Kıskançlık…Kimine göre kararında olursa zararsızmış. Ne yani yemek mi yapıyoruz, baharatı çok kaçmasın diye bir dip not mu ilişkilere bu tavsiye?Bir insan ya kıskançtır, yada hakkaten değildir…Ben hiiiç kıskanmam şekerim diyenlere temkinli yaklaşıyorum. Evet var böyle bir azınlık ama herkesin dilinde olunca bu cümle, insan soru işaretini de koyuyor cümlenin yanına…Çok kıskanmak paranoyak yapıyor, araştırmaya göre..Bence de aşırı bir kıskançlık sergileniyorsa, huzur ve rahat kaçırıyorsa bu meret, hastalıklara ulaşmak sürpriz olmayacaktır.Ama atlamamak gereken bir durum var,acaba bu insanlar zaten o kıskançlığın ortaya çıkış anına gelmeden önceki hayat hikayelerinde (psikolojik anlamda) bir bozukluk, bir noksanlık mı var? Yani paranoyak olma yolculuğu kıskançlık yapacak birisini bulunca mı başlıyor?Yoksa önceden bu şahıs birtakım travmalar geçirmiş ve en nihayetinde bir vesile ile (aşık olmak, birini bulmak) bu özellikler ortaya mı çıkmıştır?Hayatı zehir etmek,normal gündelik hayatından uzaklaşıp sadece kıskançlığının getirdiği hezeyanları yaşamak…Kimseye dirlik, huzur vermemek,kişilik değiştirmek,Bunlar aynı zamanda kendine güven eksikliği midir?Sadece güzellik ile gelen kendine güvenden bahsetmiyorum, hayatın içindeki tarz ve duruş, kişilik bakımından kendine güven…Bu yazıda verilen link’ te kadın erkek arasındaki kıskançlık araştırılmış ama,bir ilave de yapmak lazım;birbirlerinin kişiliklerini, özelliklerini hatta varlığını kıskanma durumu var…Yani başarılı bir insan,güzel bir insanveyabenzeri özellikler ile kendinde olamayan birtakım özelliklere haset eden ve bunu belli eden insanlar…Kıskançlığın hiç hoş bir durum olmadığı anlaşılabilir, herkes hayatında bu krizle muhakkak bir şekilde karşılaşmıştır…
yorumlar
Eğer ki kafanda soru işareti varsa,kıskançlık kaçınılmaz son.
kıskançlık sizde rekabet etme,yarışma duygularını harekete geçiriyorsa yararlıdır elbette. Ancak daha başından koşullarınızın eşit olmadığını düşünüyor, kendi içinizde dostça konuşmalar yapmıyorsanız,etrafa saldırarak çevrenizi de kendinizi de huzursuz etmeniz kaçınılmazdır.Duygularınız zehirlendi mi gerçeği görmeniz çok zordur artık…Ne yaşamak istediğinizi yaşarsınız ne de zamanınızın kederle kaplanmasının önüne geçebilirsiniz.Tek yaptığınız,tek beslendiğiniz şey başkalarınına huzur vermemek için gösterdiğiniz insani olmayan çabalarınızdır…Güzel ve yerinde bi yazı olmuş makaleci tebrikler…
koza kıskaçlık krizine giren kocaların sayıları küçümsenmeyecek kadar çok.Onlar kıskanılmayacak, kadınlarsa hayatları ile bedel ödeyecek yok öyleeee
manâ olarak kabul edilebilir bir kavram değil.. bana da olur bazen ama kaçınmak gerek.. negatif elektrik yüklüdür.. insanı huzursuz eder.. işinize değil, sizden iyi durumda olana odaklandığınızdan dolayı başarı şansınızı azaltırsınız..eşlerin kıskançlığı da karşılıklı anlayış ile çözülebilir kanaatimce.. kolay değil, zaman alır ama mümkün..yararından dem vuramayacağım.. çünkü gelişim için faydalı ise eğer, en önde olamazsınız hiçbir zaman.. en iyi ihtimalle 2. olacaksınız ki 1. yi kıskanıp başarı sağlayabilesiniz.. =)kısacası, gelişim ve başarı için gerekli olduğuna inanmıyorum.
ben karı koca kıskançlığından söz etmedim…
akoni;soru işaretini gidermek çok daha mantıklı, kendi kendine üretilen senaryolar ve kıskançlıkla bezeli bir hayattansa bence..koza,aynını düşünmüşüz, zehir başlayınca herşey reel görüntüsünden çıkar, tarafsız ve sakin bakamazsın hayata…ve evet koza, rica ederim yerinde bir yazı olduğu fikrine çok sevindim…sahlankoç;özeleştirin için bravo demek isterim:)eş kıskançlığı da yıpratıcı olabilir, evliliğin ilk yıllarında biraz oluyor:) sonra geçiyor merak etmeyinnn:)kozacım,sahlankoç onu da söylemiş diğerini de:)
yalan gibidir ne büyük ne küçük olması ne tatlı ne acı olması değiştirmez. gerçek gerçektir. atamazsın satamazsın dolaba kilitleyemezsin. zaten bunları yaparsan da büyür durur. güven ile alakalı olduğuna da inanmıyorum sosyolojik bozukluğun verdiği psikolojik hastalık olsa gerek. ruh halinin bedenselliğe doyumunun arkasında duran bir bekçi gibi. aklını kaçırma derecesine getiren olayın iç yüzü.dizi filmleri gibi bilumum aksiyon yaratan eylem 😀
biz kıskanç olan ataların çocuklarıyız,kıskanç olmayanaların değil..bunun yanında kıskançlık, ötekinin bir nesneye ve arzuya indirgendiğini, herkesin ve her şeyin onu bir nesne olarak kabul ettiğini görmenin acısıdır..ve tüm bunların sonunda bir tek tanrı kıskanılmaz!
gidiş yolu vardığın sonuç harika xerre:))
Kıskançlık, kendinde olmayanı sorgulamanın en acımasız şeklidir.
keşke sorgulamakla yetinilse pharma:)
İşte genelde o sorgulama esnasındaki şahitlerin ipini çekmek oluyor yapılan.
kıskançlık duruma göre değişiyormuş… valla ben değil millet öyle diyor.. böyle saçma birşey olur mu?:) duruma göre kıskançlık hehe. kardeşim kendinden ve sevgilinden eminsen kıskançlık denen birşey olmaz ki..
pharma haklısın…dimoedes:)))
Fena kıskancımdır, sevdiğim herkesi kıskanırım..Amma velakin kimseyi çemkirmem. Dır dır etmem. Sormam, sorgulamam. Bilirim ki “an ” itibariyle kıskanıyorumdur. Yersiz vukuata gerek yoktur. Zehirimi bir güzel içime akıtır bünyeyi darmaduman ederim…Hiç kıskanmam diyene de çok inanasım gelmez.
makaleci, güzel yazmışsın:)ben şu kıskançlık işini kendi içimde pek halledemedim yıllardır galiba.çok karaktersizim bu konuda sanırım.ergenlik dönemlerimde ilişkilerimde “olması gerektiğini” düşündüğümden saçmasapan kıskançlıklar yaşardım. O zamanlar bile karşı tarafa zehir etmedim ama. İçimde kendi çapında bir fırtına kopardı o kadar:)sonra üniversite döneminde kaybettim hepten o duyguyu. Kıskanmak fikri bana pek bir yabancı oldu. Bir de annem hep : kendine güvenmeyen insan kıskanır kızım…derdi. Sanırım onun etkisiyle hiçbir ilişkime bulaştırmadım bu duyguyu.Sonrasında talihsiz iki ilişkimde de karşı tarafın kanımı kurutan kıskançlık krizleri yüzünden “kıskanmak” denen duygudan iğrendim…Ama şimdi kendimi hayretler içinde izliyorum:) adamı kıskanıyorum zaman zaman!!!??? İstem dışı ama oluyor işte. engelleyemiyorum. O’nu daraltmamaya özen gösteriyorum ama bazen böyle içim kaynamaya başlıyor:)hayırlısı olsun:)dedim ya, hiç istikrar yok kardeşim bende bu konuda!
çileğim selam:)annen haklı!!! :)ama şu an senin yaşadıkların da normal bence, hepimiz o kadar hissiyata (!) kapılıyoruz…zaten anormal olunmamalı temasından yola çıktık bu yazıda…istikrar mI?sen de mi yok?düzgün ve üsluplu, iyi kalpli olmayı sürekli kılabilmek istikrar değil mi?:))
makaleci, teşekkür ederim:)ama sanırım kıskançlıkla ilgili istikrar bana 2 beden büyük geliyor:) çünkü duygularımla hareket eden bir aşk şapşalıyım ben. Dolayısıyla karşımdaki adama ne hissettiğimle, ne kadar yoğun hissettiğimle alakalı kıskançlık seviyem.birkaç yıl önce derste olduğum için cevaplayamadığım telefon yüzünden benimle kavga eden bir manyak yüzünden kıskançlık konusunda alerjik olmuştum ve hala bu tarz kıskançlıkların korkunç olduğunu ve ilişkileri yerin dibine soktuğunu düşünüyorum. böyle kıskançlığa hayır!ancaaaakkk….erkeğime benim yanımdayken öküz gibi bakan kadınlar olunca, kıskançlığa evet!:)))yapıyorlar resmen ya!hasta ediyorlar beni!pamuk gibi kadını çığrından çıkartıp psycho yapacaklar!cık cık cık:)
pamuğum:))resmen öyle trene gibi bakana aynen, hatta hayırdır bile denebilir:)derste olup bakamadığın telefonu çaldıran şahıs, bizim yazıdaki örneklere girmiş:))Allah öylelerinden saklasın,Antalya’ ya gelecek misin??Kaş falan diyordun?
kaş’a gelemiyoruz maalesef.bodrum tarafına bu sefer. Taksitle tatil imkanını orada yakaladık:))))))))züğürt tatilciler:)
olsun:))) yaşasın tatile gidiyorsunuz ya!!inşallah bir daha ki sefere:))
hey gidi yazılar…