Örf ve adetlerine düşkün olduğumuz her halimizden belli olan bir milletin aslında. Hoş onların bazıları olmasa birlik ve beraberliğimiz konusunda bazı şüphelerimiz olmuyor değil. Ama bugünkü olay biraz farklı… Her zaman ki gibi akşam saatleri ve yine evimde sigaramı yakmış, kahvemi almış uzun zamandır izlemek istediğim “The Birds – Kuşlar” isimli BBC yapımı belgeseli izlemek üzere odamda tam tesisat ayarlanmış şekilde bulunmaktaydım. Fakat ne varki apartmanların bile 20 metre aralıkla yapıldığı, çok küçük olmasa da küçük bir sokakta bulunan evim birinci katta… Sokakta konuşalan hemen hemen herşeyi duyabildiğim gibi biraz başımı kaldırmamla beraber konuşma içerisinde olan insanları da görebiliyorum. İşte tam herşey hazır belgesel aksiyonuna başlayacağım sırada sokaktan kopan gelen ve kulaklarımın içine bir çığlık gibi yerleşen o elektro gitar sesi ile bütün dünyam değişti. Tüm planlarım altüstü oldu ve aklım yerinden kaçtı. Sebep düğüne hazırlık olan kına gecesi denilen eylemin sokak versiyonu…Hani dedim ya örf ve adetlerimiz vardır bizleri bir arada tutan işte bu sokak eğlence sektörü bana göre örf ve adetler içerisinde en irite olan şey sanırım. Yahu bu dışarıda kına gecesi, düğün yemeği v.b durumlar az gelişmekte olan küçük şehirlerde, köylerde veya kasabalarda olur diye tahmin ediyordum. Merkezi bir mahallede yüksek katlı apartmanların arasında ve de Antalya gibi bir şehirde olması bana biraz şaşırtıcı geldi. Aslında bu durumdan daha fazla şaşırdığım diğer olay da eğlenceyi düzenleyen kişilerin sokağı her girişlerinden kapatmış olmasıydı. Bu nasıl bir zihniyet bu nasıl bir eğlence anlayışıdır halen çözmüş değilim. Eğlenceyi aileler arasında kimseyi rahatsız etmeden yapılan cinsler tarihe mi karıştı yoksa tarih tamamen bu şekilde sokak kapatılmaları ve kulakları tırmalayan elektro sazın sesi ve sınıfı dahi belli olmayan düğün çalgıcıları ile mi doluydu…Aklımı kaçırmış vaziyette bu yazıyı yazmaya başladım. Hatta yazarken kulaklığımı takıp sesi sona verip dışarıdan gelen o ürkütücü ve akıl kaçırıcı sesi, söyleyenleri ve parçaları duymamak istemiş olmama rağmen sesi halen duymaktayım… Örf ve Adetlerin bence yaşlılar meclisi tarafından bir daha göze alınıp bir kitapçık şeklinde basılıp yurdum insanına dağıtılması herkes için daha iyi olacağa benziyor.
yorumlar
kitapçık önerine bayıldım =)bir çok konuda lazım o bize..
Sana yürekten katılmamak elde değil. Düğünlerde davulcunun patlatırcasına davuluna vurması,zurnacının sana inat kulağına yavaş yavaş yaklaşarak zurnasını öttürmesinin neresi eğlence. Bende normal değilimdir ama bu zaçmalıkta eğlenceli olamaz yani!
düğün olayını sevmem ben ama hani tıfılken bir iki defa gitmedik değil aile zoru ile ama kardeşim çalarken bari aldığın paranın hakkını ver. adam 3 lira aldım diye 3 liralık çalıyor. aklımı kaçırdım inanın bana. o gece bitti ertesi sabah da gelin alma olayı çıktı. sanki sokak babasının kornaları çalıyorlar sayko imamda ki gibi fırladım yataktan küfür ediyorum kendi kornalarından duymuyorlar bile…
o onların sorunu inan6666. bu memleketin oğlanı zaten oğlancılık yapıyorsa sorun yok demektir haha 😀 elektrosaz bu ele alınınca şaha kalkar zaten 🙂
Traktör kasası gelir önce olay mahalline..civar inşaatlardan tuğlalar ve kalaslar toplanıp , tuğlaların üzerine kalaslar konarak duruma göre bir daire veya kare oluşturulur.Evin birinden aydınlatma için kablo çekilir..kabloda ampuller….bir köşeye bir masa ve iki sandalye atılır.Masaya da bi saksı çiçek konur.Hava kararmaya başlayanda, çoluk çombalak etrafta cirit atar..zaman tünelinden çıkan seyyar dondurmacı konuşlanır bir köşeye.Derken saz grubu avdet eder …prova ve akort işlemleri başlar inceden..”se…se…deneme..denem..dirirom dirirom…tımbırr tımbırr..” Bu esnada ahali hafiften alana gelmeye başlar.Sunucu şahıs(genelde saz elektro sazı çalan grup üyesi) alır mikrofonu eline “kıymetli misafirler……..” diye başlayan bir konuşma yapar..Hemen ardından org üstadı üye cıstak olayına girer ve önlenemez eğlence başlar..çiftetelli , kasap havası ve bilimum ezgiler ardı ardına çalınır, söylenir..Arada silahlar atılır..bir başka köşede “sen nası bakarsın lan benim kıza !” diye kurulan bir cümleden sonra kavga çıkar.O sıra müzik susar..kavga edenler ortamdan uzaklaştırılır ve curcuna yine başlar.O esnada komşu evde birisi 12-8 vardiyasına gideceği için biraz kestirmek istemektedir.Başka bir komşu evde hasta birisi inim inim inlemektedir.Bir başka evde çocukların uyku saatleri gelmiştir ama gürültü patırtıdan çocukları uyutmak ne mümkün..e işte tüm bunlarını toplayınca ortaya “konu başlığı” çıkmış oluyor…
işte bu konu başlığının kahramanları ile bu zihniyete sahip diğer kişiler filme başlar akabinde o dürzüler eğlenirken ben aklımı kaçırırım…
Yahu ben geçen sene böyle bir olayı ÖSS’ye girmeden önce yaşadım. Cumartesi akşamı tam kafayı 10a doğru yastığa koydum… O da ne ki? -davul zurna halay çeken kapalı kadınlar bir de sünnet olmuş bir çocuk… Aman tanrım! Bitmez işkence… 23 sularına kadar sürdü curcuna. İşin en komik yanı kapalı kadınların devrimcilerin “omuzdan tutun beni..” adlı halay parçasıyla halay çekmeleriydi..
Yahu benim başıma böyle bir olay ÖSS’ye girmeden önce geldi. Cumartesi akşamı tam kafayı yatağa koyuyordumki… Aman Allah’ım! Arka bahçede umuma açık sünnet düğünü..
Kına geceleri geldi bu yazıyla aklıma, gelin olacak kıza derler ya ”ağla kız ağla” diye..Hiç ağlayasın yoktur, ”yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar” şarkısıyla, belkide gülersin çaktırmadan yemeninin altından..
İzmir’de çok rastlaşmıştım sokak düğünlerine.Bende şok olmuştum.Sünnet düğünleri de öyle davullu,zurnalı kamyonet veya at üzerin de.İmkansızlık mı gelenek mi bilemiyorum.Bir de yine İzmir de herkes kuyruğa girmişti sokak ta helva dağıtıyorlardı.
Her yörede bu tarz olaylara rastlamak mümkün.Zamanla gelenekler de aslında değişmeli diye düşünüyorum.Gelenekler devam edecek diye kimseyi rahatsız etmeye hakları yok sanırım.Tabiki biraz da imkan meselesi.
@kadirgünay öle düşencesiz insanlar vra işte.. kimseyi düşünmezler sadece kendi eglenmelerine bakarlar.. varmı böle aptalca bi davaranıss . kitap fikrine katılıorumm:D