SAÇLARIN RUH HALİNİ ELE VERİYOR
Şimdi düşünüyorum da önceleri uzun saçlı olmayı ne çok seviyordum. Tabi bir bayanı andıracak kadar da uzun saçlara sahip değildim. Bu hoşuma da gitmezdi zaten. Bu şekilde olanları kınadığım düşünülmesin. Benim kişisel tercihim böyle. Başkalarının tercihlerine de saygı duyuyorum.
Saçlarımı normalden fazla uzatmam da; dostlarımın “uzun saç sana yakışıyor” tespitlerinin de etkisi olmuştur mutlaka. Saçlarımızdan, ayakkabılarımıza kadar donanımımızda yaptığımız değişikliklerde çoğumuz çevremizdekilerinin görüşlerini dikkate almıyor muyuz? “Yok canım, el alemden bana ne, ben neysem oyum. Yakıştırdığımı giyerim” diyenlerimiz de az değil tabi..
Sonrasında kurumsal ortamlarda çalışmam sebebi ile saçlarımı kısaltmak durumunda kaldım tabi. Bir çok kurumsal ortam kıllı, tüylü olmaya izin vermiyor.
Koç Abimizin; “bıyıklı personel çalıştırmam” demesinin üzerinden çok zaman geçmedi. Başbakan bile çok bozulmuştu bu açıklamaya. Nerdeyse ülkemizde; başörtülü, başörtüsüz tartışmasından sonra bıyıklı, bıyıksız tartışması başlayacaktı. Her neyse, bir de bununla uğraşmayalım…
Hatırlıyorum da askere gittiğimde yoğunluk sebebi ile beni berbere alamamışlar ve bir hafta uzun saçlarla dolaşmıştım. Sonrasında saçlarım 3 numaraya vurulsa da, askerlerin uzun saça özleminden olsa gerek, ben saçlarımla anılmış ve tanınmıştım. İsmini vermeyeceğim,o kendini biliyor,hafif.org da bile bir arkadaşımız profildeki fotoğrafıma bakarak saçlarımla tanımladı beni. Sonra öğrendim ki saçların insan psikolojisi üzerinde etkisi büyükmüş. Şimdi kellerin psikolojisi nasıl olacak o zaman, diye sormayın bana. Konumuz şimdilik onlar değil…

Yapılan araştırmalara göre: özellikle saçların bayanlar üzerinde çok etkisi varmış. Bunu araştırmaya gerek yok ki … Bir bayanın en çok değer verdiği, mesai harcadığı, kendisini göstermeye çalıştığı parçası; saçlarıdır.Boşuna mı televizyonlarda en çok şampuan reklamı dönüyor zannediyorsunuz? Diğer parçalarını ön plana çıkarmaya çalışanları konu etmeyeceğim…
Kimi dudaklarını, kimi gözlerini, kimi bacaklarını, kimi göğüslerini, kimi de kalçalarını ön plana çıkarmaya çalışıyor. Hatta bu parçalarını sigortalattıran sanatçılarımız bile var. Haberlere konu oldular, biliyorsunuz.
Araştırmaya göre: Hangi coğrafyada ve kültürde yaşarsa yaşasın, saçını güzel bulan kadınlar, kendilerine daha fazla güveniyorlarmış.. Hatta iyi saçın kendilerine yeni fırsatlar açtığını düşünüyorlarmış.
Araştırmaya göre, kadınların yüzde 97’sinin ruh hali, saçlarının görünüşünden etkileniyor. Bayanlarda kişiyi saçlarına göre değerlendirenlerin oranı da az değil. Kadınların yüzde 83’ü, özellikle de genç kızlar, karşılarındakiyle ilgili fikir yürütürken, saçlarına bakıyor!
Bayanların çoğunun görüşüne göre; Saçlarınız parlamamışsa, şekil almamışsa, düzgün durmuyorsa, kendinizi güvensiz, mutsuz, başarısız, çirkin hissediyorsunuz.
Aslında ben erkekler için de böyle olduğunu düşünüyorum. En azından benim için öyle. Bu kadar abartılı şekilde olmasa da, saçlarımın bakımlı olmaması beni her zaman huzursuz etmiştir.
Özellikle bayanlar saçlarının kendilerini yansıttığını düşünüyor. Saçlar bakımlı ise dengedesiniz. Saçlar dağınıksa siz de dağıtmışsınız, sonucuna kestirmeden varabiliriz. Saçlardan yana sıkıntınız varsa; iş görüşmeleri, davetler, randevular vb insan ilişkileriniz bu durumdan doğrudan etkileniyor.
Araştırma sonuçlarına göre: Birçok ruh hastalığının tanımında bakımsız saçlar belirleyici. Yani ruh hastaları en çok saçlarını ihmal ederek dağıtmaya başlıyor. Elimizdeki veri: saç baş dağınık. Teşhis: kafayı yemiş…
İşin diğer boyutu: ruhsal bozukluklar saçların dökülmesine ve cansızlaşmasına yol açıyor. Şöyle desek yanılmış olmayız: Bana saçlarını göster, sana nasıl olduğunu söyleyeyim.
Çözüm: Ya kökten kazıtacaksınız, ya da bakımlı olacaksınız, kardeşim… Yoksa bu saçlar varya bu saçlar; ruhsal verilerimizi sağa sola yayıyor… Haberiniz ola….