tam bu yazıyı gircektim, çok gürültü koparacak bir yazı bence. Ve eğer doğruysa yıkanmaktan aciz bir insan nasıl başbakanlık yapar anlamam… Ecevitemi acıyalım, memlekete mi, borsaya mı, dolara mı?
yanlarında mı yaşıyor, onlarlamı yatıp kalkıyor. Nerden biliyor bütün bunları. Yanlarında da çalışan yoksa nerden öğreniyo. Anlamadım hayal ürünü gibi sanki.
sanırım emin colasan ın her zamanki hali bu, yukardaki kaygılara katılarak hadi ogrendin (nereden ogrendiyse, banyolarına girip gun mu tuttu nedir), bu boyle mi acıklanır kardesim ne bicim adamsın sen ya (bak gene sinir yaptı bende davut abii bu adam ya, yok abi sesimi yukseltirmiyim senden habersiz)
Emin Çölaşan bunları yazdı da nooldu? Biz tüm bir ulus olarak, Ecevit’in hastalığının ileri derecede bir hastalık olduğunu, bakıma ihtiyacı olduğunu ve bu ihtiyacın eşi tarafından karşılamadığını gayet iyi bilmiyor muyduk zaten? Neymiş çorabını ters giymiş falan… Olayın magazinsel bir açılımından başka bir şey değil bu yazı…
emin çölaşanın i.melih gökçek atatürk orman çiftliğini tabelaya “atatürk o.ç.” diye yazınca söylediği bir söz varmış. “10 tane orospu bir araya gelip gece gündüz çalışsa senin gibi bir orospu çocuğu doğuramaz.” demiş, doğru mu bilmem. adamı sevmem ama bunu duyunca acaba sevmemekle yanlış mı yapıyorum diye düşünmüştüm.
bülent ecevit hakkında yazdıklarını 1. elden kimden almış olduğunu merak ettim. doktorların verceğini pek sanmam. eceviti küçük düşürmek isteyeceklerini sanmıyorum. bence e.çölaşanın uydurmasıdır. gerçi uydursa ne farkeder ki, adam hasta, bi de bakımsız desen ne olur.
Çölaşan Gökçek’e ettiği küfür ve hakaretlerden dolayı çok ciddi paralar ödedi mahkeme kararlarıyla,Gökçek te kıllık yapar gibi ondan aldığı milyarlarla Ankarada millete döner dağıttı…
Versen Çölaşan’ın eline Gökçek’i bir kaşık suda boğar herhalde…
Şunuta unutmamak lazım;Çölaşanın Mustafa Kemal’i savunması yinede onu temize çıkarmaz.Tipik bir kartel yazarı…
Ecevit’in ne halde olduğunu tamam hepimiz biliyoruz ama sözkonusu Çölaşansa kesin abartma, uydurma ve bir sürü ıvır zıvır vardır diyorum. O adamın ismini duyunca sinir katsayım artıyor o kadar.
“anlamak için sevmekmi gerekir ?” diye sormuştu, karşı taraf. saygı ve anlayabilme yetisi gerekli olan bence demiştim. sevgi ise anlamayı güçleştirir, inanma, bağlılık ve kabullenme getirir çünkü. sevgisizlik ise [nefret’e yakın olanı] tam tersini yapar.
anlaşılacak olan pek zor değil belkide yazıda. ama şu var, genel bir emin çölaşan, karşıtlığı, yazıyı bir kenara atmış.
yine not lazım oldu: emin çölaşan ile, bir akrabağlığım, sevgi bağım yada beni onu asvunmaya itecek bir ilişkim yok. emin çölaşan’ı okumuşluğumda yok.
…(Türkçe Meali asit evi) filmini seyredenler, çok iyi bilirler. Sizi en çok etkileyen sahne neydi? Yok tanrıyla konuşma değil, ötekisi. Hani evde geçen.. Hah işte buldunuz.. O durumu ecevit – rahşan ikilisi için uyarlıyorum da zaman zaman. gülüyorum bolcana
Gerçekten o sahne beni şok eden bir sahneydi. Utandım, sıkıldım, şaşırdım insan ne düşüneceğini bilemiyor. Uyarlamaya gelince adam kıçını tutamıyo nasıl ayakta dursun:))
Hükümetten kartel medyası ümidini kesti. çünkü sıra onların kullandığı devlet kaynaklarını kesmeye geldi. ve yeni bir hükümet bulmaları gerek. Ecevit’i kimse istemiyor. Ama unutmayın bundan 1 ay önce Ecevit’in evinden Başbakan sağlam, kapı gibi diyenler yine onlardı. Yani menfeatlari neredeyse halkı o yöne çekiyorlar. Aynı Karamehmet gibi Aynı Uzan Gibi…
bence ortak bir sorunumuz var, kişileri veya fikirleri eleştiriyorsunuz fakat nasıl olması gerektigini söylemiyorsunuz ?
Ayrica “çamur at izi kalsin ” mantigi var bir sürü yorumda !!!
mus_d ..>> uslüp nasil olur açıkla da herkes aydinlansin ?
mushroom ..>> kimmi$ bu emin çölaşan a yazı yazdıran mevkiiler ?
wolf ..>> bence elmalarla armutlari kari$tiriyorsun, emin çölaşan’ı yukarida yazdigin isimlerle bağdaştıracaksan, önce o yazarin kim oldugunu bileceksin; yukarida yazdigin isimlerle ne kadar zıt oldugunu ögrenmek icin o insanin hayatina dair bazi kitap ve kaynaklara basvurmani öneririm…
Çölaşan, kurumsal tarafını bilemem ama, “duruş” olarak aidiyetini derin devletle ilişkili her konuda ortaya koymuş bir köşeyazarı. Adı “Susurluk” işine karışmış herhangi bir insana nasıl baştan güvensizlik duyarsam, ona da aynı güvensizliği duyuyorum. Meselâ Allah adına siyaset yapanlardan hiç haz etmediğim, üstelik öndegelenlerinin dürüstlüğüne de hiç güvenmediğim halde, Çölaşan onlar hakkında bir şey yazdığında, daha baştan, adamların muhtemelen haksız yere suçlanıyor olduğundan şüpheleniyorum.
çoğunluğa göre epey farklı gelebilir ama ben bu adamı beğeniyorum. Herkese dokundurmasını biliyor. Dervişin gelişinin 3. haftasında millet yere göğe sığdıramazken önce o eleştirmeye başladı. Tabi saçma bir örnek oldu. Bu adam diğerleriden farklı işte. NTV’de salı akşamları yayınlanan Kapalı Kapılar Ardında programını izlemek çok keyifli.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
tam bu yazıyı gircektim, çok gürültü koparacak bir yazı bence. Ve eğer doğruysa yıkanmaktan aciz bir insan nasıl başbakanlık yapar anlamam… Ecevitemi acıyalım, memlekete mi, borsaya mı, dolara mı?
yanlarında mı yaşıyor, onlarlamı yatıp kalkıyor. Nerden biliyor bütün bunları. Yanlarında da çalışan yoksa nerden öğreniyo. Anlamadım hayal ürünü gibi sanki.
sanırım emin colasan ın her zamanki hali bu, yukardaki kaygılara katılarak hadi ogrendin (nereden ogrendiyse, banyolarına girip gun mu tuttu nedir), bu boyle mi acıklanır kardesim ne bicim adamsın sen ya (bak gene sinir yaptı bende davut abii bu adam ya, yok abi sesimi yukseltirmiyim senden habersiz)
ya sabır ne diyeyim…
bugüne kadar işbirliği içinde olduğu, ona yazı yazdıran, bilgi veren “derin” mevkileri (minik kuş vs)hatırlarsak sis perdesi biraz aralanır.
imf Ecevit’in indirilmesi için düğmeye bastıktan sonra bu tip bilgileri Emin Çölaşan gibi “araştırmacı” bir gazeteciye sızdırmak pek zor olmasa gerek.
bu aralar uzun vadeli yatırım için dolara pek itibar etmeyin derim.
Emin Çölaşan bunları yazdı da nooldu? Biz tüm bir ulus olarak, Ecevit’in hastalığının ileri derecede bir hastalık olduğunu, bakıma ihtiyacı olduğunu ve bu ihtiyacın eşi tarafından karşılamadığını gayet iyi bilmiyor muyduk zaten? Neymiş çorabını ters giymiş falan… Olayın magazinsel bir açılımından başka bir şey değil bu yazı…
eli varmamış bazı şeyleri yazmaya.
İnsan ve Emin Çölaşan yanyana yazınca ne kadar kakafonik oluyor…
emin çölaşanın i.melih gökçek atatürk orman çiftliğini tabelaya “atatürk o.ç.” diye yazınca söylediği bir söz varmış. “10 tane orospu bir araya gelip gece gündüz çalışsa senin gibi bir orospu çocuğu doğuramaz.” demiş, doğru mu bilmem. adamı sevmem ama bunu duyunca acaba sevmemekle yanlış mı yapıyorum diye düşünmüştüm.
bülent ecevit hakkında yazdıklarını 1. elden kimden almış olduğunu merak ettim. doktorların verceğini pek sanmam. eceviti küçük düşürmek isteyeceklerini sanmıyorum. bence e.çölaşanın uydurmasıdır. gerçi uydursa ne farkeder ki, adam hasta, bi de bakımsız desen ne olur.
🙂 demek 10 orospu ha 🙂 ulan öldüm gülmekten yaw bu lafı hafızaya alıyım kullanmam lazım hi-hi copyright için babayı alır.
Çölaşan Gökçek’e ettiği küfür ve hakaretlerden dolayı çok ciddi paralar ödedi mahkeme kararlarıyla,Gökçek te kıllık yapar gibi ondan aldığı milyarlarla Ankarada millete döner dağıttı…
Versen Çölaşan’ın eline Gökçek’i bir kaşık suda boğar herhalde…
Şunuta unutmamak lazım;Çölaşanın Mustafa Kemal’i savunması yinede onu temize çıkarmaz.Tipik bir kartel yazarı…
Ecevit’in ne halde olduğunu tamam hepimiz biliyoruz ama sözkonusu Çölaşansa kesin abartma, uydurma ve bir sürü ıvır zıvır vardır diyorum. O adamın ismini duyunca sinir katsayım artıyor o kadar.
“anlamak için sevmekmi gerekir ?” diye sormuştu, karşı taraf. saygı ve anlayabilme yetisi gerekli olan bence demiştim. sevgi ise anlamayı güçleştirir, inanma, bağlılık ve kabullenme getirir çünkü. sevgisizlik ise [nefret’e yakın olanı] tam tersini yapar.
anlaşılacak olan pek zor değil belkide yazıda. ama şu var, genel bir emin çölaşan, karşıtlığı, yazıyı bir kenara atmış.
yine not lazım oldu: emin çölaşan ile, bir akrabağlığım, sevgi bağım yada beni onu asvunmaya itecek bir ilişkim yok. emin çölaşan’ı okumuşluğumda yok.
…(Türkçe Meali asit evi) filmini seyredenler, çok iyi bilirler. Sizi en çok etkileyen sahne neydi? Yok tanrıyla konuşma değil, ötekisi. Hani evde geçen.. Hah işte buldunuz.. O durumu ecevit – rahşan ikilisi için uyarlıyorum da zaman zaman. gülüyorum bolcana
surda
Gerçekten o sahne beni şok eden bir sahneydi. Utandım, sıkıldım, şaşırdım insan ne düşüneceğini bilemiyor. Uyarlamaya gelince adam kıçını tutamıyo nasıl ayakta dursun:))
Hükümetten kartel medyası ümidini kesti. çünkü sıra onların kullandığı devlet kaynaklarını kesmeye geldi. ve yeni bir hükümet bulmaları gerek. Ecevit’i kimse istemiyor. Ama unutmayın bundan 1 ay önce Ecevit’in evinden Başbakan sağlam, kapı gibi diyenler yine onlardı. Yani menfeatlari neredeyse halkı o yöne çekiyorlar. Aynı Karamehmet gibi Aynı Uzan Gibi…
bence ortak bir sorunumuz var, kişileri veya fikirleri eleştiriyorsunuz fakat nasıl olması gerektigini söylemiyorsunuz ?
Ayrica “çamur at izi kalsin ” mantigi var bir sürü yorumda !!!
mus_d ..>> uslüp nasil olur açıkla da herkes aydinlansin ?
mushroom ..>> kimmi$ bu emin çölaşan a yazı yazdıran mevkiiler ?
wolf ..>> bence elmalarla armutlari kari$tiriyorsun, emin çölaşan’ı yukarida yazdigin isimlerle bağdaştıracaksan, önce o yazarin kim oldugunu bileceksin; yukarida yazdigin isimlerle ne kadar zıt oldugunu ögrenmek icin o insanin hayatina dair bazi kitap ve kaynaklara basvurmani öneririm…
emin çölaşan böyle bir şey yazabilir mi?
imf istemese derin devlet böyle bir şey için düğmeye basabilir mi?
medyanın gerçek sahibi kim ?
en gerideki… (yukardaki mi demeliyim.)
Çölaşan, kurumsal tarafını bilemem ama, “duruş” olarak aidiyetini derin devletle ilişkili her konuda ortaya koymuş bir köşeyazarı. Adı “Susurluk” işine karışmış herhangi bir insana nasıl baştan güvensizlik duyarsam, ona da aynı güvensizliği duyuyorum. Meselâ Allah adına siyaset yapanlardan hiç haz etmediğim, üstelik öndegelenlerinin dürüstlüğüne de hiç güvenmediğim halde, Çölaşan onlar hakkında bir şey yazdığında, daha baştan, adamların muhtemelen haksız yere suçlanıyor olduğundan şüpheleniyorum.
devamı
çoğunluğa göre epey farklı gelebilir ama ben bu adamı beğeniyorum. Herkese dokundurmasını biliyor. Dervişin gelişinin 3. haftasında millet yere göğe sığdıramazken önce o eleştirmeye başladı. Tabi saçma bir örnek oldu. Bu adam diğerleriden farklı işte. NTV’de salı akşamları yayınlanan Kapalı Kapılar Ardında programını izlemek çok keyifli.