httpwww.fotolog.comchilek adresinden alınmıştır
httpwww.fotolog.comchilek adresinden alınmıştır

Ya siyahtı ya beyaz, ortası yok muydu seni kuşatan renklerimin?Çocukluğumun pembeye belenmiş düşlerinde üç nokta duruyor oysa hala…Yorgun gözlerle semaya dalan bir balıkçı karısı gibi karaya vurmuş düşlerin beklentisi mi tutuyor elimi sonsuz umutlarda?Grilere bulaşmamış gözlerine maviyi eksem değişir miydi aşka gücenmiş yüreğinde sevdanın rengi?Ya da beyaza saldığım tülden hâsıl bir gülücük kadar seyrek dokunur muydu ellerin melalime?Fıtratında hüzün besleyen serkeş ve serseri kimliğine sarılarca sarararak savrulsam, değişir miydi siyahın beyaza muadelesi?Bir masal kadar masum ve yalan aşkın sahtekâr sözlerine kanan her çocuk gibi saftım bende… Ben masalı değil, kahramanını sevdim sende…Yaşamın dallarına asılı kalmış bir sarkaç çığlığı şimdi sesim… Asıldıkça asılıyor yokluğun ortasındaki boşluk yakama… Düştükçe düşüyor yolum uzlete… Hep aynı trajik son, hep aynı tirajı yok satan ömür şeceremin birikmiş boşlukları…Med-cezirlere çekiyormuş seni çok(!) sevdalı yüreğin… Bu, gel davetinle yol alıp ateşe, git demenle kaçacak bir öykünün noktası kadar durduramaz bilmişliğimi…Sürgününe ferman çıkaran bir adaletin kalemi kadar kırılmayı hak etmedim… Nereye sürülür ki bir kez sana düşmüş bir yürek?Recmine hükmedilmiş bir suçlunun aşka hala inanıyor olmasıdır saçımdan sızan sıcaklığa bulaşan her seng… Öldür beni katl-i vacibim, ama sürme başka mecraya…Hangi masalda unuttum seni ya da sen hangi masalın kahramanıydın da kendi kendinin kurdu oldun öldürmek için beni?Hangi masalda uyuttum seni? Çocukluğumun sabıkasız sevdalarında bir baba sıcaklığı, bir anne şefkati, bir kardeş masumiyeti değil miydi aramızdaki giz?Bir kuşun kanadında eksik çocukluğumu tamire kalkarken, bir tahterevalli hücumuyla düşürmedin mi beni çamura? Sen değil misin bağrımda örselendikçe dağlanan yara?Boşluğun salıncağında savrulurken asude zamanlara, sen itmedin mi sırtımdan yalnızlığa?Hayatın kırık bilyeleriyle oynadığın misket(!) kadar kırık oysa tahta atım. Düşsel bir zenginliğin düşmüş ve kokuşmuş cebrine inatla kal demedi mi bu kâfir cümleler sana?Bezden bebekler kadar savruk ve bir kenara atılmış cüssemle, ruhumda sevdalar biriktirdim…Sen varsın her dikiş yerimde…Saçlarımda dolaşık bir iç çekişmesinin yaramaz çocuk kimliği… Çek kopar bedenimde ne varsa sahte…Esrimiş bir yanılgının humarından mahmur gözlerle geçiyorsun…Geç!Kâğıtlardaki sicilini dönüştürmeyecek bu nümayiş beyaza…Sen siyahın en kara, en kirli, en matemli yüzü olarak saçıl gün görmemiş umutlarıma…Saçıl ki akıllansın deli gömleği giydirdiğin hayallerim…Saçıl ki konuşsun dut yemiş bülbül kelimelerim…Savunmasız olsun son mahkemen…Suçla… Yargıla… Anasız, babasız, sensiz, yani yetim yani eksik kalmış yanımı… Tırpalansın hab-ı gafletteki düşüncelerin…Kemale erme derdindeyim mülevves günahlarımla… Mütevekkil bir sabrın serilişiyle geldim yine kapına…Sen benim masalımın iyi kahramanıydın, soyunma üstünde kalsın namın…