bildirgec.org

öğretmen hakkında tüm yazılar

Ana okulu şenliği

nazokiraze | 19 May 2011 18:46

Geçtiğimiz hafta henüz ana sınıfına giden oğlumdan istenilen üç boyutlu Kız Kulesi maketi yüzünden günlerce strese girdim, bu yaştaki veletten bu istenir mi ,şimdi işi gücü bırak bunlarla uğraş diye söylenmeyi de ihmal etmedim.

Ancak bu çalışmalarımız meyvesini bu Salı günü verdi.Küçükçekmece Belediyesi, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Küçükçekmece Kaymakamlığı tarafından düzenlenen “Okul Öncesi Çocuk Şenliği” için yapıldığını bilmeden harıl harıl maket yapmakla uğraşan veliler ve çocuklar o gün çok eğlendik.

BİRLİKTE KURTULACAĞIZ

takyon | 09 December 2010 17:17

Sabırsızlıkla beklediğim bir gün vardı; doğum günüm. O yıl özellikle çok heyecanlıydım. Onsekizimi bitirecek, reşit olacaktım. Mutlaka bir önemi vardı bunun, öyle olmasa büyükler hep şöyle der miydi:
“Sus, karışma sen, hele bir reşit ol, o zaman bakarız”
Bu “bakarız” kısmını pek anlamasam da reşit olmanın tam bağımsızlık anlamına gelmediğini anlatıyor gibiydi. Yine de reşit kelimesi bir mıknatıs gibi çekiyordu beni.
İşte o gün geliyordu. Birkaç gün sonra reşit olacaktım. Sanki bir sınırın öbür tarafına geçmek gibi… Aniden zengin olmak gibi…Uzaya çıkmak gibi…Evet evet çok önemli birşeydi o.
Üniversitede ilk yılım bitmek üzereydi. Lisenin katı disiplininden sonra başımı döndüren bir rahatlık vardı üniversitede. Neye uğradığımı şaşırmıştım. Derse girmesem kimse kızmıyor, çıksam kimse kızmıyor, hiç uğramasam umurlarında değil. Bir keresinde beşyüz kişilik anfide ders başlayalı onbeş dakika olmuş; içeri girdim. Hocam olan profesör kadıncağız arkası dönük anlatmaya devam ediyordu. Aradan beş dakika geçti ki acıktığımı hissettim, kahvaltı da yapmamıştım. Çıkıp bir güzel sınıftan, simit aldım, girdim anfiye, yedim üstelik simidi. Sonradan kendime kızdım gerçi. “Yahu şartlar müsait olabilir sen niye fırsatçılık yapıyorsun”. Tabii anfinin iki kapısı olması da sağlıyordu bu rahatlığı, yani öyle her sınıfa gir çık yapmak zordu. Olsun elimizdekiyle de gayet mutluyduk biz yeni yetmeler. Hem sonra, sınav sonuçları panoya asılıyor, öyle bütün sınıf kaç aldığını duyup pis pis bakmıyor. Böyle bir rahatlığın tadını alınca üstüne bir de reşit olursam kimbilir ne özgürlükler beni bekliyor diye seviniyordum. Hani bir ilacı sık sık alınca eşiğin artar, dozu artırırsın ya, reşit olunca da evde bana kimse karışamayacaktı, yasalar öyle diyordu, ne istersem yapabilirdim. Hayır, bunları duysalar, zannedecekler ki inceden inceye plan yapmışım; onsekiz bitince yapacaklarımın listesi şudur diye.

Matefobimatik-3

karuma76 | 17 October 2010 20:54

Dershane müdürü… İlginç bir adam… Ayağında şort, üzerinde gömlek, boynunda kravat, ayağında sandalet ve çorap… Yuh dedim, hem de ne yuh… Ama adam olduğunca rahat, ayran söyledi bize. Sonra bir kitapçık getirdi bana, sonra da sınıfa şutladı beni. Şimdi yandın oğlum dedim, ya bu deveyi güdeceksin, ya bu diyardan gideceksin. ayağımda 42 numara ayakkabı iziyle sınıfta buldum kendimi. Yeni bir hoca ve asık suratlar… İlk hareket her zaman önemlidir bu işte. Çünkü yenisindir ve yenilere hiçbir öğrenci acımaz.
Ben de onlara acımadım ve daldım sorulara, en kolayından ama en sazanından başladım. Neredeyse saldırdılar soruya ama ilk defa bir sazanla tanıştılar. Beklemedikleri şeyler oluyordu ve şok üstüne şok yaşadılar. Sordular hemen bana, hocam siz bu işte yeni misiniz yoksa yıllardır bu işi mi yapıyorsunuz? Dedim ki her şeye sizinle başladım ve iyi ki sazansınız. Arkadan sesler duymaya başladım ben bu adama dalarım diye ama aldırmadım tabii. 5 dakika içinde başladığım bir işe tam 5 sene emek verdim tabii dershanede. Şimdi yine matematik öğretmenliği yapıyorum devlet okullarında ve hedefim yine aynı. Sazan yakalamak… Anlayacağınız ben matematiği öğretmiyorum, sevdirmeye uğraşıyorum. Çok şükür şimdilik bunu başarabiliyorum ama ilerisi ne olur bilmiyorum. Tek bildiğim dersimde sıkılmayacağınıza garanti veriyorumBenim dersime girip de eğlenmeyen, eğlenip de öğrenmeyen yok. Son olarak bir SAzan testi yapalım.Bakalım Matematik severler veya sevmezler bu duruma ne diyecek?
İşte Sazan Saorumuz geliyor: 6 ile bölünebilen iki basamaklı en büyük tamsayı ile, 6 ile bölünebilen iki basamaklı en küçük tamsayı arasındaki fark kaçtır?
Kolay gelsin…

Matefobimatik-2

karuma76 | 15 October 2010 16:19

“Aklıma uydum matematikçi oldum.” Yani sonumu ben hazırladım. Oysa bölümü okurken başıma geleceklerden haberdar değildim. Bütün teslimiyetimle giriştim matematiğe. Hatta annem sen şimdi bunu ingilizce de okumaya kalkarsın dedi. Öyle de oldu. Matematik okudum, bırakın okumayı bir de ingilizce matematik okudum. Eee… Ne oldu sonra… Şimdi öğretmenim ve benim aşık olduğum dersi neredeyse herkes sevmiyor. Ben de karşımdaki malzemeyi bile bile ders anlatıyorum.
Peki ne oldu? Hayatından memnun değil misin derseniz işte şimdi onu anlatacağım.
Herşey bir dershanenin önüne gelip sahibiyle tanışmamla başladı….
Ders arası bitti…Devam edecek…

NE OLACAK BU KPSS ‘NİN SONU?NASIL GÜVENİRİZ YENİDEN???

suleceizler | 10 September 2010 16:13

Skandallar ülkesi gibi olduk vesselam.Sen o kadar yıllarca oku öğretmen olmak için dirsek çürüt bide otur atanacağım diye sınava gir.Yıllarca kazanmayanları tanıyorum,yıllarca öğretmen olmak için bekleyenleri.Önceden böyle bir şey yoktu.Hatta va hatta öğretmen liselerinden çıkan bile hemen atanırdı.Şimdi üniversiteden mezun olsan karşında ağzını kocaman açmış KPSS denen canavarı yenmen gerekiyor.Yenemedin mi?O zaman özel okullara ya da dersanelerde sürünmek zorundasın.İnsanın içinde öğretmek arzusu olsa bile köreltir bu sistem insanı.İdealist öğretmenler vardı bir zamanlar öğretme aşkıyla dolu.Okullarda ben artık göremiyorum bu tür öğreticiler.Neden?Çünkü kimsede ideal falan bırakmadılar.İdealler herkes tarafından askıya kaldırıldı.Herkes karnını doyurma telaşına kapıldı,gidiyor.Madem sınav yapıyorsunuz , o zaman doğru dürüst yapın bari.Soruları çaldırmayın kardeşim millet nerdeyse bir sene hazırlanıyor,sen sorulara sahip bile çıkamıyorsun.Allah’tan anlaşıldı ya anlaşılmasa bu kadar kişi haksızlığa uğradığını nasıl bilecekti?Bu affedilir bir suç mu?Madem hayatımız bu hep sınavlara bağlı ,nasıl dikkat edilmez?26 Eylül’de yapılacak olan benim gireceğim sınavın sorularıda bir dersane tarafından yürütülmüş.O yüzden iptal oldu.Bir skandalda burdan yakacaktık farketmeseler.Ösym sen neden varsın biz anlamadık.Öss de skandal,Kpss de skandal biz size nasıl güveneceğiz.Bıraktım gerçekten çalışmayı bıraktım.İnanmıyorum artık ve inanmıyoruz artık sisteminize.Nasıl garanti vereceksiniz yine aynı şey olmayacağına? Hadi iyi puan aldık diyelim buda yetmiyor ki? Açık açık yazmıyorum nedenini hepimiz biliyoruz çünkü.Ülkemize yararlı olmak istiyoruz biz,bir şeyler yapmak ve gerçekten bu ülkeyi çok daha iyi durumlara getirmek.Önümüze barikat barikat engeller koymak yerine çözüm üretmenizi bekliyoruz.Hefesimizi kırmak yerine heveslendirilmek istiyoruz.Biz devletimize güvenmek istiyoruz.Çünkü ülkemizi çok seviyoruz.Lütfen biz gençleri duyun biraz lütfen…

KPSS 2010 sınav sonuçları ve branşlara göre puan sıralaması hakkında

admin | 03 August 2010 15:17

KPSS 2010 sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte adayların çoğu kendi branşlarında Türkiye çapında kaçıncı olduklarını da bilmek isteyeceklerdir.

Önceki senelerde de buna benzer taleplerde bulunulmuştu. Ancak ÖSYM’den resmi bir yanıt alınamamıştı. Diğer taraftan, 2008 KPSS sınav sonuçlarını geçtiğimiz sene Çevre ve Orman Bakanlığı tüm branşlardaki sıramalarıyla açıklamıştı. Bu liste daha sonra yayından kaldırılmıştı fakat memurlar.net kendi sitesine taşımıştı.

Bu sene de nasıl bir yol izleneceği ve kpss sonuçları merakla bekleniyor.

ANT İÇERİM

lavinya76 | 02 April 2010 10:54

bu ben değilim:)
bu ben değilim:)

İlkokul günlerini herkes hatırlar. Beyaz yakalıklar, cebinize üçgen biçimde katlanıp konulmuş mendil, özellikle pazartesi gününe mahsus tırnak kontrolleri, istiklal marşı ve saygı duruşu sonra bahçede sıra olurken kolların tren biçiminde öndeki arkadaşın omzuna değecek biçimde uzatmalar… Her gün yeniden iki belik şeklinde örülen saçlar.

Her sabah neye yemin ettiğinizi bilmeden hep bir ağızdan okunan andımıza eşlik etmeler ve aceleci bir koşuşturmayla hapsolduğunuz sınıflar. Beyaz tebeşirin kara tahtada çıkardığı o acayip ve tüylerimi hala diken diken eden o ses. Tahta silme yarışında tavşan sıçrayışları. Çöp kutusu kenarında kurşun kalem açma sevdalıları…