Kızmayacaksın bana,yorgun,boğuk, öfkeli çıkacak sesim..sonuçta, lanetli miraslar taşıyorum sırtımda..Kızmayacaksın bana,bir meydan-okumayım ben;tanrılar için cellatlar için ölüm kentleri için,can çekişen karanlık aşklar için..Kızmayacaksın bana,Beni en iyi sen bilirsin.Aldırma;kırpışan kirpiklerin o sahte bakışlarına..Aldırma;silinip giden arzuların sessiz çığlıklarına..Aldırma;Bir çağrının, zincirine vurulmuş sağır ulumalarına..Aldırma hiç bir şeye;İlkin senin dudaklarını açacağım,ismini kazıyıp belleğime,soranlara diyeceğim;ne sevinçten ne öfkeden, sadece bilsinler ki,senin koynunda nöbetteyim..
yorumlar
Şiir mi bu, nedir? ölçüler nerede, kimi büyük kimi küçük mısra başları. Hangi akıma uygun yazılmış acaba, yeni bir başlangıç mı yoksa..İki nokta yanyanalarım kopyalanmış..Yergi yapan insanın hali buysa, ben övünmeye devam edeyim..Nerede kalmıştımVe Tanrı kadını yarattı..
ivandenisovic DİYOR Kİ, (09 Nisan 2010 18:37)Şarkı sözlerinden, deyişlerden, kutsal kitaplardan aktarılan kalıplar üzerinden yazılan bu tip yazılar nasıl yayımlanıyor anlamak mümkün değil…Özgünlüğü ve yaratıcılığı kemirip öldüren bu tip kolaylamaların ne yazarın gelişimine ne de okuyucuya bir yararı olacağı kanaatindeyim..fark ne, farkı fiyatı mı yoksa:)
güzel, beğendim..
(Burada gönderilen öğretmen grubundan biri olduğunu düşünüyorum, çoğalacaklar sanırım, yine, tatil yaklaştı..)Çok okumak, yazarı ya da şairi ezberlemeden, kendin sanmadan, güzel..Yapılanı yapma, söylenmişi söyleme, kendi tarzını yarat..Açılın, Jeanne d’arc ın silah arkadaşı geliyor..
ivan’a edebi tavsiyeler:a- sadece eleştir. eleştirmek, bilmek iyi şeydir. yaratmak ise farklı şey.b- sadece yaz.c- kafana göre takıl.
başlık yeter.. gerisinden çakmadım zaten.can çekişen karanlık aşklar için kısmı hariç. bi tır alırsam arkasına yazdıracam.
sana mor-fikir diyebilir miyim
aa thingg..
ben sana özledik diyebilirsem diyebilirsin..ama bakşaçma, yorumcu eğilip k.çını öpmeye çalışsa daha faydalı falan demek yok..tamam mı?
Kimilerinin yorumları sanırsınız ki, nefsiyle ciddi savaşlar vermiş, vaiz kılığına girmiş absürd/abes işgal ordusu..Ölçüden, vezinden dem vuran okura; Her sanat akımını biçimlendiren,yasalara bağlayan sınırlandırmalar, sanatçının kendini haklı çıkartmaya çalıştığı kandırmacalardan başka bir şey değildir..Ya da yazdığı her ne ise ona daha derin bir erdem yükleme çabası diyelim.. Rus yazarlar böylelerine “erdemli şeytan” derler..Katılıyorum.Bana göre tutkuları yok etme çabası bir kaçıştır. Edebiyatın hangi alanına girerseniz girin, sanat tek başına uğraşılacak bir eylem değildir sadece araçtır. O yüzden de, sizlerin “tır” arkasına yazmaya değer gördüğünüz yukarıdaki sözcükler sahip oldukları eylemlerin rengidir..Yazmak-eleştirmek, bunları birlikte yürütebilmek hayli sağlam bir sinir ve irade ister.Bunun farkındayım. Ancak can sıkıcı olan, hayli absürd/abes bir topluluğun içinde bunu yapabilmektir..Şimdilik, mümkün olduğu ölçüde bunu başarmaya çalışacağım.
Aramızdaki fark, bir yazıyı ya da şiiri eleştirirken aynı hataları kendi yazılarımda yapmamamdır..Şişme balonun ve hırs küpünün kim olduğunu rahatça , fazla çaba sarfetmeden anlamış durumdayım, yazmak sanat tır..Edebi fişiniz çekilmiştir kanımca, iyi yorumlar..
Edebi fiş ne demektir?Trafamoyuz biz?Neyi eleştirdiğime baktım.. İsabet etmişim.Polemiğe gerek yok; Gözüme çarparsa ya da aynı maskara yazılarınız burada yayımlanırsa dikkatinizi çekeceğimden şüpheniz olmasın.Beni eleştirmenize hiç bir diyeceğim yok. Ancak edebi anlamda teknik konulara girerseniz ya da beni girmeye mecbur ederseniz, uzun boylu bir hazırlığa ve çabaya girmeniz gerektiğini hatırlatmak isterim..Ama, önce bunu gerektirecek çapta “yazma” becerisine kavuşmanız gerekiyor. Çok uzak bir ihtimalden hatta çok geç kalınmış bir olasılıktan söz ediyorum.. Kolay gelsin.
Teknik konulardan anlıyor olabilirsiniz ama zeki değilsiniz..Her edebiyat öğretmeni neden yazar değil, bunu bir düşünün..3 yazılık ya da şiirlik biri değilim ben..Övgüler yağdırdığınız yazıları gördüm, haklılığınızdan değil de karalama çabanızdan dolayı ilgilendim sizinle..Yapacaksanız, elinizden gelenin en güzelini yapın, özgür bıraktım artık sizi..Tavsiyem şiir yazmayın, küçük düz yazılarla başlayın yazmaya..Nokta..
Unutmadan, ”şiirin ölçüleri nerede” demiştim..Cevap ta çok kaçamak olmuş..ivandenisovic DİYOR Kİ, (17 Mayıs 2010 17:57)Ölçüden, vezinden dem vuran okura; Her sanat akımını biçimlendiren,yasalara bağlayan sınırlandırmalar, sanatçının kendini haklı çıkartmaya çalıştığı kandırmacalardan başka bir şey değildir..:)))ivandenisovic DİYOR Kİ, (17 Mayıs 2010 21:02)Ancak edebi anlamda teknik konulara girerseniz ya da beni girmeye mecbur ederseniz..Siz yazılarımı yazı tekniğine, edebiyata, felsefe ve psikolojiye uygun olmamakla yargılarken, kendi şiirinizde kullanmadığınız teknik bilgiler, kıçınıza mı kaçtı acaba.. Az önce ”kandırmacadır” derken, beni nasıl güldürdüğünüzü bir bilseniz..Bunları da söyleden noktalamak istemedim, eleştirirken, bu kadar batanını ilk kez görüyorum hafif’te..
Karalama çabası lafınızı kabul etmiyorum.Diğer yazılarınızı görmeme gerek yok. Bir cümleniz sizi ele verir.Bakın size özel bir açıklama yapayım; Yazdıklarınız, konuları itibariyle hiç bir orijinalitesi olmayan, uzun cümleler içinde sürekli birbirini tekrarlayan alışılagelmiş betimlemeler içeren, başı sonu çetrefil bir deyişle, içinde hiç bir zeka ürünü barındırmayan örgüsüz ve kemiksiz cümle öbeklerinden ibaret..Sizi çok iyi anlıyorum, yazma iştahınızı köreltmek gibi bir tavrım asla olamaz. Ancak size doğruları bulma çabanızı destekleyecek tavsiyem şu olabilir; Kesinlikle okuyun.. Bol bol okuyun.Ben de öyle yapıyorum.Yaprağı meyveye tercih etmeye heveslenip, böyle bir zevk hatasına düşmeyin.Saldırgan olmanız bir yana, beğenilmek sevdanızın insani yanlarını da anlamaya çalışıyorum.Unutmayın ki, yazdıklarınıza başkaları gibi cennet köşesi muamelesi yapamam.Böyle bir tavrın kimse için yararlı olacağını da sanmıyorum. Aldatıcı olan bir çok şey de olduğu gibi, ciddiye aldığınız yazma konusunda aldanmamak için ciddi anlamda yıpranmanız gerekebilir..
Bakın siz hem zeki değilsiniz hem terbiyesizsiniz hem de cahil cesaretlisiniz;Aklınız sıra bana hesap soruyorsunuz!Elbette literatürde teknikler vardır. İsteyen bunları dener,kullanır ya da çöpe atar..Güzel sanatlar bir matematik değildir.Yaratıcılığın estetiğin ve zekanın hayata geçirilmesidir.Sizin bıraktığınız intiba; Yukarıdaki ilk cümlemde açıktır.
Şair anlamıyor, sürekli yorumlarında mantık hataları yapıyor, kendi ile çelişiyor, bir dediği bir diğerini tutmuyor, gözüne sokuyoruz, görmemezlikten geliyor..Neyse bu da yeni modelimiz..Süperim, en iyi benim, çok iyi yazarım, çok ta iyi kızarım..Seveyim kendimi biraz, Ciciiiiiiii..(Yazar yanağından bir makas alır..)
vaaaay amma kan akmış dün burada yahu?bari bunca kan kaybından sonra biraz sükun bulabildiniz mi?
kaç nöbeti ?
haci sanattan bahsediyor.kadı mahkemeye mülküm derse;bilakis eşeğin rakıyı içince semerini bahşiş olarak vermesinde hak aranmaz kanımca.(bu hayaliiçimdendengeçtinin bahsettiği kan değildir.)ivanım civanım:güzel sanatlar bir matematik değil demişsin.ki senin gibi yanılgılara düşen çok oldu sanat ve sanatçı aleminde…nasılş düştüler anlatayım.post-modernin postunu koyun postu sanarak….matematik ölçmek değildir ivan civan; matematik ölçülebilen demektir. güzel sanatlar ölçülebilir ve matematik üstüdür.sen sadece sanatla yetinebilirsin bu yaratınla. ki hala güzel ülkemde (bu güzel-in güzel sanat la alakası yok)pavyon şarkıcılarına bile sanatçı denebiliyor.
ivan, aercin dediği gibi bu konuda bir yanılgı içindesiniz.matematik bir sanattır. çünkü her sanat eserinde onu görebilirsin.matematik zekası olmadan güzel sanatlarda başarılı olunmaz. bu iki kere iki kadar gerçektir.
Bok canlıdır, çünkü onu her canlının içinde görebilirsin.
Kime göre neye göre. Ölçülebilen herşey matematiğin konusuna girer o halde matemetik ölçülebilir gibi bir mantık mı yürütülmüş. Ölçülemeyen şeyler de matematiğin konusudur. Böyle bir genellemeyi çocuğum öyle değil bak böyle tutucaksın kaşığı rahatlığında nasıl söyleyebiliyorsun.
O kadar belirsiz bir cümle ki. Matematik üstü ne demek. Bir şeyin üstü olabilmesi için altı olması gerekir. Ve böyle fizik, matematik, sanat gibi kavramlarda üstü değil dışı kullanılabilir ancak.
Matematik zekası olmadan insan, insan olamaz. Ha burda kasıt her sanatkarın aynı zamanda matematik zekası kuvvetlidir ise malesef ayıp yerlerimle beraber gülerim. Zaten dolce’nin birçok ahkamı gibi üzerine düşünülmeden yazılmak için yazıldığı belli.Bazıları bir yere varmak istemiyor. Ya da güzelim beynini biraz da mantıklı tartışmalara yormak. Amaç bir ahkam da ben kesiyim adımız olsun, arkadaşa arka çıkalım şekil olsun, laf atayım da safım belli olsun, oo bu bana da sataşmıştı yamultayım hemen… oldukça ne söylediğinizin bir önemi olmuyor tabi. Sadece kimi desteklediği kime karşı çıktığı önemli.
Burda güzel sanatların şunu yaparsan böyle olur. Şu, beraberinde bunu getirir. Şundan bahsediyorsak bu, bu, ve bu olmalıdır kesinliğinde olmadığını kastetmiş arkadaş. Yani ölçü olmalı, renkler mat olmalı, 4 kelimeden fazla dizeler olmamalı gibi kuralların değil yaratıcılık, estetik ve zekanın ön planda olduğunu söylemiş. Bu tartışılabilir bir fikir. Ama mesaj gayet net. Niye o kadar kastınız anlamadım.——————–Sonuçta it ürür, kervan yürür.
*yazmak için yazıldığı
aman da aman ne iyi tanırmış bu avalianch beni. yazdıklarına sen bile inanmıyorsundur eminim.ama sonucu iyi kıvırmışsın.sana sadece şunu gönderiyorum ondan sonra ne düşünürsen düşün umrumda değil.
avalianch benim yukarıda yazdığım cümleye verdiğin cevap hakkaten senin değil benim güleceğim bir durumAval diyor ki: “Matematik zekası olmadan insan, insan olamaz. Ha burda kasıt her sanatkarın aynı zamanda matematik zekası kuvvetlidir ise malesef ayıp yerlerimle beraber gülerim.”ahahahaayaw yukarıdaki cümlemi sen bir daha iyi oku ve edilen kasıtı bir yerinden uydurma.ben her sanatkarın matematik zekası kuvvetli olmalı demişmiyim bir bak. başarılı olunmaz demişim değil mi? hakkaeten bazen şaşırıyorum nerenizden anladığınızı.ayrıca gerçek ve başarılı tüm sanatkarlara( özellikle güzel sanatlarla ilgili sanatkarlar tabi ki) bakınız hepsi aynı zamanda matematik zekası kuvvetli insanlardır.
Sanat gibi kaşarlaşmış, ne idüğü belirsiz hale getirilmiş bir kavramı tartışmıyorum ki ben. Matematik sanat olabilir, olmayabilir sanatın ne olduğu belli değil ki. Buna bişey demedim. Ama matematik sanatsa bile senin ilkokul mantığın bunu kanıtlamıyor. “Matematik sanatın içindedir, matematik sanattır” yok daha neler.Başarısızları sanatkar olarak ele almadım. Aynı şekilde düşünmüştüm bende. Bişey değişmiyor ki. Aşağıdaki o halde de zırvaydı bu halde de zırva. Dahi olmak, yaratıcı olmakla,orjinal olmakla matematik zekasını karıştırmıyorsak.
Kaç yaşındasın bilmiyorum da kızkardeşimle tartışıyor gibi hissediyorum kendimi. Bir daha karşıma mantıklı şeyler değilde kuru laf getirirsen cevap yazmaya uğraşmıycam zaten.
durup dururken bana laf atan sensin. yorumumu eleştirirsin ama bana laf atmaya kalkarsan orada durursun. hemende karşısındakini yaşı ile küçümsemeye çalışanlar, ne de komik olduklarını göremezler ne yazık ki.ben senle uğraşmadım uğraşan sensin, şahsıma laf atan sensin sonra da kasılan da sensin. neyin uğraşısını sorguluyorsun pes artık.
kızmayacaksın bana bunu anladım.
Burada çarpışan “bazı” zihinlere söyleyecek lafım yok..Çünkü bunlar belli ki bir amaç için yazııyorlar, bunun için hazırlanmışlar, provalar,istişareler yapmışlar, etkilemek istiyorlar,fikirlerini empoze etmek istiyorlar, tutarlı olmak sevdasındalar..Bana gelince; Bunların hiçbiri ile ilgilenmiyorum, tutarlı olmak gibi bir endişem yok, kolaylıkla kendimle ilgili çelişkiye bile düşerim, hiçbir hazırlıkla karşınıza çıkmıyorum.Sizler hazırlıklısınız, hazırlıklı olanın hata yapması doğaldır, sizler unutmuyorsunuz.Ben unutuyorum.Çünkü hazırlıklı olan biri unutur..Neden mi? çünkü ben sizler gibi entelektüel,rasyonel zihnimle iletişim kurma sevdasında değilim…İfade yeteneği,sözcükler dil,sözcüklerin tınısı,dilin simetrisi ve şiirselliği hakkında belli görüşler hakimdir.Bu tamamen farklıdır. Mesele sözcüklerin ötesine gidebilmek için sözcüklerle oynayabilme yeteneğidir..Bir sözümü alıp matematiği inkarıma kadar götürme saflığında bulunanlara;Matematik herşey olabilir mi?Elbette ne her şeydir,ne de hiç bir şeydir. sadece diğerleri gibi “şey”dir hepsi bu.Peki ben de kalkıp desem ki, perspektif bir yanılsamadır,bizden uzak olan şeyler küçük değildir.. Bu sözümle perspektif gerçeğini inkar mı etmiş oluyorum?Elbette ki etmiyorum ve bu gerçekle çok güzel resimler oluşturulduğunu biliyorum. Peki tek başına bu yeter mi?
fikirler çatışabilir, yanlış anlaşılabilir veya ifade edilebilir, her ne olursa olsun şahşa münhasır laf atmayı gerektirmez.pişman oldum bu blogta fikir beyan ettiğim için.canınız sağolsun, herkes kendi ile sorumludur. ve herkes lütfen kendi adına konuşsun.
özgün ve donuk
yarası olan gocunuyor.bir hacı sanattan bahsediyor.eleştirilerini, beğenilerini ve yazımlarını sanat ipine çamaşır diye asmış.yani bu blog şiiri- veya adı neyse – nden hareketle konu matematiğe geldi.bir hacı daha geldi.”yazmak için yazmak” diyor.tamam hacı.sen niye alındın.boktan şiiirler yazıyorum. bir kalıbım yok diye mi?eyvallah.şiir yazıyorsanız. yazmak için yazıyorsanız. hatta boktan yazıyorsanız.niye sığınıyorsunuz. ölçüsüzlüğe. sınırsızlığa.niye yazdıklarınızı sanata asıyorsunuz.amma velakin.katılıyorum.bok canlıdır. bu şiirde görebilirsiniz.
ve bir-şeyin üstü olması için kendisinin olması yeterlidir. ( ya da tam tersi) altı olması, altı- nın aranması salaklıktır. çünkü ” kendisi ” diye bahsettiğim madde perspektife göre hem altı hem üstü olabilecek kabiliyete sahiptir. kanundur. FİZİK KANUNU.
ölçülemeyen şeyler ölçülebilir hale getirilmek için matematik konusu olur. matematik- in zihnimizde ve evvelinde evrende iştigal sebebi budur. ölçmek değil, ölçülebilen kıvama getirmek.bu da kanundur. MATEMATİK KANUNU.kanunda yazanı genelleme diye düşünmek saçma. kanunun verdiği rahatlıkla söylüyorum. öyle çocuğum falan da demiyorum kaşığı kafasında kırıyorum. bu da benim kanunum.yazmak için yazanın samimiyeti ortadadır. yazar ve okunması için paylaşır. ancak hacılar ilk dönem keskin entelektüel ve sanatçı kimlikleriyle eleştirip bir karizma yapma hevesinde olup, bir dönem sonrasında böyle boktan şeylerle dökülmesinler ortalaradiyorum.açık ve net……………………………
Aerc, ne gaddar dolu bir bünyesiniz!
Sevgili “gaddar bünye” matematik diyerek, tartışmanın boyutunu nerelere taşımışınız.Derdiniz yanlış giden şeylere ses çıkartmak, kayıtsız kalmamak, işte “ben burdayım ben de varım” ise bu olumlu meziyetler karşında söyeyecek pek fazla bir şey yok.. At eğeri üzerine çizilmiş bir üçgenin iç açılarının toplamı kadar sahici ve ikna edici olabirsiniz..Hacı? Bu ne? kime hitap ediyorsunuz bu şekilde?Baktığınız pencereden devam ettiğniz sürece, çatışma ortamı sizin katkınızla daha da büyür gelişir;spritüel sevgi meditasyonları yapan insanlara benziyorsunuz; Meditasyon bitmiş, bilgisayarın başına oturup, kin ve nefretle dolu bir elektronik posta zincirinin halkası oluvermişsiniz..Sana önerim;Bulunduğun kampı derhal terket. Hiçbir kampa ait olma. Dışarı çık ve temiz havayı içine çek. Tüm cephelerin doğrularını yanına al ve tüm cephelerin gazından kendini kurtar.Bak, hayvanlar bile sürüler halinde yaşamaktan vageçtiler. Bunu dağdaki çoban öğrendi sizler hala öğrenemediniz;Neden mi?Tüm canlılar tekamül canlısıdır da ondan. Uçan kuşa bak; iki kanat! dengenin, tekniğin ve kişisel gayretin simgesi değil de nedir?Hadi çık dışarı da temiz hava al..
yaralarınıza 3 kat merdivenle iniliyor. üzülüyorum.niye “hacı” diyorum.yahu “ivan” desem de aynı “hacı” desem de.şiire de “boktan” dedim.eleştirdim. tekamülüne sebebim. teşekkür edeceğine.senin şiirini, yazımını, eleştirel bakışını yargılamıyorum. karaktersizliğini yargılıyorum.neden?eleştirirken sanatçısın.yazarken kafana göresin.kalıpsızsın.hadi birini seçsen harikasın.hadi ikini seçiyorsun karaktersizsin.göte giren şemsiye açılmaz derler…bir de hergün bir tavsiye. uyuyorum bak.dün dediler döner ye. yedim 2 öğün.bugün dediler hava al. çatalca’ya gideceğim. mas’ın jet’i var. oradan okuruz yazıları.
Haydi dediğin gibi olsun mert delikanlı.Uç bakalım, kırık kanadınla.
Çok güldüm allah için. Şurdan başlayalım.
Yazmak için yazmak, dolce için söylediğim bir laftı. Dolce ve birkaç benzeri. Ben ortada dönen tartışmada söylenenlerin anlaşılmazlığından, mantıksız benzetmelerden, esnek konularda çok bilgiç tavırla verilen kesin yargılardan bir kaç kopyala yapıştır verip eleştirdim. Demek ki bunlar bana batıyor. Bunu kavramışsınız zaten.Yazdıklarımı seviyorum. Doğrusu bu. Seven bir insan çıktığında da seviniyorum. Kalıba sokmamak benim tercihim dolayısıyla bundan yakınmam salakça olurdu. Ölçülü, kalıplı şiirler de yazdım bazı yorumlarda fakat moderasyon silerek hevesimi kırdı hatırlarsan hacım.Allah’ın alkol olsun bananeİstediğin kadar iç rakınıŞişesini götüne sok istersenİstersen de terasta sik karınıGibi. Galiba küfürlü olduğundan sildiler ama ben çok sevdiğimden bi daha yazıyım dedim. Kaldı ki sanat lan bu, saygı duyacaksınız diye bağrınmıyorum ki ben pbk gibi. Hatta şiir etiketini ben değil moderasyon yapıştırıyor herbirinin altına.
Ben de aynı şeyi kastediyordum. Matematik bir şeydir şey olmasına da bu şeylik onun üstü diyebileceğimiz mantıklı bir kavramın varlığını kabul için yeterli bir sebep değil. Bok da bir şeydir mesela. Bok üstü nedir o zaman? Bok’un üstü değil bok üstü. İşte burda kasıt kızılötesindeki kızıl’ın, şey olduğu halde matematikle aynı şey olmadığıdır. Sen düz mantık masanın üstü, altı gibi almışsın hacı. Yok öyle bir şey. Matematik üstü güzel sanatlarla uğraşan birkaçının egosunu tatmin dışında çok tanımsız, amaçsız kalmış.
Bak bu bir fikir. Ben de sana diyorum ki evet bu dediğin çok ahenkli geliyor kulağa çok sanatsal insan ilk duyduğunda mantıklı diyebilir ama bu bir genelleme. Matematik de kendi içinde alanlara ayrılır. Mesela kriptografide amaç sadece saklamak ve çözmektir. Bu tek örnek senin çok mis kokulu tezinde bir kaç değişiklik yapman için yeter.Kime göre neye göre demişiz orda yamuluyorsun hasan çek arabanı değil.
Zaten yukarda da belirttiğim gibi yazmak için yazmaktan kasıt sen, ben gibilere değil tüm gün Ehh hee aerc amma da doğru dedin ama boşver lets some fuck with kıvanç tatlıtuğ diye dolanan tiplereydi.Son olarak komik olma. Karizmaymış, şekilmiş.
”ivandenisovic DİYOR Kİ, (19 Mayıs 2010 13:12)spritüel sevgi meditasyonları yapan insanlara benziyorsunuz; Meditasyon bitmiş”Kız, Astral olmayasın sen bu kelimeleri (kullanmadan hayatta yapamaz çünkü), yılların dolmuşluğuyla bana saldıran, ne yapsan hakkındır..Ama yine zeki değilsin..Yine nick aldın da bizi mi kandırıyorsun, oyuncu..
aval, lütfen kendi adına konuş beni ne kadar tanıyabilirsin ki. yorumlarımdaki ince altı çizgili noktaları anlamıyorsan olabilir, anlama ve beni tanıma o zaman. ha bana laf atarak hala uğraşmaya niyetlisen. dediğim gibi peki öyle olsun. beni tutan mı var.peki peki anladık sen neymişsin be abi:)
Dol, burda ney dir son durum …?
harlem bilmem aval beni ağzına dolamış, yazmak için yazıyormuşum ben ve birkaç kişi diyor. çok bilgiç tavırlıymışım felan fistan.olur be aval abi giyeriz senin içinde bir fistan.
anacum bu hafifte ne gaddar bilge,editör,korrektör,kondüktör,konsimatris,köftehor,setra setra……pes diom ….(hamd olsun )sanat tartuşuluyo yani!kaç kişi sanatcu?kaç kişi matcu?
yani!
yani! ha dökülün inci fistanlarınızı:))
içseskoynuna kadar girmişin ne nöbet bekliyon başka koyunlar bul çünkü o bulacak auuuu(kurt uluması)ama dur kurtlar ve güvercinler tek eşliydi değil mi neysem
hacı.benim arabamın arkasında:”garantili su bulan kuyucu.05728547800″yazmıyor.ben bu sitede ahkam yazdığımda, cevaben ahkam yazılıyor. sanatsal yazma çabasına giriyorlar.şöyle ki:1- giriş2- gelişme3- sonuç4- tavsiye.bu sistem hiç şaşmıyor. nedenini bilmiyorum.ancak tavrımın battığını düşünenler tavrın ne sebeple battığını düşünseydiler: tavrın mat, sanat, kıç, alt, üst ten haricen tavır olmakla alakalı olduğunu tespit edip sevinirdiler.giriş, gelişme ve tavsiyeden ziyade.kriptografi, takografi, sokografi, sikografi,grafi ve hadi fiyle biten her ismin aşkına.matematiğin m’sini bilip ğ’sinde şapkasını unutan parmak aşkına.bilmeninfikirlefikirinzikirlezikrinbitişlebitişinkarizmaylaalakalı olmadığı neticesini ölçebilen bünyeler aşkına.çok mis kokulu tezler ve tezekler aşkınadeğişiklikler ve değişilmeler aşkına.şahsına münhasır olmakşahısları şahıslara bindirmek aşkına.bilmemenin verdiği huzurubilmenin verdiği kabusla çençlemek aşkına.ağızda güzel kokan götte kötü kokacak. aksini bekleyene yerlerini değiştirmesi önemle reca olunur.
budur aerc!
İçin açılsın hacı. Çatalca iyi gelmemiş sana 🙂
son durum harlem cicim, birey orada burada laga luga edecek sonra da gelip benim laga lugalarıma iç edecek. adalet mi ulan!
Küfürler,hakaretler havada..Ne kadar hizip varmış, kin varmış.Burayı mı buldunuz hanımlar beyler?Kendi içinizde devrim yapmanın zamanıdır. Ama devrimlere öyle kolay ulaşılmaz;Madem dersimiz matematik, devrimlerin de bir matematiği olduğunu bilelim.; Devrim geometride 90 derecelik dik açılardan oluşur. 90 derecenin aşağısı yön değişikliği demek değildir. o bölge aşağı yukarı gene bulunduğunuz bölgedir, aldanmayın. gri renklidir, siyah ve beyaz arasında kalmış, tercih yapamayan dangalakların güzergahıdır. Devrimin uhrevi izdüşümü kıyamettir. Dünyada ise devrimdir.Hadi artık, sağa sola sataşacağınıza kendinize sataşın..
sen kendi içinde çok devrim yapanlardansın galiba baksana daha matın ğ sindesin kolay gelsin. senin kadar sağa sola sataşan ve hatta kendine bile sataşan bir sen varken size ne oluyor mu diyorsun. güzergahını çok iyi tanımlamışsın.
sitenin en zekisi iş başında güleyim bari
Sen de zeki değilsin..
ben şiiri çok beğendim. başlık bile yeterli. bana canımız kanımız ahmet telli’yi çağrıştırdı.sanatın ve sanatçının dostu akbankkkkkkkkkk. dırınnn.matematik de sanattır yahu. her şey sanat olabilir diyerekten bugün ki ukâlalığımı tamamlıyorum.
demek ki neymiş sayın ivan ;eleştiri yapıp, yazdıklarınız hangi zeka seviyesine, hangi yaş grubuna hitap ediyor demekle olmuyormuş!sonra sen eleştirmen kimliğinden soyunup yazar olmaya karar verince aynı sorular sana soruluyormuş!sen birilerinin şiirine kamyon arkası tır arkası dersen ve daha güzelini yazamazsan!!!!senin yazdıkların yüzüne çarpılıyormuşevet evet öyleymiş…
hiç kimsenin nasıl yazdıgını eleştirmedim şahsen sebebini de kendi kendime buranın bir yarışma benim de bir juri olmadıgım yönünde telkin etmem ve kalp kırmama kararımdı ama şunu da ekliyorum artık birilerini eleştiriyorsam benim de hiç hata yapmamam gerekir. iyiki kimseyi yazısı ile eleştirmiyorum aç yazına bak derler rezil olurum. bunu yazıya istinaden değil lavinyanın sözüne karşı katılıgımı belirtmek amaçlı söyledim
ne olmuş burda ya?ben serbest nazımla yazılan şiirleri okumayı sevmem,çünkü eksiktirler.Arkasında bir fon müziği olacak ve güzel şiir okuyan biri okuyacak ben de dinleyeceğim.Üç unsur bir araya gelmeden serbest ölçü beş para etmez bence.Ama hece ölçüsü ya da aruz vezni öyle mi? musikisi içinde,kim okursa okusun güzeldir…
Hadi bakalım sizi de önemsediğimi anlayasınız diye yanıt veriyorum sözlerinize;Benim eleştirilerime hadef olduğunuz anlaşılıyor. Demekki haketmişiniz. Hangi yazılardan dolayı eleştirdiğime dönüpte bakmadım,kim olduğunuzla ilgili bir marakım yok. Sonuçta beğenmemişim..Benim yazdıklarımın yüzüme çarpılması meselesine gelince; Siz bundan keyif aldıysanız doyuma ulaştınız demektir. Ötesini aramayın..Bakın ben yazmaya ve eleştirmeye devam edeceğim siz de öyle yapın..
ben genel kanaatimi söyledim,asla şahsi eleştride bulunmadım.Yazılan her şeyde mutlaka yazanın duyguları vardır ve bu yazılanı önemli kılar.Ama ben şiir diyince yukarıda anlatığım gibi düşünüyorum.
polemik dünyasına hoş geldiniz
Sinjob, yanıtım size değildi.
vay be ..not: bücümü tek geçtim..