Sen giderken,bir fırtına koptu içimde.sessizliğe bürünmüş halimin altında,mutsuz, umutsuz ve isyankar haykırışlarımla,ardından baka kaldım.Neydi bizi böylesine sert kopartan,acıtan,karamsarlığa iten duygu.Yada yaşlanma kaygısımıydı,her kaybettiklerimizin ardından.İnsan kaybetmeye bu denli alışır mıydı hiç?Mutsuzluğa kapı açarken sonuna kadar, gözyaşları mı yarenlik ederdi,kalbin acısına..Sen giderken; acılarımla güçlenmeyi öğrendim.Yine baktım,öylece baktım ardından,hemde hiç beklentim olmadan.Gözyaşlarımı içime akıttım ve o gün anladımki;herşey istediğim gibi olmayacaktı bu denli zorlayınca.Akışına bırakmayı öğrendim hayatı…Hep yanlış seçim kurbanı olmuşumda,ölmemişim bir kerede,cancekişmelerimmiş süreyi uzatan…Sen giderken,ben bitirdim içimdeki seni.Geriye kalan ne vardı hatırlamakta zorlandığım, yıpratıcı,yorucu ve kısa vadeli mutlulukları olan bir aşk öyküsü.Adını koyanda, aşkı yaşayanda bendim aslında.Ben giderim, dönmem artık terk ettiğim hiç bir yere.Sen daha giderken döneceğini bildiğin halde…