halkına sırtını dönmüş bir gerilla gibicaz partisini ilk ben terk ettim bu gecelüzumsuzluğun gereği yoktuve zaten sana yazdıklarımı dayanında getirmiştinmigros poşetine koyupönemli yerlerin altını çizmiştinya da genelini önemsememiştin belkibunu hiç bilemeyecektimbilmemin de gereği yoktunasılsa bir şekilde geçiştirecektin beni yinehalkına profilini dönmüş bir general gibiayarsız sesinlesana yazdıklarıma yaptığın besteleri seslendirecektindışarda belki de kar vardırhangi yüzyıldayız bilmiyorumarada bir ayak sesleri dayanıyor kapımaarada bir eşikteki yemeğimle boş tabakları değiştiriyorumve aynasız sesimlehiç işlemediğim cinayetlere dnamı bırakıyorumbeni kolay bul diyebeni kolay unut diyebeni kolay poşetle diyebildiğim bütün idam haberlerinifilm şeridi gibi gözümün önünden geçiriyorumve şimdihalkına ensesini dönmüş bir cumhurbaşkanı gibidarağacından kaçıp sana asılıyorumcelâl hikmet8309 istanbul
yorumlar
eyvallah… =)
peki senin için nasıl bi gün lesorcier?.. =)
Kendinizi lider mi zannediyorsunuz, sürekli halktan bahsetmişsiniz,ayrıca, ”caz partisini ilk ben terkettim bu gece, luzümsuzluğun gereği yoktu, derken, caz partisi miydi luzumsuz olan..çok ayıp !
ezginin günlüğü’nün dediği gibi her şey yolunda o zaman lesorcier… =)nerenle algılıyorsun sen dünyayı pilli?.. =)
” migros poşeti ” güzel durmamış ama o kadar kusur kadı kızında da olur deyip görmezden gelmeli…
Daha düzgün sorsaydın, keşke, şiiri yazdığın gibi olsun yorumların, o zaman belki cevap veririm..
bizim evde net mi var ki lesorcier?.. =)
eyvallah pilli… =)
Çok kötü olmuş.Önceki yazdıklarınızın arasında ezilmiş.Manasız,luzumsuz herşey var.Tatsız tuzsuz olmuş.
eyvallah moruk… =)
ne önemi var hangi yüzyılda olduğumuzun sevgilim=)tam merkezindeyiz aşkınzamanın ve mekanın ötesinde burası :5
dışarıda belki de cennet vardırne önemi varbiliyoruz hangi renkte olduğumuzusendeyiz, sevgilimbu fakirlikte bulmuşuz yolumuzu=)
cennet biz nerdeysek orası ulan=)biz hangi renksek o renkhangi fakirlik ohangi umutsuzluk?bütün yolları boyadım ben kırmızıyageçtiğimiz ve geçeceğimiz =)
işte bu yüzden seviyorum seni… bizi…kırmızım benim… =)
AŞK YENİDEN! SİZİN İÇİN GELSİN!
eyvallah sevde… =) sağ olasın… =)
teşekkürler sevde =)
Bende dinledim sağ olasın moruk=)
eyvallah moruk… =)
ne demek efendim aşk size yakışıyor! Nazar değmesin:)
fiti5 DİYOR Kİ, (08 Mart 2009 22:53)cennet biz nerdeysek orası ulan=)Neviyorumm Ülen, filmini hatırladım, ne güzel bir aşk bu ne gaddar doğal, keşke ben de böyle hitab edebilsem birine, zor olsa gerek..
yakışmayan aşk yoktur sevde’myakıştırmayı bilmeyen vardır =)biz boyadık şekil verdikdaha da güzelleştirdik sadece=)
ahahsaol pilli=)umarım seni de bulur en güzelinden bi tanesi=)
en güzelinden bi tanesi ne ulan :$anladın ama sen iyi niyet dileğimi pilli=)
yerin seni kadın… =)umarım erişirsin sen de o mertebeye bi gün pilli… =) tüm kalbimle dilerim bunu moruk… =)
yalnız yaşayanlar için zordur dimi Fiti5…böyle hitaplar hele yaşının geçtiğini de düşünürsek!Boyayamaz kiii, şekil de veremez o zamn:(sonra da yakıştırmayı bilmez bir çoğumuz!
bana nazar boncuğu al bebek… hastalık falan, kıskandı sanırım birileri bizi gerçek anlamda bi yerlerde falan gibi geldi bana… =)bi de çayımı tazele yoksa uçarım sana burdan… =)
Sevgilim bana ”moruk ve ulen” dese, yüzüne bakmam, böyle kırılganım..Herkes farklı sever işte, bakın dalganıza..
biri bana “dalgana bak” dese, ben de onun yüzüne bakmam…hislerini anlayabiliyorum… =)
ben oraya gelmeden bi iyileşme de bak neler oluyoallama yakarım evini ocaanı :@sevde sanırım tuzu kuru olunca konuşmak kolay oluyo haklısın..ama yaşama şekline bakmazaşk geleceği zamanı da sana sormazsen karar veremezsinbilemezsinkader demiyorum tabi kiyok bence öle bişeama bilemezsin de ne zaman ne olacağını=)
”bakın dalganıza”en uygun, bunu bulabildim gugul dan..:)
ahah ankaralı olunca yadırgamıyosun ama bebek =)burda çok kullanılıyo ”bak dalgana” :/
@thing… küçük iskender’i severim… iyi de dostumdur, uzun zamandan beri görüşmesek de… ona benzetilmek beni mutlu eder, çünkü sağlam bir şairdir; beğenmeyenlerin kendi tezahurudur…ama şöyle de bir şey var ki, biri gibi yazmak, biri gibi olmak demek değildir… aynı şeyleri iki kişinin de yapmaması, aynı tarzı iki kişinin de kullanması onları birbirleri ya da aynı yapmaz… bu yüzden özenti ya da öykünmeden söz edemeyiz; çünkü bi yazım dilini içselleştirmeden hiçbi şey yazamasınız… dönem dönem iskender’le aynı tattaki betimlemeleri yazıya döküyor olmam sadece bir kesişme noktası olabilir…ama sen sanırım son dönemde piyasada dönen şairlerin mührit yaratma saçmalaması olmalı… dediğim gibi, böyle bi şey asla mümkün olamaz; aslolan niteliktir…ve ayrıca, yazın dilinde sabit gelenekçiliğe her zaman karşı olmuşumdur… iskender de bu geleneği yıkan adamlardan biridir ve doğru bir iş yapmıştır…ve yorumun ve tespitlerin için teşekkür ederim… =)eyvallah moruk… =)
gogıla inanmıyorum ben pilli… =)