Military Brat. Wikipedia’da anasayfada günün konusu olarak rastladığım bu konu, bir asker çocuğu olarak dikkatimi çekti. Wiki’deki tanım şöyle buyurmakta:
Çocukluğu döneminde, ebeveynleri silahlı kuvvetlerde tam zaman hizmet etmiş insan için kullanılan terimdir.
Bu demografik yapının başlıca karakteristikleri:* sık yer değiştirme* ebeveynin yokluğu* otoriter aile dinamikleri* babaerkil otorite* savaşta ebeveyn kaybı endişesi* ailenin askerileşmesi.Kışla veletleri, sık yerdeğiştirmeden ötürü, derin ve uzun soluklu ilişkiler geliştirmekte zorlanırlar ve kendilerini sivil kültürün yabancısı gibi hissederler.Amerikadaki kışla veletleri örgütlenmiş. Son zamanlarda Türkiye’deki asker çocukları da örgütlenmiş. Haberi de burada. Sitenin dinamiklerini başta çözemesem de şöyle özetleyebiliriz:
tayinler sebebiyle,oradan oraya taşınma ve sürüklenme sebebiyle kaybolan arkadaşlık ilişkilerini yeniden kurmak;oradan oraya savrulmayla hayatta bir bakıma yalnız kalmış asker çocuklarını örgütleyip,birbirlerine destek olmalarını sağlamak.Sitenin sıkça sorulan sorular kısmı ise küçük bir oluşum tarihi.Bugüne nasıl gelindi,neden üye olmalıyım gibi soruların cevaplarıyla,asker çocuklarına birer alternatif sunuluyor.Oluşumun ana gövdeleri ise sağlık-eğitim,bilgi-kültür,eğlence,iş dünyası,sohbet ortamı ve indirimler
Ekşi sözlükte şu başlıklar konuya değinmekte:asker çocuğu @ ekşisözlüksubay çocuğu olmak @ ekşisözlükastsubay çocuğu olmak @ ekşisözlükrütbelerin asker aileleri arası ilişkilere etkisi @ ekşisözlükTürkiye’de subay çocuklarının şımarık oldukları yönünde bir genel kanı var. En cins isimler asker çocuklarına verilir. Lojmanlarda üslerde, kışlalarda, orduevilerinde ve tatil kamplarında büyümenin verdiği bir yalıtım elbette sözkonusu. Bu yalıtıma Alev Alatlı şu yazısıda değinmiş (Alev Alatlı müridi değilim). Bu “kapalı” ortamlarda, kışla veletlerinin vatani görevini yapan erler ile muhabete girmeleri veya tartışmaları, komik derecede ucuz fiyata alınan hizmetler sayesinde yapay bir sınıf atlatma sendromu yaşamaları, babalarının üstleri ile ilişkilerini gözlemlemeleri, arkadaşları arasında rütbe ve hizmet sınıfı kıyası yapmaları kaçınılmazdır.
yorumlar
Bende kisla velediyim:-)))lalalalallalalalalalallala:-)))))
al bir tane daha…….. kaç etti üüüüççççç:))))
Ben de bir zamanlar SAT komandosuyla çıktım desem olur mu:))) yalnız arkadaş iyi bir insan olmasına rağmen biraz problemleri vardı ve ast üst ilişkilerinden çok bunaldığını söylemişti. Bi de uyurken silahını yastığının altına koyardı…
polis kızı…sonuçta ünüformalı babaların çocuklarıyız, gururla:)
babamın üniforması olmadı…
ben de kışla velediyim.ha haaaaaaaaaa, çok sevindim bu yazıyı görünce.
Güzel bir yazı ama çok eksik.Evet dediğin gibi arkadaşları arasında rütbe kıyası yapmalarının yanı sıra sivil arkadaşlarını da adam yerine koymazlar.Gönül isterdiki sadece babalarının ünüforma ve rütbeleri övünç kaynağı olmasın.Onların şerefleri,onurları haysiyetleri ve doğrulukları övüç kaynağı olsun.
zezin de kışla veledi olduğundan şüpheleniyordum.Şüphem de haklıymışım.
ben üniformadan dem vurmak gibi amaçlamamıştım yorumumu aslında:)sadece yazının ruhunun devamı kabilinden cümlenin öznesini o yönde tercih ettim,yoksa,şahsım adına tabii konuşabilirim:tüm değerler bakımından insanlığını ve iyi kalbini tek geçerim babamın…ama haberhaber bu bakış açısını da gözden kaçırmamızı sağlamanız iyi oldu, hemde babalar günü gelmekteyken:)mersi
pardon yukarda bir hata yapmışım:gözden kaçırmamamızı diyecektim,teşekkürler
Kişisel deneyimlerinize göre bir genellemede bulunmuşsunuz. Bu konuda fazla irdeleme yapmak istemiyorum.
TSK icinde olmaktan ve olacak olmaktan her zaman gurur duydum.Seref duydum kivanc duydum………ölene kadar da duyacagim.
yazi başliğini okudugumda siyasi bir mecrada askere yonelik bir eleştiri olarak sanmiştim ama yaziyi bütünüyle okudugumda konu anlaşildi .Bende babamın memuriyeti nedeni ile münferit illerde en uzunu 2 yıl olmak üzre yaşadim benzer sıkıntılari yaşadim ama bir asker cocugu gibi olmadiğina eminim.Neden bu fark biliyormusunuz bana kalirsa askerin ,sivil ile bir arada olmak istememesinden bakın etrafiniza her ile istisnasiz koca koca askeri lojmanlar vardir ,kapilarinda nöbetçisi olan nizamiyesi olan lojmanlar,dış dünyadan ayrilan bir sinir gibi o nizamiye kapilari.Asker aileleri sinirlari çizilmiş o sosyallikte yaşarlar,orada bisiklete biner yine bir subay çocuguna aşık olurlar çoğu kez.Kendini ayriştiran aslında yine asker hangi paranoya ile bilmem ama,korudugu vatandaşlarindan kendini böylesi bir parantez ile ayiran bir başka kuruluşta yoktur sanirim dünya üzerinde.Hatta öylesine köklüdürki şirketleşir bu olgu OYAK.Ordu pazarlari,orduevleri daha bir çok örnekle asker kendini ,kendi sivilinden sivil hayatta bile ayriştirir.Bir subayla evlenecek kız araştirma konusu edilir, özel hayati sirf sevdiği için deşifre edilir askeri makamlarca.Benim de babasi asker olan çok arkadaşim oldu ve ben o lojmanlardan içeri girmeye hep korktum kapida askerler vardi,her seferinde nereye geldiğimi sordular çocuk olsamda.İçerde iken yabanci oldugumu hep hissettim ve fazla uzun kalamadim ,arkadaşlarimi kendi dunyama götürmek istedim.Aidiyetlik duygusu bizleri bir diğerinden ayriştirir koparir.Ve hep zihinlerde asker çocugu olarak kalir arkadaşlarimiz.Şunu da söylemek gerek asker çocuklari iyi yetiştirilir,iyi insanlar olurlar mantıklı ve makul olurlar.Disiplin evlerine yansidiğindan bizlere göre daha disiplinlidirler ve kuralcidirlar.Sanki pediatrik bir öğretileri vardir :)işte bunlar neticesinde bu ismi alırlar ve yaşarlar,belkide onlarin bizi ayriştirdiğindan fazla bizlerde onlari ayriştiriyoruz.
TSK BİZİM HER ZAMAN ÖVÜNÇ KAYNAĞIMIZDIR AMA BENİM ANLATMAK İSTEDİĞİM BİR İNSAN KÖTÜYSE,AHLAKINDA PROBLEM VARSA,GÖREVİNİ VE MAKAMINI KÖTÜYE KULLANIYORSA BİLMEM HANGİ DAİRENİN MÜDÜRÜ KINAMA VEYA CEZA ALIYORSA BENİM ,ÜZERİMDE RESMİ ELBİSEM VAR ONLARLA BİR TUTULAMAM ZİHNİYETİNDE OLAN İNSANLARA LAFIM,YANİ SENİN BENİM HERHANĞİ BİRİMİZİN BABASI AĞABEYSİ KÖTÜ ZİHNİYETTEYSE TSK GÖREVLİ RESMİ ELBİSELİ DİYE KIVANÇ DUYMAMALIYIZ.ÖVÜNÇ KAYNAĞIMİZ NAMUSUMUZ,ŞEREFİMİZ,ONURUMUZDUR.ÜSTÜMÜZE GİYDİĞİMİZ ELBİSE DEĞİLDİR.HARİTA METOT DEFTERİ GÖZLEMLERİN GÜZELDİ.
eyvallah güzeldi de.ben sanmiyorumki üzerlerindeki üniformadan güç alsinlar yada görevlerini kötüye kullansinlar.her kurumun içinde olabilir kimi yanliş seyler ama yinede memletin en onurlu kurumudur.siyasi yobazlik ve boşvermişlik en azindan bu kurumun içinde barinmiyor.ben yazdiğim yorumdan bu sonucun çikarilmasindan utandim kendi adima.bir kaç kişi daha ayni yoruma varirsa ,silmek yorumumu vazifem olur.ama bu genel bir eleştirin ise tsk bağlamında söylemedinse bunlari fikrindir saygi duyarim.
RESMİ KIYAFET TAŞIYIPTA KENDİNİ AYRICALIKLI GÖRMEYEN AZDIR.O ELBİSE HER ZAMAN DEMEYEYİM GENELLİKLE GÜÇ VERİR.YAKININDA ,AKRABALARINDA VARSA BİRAZ GÖZLEM YAP GÖRECEKSİN.
İŞTE O KIYAFETİ TAŞIYIPTA KENDİNİ AYRICALIKLI GÖRMEYEN İNSANLAR ONLARLA HER ZAMAN GURUR ONUR VE ŞEREF DUYARIZ.
görüşlerinize katılıyorum…
mahallenin sınır tanımayan haylaz veledleriydik ve izole alanlarda yaşayan arkadaşlarımızın keskin ince kırmızı çizgilerle örülü dünyaları bizleri ayıran tek sınır olmuştu. her lojman griliğinde ayrı bir dünya vardı. ama askeri lojmanlar bana hep siyah görünürdü. kapıda nöbet bekleyen asker amcaların sorguya çekmesiydi belki beni korkutan.-nereye gidiyorsun genç.-şeyy uğur.. arkadaşım.. aynı sınıftayız onlara gidiyorum.. ders çalışacaktık..-kaçıncı katta oturuyor?-neyse abi ben sonra gelirim…zaten seneye tayinleri çıkar giderler. evler aynı isimler farklı, sınırlar belli. uğur, ali, tarkan, berke…bir türlü nöbetçi kulubesinin ötesine geçemedi planlarımız. her baharda hep aynı kişilerle meyve ağaçlarına dadanıyorduk. rütbeli ortağımız olmadı. kışla veledi ağaçtan erik çalmaz, babasından ister oda manavdan alırdı. bizim ise komşumuz bahçesi vardı. o daha tatlıydı.sınır tanımayan mahallenin veledi belki birgün sınır tanımayan doktor olacak veya sınırsız kaldırımların mühendisi ama o lojmanın geleceği bile sınırlıydı. paşa çocuğu sonuçta asker olur, general olur.. disiplin onların hamurunda var ne de olsa. bizdeki disiplin ise akşam babamızdan yediğimiz dayağın yorgunluğuyla uyuyakalmaktı sonuçta.kimseyi yargılamak niyetinde değilim. kışla veledi tabirini siz yaptınız bende çocukluktan kalanları yazdım. o arkadşları özleyecek kadar hatırlayamıyorum bile. vucumdaki her yara berenin bir arkadaş hatırası vardır. mahalle kavgaları, ağaçtan düşmeler, kızkaçıranlar, maytaplar, bisikletten düşmeler, meyve bahçesi.. hepsi bir iz bıraktı ama kışla veledlerinin çizgiyi aşma lüksleri olmadı. üniformadan olabilir mi acaba?
Kusura bakmayın ama kışla veledlerini sevmem. Aile yapıları da bana ters rütbelilerin eşleri arasında ki rütcebilik ayrımı ve asker de arkadaşımın biri komutanın çocuğunu parmakladı diye haber yayıl dı Allah var bende düşündüm ki timlerden biri gitti diye. Gel gör ki cocuğun 5 günü var dı. O 3 ay oldu komutanı nerdeyse arkadaşı vuracaktı. Ailesi telefon açıyordu her seferin de yalanlar uyduruyorduk ne diyebilir dik ki ? Ama şunu belirtmek isterim ki hele ki o arkadaş kendi tim komutanının çocuğuna katien yapmaz evli barklı benim düşüncem çocuk düştü yerler çakıl taşı, neyse o gün çocuk beni gösterse idi o olaylar başıma gelecek ti bilmiyorum ama o günden sonra bölük de gezen kışla veledlerinden her zaman kaçtım. Yanlış anlaşılmak istemem tabi ama yaşantı insanı derinden etkiliyor ve şuna da inanıyorum hepiniz değerli ve kültürlü insanlarsınız bu ortam da kültürsüzlük kalmıyor zaten hadi eyvallah.
Aslında kışla veletlerine ne kadar gönderme yapsakta yinede cocuk onlar.saf temiz yani bir çocuk nasıl olursa öyle işte. Bazan onlarda sivillerin yaşamına ayak uyduramaz.sadece kışla içinde gördüklerini uygular ,zira oyle görmüştür.kısla dışında ve ordu evleri dışında tüm garsonlar ,bakkaldaki genç çocuk,berberdeki çırak onların asker agabeyisidir. üç yaşındaki velet bile dondurmacıdan dondurmayı asker abi dondurma ver diye ister.
bilgi için teşekkürlerbalon süslemeleribalon süslemebalon süslemesibaloncuuçan balon
Bilgi için teşekkürlerkarin estetigikarin germekarin ameliyati