Eşek bile bir tek Anamın sözünü ikiletmezdi. Bizi hiç sallamayan bu eşek Anamın yoldan gelişini görünce “hazır ol” pozisyonuna geçerdi. Eşek bile Anamın Osmanlı kadını olduğunu biliyordu.Bizleri büyüttü başka illere gönderdi, babamın dünyadan ayrılışı ile tek başına kalmasını istemedik. Yanımızda kalsın, yaşlandı, dinlendin istedik. Söz geçirebilseydik başaracaktık ama Osmanlı kadınına söz geçmiyor. Sık sık yanına gitmeye çalışıyoruz ancak iş nedeni ile her zaman izin kullanamamak sorun oluyor. Osmanlı kadını ya başkasının yanında bile kalmak istemiyor.Aklıma geldikçe beni eşek kadar hayrete düşünerek bir ineğimiz vardı süt sağılması gerekiyor ve anneme yardım etmek için kovayı alıp yanaşıyorum. Bu inatken süt sağmak mümkün değil. Gidip bakkaldan alıp kovaya doldurayım diye düşünüyorum ama Anamdan kaçmaz. Zaten ineğin şişen memeleri beni ele verir. Üzerine bir de Anamdan fırça yemek var. Anladım ki bu inek elleşmekten hoşlanmıyor.“Ana ben yemeği yaparım sütü sen sağ” demekten başka yapılacak bir şey yok.O bana yüz vermeyen inek Anamı görünce nasıl da süzülürdü. İşte bu sahne beni delirtirdi. Planlarımın arasında ilk Kurban Bayramında o ineği kesmek yer alırdı.İnek kesildi ama Anam çok üzüldü. Böyle olmaz bari yenisini alalım dedik o da bize ötekinin yaptığını yaptı.