Kendimi bildim bileli yeni bir eve ya da yeni bir şehre taşınıyorum..Babam bir bankada çalışıyordu ve biz sürekli bir yerlere tayin olmak ve toparlanıp gitmek zorunda kalıyorduk. Çocukluğumun hüzünlü anlarıydı onlar. Nefret ediyordum arkadaşlarımdan ayrılmaktan. Gittiğim yeni okulda ve mahallede ilk başlarda mutlaka sinir bir tip oluyordu, hatta bazen birkaç tane. Neyse ki erkek gibi kavga ederdim de bir süre sonra herşey yoluna girerdi. Ee, naparsın, çocukken işler böyle yürüyor. Kibar olmayı, empatiyi, sempatiyi vb işleri büyüyünce öğreniyorsun, mecburen.Genç kızlığımın ilk yıllarında daha da zordu. Aşık oluyordum kendi çapımda ve sonra hooop başka bir yere taşınıyorduk. Anneciğimi hatırlıyorum…Her seferinde, “Neyse ki, koli biriktirmiştim” diye başlardı toparlanmaya:)Bir süre sonra kendi özgür irademle dolaşmaya başladım şehir şehir. Zamanla anladım ki her şehrin bir ruhu var. Ankara’da, o gri şehirde hep bir hüzün vardır mesela. Ama çok da vakurdur. Kolay kolay yıkılmayacağını hissettirir sana.İzmir apayrı bir olay…Capcanlı, kıpır kıpır, yaramaz bir çocuk ruhu vardır İzmir’in…Akşamları sarhoş olmak istersin körfezine dalıp şarkılar söyleyerek.İstanbul…İstanbul için onca yazılan çizilen şeyden sonra benim haddim değil ama, bana “zor sevgili” İstanbul…Canıma okuyor, yoruyor, ağlatıyor, delirtiyor bazen, ama sonra bir gece bir bakıyorum tüm çıplaklığıyla önüme sermiş ışıl ışıl güzelliğini..affediyorum dayanamayıp…Bu aşka daha ne kadar dayanacağım bilemesem de, şimdilik kavga dövüş sürdürüyoruz İstanbul’la ilişkimizi:)Bilmem bu “Kalk gidelim” aklımla seneye nerelerde bulurum kendimi…Gitmeli mi kalmalı mı? Sevmeli mi İstanbul’u, yoksa,”yerim böyle aşkın ızdırabını!” deyip çekip gitmeli mi???
yorumlar
hahayattt sen neymis cilek yaa hos yazilar bunlar. ilk yazdigin da hostu. nedense kendimi bulur gibi oldum.biz de 17 defa tasindik simdiye kadar.ve ben de sürekli yeni arkadaslar yeni okullardan biktim. daha bu yasimda yeni ortamlara alismak beni cok yordu. yeni insanlar kesfetmek yeni bir dil ögrenmek.bazen cok bikiyorum. neden ben diye soruyorum kendime. böyle olmasi gerekiyormmus demek ki diyip bazen de hayatimdan memnun oluyorum yenilikci bir ruhum oldugu icin.
yenilikçi, maceracı, arayışı bitmeyen bir ruhu oldukça mahkum insan oradan oraya savrulmaya sevgili sugucum:)beğendiğine sevindim.
çilek çok akıcı, çok güzel anlatmışsın:)duygulu bir insansın işte:)
off bugün hic formumda diilim. cok dertlendirdi bu yazi ve bundan önceki beni.bugün herseyden nefret ediyorum. herkes benden uzaklasti gibi. somut olarak ben uzaklastim herkesten ama olsun onlar da ruhsal bakimdan uzaklastilar bence.msni acip sonra da yokummmmmmmm yassssmayinnn yazan insanlardan nefret ediyorum bugün.
çilek çok akıcı, çok güzel anlatmışsın:)duygulu bir insansın işte:)
sugucum, noldun ama ya???haydaaa?güzelim, mesafeler somuttur. sen işin soyutuna odaklan fıstık!gerçek dostluklar mesafeye yenilmez:)
ama yenilmis isteee.demek ki dost degilmis.alti senedir dostum dedigim kisi demek ki dostum degilmis. arkadasim bile degilmis.ay birde bana millet diyor ki agir konusuyorsun. damarima basilinca ben karsimdakinin yutamayacagi kadar agir konusuyorum maalesef.
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.İçimde tüten birsek; hava, renk, eda, iklim;O benim, zaman, mekan asıp geçmiş sevgilim.Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.İstanbul benim canim;Vatanim da vatanim…İstanbul,İstanbul…Tarihin gözleri var, surlarda delik;Servi, endamlı servi, ahrete perdelik…Bulutta saha kalkmış Fatih’ten kalma kir at;Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat…Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;Her nakısta o mana: Öleceğiz ne çare?Hayattan canlı olum, günahtan baskın rahmet;Beyoğlu tepinirken ağlar Karaca Ahmet…O manayı bul da bul!İlle İstanbul’da bul!İstanbul,İstanbul…Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;Çamlıca’da, yerdedir göklerin derinliği.Oynak sular yalının alt katına misafir;Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.Her aksam camlarında yangın çıkan Üsküdar,Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar…Bir ses, bilemem tambur gibi mi, uda gibi mi?Cumbalı odalarda inletir…Kadını keskin bıçak,Taze kan gibi sıcak.İstanbul,İstanbul…Yedi tepe üstünde zaman bir gergef isler!Yedi renk, yedi sesten şayisiz belirişler…Eyüp oksuz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,Adada rüzgar, ucan eteklerden sorumlu.Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayındanHala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;Güleni söyle dursun, ağlayanı bahtiyar…Gecesi sümbül kokanTürkçe’si bülbül kokan,İstanbul,İstanbul…Necip Fazıl Kısakürekelllerine sağlık çilek, yaşadıklarını yaşamadım ama gerçekten anlattığın dan daha zor olduğuna inanıyorum.
teşekkür ederim necro, sandığın kadar zor değildi 🙂 beğendiğine sevindim…
hatırla sevgılıyı izleyeniniz var mı???
Ben teşekkür ederim çilek, sugurcan tv izleme alışkanlığım yok benim, ama benim hoşuma giden dizi çemberim de gül oya mıy dı fena değil di bağlantı var mı salladım. 🙂
evet var. bu dizi de aynı zaman diliminı sag sol çatısmalarını anlatıyor.ve dünkü bölümde necip fazılı canlandırmıslardı.ve tayyip erdogan canlandırılmıstı. bu siiri okumustu. siir benim cok hosuma gitti.daha önce de adnan menderes vardı. ama o asıldı. şimdi de deniz gezmis var. o da asılacak ve diziyi öyle bitirecekler sanırım.ben de herhalde dedim seninde ordan aklına geldi siir.ama cok güzel bir dizi. benimcok hosuma gidiyor yani. izlediğim tek dizi zaten. cemberimde gül oyayı da izlemiştim.ama bu daha hosuma gitti. bir de yasamıs insanları canlandırmaları cok hosuma gidiyor.mesela adnan menderesi cok benzetmislerdi. deniz gezmisi tam göstermedi. dün de erdogani gösterdi. bana cok benzetmisler gibi geliyor. kaliteli bir yapim.adnan menderesli bölümlerde oyuncuyu menderese benzetebilmek icin adamin yanaklarina pamuk doldurmuslar mesela.
sugucum, kızma sen yine de arkadaşlarına.öfke insanı en çok yiyen duygudur.şehirler değişir, insanlar değişir, ama gerçek olanlar değişmez:)
kizmiyorum ama artik benim arkadasim degil. sinirlenip cok agir konustum. dönüsü de yok. ben birsey kaybetmedim. ben yine ayni benim. özür dileyemeyip hatasini anlayamayan insanlarla da isim olmaz. dedigim gibi birsey kaybetmedim cilekcim.arkadasini kaybetmissin diyebilirsin. ama yokmus ki zaten kaybedeyim. arkadasim degilmis yani.
bu arada ben bir yazi yaziyorum. cok uzun oldu. acaba kabul görür mü? uzunlugundan dolayi kabul edilmemesi gibi birsey söz konusu mu yani?
peki sugucum:)
soruma cevap verebilecek birileri var mı? 🙂 o kadar emek veriyorum yazık olur sonra.
hemfikirim çilek seninle evet,her şehrin kendine ait bir duruşu bir havasi var.hemşehrilik te bundan ileri gelmezmi.İstanbula ilişkin bir gözlemimi aktarmak isterim ama seninkinin yanında ne kadar başarili duru bilmem ama, ben istanbulda kaos adi altinda işleyen düzeni seviyorum.herşey birbirine girmiş karmakarişik bir düzenek,ama o kaos kendine özgü bir düzen yaratmiş kimi zaman yakındıgımız.istanbul eşsiz bir makina gibi işliyor,bu komplike makinenin tamiri mümkünmü bozuldugunda bunu bilmiyorum.yazin hoştu eline yüreğine sağlık çilek
haha hosuma gitti bu haritametod:) hakikaten öyle bir düzen var bence de.mesela istanbulda gidecegin yeri bilmiyorsan birsey arar gibi yapıyorsan mutlaka sana ne arıyorsun bacım diyen biri cıkacaktır:)buralarda da sıkıcı gercek bir düzen mevcut. insanlar makinaya baglanmis gibi. ancak tusuna basarsan calisiyorlar.mesela ilk geldigimde yollari bilmedigim icin tramvaylari isleten firmanin bürolalri var. gidecegin adresi veriyorsun. nasil gidecegini anlatiyorlar haritasini cikarabiliyorllar sana.makine yaniiii.
aklıma “ordo ab chao” geldi.Kim Latince biliyordu? serdarsabri mi?
suugurcan bir ara değinecektim bu konuya hafifte bir başlik açarak ama kısaca şöyle söyliyim ,ki sende yurtdişinada gidenler bilirler ecnebi ahalisinin kafasi başka çalişir ,yabancidirlar birbirlerine anne ve çocuk bile öyledir.adina toplumsal yabancilaşma dediğimiz bir modernite hastaliği bir ara değineceğim buna
robot burda ki insanlar. istanbul trafigine tut bir almani birak beyin travmasi gecirir. cünkü robotlasmistir. ne kadar düzenli olsa da sevmiyorum ben bu düzeni.cok SIKICI.bir ayagimi atar atmaz hareket eden dolmuscuyu bile özlüyorum.
yok dünyada başka eşi yollarimizin,mesela trafik şıkışık oldumu yollar panayir yerine döner,dondurma satani,su,gül,şarj aleti,torpido bezi vs vs.
sarj aleti…. herkes gibi puhahahahahah ehueheheueheuehue zuhazahazhazhahah diye gülmek istiyorum:):):9
yok oyle sahi hatta dilersen bluetooth kulaklik dahi var,ihtiyacin varsa alabilirim senin için.:)
Allahim ciddi misin sen haritaaaaaaa:):):)yok benim yeni bir laptopa ihtiyacim varr….:):):) o da var mi var mi var mi var mi:)
o nu görmedim valla ama görürsem o akşam sana yazarim.:)
anlasildi ortak:)
Sugurcan problem yok kafan da problem varsa bir şey diyemem. Yazının uzun olması ile ilgili olsa modetorler bize haber ediyor zaten. Biraz sabır diyelim.
necro dövseydin bariii:)
Sana kıyarmıyım ? hepinize saygılar
çilek ?
öyle bir söyledin kii allaahhhh dedim herhalde hepimizi sira dayagindan gecirecek:)cilek bakalim kacinci uykusunda.
haritametoddefteri, istanbul yorumuna katılmamak elde değil. karmaşanın tuhaf düzeni var bu şehirde. düzensizliğin düzeni. ilginç ve sosyologları bile cezbedecek bir muamma…..necrocum, burdayım:)takipteyim yorumlarınızı.
sugucum, su uyur çilek uyumaz:)(offf, gece gece korkunç bir espri oldu bu:)))))))
ben de uyumadim bu gece yaaa. uykum gelmiyor.
şehirlerin ruhu dedik, eski bir yazıyı hortlattık, aklıma şu geldi:ilkokulu ve ortaokulu adana ile mersinin tam ortasında bir okulda okudum. okulda 3 farklı şehirden öğrenciler vardı. adana, mersin, tarsus. ve ilginç olan şu ki, bu 3 yerleşim alanı birbirine çok yakın (1 saat) olmasına rağmen farklıyı adanalılar, mersinliler, tarsuslular. her şehrin bir ruhu var diyorum ya.mersinliler modern ve eğlenceli insanlardı. deniz kenarında yerleşen insanların tipik hali.tarsuslular içlerine dönük, muhafazakar insanlardı. küçük yerlerin kaçınılmaz mütevaziliği vardı onlarda.adanalılar bir başka alemdi:) onları anlatmak için yeni bir yazı yazmam gerek:)severim adanalıları. 11 yılım geçti ne de olsa.
benim de tarsuslu bir arkadasim olmustu zamaninda. cok iyi bir insandi.ama muhafazakar degildi. aleviydi kendisi. simdi ne yapiyor bilmiyorum.Annesiyle ayrilardi. Hasretti yani cok üzülürdüm hep yemege filan cagirirdik. Hatta bir keresinde ramazandi. Alevilerin bir kismi oruc tutuyor bildigim kadariyla bir kismi tutmuyor. Gülsahta tutmayanlardandi. Bütün arkadaslari iftara toplamistim o da o gün sirf ilk defa iftar yapacagim diye oruc tutmustu:) zor mu diye sormustuk yoo demisti galiba onlarin da var oruc gibi. ama biraz daha farkli olmasi lazim.Offf ne cene var bende de yaaaaaaaa sus be kizim sus iki dakika:):):)
valla bende karadenizden dem vurayimtrabzon-rize-artvinen büyük farklılıklari 80 sonrasi oluşmaya başladi ,fakat 80 öncesi bir çok ortak noktalari vardi bu 3 ilin.şimdilerde ise politik nedenlerle bi hayli farklilaşti.en azindan hayata bakış anlamında.trabzon insani çok tutkulu ve duyguludur,rizlileri ise çilgin dirlar acaip sinirlenir hemencecik parlarlar.rize ve trabzon etnik olarak birbirinin aynisi gibidir ama artvin son derece farklidir bu iki ilden.her ilçesinin etnik yapisi başkalık arzeder ama inanailmaz bir uyum içerisindedir herkes,artvinlilik ortak paydasi ile beslenir yöre insani.bu 3 ilde de yayla kültür egemendir ve çok severler yaylalari ve yayla festivallerini,hepimiz çay i çok sever boca tükenir ve her öğün sofralarimzda hazir bulundururuz.daha nicelerine yazmak mümkün ,belki ilerleyen zamnalarda size bunula ilgili bir yazi yayınlayabilirim
karadeniz turu yapmak istiyorummmmmm…evet evet öyle. ama kiminle gidicem ki ben simdi o kadar börtü böcügün arasina. ve acaba bir karadeniz turu yapmam ne kadara mal olurkine????cok hosuma gidiyor da böyle televizyonda filan görüncecayir cimen filann ohhh bir de güzel mangal yakilir sucuklar piserr köz köz olurlarr offffff nasil canim istedi.
haritametod hanii trtde sari kisa sacli bir kadin var ya orayi burayi dolasiyorr:):) ayni onun gibi anlatmissin hee:):)
cilek kesin uyudu
Ülkemin her yeri güzel be Allah nasip ederse gezmediğim yer bırakmayacağım. Sen uyudun mu sugurcan ?
niye suugurcan yazim efeminel bir hava mi sezdiriyor? 🙂
efeminel ne demek haritametoddefteri ?
nasil diyim eee zeki müren gibi,yada daha kaba bir ifade ile topitoşu andiran,kısa sacli kadın gibi yazmişimya ona istinaden yazdim ya:) suugurcan a takildim oylesine
:)) teşekkür ederim haritametoddefteri çok yardımcı oldun…
ne mutlu o zaman
Senin nikini okudukça aklıma okul zamanlarım geliyor haritametoddefterim bile var dı.
hepimizin oldu 🙂 olmayanlar şu an ağir psişik sorunlarla uğraşmaktalar.çok kullanişli çok işlevli ve kenarlari kıvrılmayan defterlerdi.şimdi spiriallieri çikti ama ben onlara rağbet etmiyorum.birde tembellik hakkının en önde gelen simgesi idi,tüm dersler için bir defter felsefesinin temel direği,bir yandan rasyonalitenin sembolu bir yandanda tembelliğin
evet uyuymustummmm:) siz beklediniz mi sabaha kadar…hakikaten metod efeminel neeee??Bu arada dün yazicam yazicam dedim bir türlü yazamadim su haritametoddefteri konusunu. haritametod ilk senin nickini gördügümde uzun süredir ülkemde yasamayisimin ve okullarda ne olup bittiginden haberim olmayisimin sebebi ile haritametoddefterinin ne oldugunu unutmustum. ama cok tanidik geliyordu bir yerden. neydi neydi neydi diye o kadar düsündüm ki? ve sonunda t-cetveli gibi birsey herhalde diye düsündüm:):) puhahahhaha dün aklima geldi lan dedim bu bizim kullandigimiz su büyük boy defterlerden degil miydi? hocalar tuttururlardi haritametoddefteri alacaksiniz bilmem ne diye.simdi necro abimiz diyince yazayim dedim.
Evet sehirlerin ruhu var….kesinlikle katiliyorum…mesela is icin almanyanin her hangi bir sehrine gidince kendimi direk hitler zamaninda …o sokaklarin halini hayal ederken bulurum…sanki binalar ve o zamandan kalan hersey bir sey anlatir gibidir..almanyayi hic sevmem hep ürpermisimdir sehirlerinde gezerken…Paris…öyle romantiklik falan tasimaz..filmlerde gösterildigi gibi degildir…ama evet degisik bir ruhu vardir….ince ve estetik…Fransanin minik köylerinde ve deniz kenarindaki sehirlerinde cok güzel ruh tasiyan sehirleri vardir…sarabi ve peyniride cok güzeldir.Roma gercekten ruhu en sicak hissedilen sehirlerden bir kere roma imparatorlugu sehrin icinde yasadigi icin …ve sehrin tüm mimarisi bitmis oldugu icin ….her yürüdügün yer antik cagin eseridir..büyülenir insan…….cok yüksek bir enrejisi vardir….Venedik ask sehridir…sehre girince insanin cani ..asik olmak ve sevismek ister…gercekten masallar sehri gibidir….ruhu seni icine ceker:-)))))))sarhos olursunBarcelona….benim icin avrupanin Istanbuldan sonraki büyülü dev sehridir…dünyaya hükmeden bir bakis acisi ve monarjinin asaletini tasir…Londradan daha sicaktir daha dolu ve renklidir…ve gecmisten gelen tüm sesleri duyar gibi olursunuz Gaudinin eserlerinin icinde yürürken….gercekten sehirlerin ruhu vardir………….
Fransa’ nın güneyi;monte carlo-nice,cannes hattı aynı antalya…çok bir ruh taşıdğı söylenemez ama provans dedikleri bölgeler özellike italya sıınırı manton falan tam tipik şirin akdeniz…dolayısıyla ben tam bir akdenizliyimdir ruhen:)kaş-kalkan hattı da aynı o provans tadındadırayyy ayy özledim:)
zezcim, ne güzel anlatmışsın…parise gitme takıntım hafifledi yorumunu okuyunca ve bu sefer Venedike sardım. hayırlı olsun:) secret yapmam gerek bunun için. hem para hem boş zaman hem de bana eşlik edecek birini diliyorum, çekim yasası çalışmaya başlasınnnnnn:)makaleci, antalyayı bilemem ama kaş’ın ruhunun insanı huzura boğduğunu biliyorum ve hatta en son kaşa tek başıma tatile gittiğimde, cennetin orası olduğuna karar vermiştim.
çilek kesinlikle tavsiye ederim venedik ve floransayi görmeni,kafani ne yana cevirsen farklı bir güzellikle karşilaşiyorsun.ben ağzim açik bir şekilde sürdürmüştüm o seyehatimizi,ve hiç unutamam,paris henuz nasip olmadi ama bir filmde snapshot ettiğim kareler vardi bakiyim bulursam yayınlarim burdan
haritamd, hakkaten çok fena sardım ben yurtdışına çıkma fikrine. abi para da yok işin komik kısmı:)))olsun, allah büyük, buluruz biryerden:)
hıhım anliyorum elbette doğal bu isteğin ve umarim gerçekleştirirsin ama şu da varki sevgili çilek,artik eskisi gibi tuzlu değil yurtdişi turlar sanirim 1 kişi 7 günlük bir turu 700 avro ya satın alabilirsin,secenekleri ve standartlari düşürterek daha ucuzada bulabileceğini düşünüyorum.tabi pasaport ve vize işlemleri için bir miktar parayi + ekstra harcamalarin için yine bir miktar parayi gözden çikarmalisin ,tahminim şudur ki böylesi bir turun sana maliyeti 2000 ytl yi bulur.şöyle bir alternatifin de var.artik charter uçuşlarda ucuz yer bulmak pek mümkün veya önceden rezervasyonla 40-50 avroya uçman mümkün ariştirdiktan sonra pariste eminim hesapli ve temiz butik otellerden vardir birini beğenir ve kalirsin ama bu durumdada şehri bilmeme ve kaybolma riskin var.ama centilmen bir parisli beyfendi sana yardimci olmak isteyebilir o zaman yirttin demektir :)ama yakın bir zamanda bir prag turu görmüştüm 245 avro 4 gün ,hiç olmadi bunun gibi daha yakın destinasyonlari dene
haritacım, o centilmenle gideyim ben direk mümkünse:)))verdiğin bilgiler süper oldu arkadaşım, teşekkür ederim. azcık param olsun, hemen bakacağım.
dur sana link vereyim o centilmene direkt ulaşim yolun su aralar kendisi paristemi bilmiyorum ama en son miami de havuz partilerinde takiliyordu :))ahanda linkbeğeneceğine eminim dünya bayiliyor bu adama
:)))))))))))))bayıldım gerçekten!!!!!bu yakışıklı bana bakmaz haritamd:(bu aşkın sonu hüsranla biter:)
bunun üzerine bir zuhahahhaha puhahahaha ehueheueheuehe patlatip hemen kaybolmak istiyorum:):):):):):):)
yok yok bakar,emin ol pek hassas bir adammiş şiirleri bir çok dile çevrilmiş,bu şiirsellikte böylesi bir adamın bir aşkı reddeceini hiç sanmam ,iletişim kurun yoksa:)))
paris te centilmene rast gelmek coca cola yi americanin baskenti sanmak la ayni kefede bana gore, paris te gorebilecek tayfa banliyo ahalisidr, daha ic kisimlar girerseniz sosyetiklere denk gelirsiniz ki burunlarindan kil aldirmaz cogu, soru sordugunuz zaman korkakr lar kim olursa olsun + fransizca yida iyi zkretmek lazim yabanci oldugunuzu anlarlarsa pis bozulursunuz…italyanlar daha insancillar akdeniz havasindan olsa gerek, yine canadalilar da ole ,cok sicaklar ve konuskunlarda turist olun yada olmayin
illerin, paris olayından soğuttun abicim sen beni:)vazgeçtim!venedike ya da barcelonaya gidiyorum:)buralar uygun mudur ki acaba?
Hoş bir yazı ama ben yine sorayım dedim:) Martı çığlıklarının, Üsküdar’dan Eminönü’ne giden bir vapurun serin atmosferine karıştığı memleket İstanbul mu? Etap etap ihanetle donatılmış siyah beyaz şehir Ankara mı? Seyyar satıcıların kaktüs çiçeğinin suyundan para kazandığı İzmir mi? Bırakalım bunları bir kenara da asıl memleket Çamlıca…
12 taşınma.
istanbul doğru tarif…ancak Ankara benim için de yer yer ihanetle parsellenmiş olsa da tamamen bitik değil…izmir…o bambaşka…Orada her an herşey olabilir, şaşırmamak gerek:)Çamlıca?bir fikrim yok.hoşgeldiniz bu arada.
Bu şehri bırakma
çok güzel şarkıdır bu. Çok severim.Sevdiği şehri bırakamıyor insan. Ama ben İstanbul’u sevebildiğimden emin değilim, tüm ihtişamına ve güzelliğine rağmen. Benim “gitme vakti” rüzgarlarım esiyor hafif hafif…Ben yakında toplanır giderim yine:)