Türkiye onsuz tam 14 yıl geride bıraktı.Bugün Turgut Özal törenlerle anıldı .8. Cumhurbaşkanı Merhum Turgut Özal’ın Vefatının 14. Yıldönümü Dolayısıyla Ankara’da Kocatepe Camii’nde Mevlit Düzenlendi.Turtut Özal Düşünce ve Hamle Derneği’nde düzenlenen ve bütün Türkiye’den 10 binlerce vatandaşın katıldığı Özal’ı anma mevlidine TBMM Başkanı Bülent Arınç, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, eski ANAP’lı Bakan Mehmet Keçeciler, Rahmetli Özal’ın yeğeni Hüsnü Doğan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Necati Çetinkaya, DYP Genel Başkan Yardımcısı Saffet Arıkan Bedük, AK Parti Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış ve 10 binlerce vatandaş katıldı.Haberin tamamı için tıklayınız.
yorumlar
hakkatten , ne iyi olurdu şimdi aramızda olsaydı !
yillar ne cabuk geciyor yahuuuu ..wah wahhh rahmetli Özal Cumhurbaskni oldugunda size alisamadim diyen bir subay hakkinda sorusturma baslatilmisti…..Simdi RTE ye kac milyon alisamayacak aceppp wah wahhh ülkeme bak yahu !!!!!!
zez hoşgeldin yaw… dün tv deydin F1 seyrederken ahanda bizim kız diye bağırdım… kırmızı tulumlar yakışmıştı… neyyyse… gulüm Turgut amcamın ektiklerini biçeeee biçeee bitiremiyor vesselam Türk halkı… bak canımcım onun sayesinde kaç çağ birden atladık. ama nankörüz birtanem… adam ne yaptıysa yaranamadı bazı kesime… her alanda ama heeeeeerrrr alanda değiştik… ilerledik… ilerledikçe ahlakımız da gelişti… vurguncuya soyguncuya ne marifetli adam, ahlaksıza zorbaya güçlü adam, namusuyla yaşayana salak, aptal, enayi diyecek kadar geliştik… örf adet ve gelenekler yani gereksiz seramoniler tarihte kaldı ve var olanlarda yok olmakta… bir ülke daha ne ister… aaaaa… unuttum hepimizin elinde birer cep telefonu… bilgisayar… (kendinle çelişme be salak…) bankalara (en az iki) kredi borçları… bizi bu hallere getiren nur içinde yatsın… Rahmetlinin ruhuna El Fatiha…
semra bi kaset takda müzik dinleyelim.
icraatlerinin neticesini belirleyemez bazen ister.örnek: yolda yürürken ağzında sigarayla sırılsıklam biri sizi durdurarak ateş isterse(-ki bende bulunmaz ama sizde varsa) hemen acıma hissinizle ona cebinizdeki çakmağı uzatıverirsiniz, eğer o çakmakla üzerindeki benzini tutuşturup kendini yakarsa siz bu olaydan ne kadar mesul olursunuz ki.işte aynen böyle de; özal türkiye’nin batı ve doğu planında ufkunu aydınlatmıştır, sizler belki hatırlamazsınız ama annem Ecevit ve Demirel döneminde şekeri, yağı, gazyağını, tüpü hep metrelerce uzayan kuyrukları bekleyerek aldıklarını anlatırdı, bu kıtlık özal döneminde nihayete ulaşmıştır, hatta etrafınızda kamyoncu bir yaşlı tanıdığınız varsa ona bir sorun ecevit nasıl dı? inşallah rahmetliye sövmez, zira ecevitte kötü niyetli insan değil di ama devlet yönetmek zanaat meselesi…sonuç: özal iyi hamlelerde bulunmuştur birileri bu hamleleri kullanarak yolsuzluk yapmış olabilir, bu özal’ı karalamaz…
adamın üstündeki benzinin kokusunu alamayacak halde sersem sepelek değilse sorumludur. hadi farketmedi ve çakmağı verdi diyelim o zaman da sadece patlayan adam değil etrafındakiler de bu patlamadan yara alır, durum budur yani. öyle de böyle de çakmağı veren sorumludur.
teşbih de hata olduğunu hocalarıma bende çok söyledim ama…
arkadaşlar bir fıkra vardı toparlamama yardım edin lütfen sonu sanki şöyleydi… ya be kardeşim o öpmüyor şu öpmüyor… ulan o zaman beni kim öpüyor? kıssadan hisse çıkarılır mı bilmem… varsa bu fıkrayı bilen beri gelsin… kopanisti sana da selamlar canım canım arkadaşım… seni görmedim zannetme… 🙂
Neden millet olarak bazı değerlere sahip çıkmakta hep geç kalıyoruz. Neden hayattayken değilde öldükten sonra onlara sahip çıkma duygularımız kabarıyor.Birçok defa şahit olduğum bu davranış her değerli insanın ölümünden sonra tekrarlanıyor.Bu ölen insan veya insanlar değerli bir sanatçı,politikacı, yönetmen,senarist,şair … v.s. olabilir.Acaba o değerli insanları hayattayken bulamamamızın sebebi ne veya buluyoruz ama onlara hakettikleri sevgiyi göstermek zor mu geliyor bize?Sözüm meclisten dışarı, acaba millet olarak ölenin arkasından “iyiydi” demek , o lafı kişiye yaşadığı zaman söylemekten daha mı kolay geliyor bize ?
vay bana vaylar bana…su vermezki çaylar bana…ah kopanisti ah… bütün bunlar hep senin yüzünden… yaw işkence etme al bizi ailecek atlayalım bir dalgaya rehberlik yap siriusa mı götürecen ne yapacan lütfen yani…
ben dedim uymayın bana diye
eywallah lorien, izledigini bilseydim sana bir el sallardim…demekki gördün beni ha :-)))) cok sevindim…sorma iki gündür cöllerde kaldik ..gurbetlerde hahahah kozanin degimiyle kültür erozyonu oldum ve gene topraklara döndüm ..heheheh :-)))))arkadaslar siriusa gideceksek korkmayin ben size pilotluk yaparim siz nerden hareket edecegimizi söyleyin yeter…..bide yazdan evvel gidelim bu yaz cok sicak olacak haberiniz olsun.. :-))
özal’sız gecen 14 sene ha… ne kadar da alışmışız onsuzluğa… keşke 14 değil de 24 olsaydı…yazının sahibi de dahil olmak üzere özal’ı seven herkesten özür diliyorum ama neden üzülüyoruz ki onun gidişine?şu anda ülke olarak başımızda ne kadar bela varsa bunlarda özal’ın payı nedir sizce?barzani’den talabani’den vs bahsetmeyeceğim,pkk’yı da gündeme getirmeyeceğim…fakat bence şunu hepimiz şunu aççık ve seççik olarak (!) görmeliyiz : onun elindeki imkan Atatürk’ün elinde yoktu… tek başına iktidar oldu,istediği reformları da kütür kütür khk’ler (kanun hükmünde kararname) ile meclisten geçiriyordu…ama o neyi seçti? ya da bize ne bıraktı? borç içinde bir ülke,dikili bir ağacı bile olmayan iki zavallı yetim,kimin kucağında olduğunu kendiside bilmeyen bir zeynep,tüm zamanların en nefret edilecek kadını semra,rüzgar gülü keçeciler,yetim hüsnü,işini bilen memurlar,hayali ihracat,hortum,vs vs vsgeç öldü rahmetli… toprağı neyin bol olsun
a aa ne güseel, tam da vaktine denk gelmiş bizim yeni cumba arayışımızla muhterem rahmetli 🙂 (aynı zamanda köy enstitülerinin de kuruluşu).temsili demokrasi (katılımcıyı pek önermiyor zevâtlar) gereği hallenmiş “dokunma bana” sembolümüzü de özlüyoruz demek ki :)memleketin o meşhur yüzde yirmisinin (rantlanabilen) gözbebeği bu günlerde evliya bile ilân edilse yeridir. ne de olsa o yüzde yirmiyle, muhalefet ve iktidarlarıyla rectum bar müdavimi yaptılar milleti (halk demiyorum, o başka bir şey).özal’ın cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası bir karikatür vardı. limon kapağı olmuştu sanırım. kallavi bir koltukta, kare gözlüklü ikiz çeneli bir bok çizmişlerdi.şimdi beterin beteri var ya, adamımız mübârek diye pazarlanacak nerdeyse. ben birşeyler çizmiştim yeni versiyonu ile ilgili olarak ama, götüm yemiyo bir yerelerde yayımlamaya 🙂 harun yahya hakkındaki eleştiriler bile işporta bir sansür arayaşıyla ortalığı sarmışken ne haddimize kelâm etmek? 🙂 kan alırlar o kötümüzden:) ha, targıt geniş adamdı, takmazdı bu tür eleştirileri derseniz; başım üstüne.amma aldığı garantiler bu derece genişletmişti belki de 🙂 bakın şimdiki paso asabî 🙂 niye?malı iyi satamadılar da ondan :)izmir körfezi yine hafiften bok kokuyor. güzelyalı sahiline çıkıyorum ara sıra. özal koltuğa seçilirkenki koku; gelenekselleşmiş chp ve yerel yöneticilerinin basiretsizliği sonucu, burnumun direğini kanırtan ters esinti, göz yaşartıyor kenar mahalle fırsatçılarımızın talan rahatlığıyla.umarım, bok boku kenefte bulur, ya da ben gibiler bok yoluna acentasıyla seyrü seferimizde çanak çömlek patlatacaklar beklentimize göz süzmeye devam ederiz. (acizlik ve sızlanma; üçüncü dünya ülkeleri çağı yakalama arayışı olimpiyatının, açılış müsabakası olsun)
Kör ölür badem gözlü olur benbeyciğim
“benim memurum işini bilir, anayasa bir kere delinmeylebi’şey olmaz”
türkiye tarihini 15 yıllık dönemlere bölecek olursak, ortalama olarak en zor geçen dönemdir.
Hayatta güzel şeyler de var.Daha doğrusu bazı şeylerin olmaması pekiyi.Ne demişti Emre Kongar?…yararından çok zararı dokunan…Adamı zehirlemişler, şunuyapmışlar…Bazen de dışarıdaki düşmanlarımız bize itilik yapabiliyor.Tıpkı AB’nin bizi üye yapmayarak,aslında bize yiylik etmesi gibi.Bir bildikleri vardır aslında ama,Türkiye’ye enbüyük ve en hızlı zararıAB’ye aldıkları zaman yapmış olacaklar.Teşekkürler AB!
seni ne kadar özledik…senin bu ülkeye yaptıklarını, kendi ülkenin insanları bile anlamaktan aciz kaldı.
yaa yaa!