sana ne zaman sırtımı dönsem
kasıklarıma haçlılar saldırıyor
kıtlık çıkıyor bütün atomlarımda ve
uzağa ayarlı bombaların pimleri fışkırıyor tanrının vajinasına
kitaro susuyor
mahler susuyor
bir tek bach kalıyor saçma rönasans tınısıyla
ve ben intiharın merteğinden dönüyorum
donumda kokuşmuş yemek artıklarıyla
ezan okunuyor
dağılıyor curcuna
sana ne zaman elimin tersiyle vursam
o bilyeli kabusu görüyorum yeniden
hani şu dökülmüş kıl diplerimde
küçük bilyeler gördüğüm kabusu
tesbih böcekleri gibi diziliyorlar
her seferinde derimin üstünde
ve ben ağlıyorum
kitaro üzülüyor sustuğuna
mahlerin parmakları kangrenden dökülüyor
bach memnun yapılan yeniliklerden
bir notadan diğerine geçerken
savaş çıkıyor modernizme direnen evlerde
ve ben götüne dinamit tıkıyorum dünyanın
kaçabilecek bütün delikler kapalı
aleyhteki bütün deliller veraset ilanı
bütün devlet başkanları
bach dinledikleri için savaş suçlusu artık
evdeki sehpaların hepsi ilmeklerin altında
kan damlıyor çamaşır iplerinden
ve ben sana ne zaman cesedimi hediye etsem
tırnaklarım uzuyor
parmak uçlarım acıyor yüzüne dokunurken
göğsüm acıyor
yolda bulduğum ne varsa dökülüyor ceplerimden
biraz yağmur yağıyor sehpaların üstüne
biraz vahiy iniyor
kitaro çalmaya başlıyor yeniden
mahler annemi getiriyor kollarında
bach’ın kasıklarına haçlılar saldırıyor
ve ben hayatımda belki de ilk kez
sırt üstü doğuruyorum kendimi
ilham perilerin bana güneşi gösteriyor
parmakların tanrıyı çekip alıyor içimden
yüzüm gergin
ruhumun şarapnelleri bir diktatörün vajinasından fışkırıyor
aklım galip geliyor savaştığım o boşluğa
ve belki de hayatımda ilk kez
bu kadar temiz öpüyorum seni
ilk defa öpüyorum yeni bedenimle