Geçmiş kurban bayramını kutlayarak başlamak istiyorum .

Kurban bayramına şiddetle karşı çıkanlardan, et görünce kaçanlara, koyunlara başsağlığı dileyip rahmet okuyanlardan kavurmanın başından kalkmayanlara kadar herkesin geçmiş bayramı kutlu olsun. Genellikle her bayram oldugu gibi bu kurban bayramı da yağmurlu geçti İstanbul’da, ilk iki gün yağmasa da üçüncü gün yağdı , yağmur bana göre temizliktir, bayramda oluşan kurban kanlarını alıp götürür.İnsan nereye gitse oraya alışmasa, eski yerini unutmasa herhalde mezarında ne çok zorluk çekerdi diye düşündüm bu bayram. Altı ay önce taşındıgım halde eski mahallemize hiç gitmemişiz orada hiç yaşamamışız gibi oldum bu bayram. Eşimin aile büyüklerinin orada olmasından dolayı geleneksel kalabalık bayram sofralarına damlamak için yaptıgımız ziyaret, ara sokakların hınca hınç araba dolu olması, yakın otoparkların kurban kesim işlemini uygulaması sebebiyle o kadar yolu kapıdan bayamlaşıp içeri girmeden eve yollanmakla bir hiçe dönüştü. Arabayı koyacak ne bir kapı önü , ne bir boş yer bulamamış olmaktan beş dakikalık bu ziyaretten sonra anladım aslında bu yeni bir olay değil, her yıl kapıdan çıkıp yan apartmana gittiğim , hatta biraz geciken uzaktan gelenleri eleştirdigim zamanlar da varmış bu keşmekeş ama ben yoldan gelince anladım.Bayramın ilk günü eve kös kös kavurma bile yiyemeden giderek suratımı ekşittim ve akşama kadar film izledim.

Bu bayramın üçüncü günü otuz yaşımı doldurdum, koskocaman bir otuz kızım bana yaşlandın sen anne keşke 28 falan olsan diyor, ben 13 yaşındayım annem yaşıma göre niye bu kadar genç demiyor uyuz.Üçüncü günün doğumgünüm diye görümcemle aldık kızlarımızı da,(benim küçük oğlumu erkekten sayıp bir tane de erkek var diyim) kız kıza birinci günü yapamadıgımız ziyaretleri tek tek yaptık, eşimin tabiriyle bacağı kırık it gibi kapı kapı gezdik, onları almadık çünkü oflayıp poflayacaklardı, biz o günü kendimize ayırdık. Gittigimiz her yerde önümüze konan ev baklavasını (tatlıyı sevmem ev baklavasını hiç sevmem) saymazsak gittigimiz her yerden elime verilen etler bana kavurma hayali kurdurdu, öyleki akşam eve gidip kavurma yaparım diye dönüşte gittiğimiz alışveriş merkezinde tek lokma yemedim. Etraf hep kurbanları bağış olarak kestigi için kursağa girmemiş kurban eti beni bu yola itti ne yapayım, biri verince sevindirik oldum.Ziyaretlerimiz bitince evdeki adamlar ne yer ne içer düşünmeden alışveriş merkezinde aldık soluğu, orada Eski Türk Filmi Afişleri Sergisi vardı, onlar yemek yerken ben doya doya baktım, ben bunu yazarım dedim ve yazdım.

Kavurma yerken kekik eminim kullanıyorsunuzdur ancak zahter denemeyen varsa denesin ete mükemmel yakışıyor.İnşallah bu bayram yaşlılar ve çocuklar hakettikleri kadar sevindirilmişlerdir, bir dahaki bayrama çıkarsak görüşmek üzere.