Saat 3’ten sonra bu dolmuşlara binenler yüksek ihtimalle farkına varmıştır, o saatlerde bu hat gerçek dışı olaylara sahne olur. Alkol su gibi akmış, midede çalkalanmakta, eve dönülmektedir. O yüzden “ne fenomeni dolmuş işte” demeyin. Anlattıklarımın bir kısmı normal şartlarda olmayacak şeyler evet ama hepside gerçek

Bu hattın ayrı bir boyut olduğunu anlamam bir kaç yıl öncesine dayanıyor.
Bir cumartesi gecesi eve dönerken (en önde oturuyorum) arkadan gelen küfür sesleri doğal olarak dikkatimi cezbetti. Dolmuşun en arka koltuğunda oturan, seksenlerin ortasından şimdi gelmiş gibi görünen bir metal beyi ön koltuktaki bir kaç delikanlıya laf atıyordu. Neyse olay böyle sürerken bir anda küfürleşmeler büyüdü (köprüyü geçmiştik tam) metal beyinin önünde oturan delikanlılardan en delikanlı olanı metal beyini aşağı inmeye ve de kendisiyle kapışmaya davet etti. Alkol diyarının derinliklerinde yeni bir tür mürekkep balığı arayan metal beyi “aşağı inmem ben jujitsu biliyorum, arkadaş indi adam öldürdü öyle” diyerek bu teklifi reddetti. Delikanlılar köprü çıkışında indi, bizde kek yolcular olarak olaylar sona erdi sandık. Yola devam ederken metal beyi kendi kendine söylenmeye, bağırmaya vede küfretmeye devam etti, başım çok ağrıdığından ve de şöför tırsak çıktığından duruma “ya yeter be kardeşim beynimizi .iktin” diyerek giriş yaptım. Kendisi bana bakıp “jujitsu” olayını bir daha anlattı bende adamın jujitsu kelimesini her ortamda (0 basınç, eksi 50 derece, tayfunda vs) söyleyebileceğini anlamış oldum, çoğu insan ayık kafayla bile jujitsu diyemezken metal beyi her türlü diyordu. Neyse, şöför amcaya yaptığım “abi bi durup beklermisin ben bunu döverken” teklifinden sonra metal beyi “saçlarım uzun, küpelerim var diye yapıyosunuz dimi bunu bana, senin karşına alt kemancıdan 60 tane adam dikerim” türü ağlak bir girişkenlik yaptı. Hayır dediğide çok saçma, yanında oturan sakin bireyinde saçları uzun bende de küpe var. Neyse metal beyini göztepe civarında dışarı attık (müsait bi yerde inmek istemesine karşın dolmuştan çıkmamakta diretti, jujitsu meselesini tekrarladı, arka koltuktaki yolculardan biri ve ben tutup fiilen dışarı atmak zorunda kaldık).

İkinci olay ilkinden 2 ay kadar sonra oldu, yine 4 gibi binilen bir dolmuşta yanımda ki aşırı içmiş bireyin “maltepe’de oturuyosun gördüm ben seni, sarı salihle takılıyosun” demesiyle benimde maltepe’de oturmamama ve değil sarı salih, Salih diye birini bile tanımamama rağmen “tamamda bilader sen kimsin” dememle hızla gelişti. Önce ismim Hilmi diye girdi konuya, sonra maltepe’de nasıl bir namı olduğunu, mahalleyle yaptıkları halı saha maçlarında maltepe ahalisinin nasıl halı saha civarına doluştuğunu, abisinin ibnenin teki olduğunu, anne babası ölünce bütün herşeyi satıp kazdağına yerleşip bütün gün rakı içiceğini anlatarak devam etti. Neyse olay böyle uzadı baya, dolmuştan inerken “sen benim bir numaralı kardeşim, ekürimsin, maltepe’de kimse dokunamaz sana, adımı ver geç” türü bir şeyler söyledi. Bende acaba hangisi daha kötüydü Camp Nou halı saha maçlarımı diğerlerimi diye düşünmeye başladım.

Arada bir sürü olay oldu tabii ama en sonuncusu en ilginci ve de türkiye şartlarında yaşanması en garip olay olarak hafızama kazındı. Birkaç hafta önce, onuruma verilen doğum günü yemeği ve meyhane faslından sonra (nası bi cümle bu, “onurunuza yemek düzenledik altesleri” peh) yine aynı dolmuşlarla eve dönüyorum. Dolmuşa en son binen bütün insanların yaşadığı talihsizlikle 170 kiloluk bir adamın ve de tam anlamıyla trendy and friendly olan bir hatunun yanına oturdum. 170 kiloluk bey ve uyduları (yörüngesinde 3 uydu varı, ciddiyim) yüzünden hafif öne çıkık bir şekilde oturmaktayım. Neyse barbarostan köprüye çıkarken yanımdaki o ana kadar trendy sonrasında da friendly olduğunu anladığım bayan “yaslan istersen arkana ben kayiyim sıkışırız buraya işte” türü bir şeyler dedi, neyse yaslandım bende doğal olarak, ne kadar süper insanlar var diyorum kendi kendime ki şöyle bir diyalog başladı:

Trend&friendly bayan: Nerden böyle?

ben: nevizadedeydim sen nerden?

TFB:Babylon’daydım ya iyiydi dansettim bayaa

ben:e iyi olmuş

TFB:adamda (uydulu amcayı kastediyo) kilo yapmış

ben:evet evet dolmuşlarda da asansörler gibi kilo sınırı olmalı


Neyse böyle böyle giderken muhabbet, Ataşehir’de oturduğunu ögrendim kendisinin, sonrada gece burda bitmesin içelim eğlenelim dedi, pek tipim olmadığından ve de bostancı civarında içip eğlenmek diye birşey olmadığından, “eywallah sağol ben inicem şimdi yorgunum” türü bir cümle yuvarlayarak terkettim dolmuşu. Sonra çok tebrik ettim gerçi kendisini içimden, güzel bir durum friendly olmak tabii trendy olmasa daha da iyi. Evet durum budur, şimdi tekrar okudum yetersiz olmuş bazı bölümleri ama idare edin artık, fazla uzatmamaya çalıştım.