ülkemiz çay tüketiminde üçüncü imiş. bir ve iki, çin ve ingiltere olsa gerek(ikisi birleşip kıta olunca isimleri çingiltere oluyo). günde 7-8 bardak içen biri olduğuma göre, katkım pek de az sayılmaz.
çinliler, çay çeşitlerinden de anlaşılacağı üzere çaya çok önem veriyorlarmış(green , black , wulong , commpressed , scented). türkler’ide onlar alıştırmışlar. eskiden çinlilerle yapılan takasta bol bol çay alırlarmış(tarihçe).

herkesin kendine has çay demleme tekniği vardır(benimde var). nekadar iyi demlenirse demlensin, ikinci bardağı içene kadar çayın tadı acılaşır. bunun nedenide demledikten sonra, çaydaki kafein, organik asitler, polifenol türevleri ve minerallerin bir kısmının suya geçmesi ve demleme süresi uzadığında bu maddelerin suya geçişlerinin artmasından dolayı imiş. bu nedenle demlendikten sonra süzgeç yordamıyla çayları demlikten almak en iyi yöntem. bu arada çay içmeden duramıyorum, galiba çay tiryakisi oldum. neyseki pek bi zararı yokmuş.