bildirgec.org

metres hakkında tüm yazılar

saraylar ve hikayeleri –1

nazokiraze | 26 February 2010 11:45

versailles sarayı ya da versay sarayı (le château de versailles) avrupa’nın en büyük ve ihtişamlı sarayıdır, önce av köşkü olarak inşa edilen yapı daha sonra xiv. louis tarafından saraya dönüştürüldü. güneş kral tüm uyarılara rağmen buranın yapımına inanılmaz para harcar ,onlarca yıl süren sarayın yapılışı sırasında binlerce işçi çalışır.

maria antoinette tarafından sarfedildiği iddia edilen ‘ekmek bulamıyorlarsa,pasta yesinler’ sözünün burada söylendiği anlatılır. babasının av köşkünü bu denli ihtişamlı saraya dönüştüren kral tüm soylularu burada ağırlar ve avrupa’nın gözünü kamaştırır. uzun zaman tuvaleti olmayan bu yapı bir bayram günü havuzlardan fışkıran su ile 600,000 kişinin bir günlük su tüketimine eş değer su harcar güneş kral’dan sonra gelen her hükümdar sarayı bir öncekinden daha gösterişli hale getirmek için uğraşır. sarayın duvarlarında fransa tarihinin ihtişamı kadar iflasının sebepleri de görülebilir.

o metresi ben santimetresi

massay | 13 September 2009 18:52

o benim sevgilim.
arzu onun metresi.
ben de santimetresiyim.
ve bir de karısı var ancak bahsi konu dışıdır. Varlığı veya yokluğu duygularımıza hasar ihbarında bulunmamıştır. tahminim bizi kıskanmaz hatta varlığımıza duacıdır.
o benim sevgilim titizdir delicesine titiz.
arzu ile ayrı zamanlarda aynı evde aynı yatakta aynı yastığa baş koyarız. ama bilmeyiz bu gerçeği. birbirimizi bilmeyiz. bir diş fırçası vardır banyoda. ikimizde kendimizin zannederiz aynı aynaya bakar farklı yüzler görürüz fırçaladıktan sonra dişlerimizi aynı lavaboya tükürürüz. bilmeyiz.
o benim sevgilim öyle titizdir.iz bırakamayız ne yazık çok isteriz bir küpe bir saç teli. bırakamayız. ben her gün arzuyu bilmeden öldürürüm o kanları temizler bir sonra ki gün arzu beni öldürür.
o benim sevgilim öyle gönlü geniştir.
ikimizi de sever. biz birbirimizi ve kendimizi sever miyiz
o benim sevgilim öyle saygı ve sevgi doludur böylesine zor ve açık sorulara cevap vermekten ziyade sorular sorar der gündüz nedir gece nedir gündüzü tarif ederken geceden uzaklaşmadan geceyi tarif ederken gündüzü yaşamadan cevap ver bakalım.
zannederim arzuyu ben tahhayyül etmişim.
arzu zanneder ben zaten yalanmışım.
o benim sevgilim.
en çok bana yalan söyler nezaketen. ve ben de kendime yalan söylerim nezaketten uzak. küfürler eder yarabbi şükür derim.
o benim sevgilim onsuz yaşayamam.

evli adamla aşk

taha3045 | 27 May 2009 10:16

Evli bir adamla aşk yaşamak ne kötü birşeydir, yanlış anlaşılmasın burada kötülükten kastım ahlaki bir yargılama değil, gönül bu olmasa belki daha iyi ama olmuşla ölmüşe çare yok. Kötüden kastım birlikteligin çaresizligidir. Hele evli adamın sevgilisi gerçekten adamı seviyorsa degmeyin eziyete hem karısına hem sevgilisine.

Uykuları kaçıran bu evli adama aşıktır kadın, yanındayken eşiyle aralarında hiçbir bağın kalmadıgını anlatan, eşiyle cinsel birlikteliginin bile olmadıgını söyleyen adamın aslında karısına ne kadar değer verdiğini bilir, bilir ama birşey diyemez çünkü çaresizdir. İlişkisini sağa sola haykırsa, gidip eşine anlatsa ,adamın yuvasını yıksa bir türlü bunun vicdan azabı var ,birde bazı evli kadınların eşlerini kaybetmemek için maceralarına gözyummasına denk gelse , iyice metres oldugu ayyuka çıkacak, sen ne yaptın diye adamın bunu terketme ihtimali var. Adamın eşinin bunları duyup üzülmesi için ne suçu günahı var, evli birine aşık olmakla hayatının aptallıgını yapan kendisiyken neden başka bir kadına acı çektirsin ki?

TARİHTE ÜNLÜ METRESLER

teacher07 | 25 December 2008 15:59

Büyük adamlar, metresleri tarafından destek mi görmüşler, yoksa onların kölesi mi olmuşlar? Bu ünlü kadınlar, yalnızca “aptal güzeller” miydi? Yoksa tarihin akışını etkileyen güçlü kişiler mi?

Ünlü metresleri başka kadınlardan ayıran ayrı bir özellik yoktur. Bu ünlü kadınlar, kendilerini seven erkekler kadar birbirlerinden farklıdırlar. İhtiraslı ya da pasif, zeki ya da akılsız, iyi yürekli ya da şeytanca… Tek ortak yanları, hepsinin ünlü erkeklerin yataklarını paylaşmış olmalarıdır. Çoğu da karanlık köşelerde ölmüştür.

Varlıklı erkekler, keyifleri istedikçe metres tutarlar, zamanı gelince rahatça savarlardı. Ama bir kız ele geçirdiği bir soyluyu kendine bağlamayı becerebildiğinde; varlığa, toplum içinde saygın bir yere, çoğunlukla da siyasal bir güce sahip olurdu. Ödenecek bedel belki çok yüksekti ama burjuva bir kız ya da düpedüz bir fahişe için denemeye değer bir işti bu… Bir kızın, tanınmış birinin dikkatini çekmesi için; şanslı, parlak bir güzellik sahibi, koruyucu adamın istediği biçimde eğlendirmesini bilen, mutlu edebilen, ilgisini her zaman üstünde tutabilen biri olması gerekiyordu.

Pipini göster oğlum!

| 10 January 2008 20:39

Bereket tanrısı diye falluslar diken
atalarımızla gurur duyuyoruz!
Biz öyle nesillerin torunlarıyız ki,
öyle adetlerin koruyucusuyuz ki;
çocuklarımızı da böylece kendimize benzetiyoruz.

Daha erkek çocuklarımız küçükken;
“Pipini göster bakalım amcana yavrum!”
diye alıştırırız.

Ki, o da bize benzeyip
cinsel faşizmi temel yaşam felsefesi edinsin.

Erkek çocuklarımız sünnet olduklarında da
törenler düzenleriz ki;
“kutsal erkeklik çağına” geçişini kutlayalım.

Neden kız çocuklarımıza
“Teyzene cicilerini göster bakiim!..” demeyiz?
Neden kız çocuklarımızın ilk aybaşı hali için
kutlama düzenlemeyiz?
Şööyle davullu zurnalı, heee?

metrex 2008

| 08 December 2007 23:37

0
0
0
1

Uyan Neo!
Metrex sana sahip.
Metrex’in ne olduğunu biliyor musun?
O her yerdedir.
Her zaman, her yerde.
Sen uyursun, o uyumaz.
Evde, okulda, işte, televizyonda…
Metrex bir düşünme biçimidir, bir felsefe.
Bir yaşam biçimi.

Metrex, kadın bedenlerinin köleleştirilmesidir.
Erkeklere para karşılığı satılmasıdır.
Bedeninin en özel yerlerinin başkalarına sunulmasıdır.

Kimi kendi isteğiyle, kimi zorla…
kadınlar bedenlerini kullandırırlar,
hiç tanımadıkları insanlara.