bildirgec.org

turgut özal hakkında tüm yazılar

Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanları

24black mamba24 | 14 August 2009 13:24

Mustafa Kemal Atatürk:

1881 yılında Selanik’te doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım‘dır. İlkokulu Şemsi Efendi Mektebi’nde okudu. Harp Akademisi’ni 1905 yılında kurmay yüzbaşı olarak bitirdi. Türk kuvvetlerinde binbaşı olarak görevlendirildi. 1912-1913 yıllarındaki Balkan Savaşı’nda da binbaşı olarak görev yaptı.

Birinci Dünya Savaşı’nda, 19. Tümen Komutanı olarak Çanakkale Savaşı’na katıldı. Orada “Anafartalar Kahramanı” olarak ün kazandı. 1916 yılında generalliğe yükseltildi.

19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Mustafa Kemal, 22 Haziran 1919’da Amasya Genelgesi’ni yayımladı. Osmanlı Hükûmeti’nin verdiği görevden ve askerlikten istifa etti. 23 Temmuz 1919’da Erzurum’da, 4 Eylül 1919’da Sivas’da toplanan kongrelerin başında hazır bulundu.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, Mustafa Kemal’in çabalarıyla 23 Nisan 1920’de Ankara’da açıldı. Mustafa Kemal, Meclis ve Hükümet Başkanı seçildi. Sakarya Meydan Savaşı kazanılması nedeni ile Mustafa Kemal’e ‘Mareşal’ rütbesi ve ‘Gazi’ ünvanı verildi.

Kurtuluş Savaşı‘nın bitiminden sonra TBMM tarafından 29 Ekim 1923 günü Cumhuriyet ilan edili. Mustafa Kemal, Cumhurbaşkanı seçildi. Arka arkaya 4 kez Cumhurbaşkanı seçilerek bu görevi en uzun yapan kişi oldu.

2587 sayılı kanunla Atatürk soyadını aldı ve başka hiç kimsenin bu soyadı taşıyamayacağı kararlaştırıldı.

Atatürk, sadece komutan değil, aynı zaman da devlet adamı idi. Vatanın bağımsızlı ve mutluluğu için elinden geleni yaptı ve girdiği mücadeleden zaferle ayrıldı.

Önder Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım 1938’de hayata gözlerini yumdu.

Görev Süresi: 29 Ekim 1923 – 10 Kasım 1938


Mustafa İsmet İnönü:

İzmir‘de 1884’de doğdu. Orta öğretimine kadar Sivas‘da durdu. 1897 yılında İstanbul’daki Mühendishane İdadisi‘ni okumak için , İstanbul’a gitti. 1906’da Erkân-ı Harbiye Mektebi’nden birincilikle ayrılarak kurmay yüzbaşı olarak Edirne’de bölük komutanlığı yapmaya başladı.

Birinci Dünya Savaşı sırasında Kafkas Cephesi’nde Kolordu Komutanı olarak görev aldı. Bu görevi yaparken Atatürk ile birlikte çalıştı. TBMM‘ne Edirne milletvekili olarak katıldı.

Birinci İnönü Savaşı‘nda tuğgeneral olan Mustafa İsmet, Mudanya Ateşkes toplantısında Büyük Millet Meclisi’ni temsil etti. 1923’te Lozan Antlaşmasını imzaladı.

Cumhuriyetin kurulmasından sonraki ilk hükümette başbakan olarak görev yaptı. Atatürk’ün isteği üzerine İnönü soyadını aldı.

1938 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ikinci Cumhurbaşkanı oldu. Aynı zamanda CHP Genel Başkanlığı‘na da getirildi. İkinci Dünya Savaşı‘ndan sonra çok partili siyasi rejime geçilmesinde büyük rol oynadı.

Mevhibe Hanım‘la evli olan İsmet İnönü, üç çocuk babası idi. 25 Aralık 1973’de vefat etti.

Görev Süresi: 11 Kasım 1938 – 22 Mayıs 1950

“Türk Birliği” Yakında İlan Edilecek.

akiladam | 17 November 2007 00:30

Türkiye’nin gündemini Türkiye’nin K.Irak’a girip girmeyeceği meşgul ediyor. Bu konuda fikirleri olanlardan biri de yazar Tamer Korkmaz. Kendisiyle yapılan bir röportajda Türkiye’nin K.Irak’a yerleşeceğini iddia eden yazar, asıl bombayı ise röportajın sonuna saklamış. Turgut Özal’ın hayali olan ve belki de bir sır olarak kamuoyuna açıklanmayan “Türk Birliği”nin 1 kaç ay içinde ilan edileceğini söylemiş. Detayları okumak isterseniz buradan buyurun.

liderler, gerçekten lider mi?

| 10 October 2007 19:23

İnsanlığın avcı toplayıcı döneminde, az sayıda bireylerden oluşan grupların liderlerini fiziksel güç ve avlanma yetenekleri belirlerdi. Gruptaki en güçlü ve yetenekli bireyin lider olması kaçınılmazdı. Görev bölümü de çok açık ve netti. Erkekler avcı,toplayıcı, savunucu. Kadınlar toplayıcı, anne. Düşünmek, akıl yürütmek ve grubu yönlendirmek sadece lidere ait bir özellikti.

Tarım toplumu ve yerleşik düzene geçişle birlikte, birey sayısında önemli artışlar ve pek çok uzmanlık alanı meydana geldi. İnsanlar günümüzde olduğu gibi birbirinden değişik işler yapmaya başladılar. Bu yeni dönemle birlikte düşünme ve akıl yürütme tüm bireylerin özelliği haline geldi. Liderler önemli sorunlarla karşılaşmaya başladılar. Artık fiziksel güç ve zeka liderlik için yeterli değildi. Burada tamamen ayrı bir kurum haline gelmiş olan ordu devreye girdi. Arkasında ordu desteği olmadan otorite sağlamak mümkün değildi. Zamanla bu da yetmemeye başladı. Bu kez de tanrısal güçler devreye girdi. Eski Mısır’da firavun tanrıdan aldığı talimatları topluma iletirdi. Yönetimde artık üç kurum vardı lider, ordu ve rahipler.