar değiştirilmekte herhangi bir kısıtlamanın meclis ile getirilecebileceğini belirtmekte.Herhalde Alev Alatlı’nın dediği;
Ben bu metinleri okuyaraktan ve kararları inceleyerekten yasağa bakmaktayım, eğer benim herhangi bir zeka kıtlığım yoksa; her şey çok açıktır. Aslında güdük duran anayasa değil, mevcuttaki anayasa mahkemesi kararıdır. Bunlar üzerinden size cehalet yaftası yapıştırmaktayım; şahsi bir husumetim yoktur.
“İşte, 42. maddenin yeni hali, yükseköğrenim hakkının sadece “kanunla” kısıtlanabileceğini belirtirken, Anayasa Mahkemesi kararına dayandırılan kısıtlayıcı uygulamanın dayanağını ortadan kaldırmaktadır. Yükseköğrenim hakkının kısıtlanması, Anayasa Mahkemesi kararıyla olamaz; ancak kanunla olabilir”Diyorsun, peki ÖSS ile girilecektir diye bir kanun maddesi var mı? Peki ben şimdi kanunlar üstünlüğüne göre anayasa daha güçlüdür, bu maddeye göre yarın boğaziçine gidip kayıt yaptırabilirim dediğimde ne diyeceksin?Bu maddeyi çıkaranlara sesleniyorum : “Bastınız b… ayağınızı çıkaramıyorsunuz. Şimdi de kafa karıştırma taktiklerini uygulamaya çalışın, sizin kavganız Kemalist Devrimle, o ilk 5 maddeyi değiştiremedikçe hiç bir hedefiniz tutmayacak”.
doğan medyası yalancıdır, bu doğru. haber yamultma, saptırma, yönlendirme konusunda uzmandırlar bu daha doğru. ciner medyasıda az diildir yane, boynuz kulaa geçer hesabına döner bu iş. altaylıfatihin yalanını daha yeni yakaladık yaw.o kızlarda o üniversitelere girecek, eğitimlerine devam edecek. rektorikbükücüler, hukukbükücüler, haberbükücüler boşuna uğraşıyorlar. avatar hepisinin tozunu atar falla, himen bile gelmiş “güç bende artık” deyu ortalıklarda dolanıyo yaw!
ÖSS kanun hükmünde kararname ile düzenlenmiştir. Eşit haklar müeyyidesinden hareket eder, “ilber ortaylı” nın dediği gibi
Demogoji yapma yahu; borçlar hukuku ile ne alakası var olanların, herşeyin açıktır. Aynı “insanoğlunun gelişimi gittikçe hızlanıyor” bildirisinde yaptığın gibi tetikçilik yapıyorsun. Hukuk cisim değil, metindir. Adetler ve göreneklere uygun olarak düzenlenir, her doğan çocuk bunu kabul etmiş sayılır.
@agentforistanbul;Zihinsel tahayyüllerini kendine sakla, ben müneccim değilim; zihin okuyucu hiç değilim. Eğer unsurların desteklediği “algı”larınla bile konuşabilirim -gölgelr savaşında benzese de-, ama tahayyüllerinle ne hukuk ne de ben ilgilenirim….ok !
ok mok değil; algım bana ait deyinde rahatlayın Kemalist devrim zoruma gidiyor tüm etkilerini bu ülkeden silmeye çalışıyorum benim macım bu; ne o abilerden misin yoksa? her dediğine hee diyenler yok karşınızda Borçlar kanunun da butlan ifadesi geçer oku ister aydınlanırsın. Hukuk bir cisimdir, metinlerin etkisi yaptırım yetkisi yoktur. Hukuk denen cisim kağıda yazılı sözlerden ibart değildir. aklında cisimleştirmezsen ne hukuğu anlarsın ne de yargılayabilirsin.
Lorienn cahillik paçalarından akıyor demiştim ama sen acaip bir şeymişsin hemşerim. Nasıl bütün bunları “kemalist” devrim ile bağlantılandırdın, nasıl bir muhakeme yeteği kullandın; nasıl apokaliptik bir misyon biçtin “inkilap” kanunlarına, benim muhayyilem almıyor. Ayrıca “benim”, “ötekileştirdiğin” fraksiyonun bir savunucusu olduğumu nasıl çıkarttın ?, helal olsun. Nesnellik ile objektifliği arasında ki farkın, farkına anlayabildin mi gerçekten merak ediyorum. Yoksa senin için bütün bilgi; Stauss dediği “kabile toplumu” misali
sözünden mülhem; “identite”-“kimlik” sorunları mı yaşıyorsun ki ? bunun herhangi bir franksiyonun ulvi görevi algılamanda mental bunalımlar geçirdiğini gösteriyor; sosyal bir olgu, beraber yaşadığımız insanların bir sorunu…. Ve ben sadece bunun çarpıtıldığını; değiştirilen anayasanın bile, anayasa savunucu rolünü kendine biçmiş kişilerce uygulanmadığına dikkat çektim…..Hamiş: Hukuk cisimleştirildiği için araçsallaştırılıyor. Kavramları tartışıp bir ortayol bir konsessüs bile bulunamıyor. Bir sathı müdafaa tarzında kontürde ne rantabl ise, o harekete geçiliyor. “Doğru” zihinlerde netleştirilmiş ve bir metin cisimleştirilip, kült haline sokulmadan da tartışılabilir, uygulanabilir.
bu soldan dönme kendini kemalist zanneden leninistlerin sovyet devriminden kalma bi devrim özlemleri olduğu için, geyiklere dağbalığı deyu adlandırıp açlıktan kurtulan amerikan yerlileri gibi atatürkün yaptığı inkılaplara devrim adını takıp sahip çıkmaya çalışıyorlar. sonrada karşıdevrimciler bastı 4bir tarafımızı deyu etrafı velveleye veriyorlar. halbukim ortada ne bi devrim var, nede karşıdevrimci, bunlar hep radikal solcuların palavraları. atatürk milletin ve devletin ihtiyacı olduğunu düşündüğü inkılaplarını zamana yayarak yaptı, laaaaiklik dediğimiz olgu taaaa 1937 de kanunlarda yerini bulmuştur misal olaraktan.bi diğer noktada kafamıza uymayan herkesi hemmen damgalamak, mümkünse fetullahçı olaraktan. bölece daha konuşamadan lafı ağzına tıkar, işini bitiririz şeklinde bişi var herhal. böle mevzulara boşişler müdürlüğü bakıyo bu civarlarda.son olaraktan bilmemne sosyalist parti patırtısı bi üniversitenin önünde başlamış bağırıp çığırmaya. yaw insan hiç olmazsa o üniversitenin öğrencilerini kullanır, dışardan adam-kız taşıyaraktan provakasyon denememeleri gülünç kaçıyo yoldaşlar!
yuh artık bre…. ben bu siteyi bırakıyorum, bir daha burada yazıda yayımlamıyacağım, bu ne yahu….oligarşiden aristokrasiye ve bizde ki hastalıklı bürokrasi anlayışına betimleyen yazılar yazacaktım ama yeter be, giderim açarım mis gibi bir blog olur biter. Adamın anasına küfür ediyor be, ne kıymeti kaldı ki benim dediklerimin……
editör-moderatör kısmı “rabbena,hep bana hep bana” dediği sürece bu işlerden kurtulmak zor. netcafe yılda bir girip küfür etmende bayaa bi ilginç yane, ne bitmez kuyruk acısıymış bu böle. yapmaz ya, şimdi bu adam gelip senin mekanında senin yaptığını yapsa güzelmi olacak yane!
evet ampouble bence de bu siteyi bırakmalısın çünkü ne yazdığını bilmiyorsun. nasıl mı?
yukarıda böyle bir bağlantı kurduğumu hatırlamıyorum. millete laf yetiştireceğim diye heyecan yapıyorsun sanırım. iyi oku bu bir.
aman ne mutlu bana toplumu yönlendirebiliyorsam, bu da iki.sizin gibi kaz yanmasın diye hukuk profesörü numaraları çekeceğime halkın bildiği dilden ve sağduyu ile yazarım bin katlı iyi. buralarda harcanma. değerli fikirlerini ve birikimlerini başka platformlarda sunmalısın. çünkü sana ihtiyacı olan çoook embesil var. biz kendi kulvarımızda yürürüz sen merak etme. niye saldırgan tutum takındığını anlamadım. medenice tartışma dururken. ben senin yerinde olsaydım lorien cahil vs demek yerine lorieni kazanırdım. ıııı ıhh… yanlış taktik. ötekiler (lost gibi ayol) dediğiniz an hırçınlaşıp agresifleşiyorsunuz. tanıdık gelen tavırlar. demek sistem aynı sistem. hamur aynı maya ile yapılmış. hmmmmmmmmm.. size sonsuza kadar susma tedavisi uygulamalıyız… buyrun dinlenmeye. şşşşşşşşşştt öfke yok. öfke kötülüklerin anasıdır benim hukuk bilir arkadaşım. adın neydi ampul diyesim geldi. cahilim bağışla dilim dönmüyor :). sağlıcakla kal…
Loli takma bu tarz kafaları. Nereye gittikleri belli değil. Haklarında hayırlısı. Bindikleri dalı kesiyorlar. Okumuş olmak, adam olmak manasında değildir. adam olmak çok özel bir durum. kimi nasibini alıyor kimi ahkam kesiyor işte. Bırak konuşsunlar, açılsınlar. İyi bir şey yaptıklarını düşünüyorlar yazık. Onlarda iyi insanlar kuşkusuz. Ama fikirleri, çok seviyorum dedikleri ülkelerini nasıl bir yere götürüyor kestiremiyor demek ki. Ne yapsın o da bir can. O da bir insan. Biri bir gün hadlerini bildirecek. İşte o zaman bu kadar cüretkar laflar savurabilecekler mi oraya buraya! Bence eski sessiz ezik günlerine dönecekler…
takanlar belli, ben takmıyorum. türbanı da taktılar Canım Ata’mada taktılar. habere bak. detay okudunmu hiç. bu yazıya ait olan konuyu oku. yakışıyor mu benim ülkeme. nasıl taktiktir bunlar. nasıl beyinlerdir bunlar. böylesi numaralara prim verenlere ne diyeyim. akılsız kadınlar… oynatmayın baş örtünüzle…. yarın birgün saçınızı başınızı yolacaksınız… yolacaksınız ve işte o zaman açmak isteyeceksiniz o kafaları… ama kellik yüzünden yine örtünmek zorunda kalacaksınız. ehli namus kızlarım kadınlarım. kimse sizin saçınız üzerinden siyaset veya fantezi yapmasın.(anlamıyorlar anacım boşa aslında bu sözler) cidden ha… başını örtersin adam örtü üzerinden siyaset yapar, açarsın fantezi yapar (ben bilmem vallahi siz söylüyorsunuz bunları.) hani karşı cinse saç boyun gösterince kuduz olmuşa dönüp hemen orada şey oluyorlar demek ki, desenize nefisleri köreltmek yerine kadınları kapatmak daha etkin bir çözüm. ne kadar iradesiz bir kulmuş bu erkek cinsi. Allah katında ayıpları günahları daha büyük bunların. ramazanda oruç tutup nefsini körlemeyi biliyor da başı açık bir kadın görünce bunu beceremiyor anlamadım gitti. siz gerçek beyefendiler sizleri tenzih ederim. yazdıklarım kendilerini bilir. hepsi aynı model zaten. bakınca anlaşılıyor. kafaları dışarıdan belli oluyor. kadınlarla konuşurken gözlerini kaçırırlar suç işliyormuşcasına. karşılarındaki ile ilgili ne kadar kötü şeyler geçiyorsa akıllarından gidip evdeki gariban kadına baskı yapıp örterler orasını burasını. neden? çünkü kişi kendi gibi bilirmiş işi…. bay ampul hukuki terimler kullanamadım yine kusura bakmayın. yazdıklarımın konuyla da ilgisi olmadığını söylemeyin ne olursunuz. yazarın linkine gidip sizde bir kaç taktik alın çok hoş doğrusu. yamuk olmadan hak almak pek tatlı gelmiyor sanırım bazılarına…. saygılarımla…
kanaatimce @belguzaar farkında olarak veya olmayarak mevzunun temelindeki dinamitin fitilini ateşledi. hadi hayırlısı diyelim.
siz diyin 1 ben diyeyim bin1 megavat kuvvetindeki atom bombası bu etkiyi çıkaramaz herhal. bugüne kadar hep had bildirerek, kaba kuvvetle işlerinizi hallettiğinizi, idareye hakim olmaya çalıştığınızı böle itiraf etmeniz çok güzel oldu. lakin o günler sona erdi gibi görünüyo buradan. ne zamana kadar diktatörlüğünüzü sürdürmeye çalışacağınızı merak etmiyorda diilim yane. neyseki atatürk cumhuriyeti, devleti ve milleti bana ve türk gençliğine emanet etti. yedirmem diktatör heveslisi manyaklara bu devleti ve milleti. hem ne dimiş böyyük türk düşünürü silahlıbatı diktatör adayımız: araplardan nefret ederim emme türk baas partisi kurma fikrini araplardan çaldım.@Ampouble, takma kafana böle ufak tefek şeyleri. o gördüğün, sana kaçırdığını sölediğim zamanlardan kalma bi alışkanlık. moderatörlere anaavrat azgidip uzgitmeden böle şeyleri görmez ve silmezler. takma kafana bunları, yazmana devam et, okuyan bulunur nasıl olsa.
dünyada ilk 500e giremeselerde accayip başarılı üniversitelerimiz var yane. “korkak ulusalcıların hrant dink suikastı” filmini olaydan önce çekme kabiliyetini gösteren accayip öğrencilerimiz varmış. dün bi provakasyon deneyememesi yapmışlar aynı mekandada, ordan şeyettiydim.ne bereketli günmüş yarabbim, ahanda üniversitenin biri yasakları az bulmuş olacakki kapsama alanını genişletmeye karar virmiş. gül allah gül, hemide göbeğini kaşıyaraktan yane!
Headscarf Beatch Toyra….
Bu tip resimlerle kadınları başörtüsüne özendirdiğinin farkındamısın Clicia. Erkekler eşlerini başörtüsüne yönlendirmeye çalışacak aynı zamanda. Çok çekici bir kadın..
Toyra bir bondaj ve mumyalanma scene’e hitap eden travesti model Anthro. Sitesini israrla tavsiye ederim, muhtesem bir fetis modeli. surada (18+).
Sen benim zihnimi allak bullak etmek zorunda mısın yahu? Çekici bulduğumu kim söylemiş. İftira etmişler.
pilavdan dönenin kaşığı kırılsın sayın anthro. reca ederim doğru söylemişsiniz. toyra son derece çekici.
Yok ben kaşığımın kırılmasına razıyım, geri adım atıyorum. Çok kötü oldum gerçeği öğrendiğim anda. Resmi koymadan önce izahatta bulunsanıza Clica hanım.(“Kaşığın kırılması” konusunda spekülatif yorumlara gerek yoktur. Lafın gelişi kullanılan bir ifadedir. İlginç metaforlara ilham alınacak bir ifade söz konusu değildir.)
şimdi sırf travesti diye toraya haksızlık mı yapacaksınız?
Büyük bir memnuniyetle evet..
toyranın önemseyeceğini sanmam ama benim adil ve insan hakları savunucusu kişiliğim kırıldı.
bir elke fanı olarak toyrayı takmam şahsen…
clicia cok ucuz saldiriyorsun, daha yaratici bir saldiri ve muhalefet bekliyoruz senden…
Sayın @lorieenn;Neyi anlamadığınızı, ben anlamadım desem.. Ben ilk parafdaki sözleri @agentforistanbul’a söyledim. Size söylemedim efendim.
şu parafta yazılan sözler için dedim, benim yazığım anayasa metinlerinden nasıl böyle bir çıkarsama bulunulabilir ki…..Sayn Lorienn size veya herhangi bir mevcut üyeye karşı husumetin yok….Ayrıca sizin şu yorumunuz benim bütün çok ama çok şaşırtmıştır, o yüzden şedid bir dil kullandım.”anayasa çıktı fekat henüz bu konu ile ilgili kanunlar hazırlanmadı be yaaaaawww.”Böyle bir ifade nasıl hangi mesnete dayanarak söylediniz. Anayasa’nın yürürlükte ki bir kanun olarak kabul edilmesi hukukçular arasında tartışma götürmez bir gerçektir. Anayasa’nın değişen ifadelerini ortaya getirdim, anayasa değişikliği olan maddelerin kanun değişikliğe gerek kalmadan uygulandığına örnek maddeleri yazdım. Hukuk yorum açısından ele alınması korku verici bir durumdur, sonu bizi faşizme götürür.Ata’yla uğraşma tabiri çirkin bir ifadedir, bunu da ispatlamanızı istemekteyim. Eğer aparma yaparsak, hukukta iddia sahibi iddiasını ispatlamakla sorumludur. Delilleri toplamakla yükümlüdür.Ben sizi cahillikle yaftalamamın sebebi budur ve hala “kanun” değişikliklerinin gerektiği iddiasını ispatlamamanız açıkça belirttiğim gibi toplumu yanlış yönlendirir. Konuya uzak kişiler bu sözlere inanabilir.Hamiş: Bırakma sözü siziv için değil küfür edenler içindir…
Pek tabii olarak herkes kendi tabiatının gereğini yerine getirecektir…Küfür eden ve alakasız resimlerle fikirlerini savunan güruha ithafen…
Birtakim impotent kart horozlarla bakir oglanciklar gelmisler burada toplu ahkam masturbasyonu yapiyorlar. Aralarina giren kadinlara “konusma hot hut cahilsin” demeye curet edecek kadar kalas magandalar guruhusunuz.Bu sado mazo bez fetisi zirvasini bogazimizdan soktunuz, biz de KUSACAGIZ. Sistem bu ARAPLASTIRMAYI asla kabul etmeyecek bundan emin olun.
ser-hus, ben hayatimda ac da kaldim, parasiz da kaldim okurken, ama 400 DOLARA kapanmadim. Kimse sobama komur, tencereme makarna koymadi. Inanc ticareti dururken ucuzluk edebiyati yapmak bana dusmez.
clicia tencerene kapak koyayim senin, duymussun bi yerden kapanana 400 dolar veriyorlar her sakalliyi deden zannediyorsun. Farzedelimki her kapanana 400 dolar veriyorlar, bunun basortusunu universite de yasaklamayla ne alakasi var? yasaklayinca sozde din ticaretinin onune gecmis mi sayilacaksin, analitik dusuncenin ilk sarti orneklerden yola cikarak genel bir yargiya varilamayacagidir, duydugun bir kac ornekten yola cikarak vardigin yargilar bile senin ne kadar ucuz bir edebiyat yaptigini gosterir.
tiktatör adayadayımız türkistan baas partisi muhtemel lideri döndürgeç erkenekon mucidi silahlıbatı onbaşı kuzu postuna bürünmüşte 20lik çıtır fantazya manyaa kompile teorisyeni propagandist paganist ağazlarına yatarmış, gelde göbeğini kaşıyaraktan gülme.
oku:
okudum