Aylar öncesinden hazırlanmıştı, öğrencileri de kendi de. Milli bayram, hem de çocukların bayramıydı. Program hazırdı, Piyes, şiirler, monologlar, marşlar, türkü ve şarkılar… Çocuklar canla başla uğraştılar. Görevlerini en iyi şekilde yerine getirecekler, arkadaşlarından, öğretmenlerinden, velilerden alkış alacaklardı. Öyle küçümsenecek bir olay değildi bu çocuklar için.Birçok kere provasını yapmışlardı. Yinede eksikleri kalmaması için, büyük bir titizlik vardı. Her provadan sonra, arkadaşları hakkında eleştiri ve övgüleri konuşuldu. İyisini yapacaklarının bilinciyle diğer provaya daha iyi hazırlandılar. Marşlar, türküler ve yöresel oyunlar hummalı bir şekilde hazırlandı.Sınıfının bu çalışmalarından büyük mutluluk duyuyordu. Aslında o da öğrencileri kadar heyecanlıydı. Onların üzüntüsüne, sevincine ortak olduğu gibi heyecanları da sarmıştı onu. Kapı aralığından rahatsızlık veririm korkusuyla bakan, yanına kadar gelip izleyen, zaman zaman yardımcı olmak amacıyla fikirler veren öğretmen arkadaşları da vardı. Sonucu onlar da merak ediyorlardı. Köylüler, uzun yıllar önce bu programların yapıldığını belirtip, özlemlerini iletiyorlardı.Sahne, okulun geniş koridoruna hazırlandı. Öğrenci sıralarından meydana geldi, yan yana dizilen sıralar üzerinde gösteri sunacaklardı. Perde, dekor olanaklar ölçüsünde tamamlandı. Mantar tabancaları savaş sahnesi için hazırdı. Herkes hazır heyecan içinde zamanı bekliyordu. Her şey yolunda gitti, İzleyiciler yavaş yavaş yerlerini adı. Radyolu kasetçalarına uydurduğu mikrofonu bağlamasına yaklaştırdı. Yavaştan nağmeler izleyicilere ulaştı,” Ahu Yemendir”…Konuşmalar, şiirler, marşlar, monologlar… Final olarak piyes başladı. Sahne gerisinden kısa cümle ve işaretlerle yönetti piyesi. Sonuç müthişti, ayakta alkışlandı çocuklar. Koridor alkıştan inlerken cep telefonu çaldı… Çıkamadı sahne gerisinden.”İyi, çok iyi” dedi telefondaki ses… Oradaki sandalyeye çöktü, sevinç, mutluluk, karışık duygular sardı… İki damla yaş kaydı yanaklarından. Her şeyini paylaştığı öğrencilerine, eşinin o gün ameliyat olacağını söylememişti…
yorumlar
Ne güzel anlatmışsın sevgili teacher.Heyecanına da, endişene de ortak oldum okurken.Eğitimci olmak, sorumluluğun ta kendisidir esasen. o zor gününde bile çocuklarını düşünüp yanlarında olmakla, fedakarlığın büyüğünü göstermişsin. Çok duygulandırdın beni öğretmenim.
Burası beni çok etkiledi, ne kadar güzel anlatmışsınız. elinize yüreğinize sağlık..
Öğretmenler Gününüz Kutlu Olsun…
ATATURK’UN OGRETMENLERE HITABI(KUTAHYA LISESI – 24 MART 1923)”Muallime hanimlar ve muallime efendiler,bu irfan yuvasi altinda hepinizi bir arada gormekten vehepinizi selamlamaktan cok memnunum.Memleketimizi, toplumumuzu gercek hedefe,gercek mutluluga ulastirmak icin iki orduya ihtiyac vardir.Biri vatanin hayatini kurtaran asker ordusu,digeri memleketin gelecegini yoguran irfan ordusudur.Bu iki ordunun her ikisi de kiymetlidir, yucedir.Fakat bu iki ordudan hangisi daha degerlidir,hangisi bir digerinden ustundur?Suphesiz boyle bir tercih yapilamaz.Bu iki ordunun ikisi de hayatidir.Yalniz siz irfan ordusu mensuplari,sizlere mensup oldugunuz ordunun deger veyuceligini anlatmak icin sunu soyleyeyim ki sizler olen ve olduren birinci orduya,nicin oldugunu ogreten bir orduya mensupsunuz.Biz iki ordudan birincisine,vatan cignemeye gelen dusman karsisinda kan akitan birinci orduya -butun dunya bilir,butun dunya sahit oldu ki- pek mukemmelen sahibiz.Vatanin dort sene once dustugu buyuk felaketten sonra,yoktan var olan bu ordu,vatani yok etmeye gelen bu dusmani kutsal vatan topraginda bogup mahvetti.Yalniz bu orduya sahip olmakla,isimiz bitmis, gayemiz bu ordunun zaferiyle son bulmus degildir.Bir millet,irfan ordusuna sahip olmadikcasavas meydanlarinda ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin,o zaferin koklu sonuclar vermesi ancak irfan ordusuyla mumkundur.Bu ikinci ordu olmadan birinci ordunun elde ettigi kazanimlar sonuk kalir.Milletimizi gecek mutluluga,kurtulusa ulastirmak istiyorsak,bizi olumden kurtaran vehayata goturen bugunku idare seklimizin sonsuzlugunu istiyorsak,bir an once buyuk, kusursuz,nurlu bir irfan ordusuna sahip olmak zorunlulugunda bulundugumuzu inkar edemeyiz.Eski idarelerin en buyuk kotuluklerinden biri deirfan ordusuna layik oldugu onemi vermemeleridir.Eger onem verilseydi, gelecegi emanet ettigimiz sizlere,gelecek kadar guvenilir bir mevki verilmesi gerekirdi.Henuz uc dort senelik hayata sahip olan milli idaremizdeirfan ordusu ile layik oldugu kadar ilgilenilememistir.Fakat buradaki mecburiyetimilletin munevverleri olan sizler elbette ki daha iyi takdir edersiniz.Butun kuvvetimiziyalniz cephede toplamaya mecbur oldugumuz bu kisa sure icindetabiatiyla irfan ordusuyla geregince mesgul olamadik.Lakin Cenab-i Hakk’a sukurler olsun ki dusman karsisindakiaziz ordumuz icin harcadigimiz butun emekler mutlu sonucunu verdi.Artik bundan sonra ayni kuvvet,ayni faaliyet,ayni istekle irfan ordusu icin calisacak ve birincide oldugu gibibu ikinci ordudan dahi emeklerimizin,faaliyetlerimizin mutlu vebasarili sonuclarini ayni parlaklikta elde edecegiz.Arkadaslar;asker ordusu ile irfan ordusu arasindaki birliktelik vealakayi belirtmek icin sunu da ifade edeyim,kiymetli bir eserden ordunun ruhu kumanda heyetidir deniliyor.Hakikaten boyledir.Bir ordunun kiymeti kumanda heyetinin kiymeti ile olculur.Siz ogretmenler,sizler de irfan ordusunun kumanda heyetisiniz.Sizin ordunuzun kiymeti de sizlerin kiymetinizle olculecektir.Istiklal mucadelesinde uc dort senedirdusmani topraklarimizda mahvetmek icin yaptigimiz savaslaordunun ruhu olan kumanda heyeti degerlerinin yuksekligini nasil ispat etmisse,bundan sonra yapacagimiz yeniliklermilletimize bir karanlik gibi coken genel cehaleti maglup etmek savasinda dairfan ordusunun ruhu olan siz ogretmenlerinayni yetenegi ortaya koyacaginiza eminim.Bu konuda size guveniyor ve saygi ile selamliyorum.”M.Kemal Ataturk
Tüm öğretmenlerin bu özel günü kutlu olsun…
Güzel duygularınızı belirten yorumlarınız beni mutlu etti. Çok teşekkür ederim. Hepinizi çok seviyorum. Bunu söylemek bile bana mutluluk veriyor.Bütün öğretmenlerimin Oğretmenler Günü’nü kutluyorum.Katkılarınız için teşekkürler…
beni duygulandıran güzel yazılarınızdan bir tanesi.
Bedeli hiçbir maddi karşılıkla ölçülemeyecek kadar saygın. Sevgi ve fedakârlık mesleği. Sınırları okul ve sınıf duvarlarıyla çizilemeyecek, zil ile başlayıp bitmeyecek kadar ağır bir sorumluluk gerektiren kutsal bir görev.Öğretmenlerimiz; 24 Kasımlarda değil her zaman değerlisiniz ve öyle kalacaksınız. Büyüyen her fidanda, açılan her çiçekte kokunuz; geçmişte ve gelecekte iziniz var.Bilim ve aklın ışığında, sevgi dolu yolun açık olsun fedakâr öğretmenim…