Eski cumhurbaşkanımız sanırım yanlışlıkla söylemiş.Türkiyemiz 8 eyalete bölüne bilirmiş.Ben bu konuda şimdilik yorum yapmak istemiyorum.Haberi buradan okuya bilirsiniz.İnşallah yanlış anlamışızdır.
Eski cumhurbaşkanımız sanırım yanlışlıkla söylemiş.Türkiyemiz 8 eyalete bölüne bilirmiş.Ben bu konuda şimdilik yorum yapmak istemiyorum.Haberi buradan okuya bilirsiniz.İnşallah yanlış anlamışızdır.
yorumlar
Madem böldürecekti, neden onca genci öldürdü?…Gelen tepkiler karşısında, gerçi bugün “yanlış anlaşıldım” gibi bir açıklamada bulundu ama, hakkında soruşturma da açıldı…
Şuan gelinen nokta ciddi sorunlara gebe. Bizi kurtuluş savaşına götüren olaylar, İtalya, fransa ingiltere yünanlıların ülkemize girmesi resmen işgal etmesi ordumuzun dağıtılması ille başşlamıştır.Durum şudur ki. Abd, kürdistan israil, güneydoğudan ülkemize girmedikce bi bok yapacagimiz yok.Yumurta meselesi.Durum ciddi.
haberi duyunca kahkahalarla güldüm. neden sonra derin bir sessizliğe gömüldüm. tırnaklarının arasında hala kurumamış onca fikir suçlusunun kanı dururken “ben yanlış anlaşıldım, aslında şöyle değil böyle demek istedim” diye şaşkın şaşkın, acınacak açıklamalar yapan hali ahir ömrümde görmeyi umduğum bir sahne değildi. halen cumhurbaşkanımız diyenler var, ben de cumhurdanım ama o benim başkanım hiç olmadı diye, kendimi avuttum durdum…
alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. allah söyletiyo heralde
Ne de olsa; boyaları kandan, tuvalleri tenden bir ressam var karşımızda…
Boş yere genç idealist subaylar örgütlenmeye çalışmıyor. Boş yere emekli paşalar stratejik araştırma merkezleri kurmuyor. Yıllarca pkk ile savaşmış albaylar boş yere istifa etmiyor. Boş yere Kuva-i Milliye örgütleri teşekkül edilmiyor. Bazı paşalar-subaylar, bazı olmaması gereken şeyleri gördüklerinden dolayıdır herhalde, böyle davranışlar sergiliyorlar. Bazı kokuşmuş çarkları kıramadıklarından, bu işleyiş dışı durumlara tenezzül ediyorlar belkide. Gazi Mustafa Kemal’de, böyle atalete itilmiş bir ordunun içinden çıkmış bir subaydı. Halkın en çok güvendiği askeriye kokuşmanın baş aktörlerinden mi olmuş bilinmez. Bu gaflet ve dalalet içerisinde, milleti kurtaracak yine milletin kendi iradesidir. Ne devlet, ne ordu, ne hükümet, ne falanca ülke millete rağmen, millet adına karar veremez. Uyanık olun, taraf olun!
“Leyla Zana ile görüşürüm” ve “DTP Meclis’e girmelidir” , “Katı milliyetçilikle, katı kurallarla bir yere gidemeyiz.” de demis.Pasa olayi anladi nihayetin de. Ama biraz gec oldu.Demirel icin Aziz Nesin’in soyledigi sozler aklima geldi:Demirel’in yasakli zamanlari, meydanlar da, ‘Hak, hukuk, demokrasi’ deyip tum Turkiye’yi dolasiyor. Tanimayan , sosyal demokratlarin da solun da biri zanneder. Aziz Nesin de “Bir darbe daha olsun, Demirel komunist olur” der.Demirel’e bu sozler hatirlatildigin da, gevrek gevrek gulerek, “demek ki daha vaktimiz var” der. 🙂
Bölücülük yapan hiçbir parti giremez efenim meclise. Bunun katı milleyetçilikle bir ilgisi yok. Eğer böyle bir şey kabul olursa kapatınız o meclisi üniter devleti de lav ediniz. Devlet vatandaşından ülkenin bölünmez bütünlüğü için sadakat bekler. Bunun için her vatandaşın ideolojisi, dini, felsefesi ne olursa olsun temelde milliyetçi olması şarttır. Dikkat edin Kürtler giremez demiyorum. Zaten meclisin bir kısmı Kürt kökenli millet vekillerinden oluşuyor. Buradaki kürtleri adam yerine koymuyor DTP’liler. Neymiş onlar asimile olmuşlar. DTP nin istedikleri şeyler açık. Kuzey Irak’ta ABD destekli Kürdistan kurulmasına ses çıkarmayın. Başta Diyarbakır gibi Kürtlerin ağırlıklı olduğu şehirleri eyalet haline getirin, eyalet bayrağımız, kendi iç yönetimimiz, olsun. Buradaki petroller sadece bizim istifademize verilsin. Buradaki okullarda anadil Kürtçe olsun. Öcalan suç işemememiştir, derhal İmralı’dan çıkarılsın ve mümkünse ya meclise girsin, ya eyaletin başına geçsin. Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. Türk-Kürt kardeştir ama biz ayrı yaşasak iyi olur. Referandum yapalım, nasıl olsa artık biz bir eyaletiz, Kuzey Irak Küdistanı ile birleşelim. Daha sonra, Ankara’da bir Kürt şehridir onu da Kürdistan’a katalım…vsBunları şimdi açıktan açıktan geveleyerekte olsa söylemeye başladılar. Dahası bu söylediklerimize alışın ve bize düşündüklerimizi söyleme ve uygulama fırsatı tanıyın ki dahasını da açıklayalım. Bakınız PKK sitelerine “Kemalizm baş düşmanımız ve ortadan kaldırılmalı” şeklinde yazılar var. Çünki Kemalist bir Türkiye’de bu kadar kolay toprak talebinde bulunamayacaklarını anladılar. Sonu olmayan hayallere kapılıp giden, Ermenistan gibi, kukla bir Kürdistan hayali içindeler. Demokrasi ortamında istediklerine kavuşamamışlar feodalitede kavuşurlar inşaallah. Bir halk ülkesini birilerine bazı sözler vererek kurmuşsa, gün gelir o birileri, onların iliklerini sömürmek için geri gelir. Yetinemedikleri şeyleride ellerinden alınır. “Keser döner sap döner, gün olur hesap döner”.
Dunya’da bunun bir suru ornegi var. Bakiniz Iskocya bagimsizlik partisi. Meclise gelip ayrilmak istediklerini soyluyorlar. Ama bir turlu de iktidara gelemiyorlar.. Simdi iskoclarin o partisini Ingiliz meclisine sokmaz isen, bagzi iskoclar ellerine silah alip daga ciksa ve 35.000 kisi olmus olsa bu olaylar sirasin da cok mu daha iyi olurdu Ingilizler icin?Ayrica birakin isteyen istedigini soylesin. Kisilerin temsil edilme hakkini ellerinden aldigin da, temsil edilemeyen insanlari kendi ellerimizle daga itiyoruz. (Ve ondan sonra da 35.000 olu verdik diyoruz.)Devlet ile ilgili yalnis tanimlamalar da bulunuyorsun. Devletin gorevi ve sorumlulugu, o ulkede yasayan herkese karsidir.Devlet hirsizin da , ayrilikcisinin da , sevenin de , sevmeyenin de devletidir.Yani devlet bireyleri icin vardir.
Devletin vatandaşına, vatandaşın devletine karşı sorumlulukları vardır. En önemlisi devlet, vatandaşıyla vardır ve siz vatandaş kavramını kaldıralım diyorsunuz. Konuya vakıf olsanız bu şekilde söylemezdiniz. Bilmiyorsanız buradan vatandaşlık dersi verecek değilim. Verdiğiniz örnek abes elma ve armut karşılaştırılmaz. Temsil hakkının herkese olduğunu hatırlatmama zaten gerek yok. “Ayrıcalık hakkı” diye birşey ise yok. Bu partiden olmasada başka birçok partiden Kürtler meclise giriyorlar. Başımızın üstünde yerleri var. Kürt, avukat, hakim, doktor, mühendis, dernek başkanı, Kürtçe öğretmeni, millet vekili, bakan, başbakan, cumhurbaşkanı, müzisyen, oyuncu, işadamı bu ülkede mevcut oldular, oluyorlar ve olacaklar. Eğer Kürtlerin çözülmemiş sorunları, ellerinden alınan hakları olduğunu düşünüyorlarsa buyursunlar, hepsi her kademede mevcutlar neden çözmüyorlar. Sadece Türkçülük yapan bir parti mevcut değil (MHP ne diyecekler bazıları, bende, Almanyadaki “NDP’ye” bakın, kafatasçı kim anlarsınız diyeceğim. MHP’den bile “bu ülkeden Kürtleri yada başka etnik unusurları atalım, ikinci sınıf yapalım” diye bir ses çıkmadı, çıkmaz.) Sadece Kürtçülük yapan parti mevcut. Demokrasi oturmamışsa, ekonomi kötüyse, fakirlik, işsizlik varsa, eğitim seviyesi düşükse bunlar müşterek sorunlar. Kürtler Kürtçe konuşamıyorlarmış, efendim kültürlerini yaşayamıyorlarmış falan. El insaf yani. Her yerde kürtçe konuşuyorlar yasak yok. Kürtçe televizyonları ve gazeteleri var yasak yok. Heval isimli kızların, Azad isimli erlerin nüfus kağıtlarında isimlerinin yazılmasına engel yok. Kürtçe şarkılar tüm eğlence yerlerinde ve programlarında. Kürt yemekleri yapan lokantalar herbir yanda. Halk oyunlarına, nevruz bayramı kutlamalarına bir yasak mı var. İsteyen Kürtçe dil kursu açabiliyor. Yerel mimari yerlebir mi edilmiş. Irak’taki, Suriye’deki, İran’daki akrabalarını görmelerine engel mi olunmuş. Dinlerini yaşamalarına engel mi olunmuş. İnsanlar yerel kıyafetlerini giyemiyorlar mı. Yüzlerine hızma-dövme yaptıramıyorlar mı. Ağalık-marabalık düzenine karışan mı var. Bir kültür daha nasıl yaşanır yada nasıl böyle yaşatılmaz? Nasıl bir ülke hiçbir geri getirisi olmadığını bilerek katrilyonlarını bir bölgeye döker ve bir sonuç alamaz. Orası doğu ve güneydoğu anadolu bölgeleridir. Yol yapar, elektrik, telefon, internet, altyapı, okul, cami, köprü, güvenlik götürür, vergi alamaz, öğretmenleri-polisi öldürülür. Dükkanlar işletilmez. Milyarlarca dolarlık yakıt, hayvan, silah, uyuşturucu kaçakçılığı yapılır. Bu fabrikası olmayan ilçelerde 10 katlı apartmanlar dikilmiştir. Devlet bize yardım etsin diyen halk, çocukbaşına aldığı 200 TL kadar parayı kondoma harcamaz hiçbir zaman. Buralarda İstanbul’dan daha fazla 4×4 araç görürsünüz. Her gün saat başı büyük şehirlerden buralara lüks marka-modelde otobüs bulabilirsiniz. Çoğu boş gider ama hiçbir firma iflas etmez. Kimse elekrik faturası ödemez. Devlet bize yardım etsin… Mecliste olsalar ne diyeceklerini yukarıda yazdım, benim uydurduğum şeyler değil aşikar girin web sitelerine okuyun. Zaten DTP liler bağımsız olarakta olsalar meclise girebilirler. Bu söylediklerini uygulayacaksanız, mecliste olmalarının bir anlamı olacak. Lafla peynir gemisi yürümez, olmayacak duaya amin denilmez. Bu sebeple zaten olmayacak duayı son çare terörle aradılar onda bile aradıklarını bulamadılar. Türkiye’de Kürt soylu vatandaşların hiç bir hakkı gasp edilmemiştir. Zaten anarşist eylemlerle toprak talep etmeselerdi daha da ileri hakları isteyecek durumda olacaklardı. Mecliste olmaya layık olacaklardı. Hiçbir ülke teröre müsamaha göstermez. Tekrar söylüyorum Kürdistan hayalleri boşadır. Böyle bir ülke kurulabilir ama kalıcı olamaz. Irak’tan, Suriye’den, İran’dan, Türkiye’den toprak alıp bir ülke kuracaksınız bu ülkeler aman ABD bizi dövmesin diye sessiz kalacak ha, şaşırıyorsunuz. Bu topraklarda yüzyıllardır, ingiliz soyuna bir öfke var, sonu gelmeyen bir savaş başlar. Siz bu denli hassas dengeleri bozacak şekilde hareket ettiğinizin farkında mısınız? Temel haklar ve özgürlükleri savunuyorum diyerek barış yanlısı çalıştığınızı zannediyorsunuz. Oysa yaptığınız savaş çağrısından başka bir şey değil. Bu kültürleri iyi tanımadan, bu olaylar hakkında kolay tahliller yapıyorsunuz. Bu oyuncak değil, Amerika’da “gay hakları”, savunmaya benzemez.
Daha oncede sordum, simdide soruyorum, “Kurtlerin asıl istediği nedir?”. Gercekten ogrenmek istedigim icin, altında bir ard niyet gizlemeksizin soruyorum. “Acaba haksız mı davranıyorum?” diye dusundugum icin soruyorum. Gercekten anlamak, empati kurmak ve olayların cozumu icin bizzat yanlarında ugrasmak istedigim icin soruyorum. Mertce, seviyeli, medenice anlatın bilmek istiyorum. Kimseyi uzmek, asagılamak, uste cıkmak, kısır polemik yaratmak niyeti gutmuyorum.
Oncelikle O haritalari neden koydugunu anlamis degilim.Turkiye’yi uc bes kisinin, uc bes kurumun, uc bes ulkenin o sekilde haritalar cizerek bolebilecegine inanan var mi? Sen inaniyormusun?Uc bes yunan- irkcisinin (irkicilik her ulke de var yani 🙂 ) -veya her kim ise- cizdigi bir harita ile ne alakamiz olabilir?Elma ile armutu karistirmadim. Iskocyadaki insan insan da -ki derdini parlemontaya girip aktarmasina izin verilmistir /yalnizca konusulmustur/halen konusulmaktadir/ bir ayrilma falan da olmamistir- benim ulkemin vatandasi hayvan mi?Oradaki insanlar bu tur seyleri konusarak ve 35.000 olu vermeden halledebiliyorlar ise neden biz ayni seyleri yapamiyoruz? Biz ‘biz farkliyiz/ o kadar demokrasi bize gelmez’ diyerek ilkel oldugumuzu mu soyluyorsunuz? Turkiye insanin cahil oldugunu/o kadar demokratik olamayacagini dusunmek Turkluge ve Turkiye ye ihanettir.
Demissin..Bir kibir, bir ev sahipligi havasi var o cumleler de..ve sanki bir seyler veriyorsun onlara. Hayir efendim. Senin ne kadar konusmaya hakkin var ise , onlarin da o kadar hakki var. Sen ne kadar ev sahibi isen , o da o kadar ev sahibi. Sanki her sey seninmis te, paylasilmasina ses cikarmiyormussun gibisin o cumlelerin de.Dogu ve gunuydolu ile ilgili soylediklerin ise..Sayet soylediklerin dogru ise, neden milli gelir orada halen 500 dolar ve bati da 10.000 dolar peki?Neden Ogretmene , askere , polise, memura tehdit olarak ‘seni doguya sureriz’ denir? ( yolu, isi, okulu falan her seyi var..devlet yapmis ya dedigine gore)Madem o kadar zengin ve yasam kosullari iyi yerler, neden insanlar oraya gocmuyorlar da bati ya gocuyorlar?Bu ulke de 20 yil once ‘ben Kurt’um’ diyemezdiniz. Basligin acilmasina neden olan ‘besi biryerde nin basi’ kendi agzi ile Kurtlugu, ‘dag da gezen turkler, kart/kurt sesleri’ diyerek aciklamistir.15 yil once Turkce bilmedigi icin Kurtce konusan yasli kadinlari devlet dairelerine almamislardir. Koylerin de ‘bok’ yedirmislerdir o insanlara.Turk irkcilari taseron olarak kullanilip kendine kurt diyen aydinlar oldurulmustur ornegin.Batiya goc etmisler ve bati’da hor gorulmuslerdir. (Bursa’ya, Istanbul’a niye geldikleri sorgulanmistir ornegin) Halen de ikinci sinif vatandas/terorist muamelesi yapilmaktadir.Kimileri halen kurtler icin ‘kisirlastirma’ planlari yapmaktadir.vs vs..Bu liste uzar da gider.Ve her irkci olay, kendi halindeki kurt genclerini daga yollamisir. Her hor gorme, -kisirlastirma programlari falan- daglara akin akin militan yollamistir. Ve bu irkcilik bizlere al bayraga sarili tabut olarak geri donmustur.Kurtlerin ne istedikleri konusunda ise yanilmiyor isem “milli gelir/500 dolar” paragraflari yeterli cevabi vermistir.Bildigim bir sey var ise, o da konusmak dan zarar gelmeyecegidir. Konusulmasina izin vermediginiz bir olguyu ‘yer altina’ veya ‘daglara’ otomatik olarak itmis oluyorsunuz. ve devami silahlar ile olumler ile geliyor (35.000 kisinin olmesin de olaylarin konusulmasina izin verilmemesinin buyuk payi vardir. )
Zannetmiyorum. Ondan eminim.Irkci seviyesindeki milliyetcilik turk insanina cok pahaliya patlamistir. Kurt milliyetciliginin artmasinin nedeni sizlerin dusunceleridir. Dolayisi ile halen Dogu da teror olaylari ile ugrasiyorsak bunun en buyuk nedeni turk irkcilaridir. Bu ulkenin butunlugune , en buyuk darbe, kafatasci turk irkcilarindan gelmistir. Isteyerek veya istemeyerek Turkiye’yi bolmek isteyenlere yardimci olmustur Turk irkciligi.Gay haklari ile ilgili olarak: Valla ne diyim. Irkcilar ‘vatani savunuyoruz’ diye diye nerede ise bolunme noktasina getirdiler.Birakin abicigim. Gidin ‘gay haklarini’ savunun daha iyi.Hic olmaz ise ulke butunlune zarar vermemis olursunuz.Bir de belli mi olur. Belki lazim falan olur.
Dikkatinizi çektimi bilmiyorum ama.EURO nun üzerindeki harita’da Türkiye malesef yarım bu ne demek sanırım birilerinin görmek istediği harita.Asla gerçekleşmesin istiyorum.Neden lazlar’ın,gürcüler’in,çerkezler’in,rumları’n,hemşililer’in unuttuklarımda olabilir.Bunların sesi soluğu çıkmıyor hatta Vatan bir bütündür bölünemez derken.Birileri çoktan haritamızı bölmüşler.Şehitlerimizi bu vatan bölünsün diye vermedik.
Eski Cumhurbaşkanının yapmak istediği bölmek değil, tüm yurtta sıkı yönetimin sürdürülmesine yönelik bölgeleme yapma isteğidir. Merkezi yönetime sıkı sıkıya bağlı bölge valileri, OHAL valileri gibi olacaktı. Yani tüm ülke OHAL Bölge valileri tarafından kontrol altında tutulacak, baskı artacaktı. Olay budur!
zabun söylediklerine aynen katılıyorum… manzarayı çoookk güzel ifade etmişsin ağzına sağlık.ap@ ırkçılık diyorsun… durup duruken mi bu ortaya çıktı? onlarda evsahibi diyorsun. hangi ev sahibi evini barkını bu hale getirir. doğrudur güneydoğuda herşey güllük gülistanlık olmayabilir. biz karadenizliyiz. karadenizin dağ köylerinde yaşayan vatandaşlarımızın durumunu hiç düşündün mü? fındık zamanı sahile inerler “amelelik” denilen mevsimlik işçilikten kazandıklarıyla bir yıl geçinmeye çalışırlar.Üstte yok başta yok. okul yok.para yok. çok uzağa gitmeyelim. iç anadolu köylüsü pek mi rahat refah içindedir. ne yer ne içer neyle geçinir? en azından kaçakçılık yapmadan, ülkesinin ekmeğini yiyip paçasına sarmadan haince plan yapanların kucağına düşmeden yaşamını sürdürüyor binlerce insan…. hadi bakalım lazlarda devlet kurmak istesin o zaman verin karadenizi. çerkezler üvey evlat mı onları da görün. kürdistan kurulsun hadi bakalım. kürt kökenli vatandaşlara “buyrun efendim doooğrruu kürdistana gidiyorsunuz” diyelim giderler mi? şehirde yaşıyorum. memurum okudum iyiyi güzeli kaliteyi ayırt edecek düzeydeyim. güzel yaşamak istiyorum. pahalı arabalar lüx evler katlar yatlar istiyorum. mümkün mü? değilse o zaman ben vatana isyan edeyim ayrı devlet kuracağım diye terörist olayım dağa çıkayım. doğru ve kolay yol bu mu? büyük şehirlerde türkçe bilmeyen vatandaşa iş yokmuş… pöhhhh… bizim insanımız kendi yurdunda beğenmediği işi gitti almanyada yaptı ve yapıyor yıllardır. Türkiye’de tuvalet temizleme ar olur, elin almanının pisliğini temizler bey olur… benim çevremde asimile edilmiş (hani hain gözüyle) bir yığın kürt kökenli arkadaşım var. ve bu konulara sesleri çıkmıyor. yok mu bir babayiğit. durun be kardeşim… ne diyosunuz… bura benim vatanım… fakirde olsam sıkıntı da çeksem Türkiye topraklarında ve Türkiye’nin kaynaklarıyla yetiştim. bura benim vatanım evim ocağım diyen yok mu? yok… vatanıma canım feda… ap@ sorum sana ailenden PKK’ya şehit verdin mi? saygılar sevgiler…
Benim soylemek istedigim de bu iste: Neden sehit verelim?Neden askerimiz, gencecik delikanlilarimiz sehit olsun? Neden bir suru insanimiz olsun.Bakiniz bir yazdiklariniza:
Bir yigin kurt kokenli arakadasinizi sucluyorsunuz. Onlari ‘ayiriyorsunuz’ diger insanlardan. Boluyorsunuz toplumu.Siz ayirdikca, o insanlari diger kutuba gidiyor.Ve sonuc: ‘35.000’ olum.Bir seyleri yalnis yaptigimiz orta da.Emekli pasam da, bu yasin da, belki de, eskiden yaptigi yalnislari hatirlamis herhalde.
yooo kimseyi suçlamıyorum. gerçekler ortada… bunları size cevap olsun diye yazdım. ben sana ilginç bir anımı anlatayım. eşimin çok sevdiği kürt olmaktan mutlu ve gururlu olduğunu her zaman her yerde söyleyen bir arkadaşı vardı. bir gün sohbet sırasında yabancı dilin neydi dedim eğitim olarak. bana Türkçe dedi. önce anlamadım güldüm… sonra ben aaaa hayır ing. alm. frnszca mı deyince hem ingilizce hem türkçe dedi. bu konuşma 18 yıl önceydi. nesini ayırayım yahu… onlar kendilerini türk görmüyor ki.
Lorienn, senin ana dilin nedir? Annenin konuştuğu dil. Peki o kürt arkadaşının anadili nedir? Anadilden sonra öğrendiğin dile ne denir?Sana bir soru daha cevap beklemiyorum sadece bir düşün, farklı bir zamanda, istersen farklı bir boyutta diyelim, bütün anadoluyu kürtler yönetiyor, kürt devleti diye isim koymuşlar, sen “ben ekmeğimi kürt devletinden yiyorum ben de kürtüm” mü dersin, yoksa “kürt devleti vatandaşıyım ama Türk’üm” mü dersin, yoksa “Türkü türkten başkası yönetemez, Türk devleti kurulana kadar savaşacağım” mı dersin. Bir düşün, kendini karşı tarafın yerine isimleride değiştirerek koy,bir bak bakalım sen ne yaparsın?Türk milliyetçiliği aşıra kaçtığı her noktada Kürt milliyetçiliğini sadece doğurmaz, doğrular da…
Lorien hanim, esinizin arkadasi ile yapmis oldugunuz o diyalog zaman zaman benim yaptigim diyaloglara cok benziyor.Soyleki , bir Ingiliz irkcisi ile konusmaya baslar baslamaz -ki hemen yakaliyorum kendilerini- Turklugumu one daha fazla cikariyorum.ve karsimdaki kisi irkci konusmalarina devam ederse, onu rahatsiz edecek ne var ise atiyorum ortaya. ‘gazetelerdeki irkciliga karsi reklamlari gorup gormedigini, o tur reklamlarin direk muhatabi olmasinin nasil bir duygu oldugu’na kadar gidiyor soylediklerim. Benin verdigim tepki, bana yapilan irkciliga tepkidir.Kimbilir belki de esinizin arkadasi da boyle bir tepki icindeydi. Kendisine surekli ikinci sinif vatandas muamelesi yapilmasi, potensiyel terorist olarak gorulmesine karsi bir tepkisidir.Benim de bir suru kurt arakadasim var..Hic birinin bana size verdikleri cevabi verecegini sanmiyorum.Irkciligin irkciligi dogurabilecegine bir ornek olabilir sizin aniniz.
Cümlelerinize onlar ve bizler olarak başladığınız sürece, onlar dillerini konuşabiliyor, şarkı söyleyebiliyorlar işte diye insanların en doğal haklarını sizin tarafınızdan onlara verilmiş bir lütuf olarak gördüğünüz sürece, 10 yıl önce dillerinin ve milliyetlerinin var bile kabul edilmediğini unuttuğunuz veya bile bile görmezden geldiğiniz sürece Türk milletine en büyük kötülüğü yapıyorsunuz.Niye dünyanın her yerinde en ayrılıkçı uç gruplar hep en fakir gruplardır? Çünkü işi, yemeği, sıcak bir evi olan insan dağa çıkıp kanun kaçağı olmaz, olursa da tek tük tür, 30 000 kişi olmaz.Her zaman söylenen bir şey var “Karadeniz de fakir, onlar niye terörist olmuyor” Karadeniz yemyeşil bir cennet bahçesi, en fakiri bile aç kalmaz, gidin bir doğuya bakın, yakılan ormanlar, yaylaya çıkması yasaklandığı için ölen hayvan sürülerinden sonra ne kalmış geriye. Benim ailemin karadenizli akrabaları da var, kürt akrabaları da var evlilik yoluyla. İkisinin de fakirliği göz ardı edilemez ama karadenizli en azından bahçesindeki nebatla aç kalmıyor.Doğudan İstanbula, batıya gelen bir çok Kürt, terörden kaçtığı için geliyor. Hayır efendim vurulma korkusundan değil, PKK tarafından alınıp zorla dağa çıkarılma korkusundan gelen bir çok insan var. PKK köylüleri zorla “askere alırken” jandarmaya başvurduğunuzda size ne diyor? Kaçın buradan. İki kardeşi askere giden bir uzak akrabamız istanbula kaçmak zorunda kaldı, pkkya katılmak zorunda olmasın diye, burada adamın karşısına geçip, terör göçten dolayı oluyor dediğinizde, adamı terör sebebi olarak gösterdiğinizde adam ne yapsın? Adam terörist olmamak için doğudan gelmiş, burada aynı şeyle suçlanıyor, hadi benim akrabam şanslı, başka birinin yanına İngiltere’ye gitti de “askere alınmaktan” kurtuldu, gidemeyen ne yapsın?Kürtler konusunda ki aymazlık o kadar büyük ki, yıllarca varlıkları bile kabul edilmediği için herkes sanıyor ki, tek bir çeşit Kürt var. Halbuki on çeşit Kürt var, biri diğeriyle hiç anlaşamayan, hepsi sen Kürtsün diye aynı yere itildiği için 50 yıl önce birbirinin yüzüne bakmayan farklı Kürtler şimdi kolkola.Doğuda sanki ciplerle halk geziyor, efendim bir ton cip var. Ciplerle aşiret reisleri geziyor, toprağı bile olmayan köylüler köpek gibi açlıktan sürünüp, dağa çıkıp terörist olurken, İstanbul’da kızlar Seymen Ağa diye inliyor, aşiret reisleri de derin devletle toplu seks içinde uyuşturucu dolu cipleri ile gidip geliyorlar.Kaç tane aşirete reisine devlet yanlısı diye ağır silah verildi, kaç tane helikopter uçak, kafası devlete bozulan aşiret reisinin teröristlere verdiği o ağır silahlarla düşürüldü? Kendi verdiğimiz silahla düşürülen o kadar uçak, ölen o kadar asker var ki…Pkk ya karşı korucu sistemi kurduk dediler, bir işe sap olamamış serseri güruhun eline verdiler silahları, mahkemeler korucuların tehdit, tecavüz, hırsızlık dosyaları ile dolu. Köye dönüş diye bas bas bağırıyorlar, adamın evine korucu yerleşmiş, dönersen öldürürüm, Pkklıydı derim kimse bana hesap bile sormaz diyor. Dön köyüne dönebilirsen.Hadi terör bitti diyelim, memleketin ülkücüsü, politikacısı demogoji hastası yattığı yerden milliyetçi insanı nereden beslenecek şehit cenazeleri olmazsa? Bölünme tehditi olmazsa kimi kandıracaklar biraz daha sıkın dişinizi, bu kadar demokrasi bize fazla aman Türkiye bölünür diye?Nasıl uyuşturucuları kaçırıp, devleti soyup, çocuklarını sıvı yumurtalar ile semirtecekler terör öcüsü olmadan? O öcü olmazsa insanların gözü onlara dönmiyecek mi?Demokrasi ve özgürlük diye memleketi böleceksiniz diyenlerin asıl derdi, kendi çarklarının her zaman ki gibi dönmesi, bu şekilde uyutulmuş insanların kendilerine verdikleri isim de “muhafazakarlık”Aman halkın gözü açılmasın, yoksa sormaz mı dünyanın en verimli ülkesinde niye gelirimiz bu kadar düşük diye.Eskiden gominist diye suçlarlardı eşitlik, özgürlük demokrasi diyenleri, şimdi Kürt devletine yol açmaya çalışan satılmış aydınlar diye suçluyorlar, ne değişti? Kitağ yazan vatan haini, haraş kesen, uyuşturucu kaçıran mafya vatan sever hadi bakalım YERSE…
ap@ işi çözmüşsün arkadaşım. evet ben tam bir ırkçıyım. 18 yıl önce bu konuşmayı yaparken karşıdaki zeki insan bunu farketti ve ağzımın payını verdi. sizlerle tartışmayacağım sevgli beyler… aynı frekansa giremiyoruz…
Redogre ne diyosun pekii… ne yapılmalı?
milliyet, din, mezhep, dil ve ırk insan olmanın olmazsa olmazı değildir.
lorienn ırkçı olmasanızda böyle hassas konularda yazı yazmanın zorluğuyla karşılaştığınızı düşünüyorum. esas mesele biz ve onlar şeklinde ayrım yapmak. bu nokta büyük tartışmaların açıldığı kapı. kabul etmek gerekir ki görünenin aksine hükümetler doğu ve güneydoğuya gereken özeni göstermemiştir. ancak bu pkk terörü için asla bir bahane değildir. pkk’nın beslendiği kaynaklar düşünülecek olursa onların derdinin farklı olduğu görülebilir. ama olan halka oluyor maalesef. hepimize.
Birileri bu kadar soymasa meleketi doğsu da batısı da ihya olur. Bunun olmasını sağlayacak tek şey özgür, açık ve demokratik bir yönetimdir.Kürt diye bir ırkın var olduğu kabul edildi, kürtçe konuşmak ve şarkı söylemek serbest bırakıldı, Türkiye bölünmeye mi yaklaştı? Hayır tam tersine terör hız kesti.Demokrasi bir insan eline silah alıp tehdit veya güç kullanmadığı sürece istediğini söyleyebilmesi demektir. Ayrılıkçıların mecliste yeri yoktur diyorsanız en basitinden demokrat değilsiniz demektir.Öncelikle sizinle tam tersi düşünen insanlara tahammülü öğrenmek lazım. TBMM meclisi 550 kişi, ayrılıkçı milletvekili olursa Türkiye bölünür diyorsanız ya matematik hesabınız yoktur, ya da niyetiniz farklıdır.Ap nin dediği gibi, İngiltere’de de, İtalya’da da gayet açık bir şekilde ayrılıkçı milletvekilleri var, bu ülkeler bölünüyor mu? Hayır. Amerika’da bile ayrılıkçı hareketler var, silah zoruyla baskı altına alınmadığı için yandaş topluyamıyorlar.Eğer bir adam ben ayrılıkçıyım ama fikrimi konuşarak savunuyorum diyorsa, ve birileri gidip bu adama oy veriyorsa yeri bellidir, tersini iddia ediyorsanız kendinizi kandırmayın demokrasi size göre değil.Önce demokrasi olması lazım, düşünceye özgürlük olması lazım, düşünen adamdan korkmamak lazım, sonra herşey hızla çözülür….
demokrasi nerede var?
iki sonuç çıkartabilirim bu sorudan1- Demokrasi nerede var ki bizde olsun2- Demokrasi hiç bir yerde düzgün olarak var olan bir şey değil.ben size üçüncü şıkkı sunayım3- Demokrasi BURADA olsun, insanlar Türkiye’ye bakıp, “Biz Avrupalıyız ama bu adamlar bizden demokratik olarak daha ilerde” desin.Hayal mi kuruyorum? Atatürk hayal kurmasaydı ya ingiliz topuğu altında ya da Amerikan mandası altında olacaktık.Bunu bir düşünün…
“tuttum”; yazının hafif.org’a taşınmasını…”tuttum”; zabun ve lorienn’in yorumlarını…”şaşırdım”; redogre’nin Atatürk’le ilgili yorumuna, bu ne değişiklik böyle diye ?… Çünkü ben ulusal birlik ve bölünmez bütünlükden yana sözler söylerken; saldırılar, eleştiriler, ırkçılık suçlamaları vs. vs….
ewallah, tüm yorumlari okudum.iki kelamda ben edeyim….X nedenlerden dolayi 83-86 yillari arasinda Dogubeyazit lisesinde okudum..can güvenligim nedeniyle kollejden alinip o liseye gönderildim..yani aileye yakin olacaktik ,gözönünde korunacaktik vesaire vs…..Ilk kez Türkiyede baska dilde konusan insanlarin varligini görmüstüm..okulda bizle Türkce evde aileleriyle de Kürtce konusuyorlardi.Bu bana ilk baslarda cok garip geliyordu aslinda baba mesleginden dolayi cok dilli ortamlarda bulunmaya alisiktim ama kendi ülkemde bunun böyle oldugunu bilmiyordum …zamanla alistim tabi…ve zamanla cok sey gördüm tahmin edemeyeceginiz kadar cok…Lisedeki ögretmenlerim türkiyenin degisik okullarindan yada kollejlerinden politik görüsleri yada düsünceleri yüzünden sürgün olarak benim liseme gelmislerdi…hayatimda tanidigim en süper ögretmenlerdi. zamanla cogunun anadolu liselerinden sürülmüs oldugunu ögrendim guya devlet yani milli egitim bakanligi cezalarini kesmisti. :-))Okuldaki ögrencilerin hepsi kürt cocuklariydi.. ben ve birkac onlarin deyimiyle batili cocuk da aralarinda uzayli gibi duruyorduk..Ben sahsen o zamanlar cocuktum ve hepsini cok severdim arkadaslarimin ne zeki cocuklardi,süper matematik,fizik ve ingilizce bilrlerdi,,zaten 86 yilinin üniversite sinvalarinda bizim okul ilk 200 kisi arasina bi tomar ögrenci sokmustu..cogu Orta dogu , Bogazici ve Gaziyi tuturmustu hatta ilk 10 na giren bir arkadasim vardi ki o cocuk benim sinifimdandi….Okula nasil gelirlerdi bilemezsiniz ….3 yil hepsini (agalarin cocuklari haric) ayni ceket ve pantalonla gördüm…artik lise 3 teyken kollari dirseklerinde olan ceketlerini kisin ortasinda sivayarak giyerlerdi…arada Annem kermesler yapardi yardim toplardi ,kizlari okula göndersinler az cocuk yapsinlar diye bi tomar cabalar sarfetti.Comdom dagittik.Doktorlar tasidik köy köy kadinlara spiral ler takildi ….egitimler verildi .Hatta bi defasinda anneme saldirdilar “sen bizim soyumuzu kuratacan kadin “diye …Evimize asiret agalari gelir gider babamla annemle konusurlardi…annemi hem asker hem polis hemde agalarin asiret koruculari korurdu bu calismalar sirasinda….babam özellikle annemin degil benim ve kardesiminde korundugunu bi zaman sonra bana söylediginde bazi seyleri anlamistim…arada okul cikisina neden askerlerin geldigini bizi alip eve götürdüklerini arada evden cikisimiza izin verilemyisini ..sehir icinde terör olaylarindan sonra apar topar Ankarya gönderilislerimizi……yillar sonra tabii bu olaylar Pkk ile patlayinca anlamistimki o dönemler kivilcimlari olusuyormus……88 yilinda üniversitede okurken ilk Pkk catismalari sinir savalari basladiginda gazetelerden okumustum Dogubeyazitta üc terörist öldürüldü ….birisi benim sinif arkadasim di gazetedeki resmini görürgörmez tanimistim…bu cocuklar okadar zekiydilerki,,,üstelik beslenme denir zeka gelisimi icin inanin bana evlerinde lavas ekmekten yada arada bir peynirden baska bi seyleri olan insanlar degillerdi.Bu ölen arkadasim Bogazicini kazanmis bir cocuktu ama fakirlikten okutulamamis ,istanbula gönderilememis. Pkk nin egitim kampinda bir yil gecirdikten sonra omuzuna takilan bir rütbeyle bir görev verilmis zavalli beyni yikanmis bir cocuk…ve onlarcasi benim bildigim.NEDEN??????Fakirlik,yokluk,yoksulluk,caresizlik…..yokki baska yolu..ya aganin emrinde ya pkk nin emrinde kul olmaktan baska sansimi var o cocugun??? Akilli beyni calisan okuyan bir beyin agaya marabalik yapmaktansa kendi özgürlügü icin savastigini söyleyen bir grup insanla baskaldirmayi yegler…Bu gün ülkemiz bu sorunlari yasiyorsa o bölgeyi yok saydigindan …önemsemediginden ve asla ve asla gelismesi icin caba sarf etmediginden yasiyor…dikkat edelim 1990 dan sonra Ruslarinda kendi iclerindeki bülünmeleri bizi Pkk gercegiyle karsi karsiya birakti… bunun altinda silah satislarindan tutun,amerikanin irak iran bölgesindeki yatirimlarindan tutun bir tomar politik nedenler var.Insanlar mutlu olsalar kendilerini bu topraklara aithissetseler bu tip olaylar gelismez terör patlamazdi…….bos birakmisiz biz o topraklari…hemde aklimizin alamayacagi kadar bos.AMA,Ben gene diyorumki hic bir kuvvet Türkiye Cumhuruyeti Haritasini degistiremez.Yani özgür platformlarda terörsüz katliamsiz ,sehitsiz ,ana baba acisi olmadan bed dualar edilmeden insanlar öldürülmeden bu topraklarda yasayabilmeyi ögrenmek zorundayiz..Aksi halde azinlik cogunluk tarafindan bir gün yok edilir..Bunun farkinda olduklari icinde dikkat edin Kürtler hep 8,10,12 cocuk yapiyorlar cünki daha evlenirken kari koca soyumuzu yürütecez diye and iciyo.Bunun yükü kimden cikiyor dersiniz????Bakin hic uzaga gitmiyelim arkadaslar Isatnbulunuza bir bakin her kösede onlar daha gecen aksam IETT otobüsünü yaktilar…sokaklar artik güvenli degil…..ve inanin bana daha cok sey yapacaklar cünki Kürt halkinin akil hocalari onlara diyorki bu Türkler sizden nefret ediyor…soyunuzu kuratacaklar…..hakkinizi alin ..yoksa yok olacaksiniz ….kimler diyor ????Amerika,rusya,iran,ermeniler ve araplar…..hepsnin istedigi tek sey bizim ülkemizi asla toplanamayacagimiz sekilde yaralamak bu yarayida taki bizi yutana kadar büyütmek…bunlar Irtica,pkk,enflasyon,zayif politik güc………Peki ne yapmali ?? ben ülkeden cok uzakta yasayan bir ksi olarak ..disardan ülkeme bakinca az gelismis oldugunu,gücsüzlügünü ve bir kaosun icine sürüklendigini cok iyi görüyorum.Burda yapilacak tek sey ülkeye sahip cikmak ,toprak bütünlügümüze sahip cikmak,ekonomiyi doguya kaydirmak.ülkemiz sadece Istanbul,adana,bursa,antalya denizli ,izmir trabzon,fenerbahce,galatasaray,besiktas,Akp,Mhp,Anap,Dyp,degil.Bizim topraklarimizda laz,kürt,cerkez,balkan göcmeleri ,bulgar göcmenleri ,tatarlar,azeriler hepsinden var akilci olmak ve bu mozagi yi Cumhuriyetimizin onuruyla ve toprak bütünlügümüz dahilinde korumayi ögrenmek zorundayiz….eger ögrenemez isek ….evet büyük kacakciliklar yapan,uyusturucu,silah petrol satan Pkk ilk önce kendi topraklarimizin her yerinde Türkü ve kendilerine destek vermeyen Kürtleri vurmaya baslyacak.Ben sunu söylüyorum son söz Türkiyede Türk -Kürt düsmanligi yaratilmak icin acayip firtinalar mutlaka senaryolari yazilmis kurgulanmayi bekliyor …cünki Türk- Kürt ayni mahallede yasiyor bunu biliyoruz….Bu Türk -Pkk savasindan ,Türk-Kürt savasina dönüstürülmeye calisiyliyor.Sag duyulu ve akilli olmasi gerekende biz Türkleriz.
şu yazıyı biz türkler diye bitirmeseniz ne iyi olacaktı.
Kürt arkadaslar da lutfen bir seyler yazabilirler mi? Derdini soylemeyen derman bulamaz. Aslında herkesin ufakta olsa bir katkıda bulunması ayrıyeten iyi olur, mesele hayati ve burasi bir halk meydani. Goruslerimizi belirtirken hakarette bulunmayacaginiz ve anlasilır bir anlatımda bulunacaginiz icin simdiden tesekkur ederim.
Türkiye sinirlari icinde yasayan hepimiz TÜRKÜZ.Etnik olarak yada inanc olarak baska olabiliriz ama hepmiz Türküz …Kürt dedigimiz insanlarimizda Türk kimligi var onlarda Türk .Zaten sorun bu Türk olan Kürt kökenli insanlara , onlarin yasadigi bizim SINIRLARIMIZ icinde olan topraklara olan kayitsizligimiz degilmi ??? sayin@huriki ????
Efendim ben Kürdoloji enstitüsü kurulmasını ve Kürt dilinin araştırılmasını istiyorum. Oldu mu derdimi söyledim, derman bulacak mısınız?Geçininiz lütfen. Bu öyle “sevgilim beni aldattı ne yapayım hafiftekiler” konularından değil. Hadi bakalım ben yine de söyledim, derdime derman lütfen!!!
Şimdi o kadar güzel yazı yaz, gel böyle bağla. Kimse anlamak istemiyor mu? İşte sorun da tam olarak bu İnsanlara zorla sen Türksün dedirttiğiniz için oluyor. Kimse Türk falan değil, olmak zorunda da değil. İngilterede ben ingilizim diyeceksin diye kimse zorlamıyor. Yunan asıllı İngiltere vatandaşıyım diyorlar.Daha ben ne diyeyim. Ağzı olan konuşuyor. Sonra da anlıyorum ben onları ayaklarına yatıyor. Oysa kimse bir başkasının acısını anlamıyor. Sadece anlıyormuş gibi yapıyor.Her şeyden önce bir kimlik problemi var. Kimlik dediğimiz şey, nüfus cüzdanı değildir. Kendi kültürün, yaşayışın, ismin hepsi bu kimliğin içinde yer alır. Her tecavüzcü doğuludur (Antalya da turistlere tecavüz edenlerde onlar) , ne kadar kaba konuşuyorlar (Ana dilleri olmadığını kimse düşünmüyor) dersen bir yerde bunlar patlar. Kendi bölgesinde bir problem yoktur. O bölgeden çıktığı an problemler başlar. Biraz ezilenlerin pedogolojisini düşünün. Hadi üşenmeyin, kitabı var, bari onu alıp okuyun.Bulgaristan’daki Türkleri hatırlayalım. Kendi isimlerini kullanamıyorlar, kendi dillerini yani türkçeyi konuşamıyorlardı. Şimdi devletimiz bunu eleştirecek, ama dönüp kendi ülkesine bakmayacak. Yeni yeni Kürtçe isim koymak serbest oldu. Yeni yeni dil kurslarına izin verildi. Ancak dil kursları çözüm değildir. Sen bir dili yıllarca örselemiş, yaralamışsın. Sonra da hadi kurslarda öğrenin diyorsun. Kürt okulları açılmasına izin verilmesi gerekiyor. Bakınız ermeni okulları yıllardır açık ve kimse kimseyi öldürmüyor.Bu sorunların devlet ayağı. Kürt ayağından bakarsak, Kürtler sınıfsal olarak köylü bir toplum. Kapitalizmle yeni yeni tanışmaya başladılar. Bu yüzdwen gelenek ve töreler bu kadar baskındır. Kürtlerin burjuvası kurulduktan sonra birçok problemde çözülecektir. her şeyden önce ekonomik olarak bu parsadan pay alacaklardır.İnsanlar ön yargılarından dolayı haksızlık yapabilir. Ama devlet yapamaz. Devlet bu ülkedeki bütün vatandaşlarına eşit haklar sunmak zorundadır. Gazide yaşayana da, Nişantaşın’da yaşayana da, Hakkari’de yaşayana da.Soru şu: Böyle davranılıyor mu?
Yunanistan’da ki Batı Trakya Türklerine Yunanistan “müslüman azınlık” diyor, Türk demeyi reddediyor, peki Türkiye bu konuda niye yıllarca sesini çıkarmadı? Çünkü bizde Kürtlere Kürt demeyi reddediyorduk.Türk azınlık düzgün Türkçe eğitim istiyor, müftüsünü seçmek istiyor, Yunan devletinin yaklaşımı ise zabun ile aynı “Yunanistan vatandaşı herkes Yunanlıdır ve anadilde eğitim görür, azınlık grubu müslüman olsa da Türk değil Yunan dır”
Sayın “zez”:Türk, Türklük, bölünmez bütünlük, ulusal birlik derseniz, bölgelerarası dengesizliğin altında aşiret reisi/ağası Kürt kökenli milletvekillerinin “toprak reformu”nu engellemiş oldukları gerçeğinin yattığını, şeyhlere/şıhlara tutsak edilmiş, geri bıraktırılmış Doğulu’nun bu yazgısında “Siz isterseniz bu ülkeye hilafeti bile getirebilirsiniz” diyen Menderes iktidarının “köy enstitüleri”ni kapatmasının etkili olduğunu ve de “alt-üst kimlik” söylemleriyle biz birbirimizle dalaşırken, Türkiye’nin uluslararası alanda saygınlık bağlamında inişe geçtiğini anlatmaya çalışırsanız ( ki bilindiği gibi; bu dalaşmalar sonucunda Makiavelli’nin “böl-yönet” ikesi yaşama geçirilmekte, Sevr’i hortlatmak isteyenler ağızlarından salyalar akıtarak beklemekte); işte o zaman eleştiri oklarına hedef olursunuz, aynen benim gibi…Demokrasi aldatmacası bağlamında, gerçek ortamda olduğu gibi, sanal ortamda da “kürt ırkçılığı/ayrılıkçılığı/hakları/kimliği” üzerine istediğinizi yazabilirsiniz ama, Türk Ulusu derseniz; benim gibi “beyni sulanmış, ırkçı, kafatasçı şizofren” biçiminde yaftalarla ödüllendirilirsiniz ( bkz; “aydın olmak” başlıklı yazım)…Benden söylemesi; bakın uyarmadı demeyin…*Günümüzde Doğu’nun çocukları; Cumhuriyet’in “köy enstitüleri”nde aydınlanmak/aydın olarak yetiştirilmek yerine, “bölge yatılı okulları”nda, şeriat ve de cinsel saldırılarla günümüzün koşullarına/değerlerine uygun, Cumhuriyet düşmanları olarak karanlık bir gelecek için hazırlanmaktadırlar.
Sayin selmaelma cok tesekkür ederim efem, uyarilariniz icin…ama inanin bana ne kürtler nede türkler dogru düzgün ne istiyor pek belli degil simdi secimlerde yaklasiyor ülkede aman aman ne filmler dönecektir….ben halen huzur ve kardeslik diyorum ….teröristleri ve terörist fikirli hic bir Allah kulunu sahmaran olsa sevmiyorum …birlikte nasil güzelce yasariz diye akilci cözümler üretilmesini diliyorum.Ve…. Sunuda belirteyimki Türkiye topraklari ilelebet cizildigi gibi kalacaktir o sinirlari bizim sehilerimizin kanlari belirlemistir….istanbulda nisantasinda bebekte,izmirde alsancakta elbebek gül bebek laylay lom yasamis hayatinda hic dogu bölgelerimize gidip görmemis arkadaslarida …..afaki konusmamalari icin objektif olmaya davat ediyorum….Ailesinde sehit acisi yasamamis ve bu topraklar icin savas vermemis insanlarin bizlerle ayni hassasiyette olmasi mümkün degil.Türk kimligi tasimak ve Türk olmak baska seyler dostlar bunu hepimiz biliyoruz…Cerkez asilli ,tatar asilli , yugoslav asilli veya kürt asilli Türk olmak …ama önemli olan esit sartlarda Türkiye icinde rahat mutlu ve baris dolu yasayabilmek asil olan.Bu topraklar icin kurtulus savasimizdan bu yana verdigimiz tüm sehitlerin ruhlari sad olsun demek istiyorum…Daha mutlu ülke insanlari dilyiorum.Saygilarimla.
Kürtler daha baska ne istiyorlar? Sorunlar ortaya konmaga devam edilsin. Hep aynı insanlar anlatmasınlar baskalarıda katılsın lutfen ve burada yazılanları okuyan birinde konu hakkında etraflıca bir fikir olussun. Sorunun cozumu ancak konuyu iyi anlamakla kolaylasır.
90 bin üyeli pilli’de, bu kadar önemli bir yazıya katkı sağlayacak, başka insan bulamadık, bu neye işaret eder?a)Sorunların çözüleceğine inanmıyorum.b)Sorunlar yavaşta olsa çözüldüğüne inanıyorum ve bu gidişi bozmamak adına yorum yapmıyorum.c)Buradaki insanlar suçlayıcı ve kavgacı bu ortam beni gerer.d)Burada tartışmamızın bir önemi yok. Devlet çözsün.e)Zaten sizinle muhattap olmuyoruz biz işimize bakarız.f)Geri dönüşsüz bir yola girildi.g)Birilerine cevap vermek istiyorum ama polemik çıkaran yok.h)Burada yazacağım sözler benim başımı belaya sokabilir. Çekindiğim için yazmıyorum.i)Bu konu hakkında her zeminde o kadar çok konuştum ki bir bir kelime dahi etmek istemiyorum….vs
a)
j) burada tartışmak anlamsız. yine kafatasçılık yapılacak. sonra çileden çıkacağız. sonra daha fazlası yapılacak yine çileden çıkacağız. sonra küfür, ana avrat sövmeler gırla gidecek. sonuç elde var sıfır.k)burada konuşmanın bu sorunun çözümüne efektif bir faydası olacağını düşünmüyorum.
c), j) ve k)
Ulusal birlik, bölünmez bütünlük söylemleri; “kafatasçılık “olarak değerlendirilirse ???…
beyaz türk, karakafa ayrımı zaten ulusal birlik ve bölünbmez bütünlük kavramlarının baştacıdır be de olsa değil mi!
selma, birlik ve bütünlüğü açar mısın rica etsem.
“absconder”; bu soruyu, kavramların anlamını gerçekten bilmediğiniz için mi yoksa bana ” menopoz-beyni sulanmış-ırkçı-kafatasçı ” sövgüleri düzmek amacıyla mı soruyorsunuz ?…Ama ben yine de bir ATATÜRKÇÜ ve ulusalcı olarak yanıtlayayım sorunuzu:”birlik” değil, “ulusal birlik” demek; bilindiği gibi ( belki de sorduğunuza göre tarafınızdan bilinmediği ya da bilinmek istenmediği de düşünülebilir) öz olarak NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE söylemini ilke edinmek, Türk kimliği dışında başka kimlik arayışlarına kalkışmamak (Örneğin; Türkiyeli gibi ) olarak açıklanabilir…”bütünlük” değil, “bölünmez bütünlük” demekse; misak-ı milli ( Ulusal Andımız) sınırlarımız içinde kalan topraklarımızın bölünmez bütünlüğünü tanımlamak, savunmak, bu ilkeden ödün vermemek olarak açıklanabilir…Internet okur-yazarı olacak denli büyük olup da; bu kavramları bilemeyecek kadar küçük olduğunuzu düşünmek ???…
selma hanım; sizinle ilgili ön-arka farketmez, yargılarım var. yargılarım da doğal olarak, yazıdıklarınızdan, aktardığınız fikirlerinizden, yaşam tarzınızdan, hatta kullandığınız avatardan vs. kaynaklanıyor. özünüzü kavramış olduğum iddiası zorlama olur ama fikirlerinizin özünü, dayanaklarını gayet iyi biliyorum, zira bunlar salt sizin geliştirdiğiniz fikirler değil. kendinizce farklı yorumladığınız bölümler olabilir ama bu fikirler toplamının beslendiği hareketi de gayet iyi bilirim.bu vesileyle, doğu perinçek ile ilgili fikirlerinizi de duymak isterim? biraz açar mısınız?
Doğu Perinçek’in düşünceleri için; Türkiye İşçi Partisi’nin sanal ortamına girerseniz, “ulusal tv”yi izlerseniz onun düşüncelerini aracısız/doğrudan kaynağından öğrenirsiniz.
onun düşüncelerini biliyorum, soruyu anlamadığınızı düşünmüyorum. cevap vermiyorsunuz. soru açık ve net haliyle tekar:siz doğu perinçek hakkında ne düşünüyorsunuz?
atan tutan bi tomar politikacidan daha cesür görüyorum…kendi adima sorunuz yeri geldi diye cevep vermek istedim…fakat siyasi görüsüne katilmam . .. Lozan mahkemesini baya uzun izledim tv de , cesaretinden ötürü hic bir sey yapmamamktansa itiraz hakkinin kullanilabilecegini gösterdi. neme lazim cok fazla vidi vidi yapan havayi kirletenlerden bir adam öne gecti durusuyla. Ahanda bu kaddarrr efem nacizane …Sayin elmaselma arkadasimizada ögretmen gibi davranip quizler yapmayaniz… daha nazik daha yumusak olalim pilizzzzzzzzzzz hepimiz icin bu paylasimlar cok keyifli birileri konusmadigi ve konusamadigi icin ülkemiz bu halde …biz konusabiliyorsak bazi konularda sahsi fikirlerimizin bir parometresi yoktur..hhiimmm anlatin bakalim edalari güzel degil ….yazacak seyi mutlaka var istiyorsa yazacaktir.saygilar efem.
Perincek ile ilgili olarak surada guzel yazilar var:En hosuma gideni:seksenlerde apo ile birlikte aponun misafiri olarak pkk militanlarini bekaada teftis edip, dergisinde turk ordusu hakkında olumsuz yazılar yayımlarken, doksanlarda birden hidayete ererek militarist kesilen, ataturk’un buyuklugunu kesfedip ve mhp’den daha fazla milliyetci olma yolunda tam gaz mesafeler asan biri. ataturk ile mao’yu ayni kategoriye koymasi ile ataturk’e en buyuk hakareti ettigini dusundugum ve yarin birgun hz. muhammed’i de o kategoriye alabilecegi intibasini uzerimde birakan nevi sahsina munhasir zat.ayrica doksanlarin basinda incil ve isa mesih reklamlari yaparken birden ilahi bir isaretle bugunlerde misyoner tezgahlarini ortaya cikarma misyonuna soyunmus, misyoner faaliyetleri jurnalleyen bir derginin sahibi olmasi da ilginctir.hasili kelam bir sahibi var ve sahibinin sesi vazifesini en iyi sekilde yerine getiriyor. tam bir destabilizasyon bombasi. ya da sahibinin direktiflerine gore don baba donelimin en mustesna ornegi.Ayrica su soz de Perincek’i ne kadar guzel anlatiyor:“Kişiliklerinde devrim yapamayanlar, devrimci olamazlar.” cümlesi, Türk solunun Perinçek’e bakışını en iyi yansıtan değerlendirme. Çayan, bu sözü 1969’daki Dev-Genç kongresinde Perinçek’in yüzüne karşı söyledi.Baglati ise aksiyon‘dan.
“öğretmen gibi davranıp quizler yapmayınız” tespitinizi yerinde bulmadım sayın “zez”. siz araya girip fikrinizi söylemeye ne kadar hak sahibiyseniz, selmaelma hanım benim de okuduğum bu sütunlara fikirlerini hiç bir engelle karşılaşmadan rahatça aktarıyorsa, soru da sorarım, yorum da yaparım. yok, ben fikirlerimi söylerim, soru da sordurtmam diyorsa (ki sanmıyorum öyle bir şey desin), kendi sitesinde yazmaya devam edebilir. herhangi bir partinin, görüşün sorgulanmayacak yayın organı değil burası…
burasi bir paylasim portali sayin NuMB gene ögretmenlik yapmissiniz” herhangi bir partinin, görüşün sorgulanmayacak yayın organı değil burası…NuMB | yaklaşık 1 dakika öncesizce ben yada baska arkadaslarim bunun farkinda degilmiyiz ??? sanki bayraklar actik partiler kurduk insanlar topluyormusuz gibi davranmayin ….biz paylasiyoruz …bakin paylasiyorsak birbirimize cevap veriyoruz..paylasmak istemesek ( ki bunun illahki bir giris gelisme ve sonuc bölümü olmasi beklenmez ben sonuna yada ortasina katilirim) o konuyla ilgilenmez yorum yapmaz ve yorumlara cevap vermeyiz …ben paylasmak istedigim icin yazdim …Saygilar. Saygimdada kusur ettigimi hic sanmiyorum.
zez; şimdi yukarı bak ve girdiğin son iki ahkam arasındaki mantık sapmasını bana söyle…kusurun tartışman, paylaşman değil. ben soru sorduğum için bana öğretmen yakıştırması yapıp, bana soru sorma şeklimi öğretmeye kalkmandaki mantık hatasını görmemen!ben soru sormayayım ama sen kafana göre yorum yap, sen cevap ver, ben soru sormayayım, quiz yapmış olmayayım… “biz paylaşıyoruz” derken beni dışarıda mı tutuyorsun da soru sormama itirazın var? sorduğum soruda bilgi mi sınıyorum da öğretmen tavrım olsun? “kişisel fikirini” soruyorum selma hanımın!
sormadan sorgulamadan konuşma özgürlüğü. ne ala.
Sayin NuMB, ben size yani sizin adiniza sahsen dememistim ama siz cevap verdiniz…Dikkatli okursaniz ilk yazinda size cevap verip bitimisim ..ve yeni den bu konuya herkes ve hepimizin tavirlari adina yazmisim…. siz bana yazinizda alinganlik yaptiginiz diye bende bakin burdaki tavriniz mesela dedim evet ama inanin ben hepimiz icin dedim bir yön göstermemistim…elbette bu durumlarin olmasi gayet normal anlasmazlilklar anlasilabilinirkilinmak icindir..ve hepimizin ortak cizgilerde oldugu insanlar olarak ben kendi adima susmasini da yazmasinida okuyup ögrenmesinide bildigim icin burda oldugumu belirteyim.Saygilar efem.
gerçekten ilginçsiniz. selmaelma hanım’a sorduğum soruya siz cevap vermiş. sorumu öğretmenlik yapılmış olarak değerlendirmiş. böyle değerlendirdiğini “burasi bir paylasim portali sayin NuMB gene ögretmenlik yapmissiniz” diyerek tescil etmiş biri olarak, bir de üzerine benim alınganlık yaptığımı söylüyorsunuz. madem susmayı da bilirsiniz, şu halde susarak daha hayırlı bir iş yapmış olursunuz.ayrıca sizinle aynı ortamda takılıyor olabilirim ama ortak çizgide olduğumu hiç sanmıyorum…
ah canim hasbam Numb yesinler senin cizgini bos entellektüel dantel abicim ne yi nasil anlarsan ve nasil görmek ve yapmak istersen yap sen sevsende sevmesende benim cizgimizi begenmesende ben asil senle demekki ayni cizgide görüp kendimi indirgemisim ..ya sus allasen sen böyle konusmayi isteyen bir adamsin kamci seviyorsun iste olm yapacak bi si yok nezaket bi tarafinizdan sizi baya irite ediyor demekki …..suclu benim yahu sana adam olup cevap yazip ortami sakin ce dostca tutmaya calisiyorum iste hep komplexli erkek örneklerinden atin su herseyi cok iyibilirim ….yaparim ederim anlarim tavirlarini iste abicim asil sorun bu ….sen benden daha iyi biliyorsun sorununu zaten oturup anlatmayim. Basta… ciao cikooooooooo hahahahahahah hadi bakalim meydan senin cal davulunu zurlani tey tey tey tey…
klavyeyi döverken sadece parmak uçlarını kullanmayıp, sinir sisteminin iletkenlik özelliğinden yararlanırsan, herkesin seninle aynı çizgide olmamasına karşı gösterdiğin bu coşkulu saldırganlıktan da kurtulabilirsin.samimiyetsiz bir “hepimiz kardeşiz” bayrağını eline alıp ortalıkta koşturman, benimle aynı çizgide olduğun anlamına gelmez. ortak çizgi beklentilerinle, yukarıda gösterdiğin tarz arasındaki fark; iş üzerinde yakalanan organ hırsızının “başka hayatları kurtarıyorum” demesi denli abesle iştigaldir.karıncanın beli ile ilgili hassasiyetini, nezaket olarak satmaya çalışmanın da doğu perinçek sevginden kaynaklanabileceği üzerine bir tez düşündüm aslında. iyi bir makale çıkabilir bundan, bu konu üzerinde çalışacağım…ortamı dostça tutma gayreti dediğin şey ise “sen şunu sor, bu bunu açıklasın, şu öğretmenlik yapmasın, benim gibi düşünün” den öte değil. bu da kendinden trafik polisi yapmış homeless görüntüsünden daha öte gitmez.şimdi, ben kompleksi bir erkeğim ve aynen bunları düşünüyorum. hala benimle ortak çizgide olduğuna emin misin?
hahahahah cok komiksin devam et seni artik muattap olarak almiyorum dolayisiyla sana cevap vermeyecegim…kendini ne saniyorsan ve neye inaniyorsan devam et …ben sana biraktim meydani oyansana tey tey tey bos verbana laf yetistirmeyi …koca yazinda tek dogru bi siii var komplekslininde fevkindesiniz hemide hade bakalim bizim cizgiler baska bana anlatma kendini bosa tey tey tey …..tey tey sen oyna……
tamam şimdi sen aradan çıktıysan, selmaelma hanım’a sorumu tekrar sorayım:sayın selmaelma hanım, doğu perinçek hakkında sizin fikirleriniz nelerdir?
ihi ihi hii!netekim paşanın kızının kocasının kuzey ırakta petrol işleri olduğu için ressamımız “eyalet” laflarıyla ortalığa dökülmüş…bööle bi ilişkiler ağı işte… vaaayy beeaa!
vox nihili akillisin vesselam :-))) süper yahuu heheheheh.
“Numb” için yanıtdır:Önemli olan zararın neresinden dönülürse kardır; ULUSALCI kimliğiyle Doğu PERİNÇEK bu ülkeye yardır…Siyasal Toplumsallaşma alanında; bireylerin 30’lu yaşlarından sonra, ilk gençlik heyecanlarının ardından daha ayakları yere basan değerler edindikleri, düşünceler ürettikleri ya da çıkarları doğrultusunda değişim geçirdikleri yapılan araştırmaların bulgularına dayandırılarak bilimsel olarak ileri sürülmektedir. Bir zamanlar TİP’li Çetin ALTAN’ın; bugün sermayeden, 2. Cumhurityetçiler’den yana tutum ve değerleri savunması örneğinde olduğu gibi…Ve 1977’lerde “İmralı tutsağı” APONUZ; 68 kuşağından bir solcu olarak tanımlanırken, 1978’den sonra Kürtçü kimliğiyle anılmaya başlandı.Ve o yıllarda Doğu PERİNÇEK için; MİT’in, CIA’nın adamı da denildi,buna siz ne diyeceksiniz ?…Bugün için önemli olan PERİNÇEK’in ULUSALCI kimliğidir beni ilgilendiren… Bununla birlikte belki siz ayırdında değilsiniz ama, sağdan ya da soldan tüm ULUSALCILAR’ın ortak paydası; ULUSAL BİRLİK VE MİSAK-I MİLLİ SINIRLARININ KORUNMASI olarak belirlenmiştir. Tıpkı bu yazının başlığında olduğu gibi; onlara göre de TÜRKİYE BÖLÜNMEMELİDİR.
(Bu yorum sadece NuMB icin yada selmaelma’nın korunması icin yazılmadı) Dogu Perincek’in, PKK kamplarında cektirdigi pozları da biliyorduk, simdiki hallerini de. Perincek’in devlet ajanı oldugunu soyleyenler, İsci Partisinin devlet destekli kuruldugunu iddaa edenler oldular, eger oyleyse bu yaptıklarını anlasılabilir kılıyor da, bunlardan bize ne. Adamların televizyonu var, yayın organları var ama aldıkları oy cuzi. Hic lafı gecmemisken birden nerden cıktı simdi o soru insan sasırıyor. Bu ogretmenlik taslamanın otesine geciyor. Selmaelma ile alıp veremediginiz nedir? Bilmedigimiz kotu bir sey mi var, selmaelma hakkında. Oyleyse soyleyin de biz de bilelim, biz de tedbirimizi alalım. Her zeminde selmaelma birsey yazmaya kalktıgında, selmaelma’nın bir bayan oldugunu unutarak gorusleriyle hatta yasıyla dahi alay ediyorsunuz. Boylesi saygısızlıkları yapıpta “Dogu Perincek hakkında ne dusunuyorsunuz?” diye sorunca karsınızda cevap verecek birini bulabilirmisiniz. Efendim Perincek’in kaypak biri oldugunu ispatlayarak, selmaelma’ya ne demeye calısıyorsunuz. Tavırlarınız, “Siz onu tutar gibisiniz, sizde oylesiniz, sucusunuz bucusunuz, etiketlendiniz” demeye getirmekten baska bir amaca hizmet etmez. Herhangi bir uye elbette sucu yada bucudur. Burada devletin yaptıgı fisleme uygulamaları gibi uygulamalarda bulunulacaksa; sizin gibi dusunenlere karsı, sizin gibi dusunmeyenlerce baska turlu bir tavır otomatikmen gelisecektir. Efendim selmaelma kafatascı olabilir, fasist olabilir bunu sizin soylemenize hacet yok, biz okuduklarımızı anlıyoruz biz ona gore degerlendirme yapariz. Zaten kendi fikirlerinizi yansıttıgınızda eger fikilerinizin entellektuel degeri varsa zamanla herkesin taktirini toplayacak olan siz olursunuz. Sizin fikirlerinize karsı olanlarda kendiliklerinden sahneden cekilip giderler. Kendisi “ben oyle biri degilim” dedigine gore sizin ikide bir bu yaftaları yapıstırmanız camur at izi kalsın medyacılıgına donuyor ve bu size yakısmıyor. Bir insan bir tarafa yakın olabilir bu o tarafın tum goruslerini benimsedigi anlamına gelmez. Bu gorusleri tamamiyle benimsemis olaması da onun gorusleriyle alay edilmesi serbestesini getirmez. Hafif.org de siyasi yada degil, bir cok marjinal yada radikal yazılar kaleme alındı ve bir suru cok sert yorumlar yazıldı. Ne guzel cevap yazmak yorumlamak, yazının sahibini kale almak anlamına gelir. Yazıda savunulan tezi herkesce anlasılabilir sekilde curutebilmekte bir o kadar saygı gerektirir. Lakin karsıdakini etiketlemek, fikirlerini kucumsemek, sahsıyla alay etmek, musamaha gosterilemez seyler. Gunumuzde ideolojiler bile siyah ve beyaz halde ayrı ayrı durmuyorlar. Cagdas insan kendi ideolojisini kendi belirliyor. Belirlemek zorunda kalıyor. Teoride baska anlasılsa da fiili olarak insanlar, biraz ondan biraz bundan alıyor. Yoksa hayatın zorlamaları, tek tip bir kalıp ideoloji etrafında yasamaya izin vermiyor. Kimse hic bir seyinden odun vermeden dusuncelerini hayata gecirdigini soyleyemez. Ya tutarsızlıklar icine dusup kisiliksizlesir yada tutarlılıgı, gri tonları farkederek yakalayabilir olur. Bu noktada bir insanın “entellektuel tanımlaması” sadece tek etiketle yapılamaz. Sosyomat’taki gibi bircok etiketin zamanla, degerlendirile degerlendirile eklenmesiyle ortaya cıkar. Dunya dedelerimizin yasadıgından daha kompleks bir hale geldi. Yasamak ve anlamak icin, daha cok bilgiye deneyime ve empatiye ihtiyacımız var. Nufuslar arttı, aidiyyetler cogaldı, sınırlar birbirine dayandı, kaynaklar azaldı. Türkiye nufusunu, alanına bolerseniz kisi basına dusen 11 metrekare toprak. Bu tum dunyada aynı, Yani mecbursunuz birbirinize bir sekilde anlasacaksınız yada anlasacaksınız. Eger colde, okyanusta yada ayda yasama ihtimaliniz varsa bilmem.
cok güzel yazmissin zabun ..eywallahhhh
uzunca yazmıştım, hata verdi. tekrar uğraşamayacağım.ben sorduğum soruya bu şekilde yanıt vermen, benim sövüp saymama gerek bırakmadan, ne olduğunu ortaya koyuyor. ayrıca birilerine durduk yere sövüp sayma gibi bir dürtüm de zaten yok. “aranan”a söylemeyi ise borç bilirim.ayrıca, benim bu kelimelerin anlamını bilmememi düşünmen, bunlar konusunda senin neler düşündüğünü yazman için sorduğumu anlamaman, zeka seviyeni ortaya koyuyor.ben ne diyeyim, helal-i hoş olsun.not: 80 döneminde doğu perinçek’in nerelerde saklandığını bilen var mı? o dönemde ara sıra dedemle sohbet ederlermişte.
zabunum helal…
Doğu Perinçek’le ilgili kişisel fikrinizi sanılabileceği gibi Perinçek’in dönekliğiyle, Türk solu içindeki her 100 kişiden 99’unun Perinçek’e hain gözüyle bakmasıyla mütalaa oluşturup cenk meydanında kendime avantaj sağlamak için sormadım. Zabun’un neden Doğu Perinçek’i ısrarla sorduğumu anlamaması da gayet doğal aslında. Zez’in işin içindeki ironiyi görmemesi kadar doğal. Tarih bilmemek, ayıp değil nasıl olsa…Bu konuyu konuştuğumuz bu sayfa, bu memleketin güzel evlatlarını zindanlarda, ölümle, işkenceyle tüketmiş bir generali eleştirmemiz üzerine kurulu. Selma Hanım da çok dertli bu generalden. Sanırım buraya yazan herkes de. Peki, siz bilir misiniz, Doğu Perinçek’in 80 darbesinin ardından cuntadan kaçan solcu gençlerin evlerinin krokilerini dergisinde basıp, o gençleri bu generale yem ettiğini? İsim isim, adres adres suçunun ne olduğu bile bilinmez tonla genci ifşa edip sürek avında av haline getirdiğini? Perinçek’in, Kenan Evren konusuyla ilgisi bu… Kana susamış cuntaya, kana giden en kolay yolun, krokisinin temini…Hayır, salt bunun için de değil burada Perinçek konusunu açmamın nedeni. Selma Hanım Perinçek’in fikirlerini öğrenmek istiyorsam işçi partisinin sitesini okumamı önermiş ya yukarıda, hiç gerek yok kimse gitmesin işçi partisinin sitesine. Selma Hanım’ın söylediklerine bakın, Doğu Bey’in ne söylediğini görürsünüz. Bu generale laf sokuşturmak için buraya toplaş ve Perinçek’i lider kabul et. Perinçek’in söylemlerini kendi söylemin yapıp bu memleketin zayıf karnını kullanmak için araya iki tane de Atatürk yazarak derinlikten nasibini almamış toplumsal çözümlemeleri sal ortaya gitsin… Gördünüz mü ironiyi?Bir başka sayfada Deniz’e, Yusuf’a, Hüseyin’e ağıtlar yak, onların davalarına en zararlı gördüğü adamı (ki dava namus demekti onlar için) gel bu sayfada öv. Krokisini çıkardınız mı ironinin?Sapla samanı karıştırmamak adına da eklemeliyim ki, bugüne dek Selma hanım’ın ne yaşına bir tek laf ettim, ne de saygı sınırını zorlayacak bir cümle kurdum. Ancak sert zeminlere denk geldiği zaman “kırt, kurt, kürt” diye bir halkı toptan aşağılamasına ve bunu bir de sol söylemlerin içine yedirip nasyonal sosyalizmi ulusalcılık diye pazara çıkarmasına itiraz ederim elbet. Neresinden tutup da itiraz edeceğimi de tabii ki ben bilirim!Burası hiç bir partinin yayın organı değil dedim. Bunu tasdikleyip, benim dediğime nasıl itiraz etmişsiniz anlamadım! Selma hanım direk bir partinin yayın organı gibi çalışıyor. Sorun, mutlaka üyeliği de vardır, aktif görevi de o partide… Elbette olabilir, hepimizin de olabilir, düşünen insanın mutlaka politik bir görüşü vardır inancındayım. Ancak ne Atatürk, ne Türk olmanın onuru, ne Türkiyeli olmanın esasları, hiçbir partinin, hiçbir üyenin tekelinde değildir ve kendini ispatta kullanım aracı olmamalıdır. Neresinden bakarsanız polemikte fair play anlayışının dışındadır. İtiraz ettiğinizde Atatürk’ün fikrine, anısına itiraz ediyor hallere sokulursunuz. Uzun yıllardır kullanılan bir fikir empoze, hak beyanı metodudur. Retoriği bu toprağın vazgeçilmez değerleri üzerine kur, altına kendi fikrini göm, fikrine itiraz eden değerlere ediyor olsun… Bunu mu yememi bekliyorsunuz?En basit haliyle Selma Hanım aşırı milliyetçidir. Türkiye’nin şu anda yükselen trendi de aşırı milliyetçiliktir. Buradan bakıldığında da, Selma Hanım partisinin başkanı gibi döneme oynamaktadır…Atatürk bu memleketi Selma Hanım kendi algıladığı gibi Atatürk fikirlerini kullansın, evirsin çevirsin diye kurmuşsa haklısınız, yok hani benim için de bu memlekette bir kıçlık yer varsa, Atatürk benim de Atatürküm, Türkiye benim de Türkiyem. Bundan ötesinde isterseniz ulusalcı, isterseniz konumsalcı olursunuz…
Numb’in sorusu oldukca mantikli idi.Ve verilen cevap ta o mantigi dogruladi (en azindan benim icin). Bir insanin hem solculuktan dem vurup, hem de nasil irkci olabilecegine iliskin sorunun da cevabi verilmis oldu.Demek ki olay ‘SAHIBININ SESI’ olayi imis.Daha da ileri gidecegim:Dusunce itibari ile D Perincek bir DONEK tir. YUZKARASI dir.Mao’nun kibar ellerinden, irkciligin pis ve kanli kollarina atilmadir vardigi yer. Ve bu donekligi ‘zararin neresinden donulse kardir’ diyerek yumusatmazsiniz.Hic olmaz ise C Altan gibi yelpazenin solundan gelip liberal bir bakis acisina sahip olabilseydi. (Ve Cetin Altan’in su ana kadar irkci denilebilecek hic bir yazisini gormedim ben).Zor tabiki:Deniz Gezmisleri ipe gonderen insanlar ile ayni dusunceleri paylasip, haklarinda agitlar soylemeye kalkismak;Bu ulke de, ilerici demokrat aydinlari katletmis insanlar ile ayni seyleri soylemek; Elleri kanli insanlar ile ayni masada oturuyor olmak; Ve bunlari bilmek. Tabiki zor. Tabiki celiski.Bir an yaziya ara verip dusundum.. Sayet Deniz Gezmis sag olsa idi, ve D Perincek hakkinda ne dusundugu sorulsa ne derdi acaba diye.Bence hic bir sey demezdi. Yalnizca tukururdu.
Sanırım bu tükürmeden sonra da Doğu Perinçek “Yarabbi şükür, yağmur yağıyor” derdi.İnsan elbet hata yapabilir, fikirleri değişebilir, ama 20 kere değişmez ki kardeşim, Perinçek her devrin adamı, halkımızın hafıza eksikliğinden çok güzel faydalanıyor.Benim merak ettiğim bugün ulusalcı, yarın ne olacak, rüzgar eserse eyalet diye bağırabilir 1-2 yıla kadar…Ayrıca Doğu Perinçek’i takdir ediyorum derseniz dalga geçilmeyi de göze almanız lazım, hele ki yaşınız 30 un üstündeyse, Perinçek’in sayesinde yakalanan, vurulan, öldürülen gençlerin arkasından ağıt yakıp sonra da “Ben Perinçek’in ulusalcı kimliğini seviyorum” derseniz çıkıp insanlar size bir tarafıyla güler.
Sağcılık yada solculuk iki ayrı kutuba yaklaşmış zıt fikirler odaklarıdır. Aralarında, insanlık için, beraber, özgür ve kardeşçe yaşamak için çok büyük kesişim kümeleri yaratmak durumundadırlar. Doğu Perinçek’in devletin ajanıdır. Yani memurdur ispiyonlaması gerekiyorsa bunun doğru yada yanlış olduğunu sorgulama şansı yoktur. Bu gün bu adam emekli olup 12 işçi sendikasının birleşmesiyle bir parti kurmuş ve geçmişte yaptığı hataları düzeltme fırsatı bulmuş olamaz mı? Perinçek ırkçı mıdır? Öyleyse bu adamın yanında, ırk ayrımı yapmayan ilkeler üzerine kurulu devletin, Vural Savaş gibi üst düzey yargı mensupları ve askerleri, niçin yer almaktadır? Devletin kendisi de kafatasçı mıdır? Devlet dünyadaki konjokturel yapıya göre ideolojisini bile değiştirir. Teoride cumhuriyet-demokrasi-sosyal devlet olarak yazılı olarak bir kenarda durur. Lakin gün gelir fiili olarak başka uygulamalar işletilir. Bu hükümetler üstü olur genellikle. Siz AB ye girmeye girmeye çalışacaksınız, Amerikayla müttefik olacaksınız, NATO’nun içinde yer alacaksınız ama kapitalist olmayacaksınız mümkün mü? Diğer taraftan ABD ve AB ile bozuşacaksınız, Rusya ve Çin gibi Komunist olacaksınız ve ve sömürge topraklarınız olmadan tok kalacaksınız mümkün mü? Açıkçası ben ne ABD-AB, ne Rusya-Çin rüyası görmeyelim hiç biri bize göre elbise biçemedilerde biçemezlerde derim. Gazi Mustafa Kemal, neden Kurtuluş Savaşında bize destek çıkan Kızıl Rusya’ya yanaşmadı, neden tutupta Sevr’de yurdumuzu bulmaca gibi bölen, AB devletleriyle münasabetlerini geliştirdi. Bir devletin kuruluşunda bu temeller batıya yönlendirildi. Zaten Osmanlı’nın kuruluşundan beri oklar hep batıyı gösteriyor gibiydir. İnsan katiline aşık oluyor sanki. Katil kestikçe kopardıkça daha bir bağlanılıyor sanki. Biri henüz 17 sinde olan üç genç neye karşıydı? Gençler haklıydı gençler hep haklıdır. Gençtirler, akılları kirlenmemiş, nefisleri oturmamıştır, isyan ederler herşeye, o yüzden adları deli-kanlıdır. Dünya bu gençlerin saflıklarını kullanır, güçlerini sömürür. Haksızlıklar gençlerin gözlerine iğne gibi batar, onlardan rahatsız olurlar kendilerini tutamazlar. Dünya her yerde hukuk işler ama haklar alınamaz. Çünkü kanunlar haklarla eş tutulmazlar. Sömürgeci, baskıcı, ırkçı, dayatmacı ülkeler dünyanın hakimidirler. Bu gün ABD ve AB güldürerek dünyayı sömürürken, Rusya ve Çin ağlatarak sömürüyorlar, birinin kapitalist, diğerinin komunist olması bir şeyi değiştirmiyor. Nazım Hikmet Ran, zamanında, “çocuklar öldürülmesin, şeker de yiyebilsin” sözleriyle, safiyane bir şekilde çıktığı Rusya yolculuğunda, dünyanın kaç bucak olduğunu ve yapılan propagandalarla zihinlerde inşaa edilen cennetlerin olmadığını görünce, sukut-u hayale uğramıştı. Elbette Nazım haklıydı, yaşamak lazımdı, “bir ağaç gibi tek ve hür, ve bir orman gibi kardeşçesine”… Demokrat Partililer de safiyane Kızıl Rusya’ya karşı, sevgili ABD sayesinde “yeşil kuşak” oluşturacaklardı. Onlarda aldıkları Marshall yardımlarıyla ülkelerini bağımlı hale getirdiler ve dünyanın kaç bucak olduğunu gördüler. Dedik ya konjonkturel olarak devlet ideolojisini bile değiştirir. Bakın Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, liberal ekonomiye geçti ve cumhuriyetciklerini dağıttı. Sonra serbest pazar ekonomisinin acımasız kapitalist uygulamaları sebebiyle Putin yönetimince devletleştirme faaliyetleri yeniden gündeme getirildi. Bu gün Rusya’da Lenin’i mumla arayanlar çok (Giderek artan suç oranları, işsizlik, mafya ve onun getirdiği kanunsuz işler, geleceksizlik), aramayanlarda çok (onlar portakalın tadını bilmezken, devletin baskıcı ve anti demokratrik işkencelerine maruz kalırken, tek düze bir hayatta makineden farkları kalmazken şimdi milyonlarla oynuyorlar). Çinde ticari ilişkilerinde serbest ekonomiye geçtiğini açıklamasının ardından halkının karnına sıcak bir lokma girdi. Türkiye Cumhuriyeti kapalı ekonomi sürdürüyorken bir seçim yaptı ve liberal ekonomiye geçti. Bir bakıma mecbur kalındı yine ekonomik buhranlar, kapalı ekonomiden doğan sıkıntılar, stokçuluk, karneyle gıda dağıtımı vs. Kontrol mekanizmalarını işletememesi yüzünden kazancından daha fazla zararı oldu. Bu gün bu ülkede birileri sağcılık yada solculuk adına hala kavga ediyorlarsa ben onların akıllarından şüphe ederim. Devlet stratejik olarak ABD-AB ye yaklaşmayı uygun buldu. ABD-AB de ajanlarıyla propagandalarıyla halktaki Rusya-Çin sosyalist sevgisini kırmak için müslümanlık kozunu kullandı. Aman bu kızıl dinsizler ülkeyi perişan edecekler diyerek dindar insanları cepheleştirdiler. Öyleki Dindar baba sosyalist oğlunu tanımaz oldu. Dindar olmanın gereği ABD-AB kapitalist düzenine yakın durmak algılandı sağcılıkta bu cepheye çekilmekti. Bu gün dindarlar vahşi kapitalistlerin ne mal olduğunu geçte olsa farkındalar. Dinin aslında sosyalizme daha yakın durduğunu keşfettiler. Solculuksa başta Atatükçü-Cumhuriyetçi-Demokrat cepheyi, Saltanatçı-Hilafetçi cepheye karşı savunmak iken, komunist-sosyalist-ateist bir yöne kaydı. Aslında bu ülkenin insanı çok farklı yönleriyle çok değişik bir çekim gücüne sahipti ve buna karşı mutlaka tek kutuba indirgenmelidir görüşü benimsenmiş gibiydi. Bakınız, devlet bir yöne dönemin getirilerinden dolayı yaklaşıyor, yaklaştığı yöndekilerde bunu kullanarak, bir daha kopmamak üzere yapışıp kalmaya çalışıyor. Mesela Rusya’nın ve İran’ın rejim ihracı denemelerindeki gibi. Onlarda ülke içinde çok paralar harcadılar örgütler kurdular kışkırtmalar yaptılar. Yapacaklarda, ama bizim bir şeyi anlamamız gerekiyor, gelişme aşamasında da olsa bir demokrasimiz var ve bir toprağımız… ortak müştereğimiz bunlar. Birisi size “ben senin iyiliğini istiyorum, kardeşin seni aldatıyor, onu denize it ve kurtul” dediği zaman ona aldanmayın. Denize düşen yılana sarılıyor. Denize iteninse beslediği karga gözünü oyuyor. Habil ve Kabil kavgasına döndürmeyin yeter, gerisi konuşularak ve empati kurularak halledilir. Bu gün kapitalizm ve komunizm adına yapılanları topladığımda akacak gözümde yaş, damarımda kan kalmıyor. Bu güvendiğimiz ülkelerin toplamı aynı yerden besleniyorlar “insan kanı”. Rusya, Çin, ABD ,Almanya, Fransa, İsviçre, İtalya, Holandanın sattıkları silahlardan ne kadar para kazanıyorlar. Hegemonya alanlarındaki ülkelerde huzursuzlardan kim sorumlu dersiniz? Neden iç savaşlar çıkıyor her türlü zenginliklerine rağmen neden açlık çekiyorlar? Evet birileri suçlu ama en suçlu olanı bu ülkelerdeki “topraklarımızda ne işiniz var” demeyen, onları kovmayan, onun yerine birbirlerini boğazlayan halklar. Bu noktada ülkeniz kapitalistte, faşistte olsa, sosyalist komunistte olsa rahat edemezsiniz. Bir ülkedeki insanlar önce birbirleriyle kavgayı kesmedikten sonra hiç birşey olmaz. Selmaelma’nın aşırı Türk Milliyetçisi olması sizi ilgilendirmez sizi ilgilendiren şey onunla nasıl anlaşabilirimin yollarını aramaktır. Aynı şey selmaelma içinde geçerlidir. Bu dönemde ırçılık yine ABD tarafından destekleniyor. Yeni hedef: “dünya bin ülkeciğe ayrılmadıkça rahat edemeyiz” dir. Bu emellere karşı Türkiye Cumhuriyeti Devleti cevapsız kalmayacaktır. T.C.’nin “yurtta ve dünyada barış” ilkesi T.C.’nin iradesi dışında çıkartılan bir savaştan kaçacağı savaşmayacağı anlamına gelmez. Varlığını ve Bağımsızlığını koruyacak olan bu milletin evlatlarının ta kendisidir. Bu arada ulusuna düşkün insanlar farkına varmadan bu küresel oyunlara alet olmaktalar. Bu insanlar attıkları adımı iki kere düşünsünler (Gerek Türkler, gerek Kürtler. Gerek Sırplar, gerek Arnavutlar. Gerek Azeriler gerek Ermeniler…vs) kapitalist sosyalist kavgası bitti şimdi ırklar ve dinler birbirine vurulmaya çalışılıyor. Darbe yıllarında yaşananlarda devletler tarafından, halk kullanıldı. Halk kaybetti, devletler kazandı. Sıradaki oyunda gözümüzü açmazsak halk yine kaybeden olacak. Ulusalcılar her zaman yanlış düşünürler sosyalistler her zaman yanlış düşünürler diye bir şey yok. Bir vatan haini varsa bir provakatör varsa bunu sağcısıda solcusuda ilan etmelidir. Hain haindir bunu aşikar etme görevi ulusalcıların olmamalıdır sadece vatanını sevmek için ulusalcı olunması şartı yoktur. bu ülkede kullanılan ulusalcı çok. ulusalcı olmayan ve ama yurtseverde olmayan çok hain mevcuttur. Demokrasi ülkesinde bu aktörler olmazsa olmazdır. Bunlar birbirleriyle kanlı bıçaklı olamazlar Avrupa devletlerine bakın liberal ve soyalist partileri zıt düşüncededirler ama hangisi iktidara gelirse gelsin devlet politikaları fazla değişmez. Neden bizde böyle değil sormuyor musunuz kendinize. Bizde partiler iktidarı muhalefeti can düşmanıymışcasına birbirlerini yer, satılmış kalemlerle dolu medya ayrı telden çalar, harbiye ayrı telden, sonuçta bakarsınız sağcısı solcusu kameralar kapanınca ihale paylaşmaya başlarlar. Kameraların önünde birbirlerine demediklerini koymazlar çünkü tabanlarını hem böylelikle fanatikleştirirler, hem bu fanatikleri kaybetmek istemezler. Bu mudur gençlerin ortaya canlarını koydukları idealler.Bütün yaşadıklarımızı duygusal ve noktasal olaylara indirgeyip resmin tamamını göremez hale getirmeyin. Olay basit, yurtsever, barışçıl, paylaşmacı, özgürlükçü, aidiyetlere saygılı ve eşit uzaklıkta, kardeşçe bir toplum her yönüyle güçlü bir ülke oluşturmak isteyenler ve istemeyenler. Ben dostumu düşmanımı böyle ayırırım. Birileri ezberden bir şey söylüyorsa, söyleyeni düşünmesi için ezberini sorgulamasını isterim ona hain yaftası yapıştırmam, ezberleteni de aklımın bir köşesine yazarım.
Keske dunya politikasi senin bahsettigin kadar basit ve yalin olabilseydi. (‘world politics for dummies’ diye bir kitap mi var acaba 🙂 )Ama buna ragmen soylediklerinin bagzilarina katilmamak elde degil
Ornegin de oldugu gibi.Ama unutulmamasi gereken seyler var:Ornegin irkcilik tehlikesi. Vatan sevgisi ile irkciligi karistirmamak lazim. Hitler’in de bir vatansever oldugunu ama ayni zaman da irkci oldugunu unutmamak lazim.Mussollini’de, Arkan’da vatansever ve irkci idiler.Irkcilarin tumu herseyi vatanlari icin yaptiklarini soylemistir.’Vatanimi, kulturumu,irkimi savunuyorum’ sozlerini hemen hemen tum irkcilardan duyabilirsiniz.Ve irkcilik daima ama daima ofke ile, kin ile beslenmis ve sonuclari kan ile odenmistir.Onlar icin daima dusman vardir. Daima ulke ve kultur tehdit altindadir.Ve bakin yakin Turkiye tarihine. Bakin oldurulen aydinlara. Sorun kendinize Ipekci’yi, Tutengil’i (ve daha bir coklarini) kimler oldurmustur? Ne adina oldurmuslerdir?Hrant Dink’i kimler oldurmustur?Yukaridakiler yeterli yanilmiyor isem irkci dusuncelerin nerelere varabilecegi.Ve bakiyoruz dusuncelere: Kart kurt sesleri, karakafalar, kurt nufus artisi, kucumsemeler, ‘niye geliyorsun ki Bursaya/Istanbula, Diyarbakir’in suyu mu cikti’ demeler vs vs.Bu irkciligi kazimamiz gerekiyor dusuncelerimizden. Irkcilik bu ulkenin bolucusudur. Insanlarimizi sac renklerine gore, kulturune gore, derisinin rengine gore ayirip ona gore muamele yapmak ilkelliktir.Irkciliga her alanda karsi cikilmalidir.Doneklik(veya D Perincek) ile ilgili olarak ta, hemen vatansever, milliyetci karsilamasi yapilmasi yerine biraz beklenmesini oneririm. Bir iki yil icerisin de tekrar degisebilir dusunceleri.Dun benimle, bugun seninle, yarin ..? kiminle olacagi belli olmaz diyorum.:)
“aidiyetlere saygılı ve eşit uzaklıkta” derken vatanseverlikten öte din, ırk ve buna bağlı kültür dil gibi aidiyetleri koymak istedim. Irkçılık konusundaki görüşlerinize katılılyorum. Irkını ve buna bağlı kültürünü dilini sevmek suç değil kişiliklilik belirtisidir. İnsanın kökenini bilmeye araştırmaya yaşatmaya öğrenmeye çalışması farkındalığını gösterir. İnsanın ortak düşünce ve kültüre sahip diğer insanlarla beraber olması yaşama bağlanmasına yardımcı olur cemiyet hayatı böyle gelişir. Bu düşünce ve kültür birlikteliğinin taassuplu, örümcek kafalı, içine kapalı bir hal alması, o ırkın, dinin, kültürün, cemiyetin geri kalmasından başka bir tezahür göstermez. Türklerin değişik kültürlerle beraber yaşama onlardan etkilenme farklı kültürleri birbirine uzlaştırma ve yapıştırma özelliği vardır. Envai çeşit kültürle yoğurulmuştur ve bunlardan süzme olarak elde edilmiştir. Dünyada başka hiç bir ulus düşünemiyorum ki bu kadar değişik coğrafyalarda bu kadar değişik milletlerle kültürünü oluşturabilme fırsatı bulsun. Türkler balkanlardaki kanlı bıçaklı milletleri yüzyıllarca nasıl yapıştırmış düşünmek lazım. Orada Arnavutun Arnavutça, Boşnakın Boşnakça, Sırpın Sırpça, Yunanın Yunanca konuşması unutturulmuş mudur. Orada ki kiliseler yıkılmış mıdır. Buradaki insanların kültürleri fakirleşmiş midir hayır aksine güçlenmiş ve zenginleşmiştir. Bu gün o topraklarda insanlar birbirlerini neden kesmişlerdir, neden camiler, köprüler yıkılmıştır, neden müslümanlar öldürülmüştür? Çünkü asıl tahammülsüzlük diğer milliyetçiliklerdedir.Türk milliyetçiliği kafatasçılık değilidir. Türkler Arab coğrafyalarından çekilir çekilmez aynı milletten olan adamlar bile birbirine düşman olmuşlardır. Bu topraklardaki gerçek tutkal Türklerdir. Kafatasçılıkla yapmamışlardır bunu, hemhal olarak, saygı göstererek ve saygı bularak yapmışlardır. Türkler üstün milletse bu sebepledir yani kafatasçılık yapmadıklarındandır. Bu gün yaşananların sebebini Türklerin giderek eski hasletlerini unutmaya başlamalarına bağlıyorum.
Bu konuyu Bosna’da boşnak bir mimarla konuşmuştuk. Ben de aynı şeyi söylemiştim, Osmanlı’nın bir arada tuttuğu hoşgörü ortamı diye, cevabı ilginçti “Evet önce Osmanlı döneminde daha sonra Tito zamanı hiç bir çatışma yaşanmadı, ama bu hoşgörülü yönetimden değil, her iki taraftanda bu tip işlere kalkışanların acımasızca başının ezilmesinden dolayıdır. Bak Osmanlı’nın sadrazamlarının çoğu Boşnaktı, en büyük sebebi çok çalışkan olmalarıydı. Ama biz Boşnaklar ile Sırplar birbirinden yüzyıllardır nefret ediyorduk, Osmanlı sırp çetelerine acımasızca davrandığı gibi, Osmanlıyı arkasına alan boşnak oluşumlara da izin vermedi. Bunun çalışan bir sistem olduğunu gören Tito’da aynı şeyi yaptı, ama bu huzurlu ortam sadece insanların birbirine iyice diş bilemesine yol açan yalancı bir huzurdu. Osmanlı zamanı Boşnak ve Sırpların birbirine girmeme sebebi, Osmanlıdan korkuydu, sizin ordan daha hoş gözükmesi normal”Sonra da şunu söyledi “Evet Osmanlı’nın hakkını yememek lazım, İngiltere’nin yaptığı gibi sömürge haline getirmedi Bosna’yı, dilimize dokunmadı, ama her sene yüklüce vergisini aldı, karşılığında da sınırlı otonami verdi ama özgürlük başka birşey, sen ne kadar adil olsa da başkasının yönetimi altında olmak istermiydin?”Bir cevap vermedim, zaten beklemiyordu da…
apo için aynı şeyi düşün, evla mıdır?
ağır milliyetçiliği gizleyeyim derken, arada böyle de renk verilmez ki!
Cevaplamıs olmak icin mi cevaplıyorsunuz anlamıyorum. Yani size gore bende nasılsa o benim sizce tarifini anlamadıgım “agır milliyetcilik belasına” yakalanmısım. Asıl Türk milliyetciliginin nasıl algılanması gerektigini anlatmaya calıştım. Siz de “limondan disleri gıcıklanan” birinin “limon” kelimesine dahi tahammul edemedigi gibi “milliyetcilik” kelimesini yazıldıgı yerde, aklınızdaki fasist kalıbına oturtuveriyorsunuz. İste bazı milletini seven ama kendini tanımlayamayan insanları, bu sekilde fanatiklestiriyorsunuz. Fanatiklesen ve bunu eyleme doken insanların kaynagının kendiniz olabilecegini aklınıza bile getirmiyorsunuz. Cunku onlara aidiyetlerini sevmenin ayıp oldugunu soyluyorsunuz. Fasist damgası yapıstırıyorsunuz. Turk milleti fasist degildir.
Apo ile Perincek aynı degildir. Apo kendi kurdugu teror orgutunu kendi idare etmektedir. Kendisi siyasal olarak Kürt haklarını savunma niyetinde olmadıgını korkutma ve kaos cıkarma niyetinde oldugunu teror orgutu kurarak ispatlamıstır. Apo anarsisttir, teroristtir. Perincek’in avukatı degilim bundan sonra da onun hakkında bir sey yazmak istemiyorum bir derdiniz varsa Perincek’le gidin konusun. Perincekin gunahsızlıgını savunmuyorum ve bu beni zerre kadar igilendirmiyor da acıkcası. Cunku kendisiyle organik yada inorganik bir bagım yok ama Apoyla Perincek ornegi o kadar abes ki bir seyler yazmak durumunda kaldım.
klawyene saglik zabun ..
bak bir daha oku yazdığını:
demişsin.diğer milliyetçilikler, türk milliyetçiliği hariç diğer tüm ırklar mıdır?farkında mısın ne dediğinin?
Taraf olmak; ATATÜRK İLKE VE DEVRİMLERİ’nden taraf olmak…Ulusal birliğimiz ve misakı-milli sınırları içinde ülkemizin bölünmez bütünlüğünden taraf olmak…Bugün sağ ya da sol; tüm ulusalcılar bu ülkü, bu amaç, bu erek doğrultusunda söylem ve eylem birliği içindedirler…Ve bu düşüncenin karşısında olanlara söylenecek sözüme sıra gelince…İşte ANDIMIZ…ANDIMIZNe yediğiniz lokmayaNe yaşadığınız doğayaSaygısızlık etmedenYoklayın belleğiniziCan dostlarım…Kan damlalarındanÇıkmadı mı utkularımızYayılmadı mı dalga dalgaTüm Anadolu’ya?Doğu’dan, Batı’danKuzey’den, Güney’denKenetlenen ellerleGiydirilmedi miKefenlerYedi düvele?Öyleyse bugün niyeAlbayraktan başka renklereYüreklerde yer aramak?Böylesine çılgınca”Ne mutlu Türküm diyene”İlkesini karalamak?Andımız olsun bundan böyleGelin; ister yoldaş olalım,İster dadaş, ister kardaşAma öncelikle T.C. uyruklu yurtdaşBizimdir yedi bölge, yedi baharBu ülke bize ne geniş, ne de darDostlarımıza kapılarımız açıkLozan’ı saymayanlarıysaUlusumuza etmeyelim yar…Selma Erdal: Bursa
selma hanım, gerçekten bana saygısızlık ediyorsunuz… atatürk de, türkiye de tekelinizde değil. atatürk’ü kullanarak bu sığ hamaseti ne kadar daha sürdürebilirsiniz?madem tek mihengimiz atatürk, allahaşkına atatürk’ün şu cümlesini de yatağınıza götürün:“Hiçbir zaman yapmaya gücümüzün yetmeyeceği, ama yaparız ederiz dediğimiz şeyler için geçmişte çok sıkıntılar çektik”M. Kemal Atatürk
Osmanlı bir imparatorluktu ve o cagda diger imparatorluklar neler yaparak bu gün bizlerin ovgusunu kazanmıslardır bakalım. İngiltere, Fransa, Hollanda yerli halkı yok eder oralardaki zenginlikleri toplamak icin kolelestiririlerdi. Orta da Kızılderili mi kalmıstır, Aborjin mi, Afrikalı mı oldurebildiklerini oldurduler, bir kısmını madenleri isleten kolonilerinin emirleri altına verdiler. Gerisini de gemilere doldurup islerinde kole olarak kullandılar. Topraklar ve halklar onlar icin onemli degildi elde ettikleri zenginlikler icin ellerinde tutuyorlardı. Osmanlı gittigi yerleri vatan bildi. Oradaki insanları onların onceki dusmanlarına ve Osmanlıdaki diger tebalara karsı korumayı gorev bildi. Osmanlı her topragı savasla almadı bircok ezici devletin saldırısından korkan ulkecikler nasıl olsa bizi bu imparatorluklar yutarlar osmanlıya sıgınmak akıllıca olur diyerek teba olmayı kendileri sectiler. O zaman dunyanın geldigi en ileri nokta oydu. Savas yapıp toprak kazanmak. Bburadaki ayrımı iyi yapmak lazım. O Bosnakın Osmanlı hakkında pek bir sey bilmediği ortada atalarının kendilerini devsirme almaları, saraya almaları icin yalvardıklarını dahi bilmez belki. Zulum edecek adam sadrazamını bosnaktan ermeniden falan secmez. Pek zulum ve baskı altında olan millet hırıstiyanlıktan muslumanlıga gecmez. Bu bir asimilasyon ile olmamıstır. Oyle olsa basta Yunanlılar, Sırplar, Bulgarlar zorla asimile edilirdiler. Savasa Türkler giderdi savasa katılmayanda daha fazla vergi alınması normaldi. Vergi dediginiz sey tarım urunu vs. Savasa giden adamında ektigi bictigi topragı var savasa giden 1-2 sene donmez belki hic donemez bu adam neyle vergi verecek. Savasa katılma gibi bir zorlugu olmayan gayri muslumlerin daha fazla gelir imkanı olması daha cok vergi alınmasının sebebidir. Bu gun gelir vergisi nasıl cok kazanandan cok az kazanandan az alınıyorsa o zamanda oyleydi. Alınan vergiler bir zumrenin zevkine sefasına harcanmadı saraylar yapılıp durmadı. Bakın St. Petersburg daki Rus sarayının maliyetine Bakın Fransadaki Versay sarayının maliyetine birde bakın koca Osmanlının gosterissiz Topkapısının maliyetine. Kopruleri, cesmeleri, mektepleri, hanları, carsıları, kim yaptırdı. Kim oralara kadılar nazırlar atadı. Bunlar alınan vergilerle olan seyler. Evet ozgurluk baska bir sey Osmanlı oradan cekileli cok uzun zaman oldu. Balkanlarda yasayan sag duyulu bir cok insanı dinledim mesala buradaki Türkler Tito yonetimini ozlediklerini soylediler. Bosnaklar hala orada yasayabiliyorlarsa Turklerin sayesinde yasıyorlar. Oyle kuru kuruya ben ozgurum demenin faydası yok zaten degiller, sırpların orada etnik temizlikte basarılı olamamasının tek engeli birileri goremesede Türkiyedir. Hırvatlara para verip savas ortamında sırplarla beraber olmalarına engel olan, burada olanlara birbirlerini yesinler biz karısmayalım diyen avrupalıların itirazlarına ragmen asker gonderen Türkiye oldu. Sonra bir kendini bilmez bosnak cıkıp boyle laflar edecek mumkun mu. Efendim osmanlı sırp cetelerinin basını ezmis. Nasıl bir anlayıs benimsemeliymis acaba anlasılmaz dogrusu. Bakın avrupaya parca pincik bir suru ulkeye ayrıldılar. Sonrada birlik kuralım tek anayasa tek mevzuat yapalım diye ugrasıp duruyorlar. madem birlesecektiniz niye kavga ettiniz diye insan sormadan edemiyor. Ben birlestiricilikten bahsettim Türklerin birilerini yoketmekten cok onla birlikte olma cabasından sozettim. Siz bir milletle hemhal olmussunuz o milletin dusmanıylada hem hal olmussunuz. Sırplar Bosnaklardan nefret ediyor edeceklerde bunun cagresi iki ayrı ulkeye ayrılmak (ayrılmak istiyorlarsa ayrılsınlar konu bu degil) degildir. Yine komsu olacaklar ve gecimsizliklerini surdurecekler sonrada savasacaklar yine. Bunun cagresi barısmak birbirini kabullenmek anlasamıyorlarsa bir arabulucu bulmak. O zamanda osmanlı bunlara velilik yaptı birbirlerini yoketmelerine izin vermeden arada yumusak bir hat olusturdu. İliskiler Turkler uzerinden yurudu. Kavga etmedikce iki tararafta huzurla ve guvenle yasama imkanı buldular. Caglar farklıydı simdi hersey daha daha kolay. yasadıgımız cagdan osmanlıyı kotulemek kolay anlamaya calısmak zor. Bence AB insanlıgın dunyadaki en buyuk uzlasma projesidir. Uygarlıgın geldigi son noktadır. Gelgelelim bu ulkelerin cıkarcılıkları ve iki yuzlulukleri yuzunden gerceklesemeyecege benziyor.
Uzunca yazdıgım yazıdan irite oldugunuz iki satırı cekip bunun uzerinden gitmek yakısık almıyor. Onceki satırlarda anlattıgım seylere dikkat buyurursanız.
kastetigim “diger milliyetciliklerin” balkanlarda komsularını ortadan kaldırmaya calısan milleyetcilikler oldugu anlasılıyor. Burada Osmanlının, zamanında hıristiyan aleminden cok cekmis, gucu yerinde istedigine istedigini yaptıracak bir islam devleti olamasına ragmen, hırıstiyanların kiliselerini, dillerini, kulturlerini, yok etmemistir. Bu isine gelmesine ragmen boyle birsey yaptıgında hesap sorabilecek bir ulkenin bulunmamasına ragmen yapmamıstır. Oysa sırplar once osmanlı eserlerini sonra camilerini yıktılar. Engellemeseydik tum müslümanları ortadan kaldıracaklardı ki karsılarında guclu bir direnis yapacak ordu yoktu zaten yaptılar yapacaklarını anlatmaya gerek yok. Bu vakada Türk milliyetciligini diger fasistlerle aynı kefeye kimse koyamaz. Türk milliyetciligi ırkcı olmamıstır ve olmasın diye ugrasıyorum. Siz okuz altında buzagı arıyorsunuz. Arayın efendim bulabilirseniz. Ustelik ne demek “ne yazdıgının farkında mısın?” asıl Apoyla ilgili verdiniz ornekle siz ne yazdıgınızın farkında mısınız?
uzunca yazarak cümle aralarındaki ağır miliyetçiliği gizleyemiyorsunuz.. kısaca yazın ne olacak bakalım…
Zabun’un yazısında o kadar yanlış bilgi var ki, düzelt düzelt bitmez, bitse de kimsenin okuyamıyacağı upuzun bir yazı olur, ben başlıkları yazayım doğrusunu bilmek isteyen bakar, ya da Zabun’un verdiği yalan yanlış bilgiler işine geliyorsa kendisi bilir.1- Osmanlı asimilasyon yapmamıştır, yeniçeri olmak için çocuklar ailelerinden öpücük ile alınmıştır.2- Osmanlı her toprağı savaş ile almadı: Evet kapıya orduyu dikip nasıl olsa sizi ezeriz, adam ölmesin bari siz paşa paşa gelin, bana da şu kadar vergi verin diye aldı. Anahtar kelime Dubrovnik3- Bosna savaşında Türkiye avrupayı dinlemeyip asker gönderdi. Eh artık buna pes, savaşı Amerika Nato gücünü kullanarak bitirdi, barış gücündeki Türk askeri olanları seyretmek zorunda kaldı. Wikipedia, google, nereye isterseniz bakın..4- Boşnakların din değiştirme hikayesi için anahtar kelime “druid”5- Osmanlı kapısında sadrazam olmak için yalvaran boşnaklar için Osmanlıdaki boşnak sadrazamların kaç yaşında “devşirildiğine” bir bakın.6- Osmanlı’nın aldığı vergiler ile yol köprü yapması da tabi işin güzel kısmı, onca seferin maliyeti nereden geldi acaba?7- Osmanlı’ya “isteyerek” katılan tebalar için, bakınız yunanistanın, sırpların, bulgarların Osmanlı’ya geçişini sağlayan savaşlar, tabi o savaşlarda ok değil öpücük dağıttı Osmanlı.8-Kuru kuruya özgürlük özgürlük değildir için bakınız Kurtuluş savaşı sırasında Amerikan mandasını isteyenlerin söyledikleri.9- Kendini bilmez boşnak mimar ise uluslar arası ödüllere sahip, Avrupa’nın her yerinde çalışabilecekken kendini Bosna’nın yeniden inşaasına adamış, Osmanlı yadigarı Mostar köprüsünün tamiratı için tüm Avrupa’da para toplamış 8 yıl sonunda bunu başarmış, yüzlerce Osmanlı eserini restore eden, bunun için mal varlığının çoğunu buraya akıtan bir adam. O adam olmasaydı, Sırpların özellikle yıktığı bir çok Osmanlı eserinden iz kalmayacaktı. Yorum size ait kim kendini bilmez…Son söz, ben Osmanlı’nın yaptıklarından utanmıyorum, o zamanın gereklerini yerine getirdi, ama kendimi Zabun gibi masallarla ve çarpıtılmış gerçekler ile kandırmıyorum.Zabun için önemi olmayabilir ama bazılarımız için özgürlük uğrunda herşeyi göze alabileceğimiz bir şey, özgür olmayan ve özgür olmadığını söyleyen bir adama kendini bilmez diyen birine, yarın kendi özgürlüğü tehlikeye girdiğinde hanginiz güvenir?
Dunya uzerindeki tum irkci ve fasistler milliyetcidir.Hitler’e milliyetci degildi diyemezsiniz. Her seyi vatani icin yapmistir ornegin.LePen irkci ve fasist , ayni zaman da milliyetci bir partidir. Fransizlari, fransiz kulturunu korudugunu iddia eder. Vatani icin yapiyordur yaptiklarini.Hic bir irkci ben ‘irkciyim’ dememistir. Ben milliyetciyim demistir. Vatanseverdir o. Her seyi vatani, ulkesi ve asil irki icin yapiyordur.Ama irkcilik her yerde irkciliktir.Alman irkciligi, Sirp irkciligi, Kurt irkciligi, Turk irkciligi aynidir.’Sirplar ustun bir millet’ demek ile ‘Almanlar/Fransizlar/Kurtler ustun bir millettir’ demek arasinda veya ‘Turkler ustun bir millettir’ demek arasinda fark varmidir allah askina?Sayet vardir diyorsaniz, irkcilik ile milliyetcilik arasindaki siniri bir gozden gecirin derim.
Pazartesi Milliyet’te ilginç bir yazı dizisi başlıyor “Biz Kimiz?” diye
Üstün demiyorsak ne olacak?Her ne kadar soyumda Balkan göçmenleri de olsa da ben Türkmenim yani öz be öz Türküm. Türklerin diğer ırklardan daha üstün olduğunu düşünmüyorum. Ama örneğin; Kurtuluş Savaşı ile ilgili gurur duyuyorum, Türk Kültürünü seviyorum, Yurtdışına çıkınca hemen dönmek istiyorum. Vatanımın burası olduğunu hissediyorum. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmakla beraber
Türkçe Konuşan Halklar Haritası
Şu haritada sarı görünen toplumlarla kendimi akraba kabul ediyorum. Çünkü aynı dili konuşuyoruz. Ama birleşmek gibi bir rüyanın peşinde de değilim. Bunun yanında Türkiyedeki diğer etnik grupları da küçük, aşağı falan görmüyorum. Hatta kültürlerine ilgi duyuyorum. Hiç bir saplantım önyargım yok. Kendimi Türk hissediyorum, bundan gurur duyuyorum, ulusumun çıkarı için daha önce atalarımızınn yaptığı hizmet etmekten çekinmem. Askere gittiğimde de bu düşünce ile gittim. Görevimi de yerine getirdim. Şimdi ben faşist, psikopat falan mıyım? Bunun sınırı nerede? Hayır değilim, sadece Anayasada kabul edildiği, Mustafa Kemal’in dediği gibi Türkiye vatandaşı olan herkes gibi Türküm, hatta Türk Milliyetçisiyim ama ırkçı falan değilim. Kimseye düşmanlığım yok. Ne öfkeliyim ne depresifim, yani benden katil de çıkmaz. Bu durumda samimi bir soru: her hangi bir tehlike arz ettiğimi düşünüyor musunuz? Eğer öyleyse ben açık fikirli olarak bu tehlikeyi ortadan kaldırmak için fikirlerinizi dinlemeye hazırım Sayın ap.
Sayin cafe dikkatli okuyunuz.Ben ‘Dunya uzerindeki tum irkci ve fasistler milliyetcidir.’ dedim.’Tum milliyetciler irkci ve fasisttir’ demedim.Veya ayni sozleri degisik bir sekil de de yazabiliriz:’Tum irkci ve fasistler kendilerini milliyetci olarak tanimlarlar’
Aslında ayrım çok basit, bir insanı sadece Türk olduğu için diğerlerinden üstün görüyorsanız bu ırkçılıktır. Çünkü bu Türk olmayanı 2. sınıf görmek anlamına gelir. Daha az hak verilmesinden, yok etmeye kadar gider.Mesela “Türkiye’de ırkçılık Avrupaya göre çok daha azdır” ırkçı bir söylem değildir.Ama “Türkler ırkçı değildir” ırkçı bir söylemdir, çünkü belli bir değerin var olup olmaması konusunda tek kriteriniz ırktır. Halbuki elbette Türk’ün de ırkçı olanı vardır, tıpkı Fransız olup ırkçı olmayan biri olabileceği gibi.Mesele yaptığınız genellemeyi ırk temelinde yapmamaktır. Irkçılık sadece naziler gibi başka bir ırkı kesmek değildir.”Bu pis arapları sevmiyorum” bütün arapları, kişilik olarak, eğitim olarak ayırmadan sadece arap oldukları için pis dediği için ırkçıdır. Kimse Arapları, Fransızları veya başka bir milleti sevmek zorunda değildir, ama ayrım yapmadan o kötü ben iyi tarzı bir söylem ırkçılığın ilk tohumunun atıldığı noktadır. Irkçılık zaten “ötekine” olan nefret ile filizlenir.
ne çok kişi tutmuş, niye. yazıda bi şey yok, yorumlar güzel. Türkiye bölünmesin korkusuyla mı tutulmuş bu yazı.
internet cafe gerçekten o kadar çok Türkeçe konuşan varmı?