Uyuyamıyorum..orospusu olmuş yelkovan akrebin,dönüyor da dönüyor peşinde..saat sabahın beşi,yatağımda sağlı sollu dönüşlerimden sonra dayanamadım,kalktım,şimdi de hafife yazıyorum. içimden gelenleri,aklımdan geçenleri olduğu gibi anlatacağım sizlere.kirlisi bu sözlerimin,dikkat edin size de bulaşmasın..astarsız olacak bu yazı içim gözükecek biraz..Tarumar ettim kendimi,yazıda hizaya sokacağım düşündüklerimi,az önce aklımdan bütün geçenleri yazacağım,uzasın cümlelerin boyu,alışkanlıkta var serde yormaz bu soldan sağa gidişat beni,yorduğu kadar onanizmin bedenimi.Kadınlar mastürbasyon yaptıklarını hep sakladılar benden,kendimin lezizi olduğum onca yılı,yanlışça bir şeyler yapıyor olma hissiyatıyla tozladım..oysa bende bilirim yanık karamel kokusun nerden geldiğini.Ninem aklımdaydı az evvel,hiç mastürbasyon yaptı mı diye acaba diye düşünürken,çocuk yaşlarda evlenip buna hiçte gerek duymadığı tahmin ettim.yine de nerden bilebilirim?86 yaşında ninem Alzheimer hastası.televizyonu hiç sevmez,ne olduğunu da anlamıyor pek,unutmuş olmalı.biraz zaman önce,televizyon karşısına oturup ekrandakilerle konuşuyordu,’susun bee ne çok bağırdınız’ diye kızıyordu sabah programlarındaki ölçüsü kaçmış kadınlara.tam o esnada sesini kısıyorum,böbürleniyor ninem,’bak gördün mü nasılda susturdum hepsini’ diye..yeri geliyor örtüsünü düzeltiyor İbrahim Tatlıses saçını görmesin diye,bazen de bizlere bağırıyor neden onca elin adamını eve aldınız diye..ninemle telefonda konuştum bu gece.’devlet bize tarla verdi’diyor ‘,hayırlı olsun ninecim nerde verdi’ diyorum,sıkışınca hemen kıvırıyor,’şimdi sadece imzayı’ attık diye..nineme bayılıyorum,adeta tapıyorum.Ona da tapardım evet..tanrı dedim ona,o da beni cehenneme gönderdi.Düşündüm de fazla ciddiye alıyoruz aşkları sevdaları..işin boktan tarafı sevemememiz.sevgi sandığımız şey cep telefonlarının mesaj kutucuklarına düştü..titreyen seslerin yerinde, titreşim modları.Bilgisayarın ilk dünyama girdiği zamanlarda murat diye bir çocukla tanışmıştım sanal alemden.gerçek adının murat değil de ümmet olduğunu öğrenmem nasıl da bir hayal kırıklığıydı.görüşmedim sonrasında onunla,adını yalan söyleyen neyi doğru söler ki hesabıyla..nerden bilebilirim ki sonraları yalana ağzımın içi kadar yakın olacağımı.Uykumu ne yaman bir yiğide kaptırdım.Yağmurda yağmıyor epeydir.ruhumun akıtılması gereken tortuları var,sağlam bir fırtına çözer alır.şimdilik sadece gözyaşı.Yatağıma gidip orda,ağlayabilirim,yazıya akan ilk damlada,rengi kaçtı yazının.Akıp gidiyor her nasılsa hayat ve yarın olacak.