Büyük adamlar, metresleri tarafından destek mi görmüşler, yoksa onların kölesi mi olmuşlar? Bu ünlü kadınlar, yalnızca “aptal güzeller” miydi? Yoksa tarihin akışını etkileyen güçlü kişiler mi?Ünlü metresleri başka kadınlardan ayıran ayrı bir özellik yoktur. Bu ünlü kadınlar, kendilerini seven erkekler kadar birbirlerinden farklıdırlar. İhtiraslı ya da pasif, zeki ya da akılsız, iyi yürekli ya da şeytanca… Tek ortak yanları, hepsinin ünlü erkeklerin yataklarını paylaşmış olmalarıdır. Çoğu da karanlık köşelerde ölmüştür.Varlıklı erkekler, keyifleri istedikçe metres tutarlar, zamanı gelince rahatça savarlardı. Ama bir kız ele geçirdiği bir soyluyu kendine bağlamayı becerebildiğinde; varlığa, toplum içinde saygın bir yere, çoğunlukla da siyasal bir güce sahip olurdu. Ödenecek bedel belki çok yüksekti ama burjuva bir kız ya da düpedüz bir fahişe için denemeye değer bir işti bu… Bir kızın, tanınmış birinin dikkatini çekmesi için; şanslı, parlak bir güzellik sahibi, koruyucu adamın istediği biçimde eğlendirmesini bilen, mutlu edebilen, ilgisini her zaman üstünde tutabilen biri olması gerekiyordu.
Tarihin belki de en dikkate değer “profesyonel” başarı öyküsü, Fransa kralı XV. Louis‘nin metresi Madame La Pompadour‘nun öyküsüdür. Orta sınıf bir ailenin kızıdır. Metresliğe, çok akıllı ve ne istediğini bilen annesi tarafından yönlendirilmiştir. Genç kızda bütün özellikler vardır. Çekicidir, incecik bir beden, açık renk saçlar, parlak bir zeka, çok canlı ve cana yakın özelliklere sahiptir.Toplumda yükselmek için kullandığı ilk basamak, darphane müdürünün oğluyla evlenmek olur. Soylu bir ailenin üyesi olma sonucu, zamanla saraya girer. Çok geçmeden kralın dikkatini çekmeyi başarır. Sıkıcı, zavallı kocasını bırakmakta bir sakınca görmez. Kralın resmi metresi olarak saraya girer. Kralın gözünden hiçbir zaman düşmez. Kral onu el üstünde tutar. Aşırı savurgandır; yine de, arkasında büyük sanatçılar tarafından yaratılmış resim, sanat yapıtları, saraylar, eşya koleksiyonu bırakır. Asıl gücü parlak zekasıdır. En çok siyasetle ilgilenmiştir. Zengin bir kütüphaneye sahip olmuştur. Zamanın filozoflarıyla söyleşilerde bulunmuştur. Yirmi yıl sonra sarayda ölür.Madame Du Barry, Kral XV. Louis’nin Pompadour’dan sonraki metresidir. Her bakımdan onun tersidir. Bir rahiple bir şapkacı kızın evlilik dışı kızlarıdır. Saraya Paris’in ünlü genelevlerinden geçerek ulaşmıştır. Şaşırtıcı bir güzelliğe sahiptir. Önce, tanınmış Kont du Barry ile yaşamaya başlamıştır. Du Barry sayesinde kralın dikkatini çekmiştir. Kral yaşadığı sürece lüks içinde yaşamıştır. Kralın ölümünden sonra, devlet işlerine karıştığı için saraydan kovulur. Evinde gözaltında tutulur. Fransız devrimi sırasında saraydaki korkunç lüksün bir simgesi olarak görülür, giyotinde can verir.Lady Conyngham, 1819’da yaşlanmaya başlayan, İngiltere’nin Şişko kralı W. George’un seçtiği metresidir. Orta yaşlı tombul bir kadındır. Çevrelerinde eğlence konusu bile olmuşlardır. “Romeo ile Jülyet ” diye anılırlar. Canlı cıvıl cıvıl, eğlendirmesini bilen bir kadındır. Kurnaz bir kişidir, etkisini kullanarak ailesine birçok çıkarlar sağlamıştır.
Nell Gwyn, İngiliz kralı II. Charles‘ın (1630-1685) cici bici, nükteci sevgilisidir. Kralı eğlendirmesini çok iyi bilir. Halk tarafından da çok sevilmiştir. Londra sokaklarında yetişmiş, soylu hanımlara hiç özenmemiştir. Kralı on beş yıl elinde tutabilmiştir.Bunlardan başka tarihteki ünlü metreslere bakacak olursak… Diane de Poitiers (1499-1516), Fransa kralı II. Henri ile yirmi yıldan fazla birlikte olmuştur. Cleo de Merode‘un, İngiltere kralı VII. Edward ile ilişkileri olduğu söylenir. İsadora Duncan‘ın (1878-1927), kısa ve fırtınalı yaşamı boyunca birçok erkekle yaşadığı bilinir. Lady Hamilton, Nancy Parsons, Lola Montes gibi ünlüler de bu şekilde tanınmaktadırlar.
İsadora Duncan
Parasal ya da toplumsal zorunluluklarla evlendikleri kadınlardan ayrılamayan varlıklı erkekler, öteden beri zevklerine uygun, güzel kadınları metres tutarlar. Metresin batı toplumu içinde belirli yer tutmaya başlaması, XVIII. yy’a rastlar. Kral metreslerinin kazandıkları olağanüstü başarıların yanı sıra, sosyeteyi şaşırtan, alt üst eden, büyüleyen birçok ünlü kadın çıkmıştır. Bu kadınlar birinden ötekine çok rahat atlayabilmişlerdir. Bazıları uzun süre varlık, lüks içinde yaşamışlar, pek çoğu da yokluk, sefalet içinde ömürlerinin sonunu getirmişlerdir.
yorumlar
Metres olacağıma sevilmeyen bir eş olmayı tercih ederim, son derece aşağılayıcı..Yazı güzel bir dille yazılmış..
@pbk, metres olmak veya olmamak kişilerin kendi tercihi..Asla doğru ve güzel bir yaşam biçimi olamaz..
Tercih mi diyorsun, seçenekler arasında değil bence.. Zavallılaşma..Çevremde evli arkadaşların eşlerinde gördüm, metreslerini de gördüm..Metres olmak, kesinlikle zavallı olmak..
o ilk resimdeki kadın mı adam mı allah aşkına?
@pbk, zaten zavallı oldukları için sığıntı gibi yaşalar..
adnan menderes‘de bayağı çapkınmış, suzan sözen ve ayhan aydan en bilinen metresleri.
pillibebekkuyuda, metreslik elbette onaylanacak bir olay değil. Ama sevilmeyen eş olmak zor olmalı yaa… O da öldürür insanı.akoni, düşüncelerine katılıyorum.mansonilized, birinci resim elbet bayan, 2. demek istadiyseniz o, XV. LouisMetreslik elbet tasvip edilemeyecek bir yaşam, ama günümüzde de yaşanmakta. Öğrendiklerimi paylaşmak istedim hepsi bu…
gaykedi , katkın için teşekkürler. Karşı çıkanlar olabilecektir ama, linkin de önemli tabii.
La Pompadour, başka bişey değildur daa… ;))
MH Partisi milletvekili Tuğrul Türkeş’in Eş Değişim Partisi benim favorim!Bütün oylar EDP’ye!
Onu bunu bilmem de çağdaş Türkiye’deki metres olayına anlam veremiyorum.Sadece maddi kazanç için öküz gibi erkeklere yamananlar bir tarafa; evlilik için sadece ve sadece karşıdakinin maddi durumunu gözönünde bulunduran resmi onaylı metresler…Daha göreceğimiz çok şey var!
ilk dikkat çeken şey, eskiden irade ve demalılık varmış, bir metres edinir, nerdeyse ölene kadar gidermiş :-)sonradan bu metresiyet süresi kısalmaya başlıyor göründüğü kadar.günümüzde ise televolelerde izlendiği gibi ayda bir, haftada bir yada günde bir gibi metreslilk tarifeleri var :-)metresliğinde bir raconu var canım!! 🙂
ilk dikkat çeken şey, eskiden irade ve devamlılık varmış, bir metres edinir, nerdeyse ölene kadar gidermiş :-)sonradan bu metresiyet süresi kısalmaya başlıyor göründüğü kadar.günümüzde ise televolelerde izlendiği gibi ayda bir, haftada bir yada günde bir gibi metreslilk tarifeleri var :-)metresliğinde bir raconu var canım!! 🙂
“ben asla olmam” diyen nice makam, mevki sahibi kadınlar yaşamıştır bu duyguyu. erkekler için çoğu zaman evdeki dırdırdan kopmak, tek düze olmuş, hatta ayda yılda sayısı bire inmiş seks hayatını renklendirmek, evdeki kadının anlayamadığı duygularını paylaşma yoludur belkide. dürüst olunmalı, ilişkileri bu düzeye indirmeden yaşamalıdır en doğrusu ama her zaman kolaymıdır acaba evdekini bırakıp gitmek???Bi tarafta ben “yasalım, belediyenin atadığıyım,çocuklarının anasıyım” diyen bir kadın…Bi tarafta “ben ona karısının yaşatmadığı sevgiyi, huzuru, aşkı veriyorum.onunla çok mutsuz” diyen bir kadınBi tarafta da kendince yarattığı nedenlerin arasında sıkışıp kalmış, ne yardan ne serden vazgeçemeyen adam.kim, kimi hangi sebepten yargılayacak ?
Yatağını paylaşmayıp sadece konuşan,keşke farklı olsaydı diyen kadın nedir peki?
Metres,- Bayramda seyranda arama gelmem, pazar günleri aileme aittir..Diyen bir erkek karşısın da bok gibi kalır ve kendiyle hesaplaşmaya başlar..Evli kadın- Beni çok sık boğaz ediyorsun, bırakırım seni..Yetti dırdırın mutlu değilim..Diyen, hatta sebebsiz dayak bile yediği kocasının karşısında bok gibi kalır..Her iki kadın buluşup konuşmalı bir sonuca varmalıdır..Sonuç erkek iki kadını da sevmez aslında sadece anı ve günü yaşar..
the boleyn girl
Ayrı ayrı isim belirtmek istemedim, tesbitleriniz ve katkılarınız, düşünceleriniz çok önemli. Teşekkür ederim.Ben diyorum ki, psikolog ve sosyologlar işi araştırmalı… Toplum ve kişilik sorunu, ruhsal sorun oduğunu söyleyebilirim. Her çağda görülebildiğine göre de, göz önüne alınması gereken önemli bir yaşam biçimi. Toplumun değer yargıları, ekonomik yaşam, kişsel problemler vb. etkin sorunlar yumağı nedenleri arasına koyabiliyorum. İletişim; aile içi iletişimin çok çok ön pilana çıktığını görüyorum. Toplumsal baskılarla, aile baskısıyla vb. istenen evliliklerin olamayışı da önemli tabii. Bazılarının tii ye aldıkları deyim, “eğitim şart”. Eğitim ve doğru iletişim …
aslında benimde tanıdığım birisi var bu şekilde..kadın tam bir facia..eşimin amcasının şeysi oluyor..bizim markete geldi hayali eşini sormak için ağlıyordu ve kendinden geçmişti..kimdir nedir diye otur bir soluklan dedim..tanışma faslı olmadı birden küfür etmeye başladı..yüzünü inceleme fırsatı buldum morluk içindeymiş..işin aslını anlatınca öğrendim..geceden bu muhterem amca kadının evine gitmiş ve kadın ayrılmak istediğini söylemiş adamda çılgına dönüp kadını tekme tokat dövmüş ve evinde ne varsa kırıp dökmüş..sonrada kayıplara karışmı..kadında evde kırdığı eşyaların parasını almak için onu arıyormuş…acımıştım ona işin bu kısmını duyunca yani bu kadar basit olduğunu öğrenince vgarip bir tiksinti duydum haliyle…bir erkek öyle bir kadında ne bulur ki..güzelliğin g si bile yok,yaşlı,para delisi,mikrop bir kadın..hatta laf arasında amcanın gerçek karısından bile bahsettii,,,bile bile lades diyor kişiliksiz şahsiyet..
Bence birbirlerini biliyorlarsa, evdeki kadinda, metres te ayni… ikisi de cok zayif ve zavalli. Bu durum da adama yariyor tabii. Ben iki kadina da kizamiyorum aslinda. Hatta bana gore yasal es, daha suclu gibi geliyor. Cunku zamaninda haysiyetiyle, gururu ile evlenen kadin, metresi bile bile yuruttugu evlilikte bir anda gozume gurursuz ve haysiyetsiz geliyor. Metres olan zaten metresligi kabullenmesiyle, onurdan soz edemeyecek halde. Bunlar zayif ama cok zayif kadinlar. Nasil kizilabilir ki? Aslinda kisiligi ve sahsiyeti korumakta guc ve dirayet ister.Kaynaklar da yorumlar da cok guzel ogretmenim. Eline saglik.
Diktatöre gönül veren kadın Bir Eva Braun – Adolf Hitler hikayesidir.
Bir erkeğin metresi yada eşi bu konumda iki madur kadın,peki suçlu erkekmi?bence değil,kadın ve kadın kadının kurdudur.yer bitirir,önce karşısındakini sona da kendini.
Çok tantana çıkacaktır belki ama, yine de eklemeden yapamadım. Harem ve harem ağası ne ola ki?
yorum yazan arkadaslarin dikkatinden kacan cok onemli bir sey var: ASK.. para icin evli bir erkekle yatip kalkanlardan bahsetmiyorum, evli bir adami seven ve onu evdeki karisi ile paylasmak zorunda kalan kadinlar yokmu sizce? sizde bilirsinizki ask evlilik, statu vs. vs. tanimaz. evli birinede asik olabilir insan. ki buda o insani ahlaksiz ve asagilik yapmaz.
Taş basacak, bağrına..Arkadaş..
o soruyu sormuştum,ama arada kaynadı.iyi ki kaynadı..cevabını duymak istediğimi sanmıyorum.
Adam evli , herşey, kısıtlı ne yaşayacaksın, Julliette, mi olacaksın..Bekle ki Romey yo gelsin, hayatlarımızı biz kadınlar mahvediyoruz..
Aşkta mantık yok mu demek oluyor, son yorumlardan sonra? :))
Kendini bilen bir insanın, ne metresli bir kocası olur.. ne de metrese tahammül eden bir karısı..
o noktada imam nikahı var işte. hızır gibi yetişiyor. ne şiş yanıyor ne kebap. hayal dünyası daha renkli olan erkekler bu değişik kombinasyonu aynı çatı altında birleştiriyor. hayat cinsel olsun sosyal olsun bir zenginlik kazanıyor. gündüz de hanımların canı sıkılmıyor, üstelik bayram yılbaşı doğumgünü hadisesi sorun olmaktan çıkıyor.
adamın suçu yok o zaman.yırttık yine..Ayrıca ne mantığı?
pbk, konu o zaten. Metreslik amacı başka, aşık olmak daha da başka bir durum olsa gerek.
Anladığım kadarı ile, metresler, işe pilanlı başlıyorlar. aşkta pilan falan yok.
Onurlu aşk, ya hep bekar kal, ya da boşan, ama onurlu kal..Olay bitmiştir, görüşmeyelim..Bu konulara dönmeyelim..
Stay Hungry, Stay Foolish !
endırsın haklı. bir kadının himayesi altında sıcak bir yuvada kapatma olmak birçok erkeğin rüyası tabii.bi kere yaşlı bi teyze ile gençten öte bir delikanlı kardeşim yan masada yemek yiyor. garson gelmeden teyzem çocuğun eline bir sürü para verdi. çocukda garson gelince cebinden çıkarıp şakır şakır saydı masaya. annesidir olum pis düşünme dedim. çıkarken dudaktan öpüşmeli film yaptılar.endırsın da genç onun da hayalleri olacak tabii.
endirsina öpücük gönderiyorum:)
evimin erkeği olabilirim.ama yemek yapmam,temizlik yapmam,pazara çıkmam,bazende başım ağrır..
mansonilized, onun adı başkadır. O da onurlu bir davranış değildir bence…
linet her endırsın deyişimizde aniden ortaya çıkmanı senin paralel evren zaman bükme deneyinden sağ çıkan tek insan olmanla alakası var mı diye düşünmeden edemiyor insan.
teach aradan çık please… 2009 da hayatınızın aşkını bulcaksınız yazıyordu bu gadder kolay ve çabuk olacağını tahmin etmemiştim:)
diyorum işte mansoncuğum var bu işte bir hayırr:)
eskiden, Adaparı çık aradan derdi ptt tlf görüşmeleinde. Çıktım.
teacher aşkta onur yoktur diyorum ve endırsının lineti kristmıs şeysine beklediğini iletiyorum. papaya yatağında hindi yapacakmış yahu. linete özel.
uyku sersemi halimden olsa gerek, gene aklım karıştı
ilginç.
endırsın ya da endırmasın bende istiyom fotoğraftan sörsi cancaazım.
ben kendime olan saygımdan bana olum diye hitab ederim zaman zaman kelebek. baldız değil görümce ayrıca.
onnupro orda dur bakalım, endirsin benim helalimm ne oluyoruz??mansoo kırmızı kadife elbisemi giyip geliyorum krismis şeysinee, birde tektaş mı alsam endirsına ne dersin?
duruyorum linet.ama merak ediyorum endırsın matrix teki mr.endırsına benziomu acaba diye
illüzyonlar bay anderson, algımızın yanılgıları. insan zekasının, anlamsız ve amaçsız varoluşunu meşrulaştırmak için denediği geçici idealler. ve bunların hepsi en az matrix kadar yapay. zaten sevgi gibi zavalli bir kavrami insan zekasi icad edebilirdi. bunu gorebilirsin, bu durumu kabullenmelisin bay anderson, bunu şimdi bilmelisin. kazanamasın, amaçsızca dövüşmeye devam etmenin hiçbir anlamı yok!neden, bay anderson, neden, neden direniyorsun?
mavi olan,mavi..biliyordum..
ovvv linet, bu kanaldan girersen benim tanıdığım endırsın anında araziye uyar.
endirsinn zaten arazi, hem böyle gizemli olmasaydı kalbimi kazanamazdı:)
seçenek varsa etken vardır endırsın seçeneğin sensin olsun istiyorsun o hal ile etkiyenlere takılmalısın yoksa elinde kalan yanlız sendirsın olur
türkan şoray ile cihan ünal’ ın metres diye filmi vardı eğer doğru hatırlıyorsam
Üretme kabızı milletim insanı için meseneden gelen mesajı arkadaşlarına iletmek kolaycılığı pek nahoş manzaralar ortaya çıkarıyor.Birbiriden edepsiz, kaba ve anlamsız sayısız fıkradan sonra yeni ulaşanı beğenip size fwdliyoruz hehe :)Pek manidar ve pek anlamlı.METRES> >> > Karıkoca bir barda oturuyorlar önlerindeki içkileri> > yudumlarken bardan içeri hoş bir kadın girer.> > Bizimkilerin yanına yaklaşıp adama sarılarak> > yanağından öper. Yanındaki karısına aldırmadan:> > ” Nasılsın hayatım, epey oldu görüşemedik, diyerek> > ileride bir masaya gidip oturur. Adamın karısı> > şaşkındır, dayanamayarak kocasına sorar.> > ” Kim bu kadın? Adam sakin bir sesle yanıtlar:> > ” Metresim! Kadın yanıtı duyunca çıldırır:> > ” Ne! Derhal boşanıyoruz! Sen ne şerefsiz> > adammışsın. Bir de utanmadan metresim diyorsun. Her şey> > bitti hemen boşanıyoruz! Adam gayet sakin sıralamaya> > başlar:> > ” Ne yani sevgilim Etiler’deki dubleksi,> > Akmerkez’deki daireyi, Bodrum’daki tripleksi, 24> > metre yatı, altındaki son model jeeple spor arabayı,> > bütün bunları bırakıp benden ayrılmak mı istiyorsun?> > Kadın sakinleşir ve çevresine bakmaya başlar. Biraz> > ileride bir çift dikkatini çeker, kocasına sorar:> > ” Şurada oturan bizim Suat değil mi? Kocası yanıtlar:> >> > ” Evet> > ” Peki, yanındaki kim? Kocası gayet soğukkanlı:> > ” Metresi. Kadın bir duralar, hemen arkasından> > yapıştırır:> > ” Aa! Bizimkisi daha güzel valla!
dizi izle
he pek manidar ve anlamlıymış,bence eğer aşk varsa,günah ve suçlu yoktur.
dizi izle, reklamın pek yerinde olmuş. 🙂
dizilerden çıkar reklamlar,örtmenimmm.
Kadın olmak zor.Aşkla seversin,şanslıysan evlenirsin hatta çocukların olur mutlu mesut yaşamaktır sevdiklerinle dileğin.Ama aradan geçen zaman dileklerinde sapmalar yapar.Sevdiğin adam aşk dolu bakmayı sürdürür ama sana değil başkasına.Kalbin acır ve karar verirsin iki yol var karşında;ya tek başına gidecek başın yukarda olacaktır ya da kocanın yanında yürüyecek ama ruhunun seninle olmadığını bilerek acı çekeceksindir.Diğer kadın açısından bakalım.Nihayet hayallerinin erkeğini bulmuştur.Karşısında ki adam nazik,şevkatli,düşünceli,aşk dolu bakıyor gözleri ama acıdır ki onun değil.En güzel anları birlikte paylaşacak ama en nihayetinde ait olduğu eve gidişine sessizce katlanacaksın.Birlikte olduğunuz zamanlar hep sınırlı olacak.Adam da sende diğerinden çalınan sevgi nedeniyle pişmanlık duygusunun en güzel anlarında bile etkisinde kalmaktan kurtulamayacaksınız.Biri mutlaka ağır basacak.Bir yol bulunacaktır.Ama genelde eş seçilir.Öbür kadın yaşanmış anların anısı ile bir başına kalır.Sözde kazanan taraf olan eş ise zafer değil,geleneklerin dayatması ile geri aldığı adamın kalbinde asla eskisi gibi taht kuramayacağını bilir.Kim kazandı kim kaybetti belli değil.Bu bir yarış değilse ve yaşanılması kaçınılmazsa insanlar yüreğinin gittiği yere gitmeli derim ben.Acı bile verse bazı duygular yaşanmalı.Hayat akıp gidiyor çünkü.Kurallar çevrelemiş zaten insanları.Mutluluğa açılan pencere varsa sen bakma demek olmamalı.
Kadın olmak zor.Aşkla seversin,şanslıysan evlenirsin hatta çocukların olur mutlu mesut yaşamaktır sevdiklerinle dileğin.Ama aradan geçen zaman dileklerinde sapmalar yapar.Sevdiğin adam aşk dolu bakmayı sürdürür ama sana değil başkasına.Kalbin acır ve karar verirsin iki yol var karşında;ya tek başına gidecek başın yukarda olacaktır ya da kocanın yanında yürüyecek ama ruhunun seninle olmadığını bilerek acı çekeceksindir.Diğer kadın açısından bakalım.Nihayet hayallerinin erkeğini bulmuştur.Karşısında ki adam nazik,şevkatli,düşünceli,aşk dolu bakıyor gözleri ama acıdır ki onun değil.En güzel anları birlikte paylaşacak ama en nihayetinde ait olduğu eve gidişine sessizce katlanacaksın.Birlikte olduğunuz zamanlar hep sınırlı olacak.Adam da sende diğerinden çalınan sevgi nedeniyle pişmanlık duygusunun en güzel anlarında bile etkisinde kalmaktan kurtulamayacaksınız.Biri mutlaka ağır basacak.Bir yol bulunacaktır.Ama genelde eş seçilir.Öbür kadın yaşanmış anların anısı ile bir başına kalır.Sözde kazanan taraf olan eş ise zafer değil,geleneklerin dayatması ile geri aldığı adamın kalbinde asla eskisi gibi taht kuramayacağını bilir.Kim kazandı kim kaybetti belli değil.Bu bir yarış değilse ve yaşanılması kaçınılmazsa insanlar yüreğinin gittiği yere gitmeli derim ben.Acı bile verse bazı duygular yaşanmalı.Hayat akıp gidiyor çünkü.Kurallar çevrelemiş zaten insanları.Mutluluğa açılan pencere varsa sen bakma demek olmamalı.
Kadın olmak zor.Aşkla seversin,şanslıysan evlenirsin hatta çocukların olur mutlu mesut yaşamaktır sevdiklerinle dileğin.Ama aradan geçen zaman dileklerinde sapmalar yapar.Sevdiğin adam aşk dolu bakmayı sürdürür ama sana değil başkasına.Kalbin acır ve karar verirsin iki yol var karşında;ya tek başına gidecek başın yukarda olacaktır ya da kocanın yanında yürüyecek ama ruhunun seninle olmadığını bilerek acı çekeceksindir.Diğer kadın açısından bakalım.Nihayet hayallerinin erkeğini bulmuştur.Karşısında ki adam nazik,şevkatli,düşünceli,aşk dolu bakıyor gözleri ama acıdır ki onun değil.En güzel anları birlikte paylaşacak ama en nihayetinde ait olduğu eve gidişine sessizce katlanacaksın.Birlikte olduğunuz zamanlar hep sınırlı olacak.Adam da sende diğerinden çalınan sevgi nedeniyle pişmanlık duygusunun en güzel anlarında bile etkisinde kalmaktan kurtulamayacaksınız.Biri mutlaka ağır basacak.Bir yol bulunacaktır.Ama genelde eş seçilir.Öbür kadın yaşanmış anların anısı ile bir başına kalır.Sözde kazanan taraf olan eş ise zafer değil,geleneklerin dayatması ile geri aldığı adamın kalbinde asla eskisi gibi taht kuramayacağını bilir.Kim kazandı kim kaybetti belli değil.Bu bir yarış değilse ve yaşanılması kaçınılmazsa insanlar yüreğinin gittiği yere gitmeli derim ben.Acı bile verse bazı duygular yaşanmalı.Hayat akıp gidiyor çünkü.Kurallar çevrelemiş zaten insanları.Mutluluğa açılan pencere varsa sen bakma demek olmamalı.
tuhaf bir duygu olsa gerek, belki de paylaşmak zorunda kalmak çekici kılıyordur, herşey kolay ve ulaşılabilir olduğunda adı aşk olmuyor zaten.hangi cümlenin içinde aşk geçiyorsa fazlada mantık aramamak lazım ..önceliği aşk olanlar için tabii bunlar
bir diğer adı, ” dost ”
“Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur
bir de “dönersem bırakma, dönersen bırakmam vardı”
Aşk mı, dost mu, tuhaf bir duygu mu, çıkar konusu mu ? ….
@teacher, dost veya metres nasıl bir duygu yaşarlar veya ruh halleri nasıl olur ? bilemem. Ama benim bildiğim gerçek sevgi ve aşk varsa çıkar olmaz diye düşünüyorum..
metres olmak… arta kalan kalan zamanların kadını olmak,ne resmiyet ister ne statü… bedeli vardır metres olmanın; kendi hayatından vazgeçip başkalarının hayatlarıyla yaşamayı öğrenmek gerekir,ihtiyacın olduğu anda en çok istediğin kişinin yanında olduğunu bilip bir okadar uzak olduğunu hissetmektir, anının önündeki o sıfatlayaşamaktır… Amaaslında herşey sevilen kişinin yanında olana kadardır,o kapının arkasında beraber olunca ne sıfat kalır ne statü AŞK bütün herşeyin önüne geçer ne metres kalır ne koca nefesini hissetmektir nefesinde,baktığında gözlerinin içine görebilmektir asıl olan.İşte o zaman ödenen bedeller boşa çıkmamıştırya karısı olmak… belkide bilip de üç maymunu oynamaktır aslında… hangi kadın hissetmezki kocasının kokusuna başka kokunun karıştığını gözlerine baktığında başka yüzler gördüğünü… belkide kaybetme korkusudur susmasına sebep yada çocuklar…Belki de en gurur kırıcı şeylerin başında gelir aldatılmak,tercih edilmek…Oysa başlarken öyle mi başlar insan?en zor bedeli belki de eşi olarak öder kadın devletin ona verdiği statünün önemi kalmaz tercih edilmiştir,hayatını paylaştığı adamı başkasına teslim etmiştir… zordur paylaşmak ha bi gecelik olmuş ha hayatının sonuna kadar…
Ben Monica Lewinski‘yi hatırlıyorum.
mutsuz bir evliliğim var ama param yok. bu sebepten metres bulamadık ama stres çok neylersin. metresi olanlarıda kınamıyorum, kınayamıyorum.
Tüh beee ne yapsak ki gari:(Metressiz bir hayat düşünemiyor musunuz?Loto,milli piyango,tombala ne bilim bütün sanş oyunlarını dene artık paralı oluverirsin belki:)))Ha ha haBu mantıkla evlilikte düzelmez…
birkaç başarısız metres yapma denememiz oldu ama devamı gelmedi. o da karım olmaya başlıyor bir süre sonra. aman boşver sanki işi gücü bıraktık metres arıyok gibi oldu. ben konuyla ilgili yazmak istedim o kadar. ama şöyle iyi bişey de olsa fena olmazdı hani:)
Metres ve eş arasında kalan erkeği para da kurtaramaz bence. Bir tarafta dağılan yuvanın vicdan azabı, öte yanda sevgisi yapmacık bir kadının durumu… Bilmem çekilmez gibi geliyor bana, başıma gelmediği için.
Yalnız çok ilginç, erkek biraz paralanınca, metres arayışına giriyor..Yani bir kadının, parası için onların yanında olmasının hiçbir önemi yok..İnsan kendini bu kadar aşağılar mı yaa..
pillibebekkuyuda, ne yazık ki doğru söylediklerin. Yorumlarda da görüleceği üzere, ah, vah edenler, şans oyunlarından para gelse diye düşünenler, şaka yollu da olsa düşüncelerini açıklıyorlar. Her şakanın altında bir gerçek yatarmış. :))
Adı Adnan Menderes’le anılan Ayhan Aydan 85 yaşında vefat etti.
Alışkanlık yapıyor, kadınlar da bir süre sonra evli olmayan bir erkekte hiç bir çekicilik bulamamaya başlıyor.
tarihteki ünlü dansözleri de anlatmak gerek sayın hocam.
Güzel konu, elbette anlatılır. Araştır istersen hemen… 🙂
şincik annadım
Bilgi için teşekkürlerafrican mango satışafrican mangoafrika mangosuafrika mangoafrika mangosu hapı
Bilgi için teşekkürlerArmineeşarpArmine eşarpaker eşarpaker
bilgiler için teşekkürler.ilansahibindenemlakikinci elaraba